ilk kez istanbul'da geçen hafta deneyimlediğim hizmettir.
fenerbahçe orduevi'nin nizamiyesinden emaar'a gittik. 22 tl tuttu. taksi ne kadar tutardı bilmiyorum.
çağırdıktan 7-8 dakika sonra bizi bulunduğumuz yerden volkswagen transporter marka bir araç bizi aldı. genç bir arkadaş kullanıyordu. aracın içi de şu "vip" denen şekilde döşenmişti. bayram olduğu için şoför arkadaş şeker de bırakmış yolcular için. ıslak mendille minik bir çöp kutusu da dikkatimi çekti.
yolculuk çok keyifli. sarsıntısız, sakin, lüks bir araçtı sonuçta. şoför arkadaş da bizi hiç sarsmadı. adeta Istanbul'da olduğumuzu unuttuk.
şimdi daha önceki istanbul ziyaretlerimde taksilerde yaşadığım maceraları düşünüyorum, bir de uber deneyimime bakıyorum. benim bir tüketici olarak taksiye binmemin hiçbir anlamı olmadığını görüyorum. sonuna kadar serbest teşebbüsten yana biri olarak, uber deneyiminin kalitesini koruyarak araç sayısının artırmasını istiyorum.
mk3, 2013 model, 36bin km'de (oww yea) olanını 2 yıl ve 25 bin kilometredir kullanıyorum.
araç sıfır alındı. 11bin kilometreye kadar işim olduğunca kullandım. o zamandan sonra da ben kullanıyorum her gün. geçen süreçte bayağı da bir fikrim oldu araçla ilgili. sizinle paylaşayım dedim.
-mötör ve şanzıman:
1.6 ti-vct (sigma) motor. 125hp ve 155-160nm civarında da torku var. şanzıman da powershift. 6 ileri. motoru atmosferik olduğundan öyle ahım şahım performansı yok. ama kağıt üzerindeki veriler kadar gayet güzel gidiyor.
powershift şanzıman, vw'nin dsg'sinin mekanik olarak aynısı aslında. çift ve kuru kavrama. vites geçişleri güzel ama öyle dsg kadar hızlı değil. bir de direksiyondan vites atamıyorsun. onun yerine vites kolunun üstünde +/- tuşları var. açıkçası ben pek kullanmıyorum. ama şanzımanın genel karakteri motorla uyumlu, manuel müdahaleye pek gerek kalmıyor.
- şasi ve yürüyen aksam:
beni ford manyağı yapan kısım burası aslında. acayip psikopat bir şasisi var. şasinin esnemediğini sert girdiğiniz virajda verdiği tepkiyle hissettiriyor. çizgiyi bozmuyor. aynı şekilde direksiyon tepkileri c sınıfı bir araç değil de sanki spor bir bmw kullanıyormuşsunuz gibi.c sınıfındaki araçların (bir iki kore modeli hariç) hepsini kullandım; bu disiplinde sınıfının çok ilerisinde. bir golf'e göre (mk6) süspansiyon karakteri daha sert ama bu sürüş keyfine kesinlikle değer. arka süspansiyon tam bağımsız. bu arada 215/55/16 lastiklerin de yol tutuşa katkısı olduğunu düşünüyorum (genelde bu sınıfta 205'lik lastik oluyor bu sınıfta). bu arada motorun altı tamamen kapalı. çok tatlış.
- fren
dozlanması çok güzel. 4 disk önler soğutmalı. gayet güzel duruyor. ısındığı zaman hemen şişme yapmıyor. abs zamanında devreye giriyor.
- donanım
bendeki trend x paket. abs, esp, sis farı, 6 airbag, alaşım jant, cruise control, cd/mp3/aux, manuel klima standart. opsiyonel listesinden sadece kırmızı deri koltuk satın almıştık (oww yea). keşke bir kol dayaması da olsaydı çogsel olurdu.
- kasa/iç mekan
bizdeki sedan versiyonu. arka koltuklar 1/3 2/3 şeklinde yatıyor. yalnız bagaj biraz küçük. sanırım bağımsız arka süspansiyonun da bunda etkisi var. arka stepne şu ince olanlardan.
iç mekana gelecek olursak malzeme kalitesi güzel, işçilik iyi. yalnız kapıların üst taraflarına yumuşak malzeme kullanılsaymış çok güzel olurmuş.
kokpit tasarımından ötürü ön taraf biraz dar görünüyor. bir de düğme kalabalığı var. çok sade göründüğü söylenemez. arka koltukların diz mesafesi rakiplerinin gerisinde.
- tüketim
ben lpg falan olayına girmedim. litre cinsinden söyleceksek yoğun şehir içi kullanımda 9 litre civarında, yoğun şehir dışı kullanımda da 5,5 litre civarı tüketiyor. ben ankarada ortalama 8 litre civarı yakıyorum. (GOP - TepePrime arası). Bence normal.
- son
ben memnunum. Ford'un kendi sınıfındaki diğer markalara göre biraz daha "heavy duty" bir hali var gibi geliyor bana, bunu seviyorum. şimdi sorsalar bu araçta ne olsaydı iyi olurdu diye herhalde geri görüş kamerası ve kol dayama derdim. aklıma daha fazla bir şey gelmiyor. 2014'te makyajlanan model tabii ki daha modern ama mk4 geliyor. aisin tork konvertör şanzımanlı, aşırı beslemeli hoş bir şey yapmışlar gibi. c sınıfında bir araç düşünüyorsanız mk4'ü kesin bekleyin.
yargıtay kararı bozmazsa 15 ay suçsuz yere hapis yatacak twitter kullanıcısıdır.
bak koçum.
senin inancına göre allah bu adama karışmamış. hesabını sorarım demiş. bu dünyada cezasını vermemiş. sen şimdi bu adama mahkeme yoluyla üstelik de hukuksuz şekilde ceza verirsen ve arkadaşın da bunu şakşaklarsa bu şirkten başka bir şey değildir.
şimdi allahcc hesabının kullanıcısı ne yapmış? çalmış mı? adam mı öldürmüş? ona buna tecavüz mü etmiş? birinin arabasına mı vurup kaçmış?
ne yapmış?
vatandaşlarının ifade özgürlüğü anayasayla güvence altına alınmış türkiye cumhuriyetinde allahla dalga geçmiş.
ios'tan buna geçmiş biri olarak söylüyorum, kesinlikle 'olmuş' işletim sistemidir. hele ki haziranda 8.1 yükseltmesi de geliyor ki tam olacak. zaten avrupada birçok ülkede windows phone satışlarının fırlamasından da anlaşılıyor bu durum.
bir kere süper akıcı, stabil. sisteme aşırı yüklenmeden diğer marka cihazlarla aynı işleri yapabiliyor. ısınmıyor, mazeret üretmiyor, her türlü çalışıyor. benim en çok hoşuma giden diğer olayıysa klavyedeki türkçe desteği. 'merak' yazıyorsun bir bakmışsın 'etme' çıkmış. 'geçmiş' yazıyorsun 'olsun', 'borçlar' gibi önerilerde bulunuyor. neredeyse qwerty klavyede yazıyormuşçasına hızlı yazabiliyorsunuz.
uygulama marketi de google'un direncinin kırılmasıyla asıl patlamayı yaşayacak bence. google şimdilik sadece search uygulamasını vermiş windows phone'a. android'e rakip olacak gibi olduğundan uygulama işini biraz ağırdan alıyor. google'ın eksikliğini yaşamıyorsunuz zaten alternatifler sayesinde.
windows phone şu durumda bile çok iyiken gelecekte olacakları düşünürken heyecanlanıyorum.
yaklaşık 1 hafta önce bir yıldır kullandığım iphone 5'imi satarak aldığım telefonumdur. iphone'u neden satıp lumia 820 aldığıma gelince, iphone'dan 1 yılda sıkıldım. kullandığım süre içinde bir an bile elimden düşmediğinden olsa gerek beni bayağı sıktı.
ben de tercihimi lumia 820'den yana yaptım. asıl niyetim lumia 920 almaktı, ama fazlasıyla ağır geldi. özellikle de iphone'dan sonra. 820 güzel. kamerası iyi. windows phone 8.1 güncellemesi (geliştirici versiyonu) ile fark ettiğim fm radyosu var. iphone'da tunein'de dinlemekten hem batarya, hem internet pakedi hemen isyan ediyordu. retina display'den non retina bir ekrana geçmek biraz öööeh dedirtebiliyor başta, ama alışılıyor.
şarj meselesine gelince, iphone 5'le aynı olduğunu söyleyebilirim. yalnız iphone kadar hızlı dolmuyor. öyle 1 saatte şarjdan alırım dönemleri bitti aga. kutudan earbud kulaklıklar çıkıyor. vasat kalitede. sennheiser kulaklıkla dinleyince ses tamam diyorsunuz. alacak arkadaşlar için söylüyorum öyle ısınma, kapanma, çökme, uygulamadan atma gibi durumları yok. wifi, 3g ve gsm sinyallerini iyi alıyor (iphone yatağımdan çekmezken bu çekiyor).
benden önce de arkadaşlar bahsetmiş uygulama durumunu. ben de biraz anlatayım. windows'un uygulama mağazasında sıklıkla kullandığınız uygulamaların (facebook, twitter, whatsapp, foursquare, adobe reader, tureng, banka uygulamarı vb.) ve oyunların (temple run, subway surfer vb.) hepsi var. ancak birçoğunda uygulama ve arayüzleri öyle ios yada android gibi kaliteli değil. beklemek gerekiyor. her gün yeni uygulamalar geliyor, eldekiler güncelleniyor. kısacası default son kullanıcının çok rahat işini görür.
almak isteyenlere tavsiyem, alın. gerçektende kendi fiyat aralağındaki android telefonların çok büyük çoğunluğundan her yönüyle iyi bir cihaz. kesinlikle pişman olmazsınız.
gözümüzün içine baka baka paramızın nasıl çatır çatır yendiğinin göstergesidir. ben 400 milyon dolarlık bir uçağın finanse edilmesini istemiyorum arkadaş.
yandaş dururken abd'den amiral getirmek neyin nesiymiş sorusunu akla getirendir. bekleyin, yetişir deniz harp okulundan bir imam-hatipli. yetişmezse de yine yandaş bir sivile 'seni kaptan-ı derya eyledim, deryaları bahşeyledim' denilirse de denilir.
şaka bir yana hayvani masraflar kısılmalı. lan hadi bakanı, başbakanı anladık. kenarda köşede kalmış devlet kurumları yöneticileri, dandik ilçelerin belediye başkanlarında bile var bu yeni ve lüks araba sevdası. hepsi de benzinli, otomatik araçlar.
yani bir belediye başkanı, (buna ankara, istanbul'da dahil olmak) en fazla honda civic'e, vw jetta'ya binse ne olur? çalışamazlar mı? çok başarılılar da, daha da başarılı olamazlar mı?
yada bir bakan vw passat, renault latitude sınıfında bir araca binse bu da mı olmuyor? kötü arabalar değil bunlar!
ama neyiz biz, büyük devletiz. büyük devletlerin yöneticileri büyük arabalara biner, büyük vergiler toplar!