insanların pazarlama kavramına bakış açısının sorumlusu. istersen çok büyük bir şirketin pazarlama departmanında çalış, ne iş yaptığını sorduğunda "pazarlamacıyım" dersen o kapı kapı dolaşan tiplerden biri muamelesi görürsün.
neden emmy, golden globe gibi organizasyonlarda ödülleri toplayamadığına kafam basmayan, aşmış oyuncu. walter bishop karakteriye bu adamı izleyip efsane bir oyuncu olmadığı düşünen var mıdır bilemiyorum.
dipnot: bu ödülleri verenler bu adamı izlememiş olmalı, başka bir açıklaması yok.
aile evinde uzun süreli sınava hazırlık dönemi kilo almak için en garantili yoldur. senden sürekli çalışman beklenirken yemekler, tatlılar, meyveler önünden geçer durur.
duman a genel olarak öyle pek bayılmasam da bu şarkının yeri farklıdır. bir kere dinledin mi devamı gelir, sürekli bu şarkıyı dinlemek istersin, dinlemediğinde de mırıldanırsın, mırıldanamadığında da kafanda döner durur. garip bir şey.
döküm stajında ocağa atılan alaşımlama girdilerinden olan ferro silisyuma ferro sikko dediğimden beri, değişik şekillerde kullanılıp günümüzde kötü olan durumları belirtmek için kullanılan sikko ferro deyimi ortaya çıkmıştır.
eurovision şarkıları cidden kötü olan grup. o kadar güzel şarkıları var ki şu ana kadar dillere düşen, onlara benzer bir şeyler ile katılsalardı bırak finale çıkmayı, ilk 3 e rahat girerlerdi. sırf eurovisiona ayak uyduralım diye sikko ferro bir şeyler yapmak da cidden türk aklı tam.
güzel bir anberlin şarkısı. arka arkaya dinlenilesi.
(Christmas)
The snow's coming down
(Christmas)
I'm watching it fall
(Christmas)
Watching the people around
(Christmas)
Baby, please come home
(Christmas)
The church bells in town
(Christmas)
They're ringing a song
(Christmas)
Oh the happiest sound
(Christmas)
Baby, please come home
They're singing Deck the Halls
But it's not like Christmas at all.
I remember when you were here
And all the fun we had last year.
(Christmas)
Pretty lights on the tree
(Christmas)
And I'm watching them shine
(Christmas)
You should be here with me
(Christmas)
Baby, please come home
They're singing deck the halls
But it's not like Christmas at all.
I remember when you were here
And all the fun we had last year.
(Christmas)
If there was a way,
(Christmas)
I'd hold back these tears
(Christmas)
But it's Christmas day
(Christmas)
Baby, please come home
hollandalı olduğunu bildiğimiz carolin karakterinin ingilizce küfrettiği dizidir. nasıl bir evrensel dilse artık ingilizce, kadın en sinirli olduğu an bile ana dilinde değil de ingilizce küfrediyor.
masallara ve fantastik filmlere ilgi duyanlara önerilesi filmdir. imdb puanına rağmen sevdim ben bunu. gary oldman yine döktürmüş, genç oyuncular da gayet iyi, kurgu güzel, film müzikleri güzel daha ne olsun dedik gitti.
bir an önce kurtulunması gereken gereksiz dişlerdir. 28 tane neyimize yetmiyor diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. cuma günü hasteneye 4 ay sırada bekledikten sonra 20lik dişimi aldırmaya gittiğimde gördüm ki o kalabalığın hepsi aynı sebeple beklemekte. aldırdım kurtuldum, herkese tavsiye ederim bu büyük rahatlamayı.
(bkz: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)
(bkz: buyrun benim)
gün aşırı ya da en kötü 3 günde bir yıkanmak da temiz kalmana yeter. eğer normal bir insansan, aşırı terleme sorunun yoksa ya da pis bir işle uğraşmıyorsan.