sunshine
593 (haşmetmeab)
dördüncü nesil yazar 2 takipçi 29.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    nazım hikmet in mezarı

    1.
  1. emitt 2009 fuarı

    ?.
  2. tüyap uluslararası kongre ve sergi sarayında 12-15 şubat 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen, tam adı emitt 2009 doğu akdeniz uluslararası turizm ve seyahat fuarı olan geniş katılımlı bir turizm fuarıdır.
    0 ...
  3. kullanılmış oy pusulaları

    1.
  4. Kadıköy'de kullanılmış oy pusulaları bulundu
    istanbul Kadıköy'de boş bir arsada 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde kullanılmış oy pusulaları bulundu. CHP, oy pusulalarıyla ilgili suç duyurusunda bulunacak.
    Tamaylıgil, olay yerinde 22 Temmuz seçimlerine ait bir kısmı yanmış, kullanılmış oy pusulalara bulunduğunu belirterek, Birileri, halkın namuslu oylarının gerçek sonuçlarının ortaya çıkmasını istemiyor. Seçim sonuçları halen tartışılırken kullanılmış oy pusularının burada bulunması gerekmiyordu. Oy pusulaları gerektiği yerde bulunmalıydı. Seçim sonuçlarından rahatsızlık duyan ve korkanlar bu tür yollara başvuruyorlar. Burada tespitleri yapıp tutanak tuttuktan sonra Cumhuriyet Savcılığına başvuracağız” dedi.

    CHP istanbul il Başkan Yardımcısı Uğur Afacan da “Boş arazide bulunan oy pusulalarındaki oyların yüzde 98, hatta 99 CHP’ye ait” iddiasında bulundu.

    Afacan, ihbarı yapan kişinin çok sayıda oy pusulası bulduğunu ancak kimsenin ilgilenmemesi nedeniyle birçoğunu geri dönüşüm kutusuna attığını söylediğini ifade ederek, çevrede 3 bine yakın oy pusulası bulunduğunu söyledi.

    kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/n...458490.asp#storyContinues
    0 ...
  5. körzüt kalesi

    ?.
  6. Van Gölü'nün kuzey kıyılarında, Van-Erciş karayolunun hemen kuzeyinde yer almaktadır. Muradiye ilçesi, Ünseli (eski Ernis) beldesinin güneybatısında, Erciş'in yaklaşık 20 km. kadar doğusundadır.

    Evdetipi Kalesi'nin ise yaklaşık 3 km. kadar kuzeydoğusundadır. Kale andezitten oluşan yüksek bir kayalık tepe üzerinde yer almaktadır. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde yaklaşık 62.0 m., güneydoğu-kuzeybatı yönünde ise 41.0 m uzunluğunda dikdörtgenimsi bir plana sahiptir. Doğu kesiminde kaleye ulaşan rampalı bir yol bulunmasına karşın kale girişi belirgin değildir.

    Dört yandan yaklaşık 3.5-4.0 m. kalınlığa ulaşan iri taşlarla örülmüş duvarlarla çevrilidir. Kuzeydoğu kesiminde iki teras üzerine inşa edilmiş dikdörtgen planlı mekânlar yer almaktadır. Kalenin orta kesiminde düzgün işçilikli bazalt taşlarla örülmüş bir mekân girişi mevcuttur. Kalenin içinde ve çevresinde de bu tür işçiliğe sahip, dağınık durumda bazalt bloklara rastlanmaktadır. Kalenin batı ve güneybatı eteklerinde çok sayıda taş örgülü oda mezar bulunmaktadır. Ancak bu mezarlar Evditepe Nekropolü'ne aitmiş gibi görünmektedir.
    *
    2 ...
  7. belki bir gün duyarsın diye

    ?.
  8. Bu nasıl sevgi böyle?
    Bu nasıl tutku?
    Bu nasıl özlem?
    Ne zaman gözlerini görsem
    Bir çoğalıyorum, bir eksiliyorum

    Mutluyum varsın diye
    Al uzattım ellerimi
    Seni sarsın diye
    Ceylanım! Belki bir gün duyarsın diye
    Çıkmışım bir dağ başına sana türkü söylüyorum

    Ne güzel ellerin var incecik
    Ne güzel saçların var sapsarı
    Anlasana o yalansız gözleri
    O kirpikleri, o dudakları
    Düşündükçe baştan başa özlem kesiliyorum

    Al desem, sana ömrümü versem
    Korkarsın, alamazsın ki
    Dur desem, kaçarsın yine ceylanım
    Gül desem, ağlarsın
    Gel desem, gelmeyeceksin, biliyorum

    Bu engeller bana göre değil oysa
    Ben bu dağları aşarım
    Geçerim bu denizleri, korkma
    işte düştüm yollara
    Dur, bekle beni, geliyorum

    Sevmek inancım, tutkum benim en eski
    Dağıtsam dünyalara yeterdi bu sevgi
    Düşünsene, anlasana ceylanım
    Sen yoksan ne farkeder ki
    Ha öyle ölmüşüm, ha böyle ölüyorum.
    *
    1 ...
  9. 27 ekim 1945

    1.
  10. Bir elmanın yarısı biz
    yarısı bu koskoca dünya.
    Bir elmanın yarısı biz
    yarısı insanlarımız.
    Bir elmanın yarısı sen
    yarısı ben
    ikimiz..
    *
    1 ...
  11. murat kılıç

    1.
  12. 1971 amasya doğumlu oyuncudur. özellikle iki aile dizisindeki oğuz karakterinin avukat arkadaşı roluyle dikkat çekmiştir. oynadığı bazı dizi ve filmler;

    adada bir sonbahar
    hadi uç bakalım
    karım ve annem
    bıyık
    iki aile
    son osmanlı yandım ali
    made in europe
    baba ocağı
    vesaire vesaire
    0 ...
  13. standing on a beach

    ?.
  14. kriz ve işletme yönetimi

    ?.
  15. uludağ üniversitesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesi, işletme bölümü hocalarından melek vergiliel tüz'ün yazmış olduğu bir kitaptır. kriz yönetimi isimli dersinde bu kitabı okutur. hoş ve anlaşılır bir anlatıma sahiptir. olası kriz durumlarında işletmelerin izlemesi gereken yollar ile ilgili bilgiler verip, krizin üstesinden nasıl gelinir ya da en az zararla nasıl atlatılır gibi soruların cevapları kitapta bulunabilmektedir.

    --spoiler--
    Kriz bir karmaşadır ve her karmaşada bazıları kaybederken, bazıları kazanacaktır. Kriz döneminde kazananlar arasında yer alıp, kriz şartlarını gelişme fırsatı olarak değerlendirmek mümkündür.
    Yoğun değişim ortamında yaşayan işletmelerin krizlere her an hazır olmaları gerekir. Ekonomik, politik ve yasal değişimler doğal afetler, grevler ve hatta ölümler vb. herşey işletme bazında bir krizdir. Söz konusu geniş kriz yelpazesinin herhangi bir yerine takılmamak için, işletmenin yönetim yapısını krize en kolay cevap verebilecek şekilde oluşturmak gerekir.
    --spoiler--
    4 ...
  16. alexandreia troas antik kenti

    1.
  17. Büyük iskender'in komutanlarından Antigonos tarafından Antigoneia adı ile M.Ö. 310 yılında kurulmuştur.
    Kent M.Ö. 4. yüzyıl sonlarına dogru Lysimakhos tarafından cçvre şehir halklarının bu kente getirilmesi sonucu genişletildi ve bu tarihten sonra Alexandreia-Troas olarak anılmaya başlandı. Antik kentte bulunan büyük yapı kalıntılarından tiyatro, saray, mabed, agora, hamam ve nekropol alanları ile şehrin batisindaki liman ve sehri cevreleyen surlar bugün gezilebilmektedir.
    Bir zelzele sonucu yıkılan Alexandreia-Troas antik kentinde henüz arkeolojik kazı yapılmamıştır. çanakkale'dedir.
    *
    3 ...
  18. limyra antik kenti

    1.
  19. Finike ilçesi, Turunçova beldesi, Yuvalılar köyü sınırları içinde yer alan Limyra'nın adı Likya dilindeki yazıtlarda ''Zemuri'' olarak geçer.

    Şehrin en azından i.Ö. 5. yy'dan itibaren varlığı söz konusudur. Ancak şehrin en aktif dönemi i.Ö. 4. yy.'ın ilk yarısında Likya Kralı Perikles zamanıdır ki, bu dönemde Limyra, Likya'nın başkenti durumundadır.

    Bölge ile ilgili tarihi kayıtlardan; Perikles'in Likya Birliği'ni oluşturmak ve egemenlik sahasını genişletmek için uğraştığı yıllarda Pers hakimiyetinin söz konusu olduğu, ancak bu hakimiyetin sadece sözde kalarak diğer şehirler gibi Limyra'nın da büyük bir serbesti içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Perikles döneminden sonraki parlak devrini i.S. 2. ve 3. yy.'larda yeniden yaşayan Limyra, zaman zaman depremler yüzünden zarar görse de yeniden onarılıp inşa edilmiştir.

    Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan şehir, 8. ve 9. yy.'larda Arap akını ile tahrip olup terk edilmiştir. 1970 yılından beri yapılan kazılarla değişik dönemlere ait gün ışığına çıkarılan buluntular hem bölge tarihini aydınlatmış hem de Antalya Müzesi'ne çok önemli buluntular kazandırmıştır. Limyra, Likya bölgesinin en çok kaya mezarına sahip kentlerinden biridir. Özellikle şehrin kuzeyindeki Toçak Dağı'nda gün ışığına çıkarılan i.Ö. 4. yy.'a ait Kral Perikles'in anıt mezarı mimarisinin Xanthos'taki Nereidler anıtına benzemesi ve önemli parçalarının Antalya Müzesi'nin orta avlusunda sergilenmesi ile ayrı bir önem arz eder.

    Günümüz köy yerleşimi ve kalıntılara ulaşan asfaltın hemen kenarında, i.S. 141 yılında büyük bir onarım gerektiren tiyatro binası yer alır. Tiyatronun karşısındaki alanda ise imparator Augustus'un manevi oğlu Gaius Sezar'ın i.S. 4. yılında yapılmış anıtsal mezar yapısı bulunur. Bu yapıt, Gaius Sezar'ı Kudüs'ten Roma'ya dönerken Limyra'da ölmesi nedeniyle inşa edilmiştir.

    Mimarisinin yanında, anıtı çevreleyen mermer kabartmaları ile ünlüdür ki, bunlardan Antalya Müzesi lahitler salonu köşesinde yer alan yüksek kabartma, Augustus dönemi realizmini sahnelemesi açısından mükemmel niteliktedir. Bunun dışında Ptelemaion adlı Hellenistik dönem anıtsal mezarı ve ona ait Antalya Müzesi'nde sergilenen plastik eserler, Limyra kazılarının son yıllarda ele geçmiş önemli buluntularıdır.
    *
    3 ...
  20. pamphylia seleukia antik kenti

    1.
  21. Büyük iskender'in haleflerinden Suriye Kralı I. Seleukos Nikator (i.Ö. 321-280) adına kurulmuş 9 kentten biridir.

    Side yönünden Manavgat şehir merkezine girmeden sola dönen yol 4 km. sonra Manavgat Şelalesi'ne, ardından da barajlar yönüne devam edip Şıhlar Köyü'nden Seleukeia Antik Kenti'ne ulaşır.

    Kent, 1972-79 yılları arasında istanbul Üniversitesi adına Prof. Dr. Jale inan ve ekibi tarafından kısmen kazılıp, onarılarak gezilebilir hale getirilmiştir. Bu çalışmalar sayesinde gün ışığına çıkarılan iki Hellenistik mozaik buluntusu ile güncelliğini devamlı korumuştur.

    Seleukeia, Toroslar'ın eteğinde güneyde eğimli bir dağ yerleşimi olarak kurulmuş ve sadece güneydoğu yönünden sur duvarlarıyla çevrilmiş olup günümüz kalıntılarının birçoğu Helenistik ve Roma dönemlerine aittir.

    Seleukeia Antik Kenti buluntuları arasında en önemlisi hiç şüphesiz ''Yedi Bilgeler Mozaiği'' olarak adlandırılan ve yine Antalya Müzesi'nde sergilenen mozaiktir. Gerek işçilik ve renkliliği, gerekse Anaksagoras, Pythagoras, Demosthenes, Lykurgüs, Thukydides ve Salon gibi yedi ünlü düşünürün portlerini içermesiyle çok ayrıcalıklı bir öneme sahiptir. Agoranın güney ucundaki yarı daire planlı yapının meclis binası (bouleuterion) veya konser salonu (odeion), kuzeyindeki iyi korunmuş küçük yapınınsa tapınak kalıntısı olduğu anlaşılmaktadır.
    *
    4 ...
  22. maraş kalesi

    1.
  23. Kahramanmaraş'ın merkezinde, şehrin güneyinde yığma bir tepe üzerinde bulunan bu kale bir çok kez onarım geçirmiştir. Kalenin ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamakta olup, kitabesi de günümüze gelememiştir. Kalenin MÖ.VIII. yüzyılda Hititler tarafından yapıldığı ileri sürülmüştür. Ancak bunu kanıtlayacak bir belge veya buluntuya rastlanmamıştır. Bununla beraber MÖ.I- MS.II. yüzyıllarda Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Bizanslılar da bu kaleyi kullanmışlardır.

    Kale dikdörtgen planlı olup, yaklaşık 150x75 m. ölçüsündedir. Kalenin çevresinde hendek bulunmamaktadır. Kalenin dış duvarları kesme taştan, iç duvarları da moloz taştan yapılmıştır. Kale duvarları 1.60 m. kalınlığındadır. Ancak iç duvarların büyük bir bölümü yıkılmıştır. Bu duvarların bir bölümü ile üç adet burcu Kültür Bakanlığı'nca onarılmıştır. Onarılan burçlardan birisi de kalenin ilk yapıldığı dönemden kalmış olan giriş kapısıdır. Buradaki burcun güney cephesinde sivri kemerli çift kanatlı bir kapı bulunmaktadır. Yapıldığı dönemden kalmış olan bu kapı ahşaptır ve üzeri maden ile kaplanmıştır. Bu üst kaplama iri çivilerle kapı üzerine perçinlenmiştir. Kale kapısında bulunan Maraş Aslanı heykeli bugün istanbul Arkeoloji Müzeleri'ndedir.

    Osmanlı döneminde de kale içerisinde önemli bir yerleşim olduğunu Evliya Çelebi'den öğreniyoruz. Evliya Çelebi, Yavuz Sultan Selim'in iran seferine giderken bu kaleyi ele geçirdiğini belirtir. Ardından burada yaşayanlar Kanuni Sultan Süleyman zamanında isyan etmişler ve o zamana kadar harap durumdaki kale yeniden yapılmıştır. Yine Evliya Çelebi'ye göre; ''Etrafı altı yüz adım ve dört köşedir. Etrafında hendeği yoktur. Kapısının dışındaki kalelerin birbirine bakan dört tane aslan tasviri vardır. ''

    Kale kapılarından biri üzerinde Yavuz Sultan Selim döneminde h.915 (1509) yılında kalenin yeniden yapıldığını gösteren bir tarih bulunmaktadır. Bunun dışında Kanuni Sultan Süleyman döneminde kalenin onarıldığını gösteren 1054 (1644) tarihli bir onarım kitabesi daha bulunmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Süleyman Han Camisi yapılmış ve bunun çevresinde de yüz evlik bir mahalle kurulmuştur. Maraş Kalesinin yapıldığı antik dönemlere ait yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca Osmanlı dönemine ait yapılar da günümüze gelememiştir. Yalnızca kalıntılara dayanılarak haç planlı, beşik tonozlu bir yapının burada bulunduğu sanılmaktadır.

    Günümüzde orijinalliğini büyük ölçüde kaybetmiş olan bu kalenin içerisi park olarak düzenlenmiştir. Kale içerisinde Fransızların Maraş'ı işgali sırasında Maraş'ın onlara karşı koymasının anısına 1936 yılında Kurtuluş Anıtı dikilmiştir.
    *
    5 ...
  24. mar behnam kırklar kilisesi

    1.
  25. 5. yüzyılda yapılmıştır. Şar mahallesindedir. Kilise üç giriş kapılı, ince taş işçiliğiyle işlenmiş. Mihrapları , dört yüzyıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yeraldığı divan mevcuttur. 1170 yılında Kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bu gün Mardin Metropolitlik Kilisesidir.
    *
    0 ...
  26. maden şehir

    ?.
  27. Maden şehri, Karaman'ın kuzeyinde 50 km uzaklıkta Karadağ eteklerine kurulmuş bir yerleşim yeridir. Binbir Kilise olarak bilinen tarihi kalıntıların üzerindedir. Kente girişte sağdaki ilk bina olan Büyük Kilise (Mahalaç Kilisesi) düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kentin kuzeyinde bulunan Çanlı Kilise yıkıntı halindedir. Kentin tam ortasında ayak uçları kıbleye karşı olan bir mezarlık bulunmaktadır. Maden şehri kentsel sit alanıdır.
    *
    0 ...
  28. kadyanda

    1.
  29. Fethiye yakınlarındaki antik kent.
    Fethiye'ye 24 km. mesafede Üzümlü Beldesi'nin güneydoğusunda bir tepede kuruludur. Antik Çağda Kaunos - Araxa yolu üzerinde bulunuyordu. Kadyanda örenyerinde, kenti çevreleyen sur duvarının bir bölümü, kaya mezarları ve Likçe kitabeler en erken döneme tarihlenebilen kalıntılardır. Bunlardan ayrı olarak, Roma Döneminde de onarım görerek kullanılmış Helenistik Dönem tiyatrosu, hamam, koşu pisti, agora, hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen tapınak kalıntısı ve yoğun sivil yapı izleri, Kadyanda örenyerinin Antik Dönemde yerleşim geçirmiş tam bir kent özelliğini ortaya koymaktadır. Buradan Fethiye körfezi, özellikle de Fethiye ve limanı rahatlıkla görülebilmektedir. Antik şehrin etrafı hatta bazı bölgeleri de çam ağaçlarıyle kaplıdır. Günümüzde buraya giden yolun Üzümlü Beldesinden birkaç kilometre sonrası topraktır ve engebelidir.
    *
    2 ...
  30. kadı çeşmesi

    ?.
  31. Tekel Caddesi, Alaçam caddesi ve Bulvar yolunun kesiştiği yerde, iki cadde kıyısında kalan bir binaya bitişiktir. bafra'da bulunmaktadır.
    Rumi 1194 (Miladi 1778) yılında Sahib-ül Hayrat Kadı Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır.
    Sade bir yapı stili olmasına rağmen, rivayetleriyle meşhur olmuş bir çeşmedir.
    Buradan su içene uğur getirdiğine, Bafra'yı çok sevip, ayrılamayacağına inanılır.
    *
    1 ...
  32. hemite kalesi

    1.
  33. Kesin olarak kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmeyen Hemite Kalesi'nin 800-900 yılları arasında Bizanslılar zamanında yapıldığı söylenmektedir. Hemite Kalesi Osmaniye - Kadirli yolu üzerinde ana yoldan 3 km mesafede olan Hemite Köyü'nün doğusunda Ceyhan Nehri'ne yakın bir tepede kurulmuştur. Kalenin şu an birinci katı sağlamdır. Korunmayan diğer katları deprem gibi doğal afetler, definecilerin kaçak kazıları nedeni ile tahrip olmuştur. En büyük özelliği kalenin taban kısmında üst katlara bir geçitle bağlandığı fakat zamanla kapandığı bilinmektedir. Kale halen koruma altında değildir. Gün geçtikçe aşınmakta ve tahrip edilmektedr.
    *
    0 ...
  34. hasan dede camii

    ?.
  35. Kırıkkale merkez ilçeye bağlı, kent merkezine 12 km. uzaklıktaki Hasandede kasabasındadır. Cami ve türbe yan yanadır. Caminin minaresi tarafındaki ilk türbe Hasandede'ye (Doğanbeğ) ait olup, ikinci türbe ise oğulları Şeyh Halil ibrahim, Şeyh Mustafa ile kızı Ümmühan Ana'nın müşterek türbeleridir. Hasandede Camii 1605'te yapılmıştır. Kare planlı, kesme taştan, kalın duvarlıdır. Doğu ve batı yönleriyle giriş kapısının iki yanında ikişer pencere yer almaktadır. Kuzey cephesinin ortasında taş söveli ve basık kemerli bir giriş kapısı bulunmaktadır. Gövdesi tuğladan olan minare, pabuç kısmına kadar kesme taştan yapılmıştır.
    *
    1 ...
  36. hasan süzer etnografya müzesi

    ?.
  37. Gaziantep, Bey Mahallesi, Hanifoğlu Sokak'ta yer alan bina, bu asrın başlarında inşa edilmiştir. Daha sonra bir kaç kere el değiştiren bina, 1985 yılında çok harap bir vaziyette iken işadamı Sayın Hasan Süzer tarafından satın alınmış, restorasyonu tamamlandıktan sonra "Hasan Süzer Etnografya Müzesi" olarak kullanılmak şartıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağışlanmıştır.

    Bina ana kaya içine oyulmuş mahzen üzerine üç kattan oluşmakta, ikisi anayola, diğeri ara sokağa ulaşan üç girişi bulunmaktadır. Ön cephedeki işlemeli büyük kapıdan ''hayat'' adı verilen orta bahçeye, küçük kapıdan ise ''selâmlık'' denilen bölüme geçilmektedir.

    Hayatın güneybatı köşesinde; üst katında oturma odası, alt katında ocaklık ve tuvaletin yer aldığı iki katlı müstakil bir bina yer almaktadır. Bu bölüm evin hizmetkarları, tarafından kullanılmıştır. Hayat, ince bir taş işçiliğinin eseri olan renkli taşlarla kaplanmıştır.

    Bodrum katları; birbirinin içinden geçme iki ayrı mekândan ibaret olup, ikisi arasında yaklaşık 2 m. kot farkı mevcuttur. Tamamen yerli kayaya oyulmuş mağara görünümündeki bodrum katta pekmez, ve zeytinyağı depolamaya yarayan küpler, erzak depolamaya yarayan bölümler ve su kuyusu bulunmaktadır. Bu bölümde ayrıca büyük bir dokuma tezgâhı yer almaktadır.

    Zemin katta; iki oda ''ocaklık'' adı verilen mutfak, evin hamamı ile bu mekânın ısınmasını sağlayan ocaklar ve iki farklı taraftan birinci kata çıkan merdivenler yer almaktadır. Hamam, Türk hamamı özelliklerini taşımakta, külhandan gelen ve alttan geçen, duman vasıtasıyla ısınmaktadır. Girişin sağında yer alan oda ''tandır odası'' dır. Adını, tandır denilen gömme bir taş ocak üzerine konan bir kürsü ve ve onun üzerine örtülen geniş bir yorgandan, mahalli bir ısınma sisteminden almaktadır.

    Birinci katta sofada, taş işçiliği ve boyalı tezniyatı ile dikkati çeken bir çeşme ve hayata bakan üç ayrı oda yer almaktadır. Odalardan birisi gelin görme odası, diğeri günlük yaşamın sürdürüldüğü iş odası, üçüncü oda ise erkek misafirlerin ağırlandığı selâmlık bölümü olarak tanzim edilmiştir.

    ikinci katta yer alan odalardan ikisi ev sahibine ait harem bölümü olarak düzenlenmiştir. Üçüncü katta terasa geçişi sağlayan camekânlı bir oda ve ''güvercinlik'' bulunmaktadır. Bu bölüm günün yorgunluğunun giderildiği sakin bir köşe olarak canlandırılmıştır.

    Bina içinde yer alan bölümler günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyası ile donatılmış, mankenlerle teşhire canlılık ve gerçekçilik verilerek hizmete açılmıştır.
    *
    3 ...
  38. gülcü baba kümbeti

    ?.
  39. Erzincan Kemah'ta Taşboğası çevresinde, yüksek bir tepe üzerinde yapılmıştır. 13. yüzyılın ilk yarısına ait olduğu sanılmaktadır. Düzgün kesme taştan, iki katlı bir yapıdır. Altta mezar odası, üstte sekizgen gövdeden oluşmaktadır. içten kubbe, dıştan piramit biçimi çatıyla örtülüdür.
    *
    1 ...
  40. gazi mihal bey hamamı

    ?.
  41. Edirne-Kapıkule yolu üzerinde Gazi Mihal Bey Camisi'nin yanındadır. Gazi Mihal Bey tarafından 1422'de çifte hamam olarak yaptırılmıştır. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan hamamın içerisi malakari süslemeleri ile dikkati çekmektedir. Dikdörtgen planlı hamam ılıklık, sıcaklık, ve halvet bölümlerinden oluşmaktadır. Sıcaklığın iki tarafında birer eyvan bulunmaktadır. Halvet kemerlerle birbirinden dört ayrı bölüme ayrılmıştır. Hamamın arkasında boydan boya külhanı uzanmaktadır.
    *
    2 ...
  42. gazi mihal camii

    1.
  43. Edirne Tunca Nehri'nin yanında, Gazi Mihal Köprüsü'nün sağında bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki mermer kitabeden Gazi Mihal Bey tarafından 1421'de yaptırıldığı öğrenilmiştir. Kitabe: Enşee hazel-mekânel-mubareke el-emirül-kebir Mihal ibn-i aziz tekemmelet fi eyyamis sultan Murad ibn-i Muhammed ibn-i Bayezid han Fi seneti hamse ve ışrıne ve semanemieti. 825 (1421) Edirneli Badi Efendi bu yapının zaviye olarak yapıldığını ve daha sonra da camiye dönüştürüldüğünü yazmaktadır. Cami ile birlikte köprü, hamam ve imaret de yapılmıştır. Bu cami yan mekanlı, tabhaneli veya zaviyesi, ters T tipi camiler grubundandır. Kesme taştan yapılmış caminin önünde payeli beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu bölümler dört kalın paye ve duvarlara bitişik iki yarım payeden oluşmaktadır. Bu bölümlerin üzeri tekne tonozlarla örtülüdür. Girişten sonra üzerleri kubbeli iki mekan birbirini peş peşe izlemektedir. Bunlardan birincisini iki yanına kare planlı iki yan mekan eklenmiştir.Yan mekanların üzeri çapraz tonozlarla örtülüdür. ibadet mekanı kare planlıdır ve üzerini merkezi bir kubbe örtmüştür. ibadet mekanı mihrap yanında ve iki kenardaki altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Alçı mihrabı orijinaldir. Buradaki yıldızlar ve geometrik geçmeler farklı bir teknikte yapılmış olup, benzerlerine Edirne camilerinde rastlanmamaktadır. Mihrabın alt kısmı su basması yüzünden harap olmuştur. Mihrap önündeki hazirede 1435'de ölen Gazi Mihal Bey ile ailesinin mezarları bulunmaktadır. Caminin tek şerefeli minaresi l752 depreminden sonra yapılmıştır.
    *
    3 ...
  44. gazi hoca camii

    ?.
  45. Gazi Hoca Mahallesinde, Gazi Hoca Camii Sokağı'ndadır. II. Bayezid döneminde Gazi Hoca tarafından yaptırılmıştır. Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte 15. yüzyılın ikinci yarısı ile 1520 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir.

    Mimarisi

    Kubbe, tromp çıkıntıları ve minare külahı kurşun levhalarla kaplıdır. Harim duvarlarının dış yüzey kaplamalarında, kabayonu taş ve tuğladan oluşmuştur. Taçkapı, minare ve kubbe kasnağı, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir.

    Cami gövdesinin üst kesiminde, bütün cepheleri dolanan, saçak görünümünde bir silme dikkati çekmektedir. Bu düzen, gövdeyi yatay olarak iki bölüme ayırmaktadır. Onikigen prizma şekilli kasnak gövdeye oranla kısadır. Üst seviyede, gövdenin doğu, batı ve güney yüzlerinde yer alan sivri kemerli pencereler, gövdeyi ikiye bölen kirpi saçak nedeniyle, kasnak üzerindeymiş gibi algılanmaktadır.
    Kasnak bölgesini alttan ve üstten sınırlayan saçaklar bir dizi silmeden oluşmaktadır. Dikdörtgen şekilli alt sıra pencerelerinin sivri kemerli alınlıkları vardır. Alınlıkların kemerleri ve içleri tuğlayla örülmüştür. Sivri kemerli diğer pencerelerin alçıdan dışlıkları vardır. Yapının kuzey cephesinde, iki sıra halinde düzenlenmiş üç pencere açıklığı bulunmaktadır. Cami girişi, cephenin doğu ucundadır. Taçkapının önünde, camekânlı demir doğrama bir sundurma mevcuttur. Bu cephe üzerinde, taçkapı ile pencere arasında, sivri kemeri tuğla ile örülmüş bir dış mihrap bulunmaktadır. Kuzey cephesinin üst kesiminde, iki pencere arasında, nedenini açıklayamadığımız farklı bir duvar örgüsü dikkati çekmektedir.Harimin doğu cephesinin kuzey ucunda minare yer almaktadır. Edirne'de bulunmaktadır.
    *
    4 ...
  46. fethi baba mescidi

    ?.
  47. Sinop il merkezinde, Hükümet Konağı'nın batısında Meydan Kapı denilen çarşıda bulunmaktadır. Bu mescidi Candaroğulları döneminde, h.754 (1353) yılında ismail Bin Uslu Bey yaptırmıştır. Mescit çeşitli dönemlerde onarılmıştır. Mescidin doğusunda Fetih Muhammed Baba isminde bir kişinin mezarı bulunmaktadır. Mescidin biri giriş kapısı üzerinde, diğerleri de bu kapının doğu ve batısında olmak üzere üç kitabesi bulunmaktadır. Bunlardan biri dışındaki kitabeler çeşitli etkenlerden zarar görmüş ve okunamayacak duruma gelmiştir. Giriş kapısı üzerindeki 0.30x0.15 m. ölçüsündeki kitabe: ''Eylemiş Feth Muhammed Baba burda tehlil Hem gaza hem dahi edvarı hayatı tekmil Biri yok söyledi tarhin anın her tafsil Merkadü mescidi imar ile oldu tebcil.''Giriş kapısının doğusundaki dört satırlık, girift bir nesih yazı ile yazılmış diğer kitabe 0.20x0.50 m. ölçüsündedir. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir: ''Şüphesiz mescitler (ibadât) Allah içindir. Allah'tan başkasını çağırmayın. Bu mübarek mescidi, yedi yüz elli dört tarihinde (Allah'ına muhtaç bir kul olan ) ismail oğlu Uslu Bey yaptı. Allah akıbetini hayır eylesin.'' Mescit, kare planlı olup, 8.00x8.00 m. ölçüsündedir. Kesme taştan yapılmıştır. Üzeri yakın tarihlerde yapılan onarım sırasında kurşun çatı ile örtülmüştür. Orijinal üst örtünün nasıl olduğu bilinmemekle birlikte, tromp kubbeli olduğu sanılmaktadır. Bugünkü durumunda cephe taşları da değiştirilmiş ve buraya yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır. Mimari yönden özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
    *
    4 ...
  48. fatih paşa türbesi

    ?.
  49. Diyarbakır'ın kuzeydoğusunda içkale'nin güney kapısından başlayan yolun üzerindedir. Kitabeli dış kapısı 1819 yılında yıkılmıştır. Diyarbakır'ın ilk Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından 1516-1520 yıllarında yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde Diyarbakır'da yapılan ilk cami olan bu yapı, diğer Diyarbakır camilerinden farklı bir plana sahiptir. Yapıda taş ve düzgün olmayan malzemelerden de yararlanılmıştır. Son cemaat yeri sekiz sütunun taşıdığı yedi kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri siyah ve beyaz taşlardan yapıldığı için zengin bir görünümü vardır. Kemerlerin arasında sütunların üzerinde ve köşelerde bezemeli madalyonlar yapılmıştır. Caminin ibadet mekanından çok daha uzun olan bu tür son cemaat yerinin burada yapılmış olması, iki yanındaki mekanlardan kaynaklanmaktadır. Son cemaat yerinden bu yan mekanlara kapılar ve pencereler açılmıştır. Buradaki son cemaat yerinin kubbeleri Diyarbakır'daki diğer camiler gibi dışarıdan gizlenmemiştir. Özellikle orta giriş kubbesi daha da yükseltilmiştir. Son cemaat yerinin sağında Klasik Osmanlı mimarisinde görülen tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Kare kaidesi siyah taştan olup, üst köşelerdeki profillerle beyaz taşlı gövdeye geçilmektedir. Minarenin yanına türbe eklenirken minare kaidesinin bir kısmı kapatılmıştır. ibadet mekanının içerisinde dört kare paye üzerine pandantifli ana kubbe oturtulmuş ve bu kubbe dört kenardaki yarım kubbelerle desteklenmiştir. Bu yarım kubbeler duvarlara ve kemerlere birer büyük, daha sonra da daha küçük eksedralarla bağlanmıştır. ilk yapıldığı dönemde duvarların belirli bir yerine kadar yükselen çiniler onarım sırasında yerlerinden sökülmüş ve bir daha da yerlerine konulmamıştır. içeride görülen kalem işleri son dönemde yapılmıştır. Mihrap ve minberi Klasik Osmanlı mihrap ve minberlerinin benzeridir. Bu caminin yanında Özdemiroğlu Osman Paşa'nın türbesi bulunmaktadır. Ayrıca hamam ve medrese olduğu sanılan birkaç ek yapının da kalıntıları görülmektedir.
    *
    3 ...
  50. faikpaşa camii

    1.
  51. izmir Basmane semti, Altınordu Mahallesi'nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Kaynaklardan Faik Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırıldığı öğrenilmiştir. Cami 1842 yılında yanmış, bunun ardından barok üslupta yeniden yapılmıştır.

    Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami, dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Bu çatı ve caminin ibadet mekânını örten tavan on üç sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi özellik göstermeyen caminin içerisinde bezemeye de rastlanmamıştır.

    Caminin köşesinde taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Bu minare 1914 ve 1955 yıllarında onarılmıştır.
    *
    1 ...
  52. fatih kulesi

    1.
  53. ireni ve Fatih kulesi olarak bilinen yapının Yıldız Sarayı albümlerindeki resminin altında H.1305 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Kapısı üzerinde II.Abdülhamit tuğrası ve kitabe de bunu doğrular. Cephaneliğin 1887 yılında yaptırıldığı kesin olarak anlaşılmaktadır.

    Yaklaşık 25-40 m. çapında iç içe dairevi iki bölümden oluşmaktadır. iç bölüm dört, dış bölüm ise üç katlıydı. iç ve dış yapılarda oval kemerli üçer adet pencere bulunmaktadır. Yüksek bir koruma duvarı içine alınmış olup batı yakınında ise karakol hanesi vardı. 1916-1918 Rus işgali sırasında mühimmat deposu olarak kullanılmış ve 9 Temmuz 1919′da bir patlamayla örtüsü yıkılmıştır.

    Günümüzde özel sektör tarafından aslına uygun olarak restore edilmektedir. Trabzon'da bulunmaktadır.
    *
    1 ...
  54. fasih camii

    ?.
  55. Karaman il merkezinde Gazi Dükkan mahallesindedir .

    Tarihi: Eserin üzerinde iki yazıt bulunmaktadır.

    1-Minberin sağındaki birinci ve ikinci pencereler arasında bulunan çini parçası üzerideki yazıt (840 H) 1436-1437 yılını vermektedir.

    2-Cami destek sırasının batıdan birinci desteği üzerindeki taş yazıtın ikinci satırı ebcet hesabı ile (899 H) 1493-1494 tarihini vermektedir .

    3-Caminin haziresinde bulunan birinci mezar taşi (865 H) 1460-1461 yılında ölen Şadanoglu, Mehmet oğlu, Sinanettin Ahmede aittir.

    4-Yine caminin haziresindeki ikinci mezar taşı (866 H.) 1461-1462 yılında ölen Aslanzade Ahmed'e aittir. Tüm bunlar göz önüne alındığında ilk caminin (840 H.) 1436-1437 yılında yapıldığını (899 H.) 1493-1494 yılında ise, yeniden yapıldığıni ileri sürebiliriz.

    Yaptıranı: (906 H) 1500-1501 yılında ikinci Bayezit adına yapılan Karaman Vakıfları defterinde cami (Fasih camii) şeklinde adlandırılması nedeniyle Fasih'in yaptırdığı kabul edilmektedir .

    Mimar ve Ustaları: -------

    Yapının incelenmesi: Dıştan dışa yaklaşık 18.55x37.00 m. lik dikdörtgen bir alanı kapsayan camiye doğu, batı ve kuzeydeki üç kapıdan girilir. Kuzey kapı, mihrap aksında olup, doğu ve batıdaki kapılar, son sahına açılır. Enine gelişen ve doğu-batı yönünde uzanan dört sahından oluşan iç mekan 16.60x34.85 m. ölçüsündedir. Sahınlar, doğu ve batıda duvarla birleşmiş ayaklarla, ortada serbest dört dikdörtgen planlı ayağa oturan, sivri kemerlerle birbirinden ayrılmıştır. Kemer ayakları 0.75m.x0.92 m. ölçüsündedir. Yalnız giriş mihrap aksının batısında yer alan ayaklar 0.74m.x1.17 m ölçülerinde yapılmışlardır. Tavan düz ahşap kaplamalıdır.

    iç mekanda, girişlerin yer aldığı son sahın üzerine, mahfil katı yapılmıştır. Bu kata çıkış merdivenleri ise doğu ve batı köşelere yerleştirilmiştir. Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minareye giriş iç mekandan gerçekleştirilmiştir. Caminin harimi doğu ve batıya açılan üçer; güneye açılan altı olmak üzere toplam on iki pencereden ışık almaktadır. Ayrıca kuzey cephede giriş kapisi üzerinde bir dikdörtgen tepe penceresi, bati cephede ikinci sahina açilan yine dikdörtgen formlu bir tepe penceresi bulunmaktadır. Alt pencereler içe doğru açılan yuvarlak kemerli nişler içerisine yerleştirilmişlerdir. Bu pencereler, diştan yuvarlak kemer alinlikli, dikdörtgen pencere görünümündedir. Iç mekanin tavan yüksekligi güneyden kuzeye dogru her sahinda artmaktadir. Caminin dogu ve bati cephesi kesme taş kaplama, digerleri ise, sivalidir. Dogu ve bati cepheler profillendirilmiş yüksek bir saçak silmesi ile bitirilirken, diger cepheler basit bir taş silme ile tamamlanmiştir. Dogu cephedeki minarenin kaidesi, saçak kotuna kadar yükselmekte, üstünde tugladan minare yer almaktadir.

    Caminin doğu ve batı cephesi, kuzeyde yer alan kapısı, içte destek ayakları kesme taştır. Diğer yüzeyler sıvanmıştır. Tavan, minber ve mahfil katının malzemesi ahşaptir.

    Yapı, dışta fazlaca süs unsurunu taşimamaktadir. Dogu ve bati cephelerde kesme taşin olanaklarindan yararlanilmiştır. içte ise, kemer ayakları profillendirilmiş, taş silmelerden oluşmakta, kemer içlerinde ve ayaklar üzerindeki duvarlarda, 19. yy sonlarının desenleri ile hazırlanılmış, kalem işleri ile karşılaşılır. Mihrap yine son dönemdeki onarımın ürünü olup, üzeri boyanarak kapatılmıştır. Güneyden birinci destek sırasının giriş-mihrap aksının batısındaki ayağın kemer tırnağı, Araboğlu Camisi'ndekilere benzer, biçimde mukarnaslarla süslenmiştir.
    *
    3 ...
  56. eski saray camii

    1.
  57. Eski Saray Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre 1638 yılında ibrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüze gelen yapının yalnızca doğu cephesinin bir kısmı ile güney cephesi ilk yapıya asit olup, diğer bölümler tamamen değişmiş ve yapı orijinalliğinden uzaklaşmıştır.

    Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı caminin mihrap yönündeki duvarları kesme taştandır. Üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Son onarımlarda cami genişletilmiş, bu nedenle de son cemaat yeri ibadet mekanı içerisinde kalmıştır.

    Adıyaman camileri içerisinde en dikkat çekici mihrap bu camide olup, yarım silindirik mihrap nişi mukarnaslarla sonuçlanmaktadır. Ayrıca mihrap nişinin etrafı kemerli bir bordürle de çevrelenmiştir. Caminin doğu yönündeki kapısı üzerinde de orijinal kitabesi bulunmaktadır.
    *
    2 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük