aç tiplerdir bunlar, bünyesinde barındırdığı bir çok özellikten baskın olanı kompleksli olmalarıdır. zanneder ki ezikliğini bastıracak bir şekilde. laf attığı kızlarda tiksinme duygusundan başka bir duygu uyandırabildiği genellikle görülmemiştir.
son yıllarda toplumsal yapıda meydana gelen hızlı değişim misafirlik kavramını da vurdu. Eskiden günün herhangi bir saatinde komşular uğrardı mutlaka. bu hergün aynı şekilde yaşanırdı. artık bu pek de mümkün değil. herkes haberli ve de belirli bir gün de misafir kabul ediyor. kadın, erkek herkes çalışıyor. çocuklar devamlı bir sınav maratonundalar. böyle olunca da misafir kabul etmek diye bir kavram oluştu. kabul etmişken de işin hakkını verircesine hazırlıklar yapılır oldu. işten güçten, yorgunluk ve yoğunluktan fırsat bulunup yapılamayan pastalar, börekler misafirleri en iyi şekilde ağırlamak için yapılır oldu. ee tabi bunun sonucunda da evde bolluk oldu.
ıslanmayı da özler insan.gecenin sessizliğinde ve siyahın verdiği huzurla tek basına yürümeyi. yağmurda ıslanmak bir nevi arınmaktır insanoğlu için. bazen insan ihtiyaç duyar kendini dinlemeye. gece, yanlızlık ve yağan yağmur mükemmel bir kombinasyondur bunun için.
hali hazırda partneri olup da yalvarıyosa kesinlikle haketmiştir. karizması kalmamıştır partnerinin gözünde, çekiciliğini yitirmiştir. aksi taktirde yalvarmasına ne hacet, zaten hatun kişi kendisini her yönden memnun eden erkeğini memnun etmek için fırsat kollar.
sevgisiz kalan her insan aldatır. sevişmek midir aldatmak? pek çoğuna göre öyle kabul edilse de bence değil. sevgili veya eşin kalbi artık başka biri için çarpıyorsa, aklı her an onu düşünüyorsa, ben onun için birşey ifade etmez hale gelmişsem ve artık o zamanı, sohbetleri, gülüşleri, hüzünleri, mutlulukları benimle değil onunla paylaşıyorsa ve de bana bunu sölemeden sessiz, suskunca ev arkadaşım olmaya devam ediyorsa onunla sevişmese de aldatıyordur.
insandır nihayetinde... güldüğü gibi ağlar da. duygusal tepkimedir ağlamak, cinsiyete bakmaz. kalbe bakar. gün gelir hayat cok acıtır insanı, o kadar ki hiç bir şey ağlatamaz seni. Çok acı çeken birini artık hiç bir şey acıtamaz misali. kadındır ama zerre gözyaşı dökmez. insanoğlu muazzam bir varlık, akıl ermez bazen. genelleme yapmak boşadır erkekler ağlamaz diye. ağlar... ben bugun ağlayan bir erkek gördüm. kimse ayıplamadı, insandı, babaydı, ağladı...
Çocukluğum deyince beni gülümseten, genelde bütün çocukların benzer yaşadığı anılara sahip olamayacak çocuk diye nitelenen ancak yanlızca görünüşte çocuk yetişkinler ki her gördüğüm de içimi burkan, hayat ve adalet kavramlarını sorgulamama neden olan bedeni küçük, minicik elleriyle avuç açan, oyuncak yerine pis bezler tutan, anne - baba kucağı yerine arabalara sarılan cismi küçük bedenlerinde ne fırtınalar barındıran ....lardır. noktalar koydum çünkü içimden çocuklardır demek gelmedi, bu onlara haksızlık olur. Çocuklarda gördüğüm gülüşü, hayata baktıkları o pencereyi ve ona göre yaptıkları yorumlayışı ne yazık ki onlarda hiç göremeyeceğimi biliyorum. gerçi benim onlara çocuk diyerek yapacağım haksızlık nedir ki onların hayata gözlerini açtıktan sonra o sokaklara gelene kadar yaşadıklarının yanında.
seni seviyorum... Senden önce hiç kimseye söylemedim dersem yalan olur... Hiç hesapsız çılgınca seni seviyorum... Küçük bir çoçuğun karanlıktan korktuğu gibi seni sevmekten korkuyorum...
hiç bir şey yememek kilo sorununa çözüm değildir, tam tersi vucut kriz durumu algılayıp, içilen suyu bile depolamaya başlar. Dengeli beslenmek, bol su içmek yeterlidir.
hakkında ileri geri atıp tutmadan önce aklı başında, namuslu böle hatunların olabileceğinin ihtimal dahilinde olduğunu bilmek gerek. Doğuştan içkiye bağışıklığı olan, ameliyata girerken lokal anesteziyle uyuşturulamayan çok saygın, dünya tatlısı bir anne tanıdım. 70lik rakıyı içti ve kendini zerre kadar bozmadı. Nadirde olsa böle hatunlar da var.
içe atılan, özgürce dile getirilemeyen duygular, isimler cama yazılır. Herkes göremez bilirsin, ama en azından içinden çıkmış, yazıya dökülüp somutlaşmıştır o camda. En azından sen bilirsin.
yarışmaya katılanların eleştirilerine bakınca türkiye de yemek yapmayı bilen insan yok sonucunu çıkarttığım yemek programına katılmış, italyan mutfağında uzman şahsiyettir ki orada olmasının nedenini anlayamadığım, onu anlayamayacak yarışmacıların değerlendirmesi için onlarla yarışan kişidir.
dostluk bakidir, araya zaman da girse, mesafeler de girse gördüğün an kaldığın yerden devam edebildiğin kişidir. Sevgili için aynı şey geçerli değildir. Pek çok sevgili girebilir hayatına insanın, doğru kişiyi buluncaya kadar ama dostun gerçek dostsa eğer hayatının demirbaşı, olmazsa olmazıdır.