aman allahım çok tatlı bişey yaa bana mı öyle geliyor baksanıza diyip dişlerini sıkan, gelen yabancı kadınlara yes yes yes I love you ve big cat woman tss diyen süper din adamı.programın yarısından fazlasını karşısındaki kadınlara çok tatlısın diyerek geçirip çok iyi program yaptığını düşündürebilen insan. vallahi tebrikler
resim ve müzik kaldırıldıktan sonra yüce türk milletinin şanını anlatan kitaplar dışında kitaplar falan okumayalım bence. rus edebiyatı, felsefe ve bilim kitapları masallar falan çok gereksiz şeyler.
hatta (bkz: sanat mı ne sanatı sanat ne arar la türkiyede).
"7 aydır bekliyorum, kızımın nasıl öldürüldüğünü bilmiyorum. Hangi silah ya da bombayla öldürüldüğünün bir an önce açıklanmasını, hükümetten bekliyorum.
Ceylan'ın öldürüldüğü gün, büyük bir patlama sesiyle evden dışarıya fırladım. Oğlum, "Anne, kurban olayım gelme, Ceylan paramparça olmuş" dedi. Dışarı çıkınca üzerimdeki elbiseleri çıkarıp, Ceylan'ın üzerine attım; ağaçların dallarından ciğerlerini topladım.
Biz önce savcıya haber verdik, savcı 6 saat sonra "Bir battaniyeye sarıp getirin" dedi. Kendi imkânlarımızla karakola gittiğimizde askerler, sanki biz suçluymuşuz gibi silahlarını üzerimize çevirip, "Battaniyeyi açın" dediler. Bu memleketin hastanesi, doktoru yok mu ki, karakolda askerler tarafından inceleniyor Ceylan'ın cesedi?
Bu devlet, parçaladığı çocukları görmezden geliyor; onların analarını da görmüyor. Tayyip Erdoğan'ı, özellikle Doğu ve Güneydoğu'nun oyları iktidar etti, peki Erdoğan şimdi neden o bölgeyi reddediyor? Tayyip Erdoğan'dan da önce, bir anne olarak, eşi Emine Erdoğan'a sesleniyorum. O da bir annedir. Acaba, o evladının ciğerlerini yerlerden, elleriyle toplamaya dayanabilir miydi?
Biz hiçbir zaman ne askerleri, ne de gerillaları reddetmedik. Ölen bütün çocuklar bizimdir, istiyoruz ki barış olsun. Ben ölene kadar unutmayacağım. Tayyip Erdoğan da bir kere daha düşünsün, daha fazla Ceylan ölmeden, daha fazla kan dökülmeden barışı sağlasın. "
bu cümleler ceylan ın annesinin Saliha önkol'un 15 mayıstaki barış için vicdani ret buluşmasında söyledikleri.
herşey yeterince açık sanırım bir çocuğun ölümü, bir annenin yaşadıkları ve devletin ilgisi(!)...
yoktur öyle birşey. 6 yasından beri seni o tabuyla yetistiriyorlarsa, her gün andımızı istiklal marsını söyletiyorlarsa, her sene okul kitaplarında 50 sayfa o kişinin haytını anlatıyorlarsa yoktur. ha olurda büyüdüğünde birşeylerin farkına varıp sevmemeye baslamak gibi bir hata yaparsan hapse atılırsın ve istiklal marşının 5. kıtasının 2. mısrasını saniyesinde söylemen gerekir, yoksa başına geleceklere hazırlıklı olmalısın. bir de köyünde kendi dilinin konuşmanın yasaklanmasını garip karşılamamalısın, türk olmalısın. atatürk seni buralara getirdi ona minnettar olmalısın ve bu vatana borçlu olduğunuda bilmelisin.
sadece nefes alıp vererek (onuda mecburen yaparlar) kafalarını inanılmaz önemli bu konulara yoran türk milliyetçilerinin belirtileri kadar ortada değildir kürtlük belirtileri.
Gazetemizin 268. sayısında başyazarımız Gökçe Fırat, bu efsane ve mitlerin Türk mitolojisiden alınmış olabileceğini, "Hayat Ağacı" ve "ok atan Na'vi kadını" benzeşmelerini kullanarak göstermeye çalışmış ve Naviler Türk olabilir mi? şeklinde bir soru ile yazısını bitirmiş... Kesin olarak Na'viler Türk'tür dememiş, filmden çıkardığı sonuçlara göre "Türk olabilirler" demiş.
kim olduğu değil "insan" olması önemlidir. öldükten sonra ise sonucu değil ölüm "nedeni" önemlidir. neden öldürülmüştür bu insan? kürt olması bir neden midir?
mükemmel bir site.. baş kaldıran, isyan edebilen insanlar vardır. evet komün haline gelmek isterler, halkarın kardeşliğini isterler, hatta ezilen bir halk için biji kürdistan da derler ama havlamazlar onlar. karşılarındaki saldırganlardır genelde havlayanlar ve öldürenler. bunları anlatır zaten içmihrakta.
"Hayata seyirci kalmak kötüdür oğlum. Hayatın iyi, uslu bir seyircisi olmaktansa hayatın içinde başarısız bir adam olmak bin kere daha iyidir. iyi bir boks seyircisi olmaktansa, kötü bir boksör olmayı göze almak daha iyidir, oğlum." demiş yılmaz güney. bu yüzden vardır iç mihrakta, susup izlemektense hareket etmeyi seçtiği için.