5 yıl aradan sonra ilk kez otobüsle şehirlerarası yolculuk yapıyorum. Bir yerden, en sevdiğim yerden, kaçar gibi ikinci gidişim bu. Ama bu sefer umut doluyum. Hali hazırda merakla bekleyen kimsem yok, yine yapayalnizim ve yalnızlığın en derinine yolculuk yapıyorum. Yine kendi elimle, yine bile isteye kendimi içine girdiğim kuyunun dibine itiyorum. Neredesin ne durumdasin birlikte sabahlayalim demesi gereken insanciklar yine ortada yok. ben bu hikayeyi Böyle hayal etmemiştim, böyle olsun istememiştim.
"Ben tuhaf değilim sen fazla normalsin. Böyle sıradan düz öyk ne işim varsa seninle artık bilmiyorum" denilip terk edilmesi gerekilen sevgilidir. Yoksa o sizi terk edecek. Önce davranan kazanir.
Şimdi bizim evde bi ergen var kahkahaya boğuyor her hareketinden trolluk akıyor ibnenin. Bi de alt komsuda bi ergen var, ay of aman öyk. Ne güler ne Bi yorum yapar anca göz devirir laf sokmaya çalışır da sokamaz falan gel ağzıma çarp da mutluluk dile bana der gibi.
Ayrılıklarda sadece sizin hayatınızdan gitmiştir, ölümde ise hayattan gitmiş yok olmuş bitmiştir. Bir yerlerde nefes alıyor olduğunu bilmek, bir gün bir şekilde karşılaşma ihtimalinizi dahi düşünmek umut verirken ölüm imkansızlıklar içerir.
Masum insanların katlediliyor oluşuna üzülüyorum ama terör belasını içimize sokan dış mihraplarin kazdıkları kuyuya kendilerinin düşmesi zevk vermiyor değil. Eminim onlar da geçtiğimiz günlerde gerçekleşen atatürk havalimanı saldırısında büyük üzüntü içine girmediler.
Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun?
Tabii, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi,
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın, sustu
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı...
Koltuk altinda ter bezi bulunan tüm insanlar, insanlarımız.
Eğer özel bir yere gitmiyorsaniz roll-on kullanmayın. O ter vücuttan bir sekilde atilmali, atılacak. Yoksa yine sadece kendi kendinizi bunaltirsiniz, kendinize zarariniz olur. Terlemek de bir yerde güzeldir. Sık sık duş alın.
Son olduğunu biliyorsanız hiç bırakmak istemezsiniz. içinde uzun bir süre yüzünü görememek, aşığı olduğunuz kokusunu bir daha hiç duyamamak vardır.
Benim hikayemde ilk buluşmayı yaptığımız yerde son buluşmayı yapıp bana çok kısa gelen bi sürede küçük bir sarılma yapıp vedalasma vardı. doya doya sarılmak isterdim oysa ki mümkün olmadı. Aslında ne kadar sarilirsan saril doyamazsin sevdiğine. Neyse ışte sonraki iki üç gün de izleri kaybolmasin diye dus almayı erteliyorsunuz falan. izleri kayboluyor elbet. Bi anda yetim öksüz kalıyorsunuz.