soulngelica
326 (çok gezmiş çok okumuş)
altıncı nesil yazar 128 takipçi 2233.46 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    19 mayıs 2019 samsung türkiye reklamı

    1.
  1. samsung türkiye'nin 19 mayıs 100. yıl anma ve kutlama reklamıdır.

    https://www.youtube.com/watch?v=T3F1Q3UmRIU

    takdir, beğeni ve özellikle günümüz türkiye'sinin hüznüyle...
    1 ...
  2. dişikişi

    1.
  3. türkçe'nin esnekliğine ve zenginliğine sığınarak, kullanılıyorsa bile bilmediğimden telifini kendimde gördüğüm, hatun cinsi yaratılmış iki ayaklı insan modeline karşılık gelir tanımlayıcı ifadedir.
    0 ...
  4. koca parası

    1.
  5. kezban tayfa tarafından çatur çutur yendiği halde,
    "ıyykk koca parası mı!!!111" diyerek yerilen,
    evin "koca" etiketi yapıştırılan zavallısının ne şartlarda, hangi it-uğursuz ile uğraşarak, ne gerizekalılara ne laflar anlatmaya çalışarak, sırf evini geçindirmek için asla yutmayacağı neleri yutmak zorunda kalarak kazandığı,
    aslında evin bereketi olan paradır.

    kadının çalıştığı durumlarda "ben de para kazanıyorum taammıı!!!11" cümlesindeki "para"nın evin hiç bir giderine gitmemesi, ne mutfağa, ne bir ödemeye faydası olmaması, üzerine yine de "koca parası"ndan borç! adı altında para tırtıklanmasına rağmen *, yine de vakur olan paradır.

    bir de henüz ağzına sıçmaya bi' adet koca edinememiş tayfanın yermesi vardır ki evlerden ırak. hatun daha koca yokken koca parasını ezikliyor; bir de edinince ne olacağını siz düşünün sayın dertli "koca" yazarlar.

    ahanda işbu durumu "harbiden lan, böyle bişi var amk" nidalarıyla zihnime zerk eden, tanımdaki ikinci model tayfadan bi' adet dişikişinin biraz önceki paylaşımı:

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1842454/+
    0 ...
  6. prestij tv

    1.
  7. cin, ifrit, paranormal vb. konulardaki hikayeleri derli topluca yayınlayan youtube hesabı. okuyan elemanın sesi ve tonlaması iğrenç ötesi. ama inanılıp inanılmamasına bakılmaksızın dinlemeye başlayınca saran videolardır.

    https://www.youtube.com/c.../UCDwKMoMy26IsLYkVK8TgqUQ
    0 ...
  8. nova 6

    1.
  9. call of duty black ops hikayesinde nazilerin geliştirdiği ve hardal gazı etkileri gösteren bir kimyasal silah. gerçekte nova 6 olarak dünyada bilinen karşılığı yoktur. karşılığı sovyetlerin sinir gazıdır.

    https://www.giantbomb.com/nova-6/3015-6330/
    1 ...
  10. sözlüklenmek

    1.
  11. gözlemlediğim kadarıyla uludağ sözlüğe özgü bir durumun betimleyicisi ifade. ekşi biraz daha elit, daha formatize ulu'ya göre. burada dönen atraksiyon orada yok bu net. diğer sözlüklerde de iş ya tamamen goygoy, ya da tamamen sözlük. bizim dükkanın harmanı iyi diyorum diğerlerini gördükçe. buna da sözlüklenmek diyebiliriz sanırım. zira bir çok yazar canı çekerce, ihtiyaci geliyor takılıyor sözlükte.
    1 ...
  12. azure devops

    1.
  13. mcirosoft'un visual studio team services olarak verdiği hizmetleri günümüzde topladığı platformu. en dikkat çeken hizmeti, free bir hesapla verdiği scm hizmetidir. git ve tfs desteği ile, agile, scrum metodolojilerini destekler. limitsiz private repo desteğiyle birlikte, visual studio entegrasyonu harikadır.
    irili ufaklı tüm yazılım projelerinizi, private olarak limitsiz azure devops hizmetinde saklayabilirsiniz.
    1 ...
  14. bug tracking

    1.
  15. yazılım projelerinde hataların bildirilmesi, not edilmesi, görevlendirilmesi ve düzeltilmesi süreci. jargondaki türkçe'siyle: hata takibi.

    tester kullanıcılar veya son kullanıcılardan bug bilgileri toplanır. bug tracking sistemi olarak kullanılan sisteme aktarılır. düzeltme ile ilgili ekipten personel görevlendirilir. düzeltme uygulanır ve ilgili bug kaydı düzeltildi olarak işaretlenip kullanıcıya bilgi verilir. bu şekilde hataların haritası, arşivi oluşturulur ve başka bir kullanıcı benzer bir hatayı aldığında hata veritabanında çözüme ulaşabilir.
    1 ...
  16. source code management

    1.
  17. türkçe'siyle kaynak kodu yönetimi.

    yazılım projelerinde, projenin merkezi bir scm hizmeti üzerinde (git, svn gibi) yayınlanarak, geliştiricilerin proje aşamalarına farklı yetki ve katkılarka katılmasını sağlayan, versiyonlama, test, bug tracking, feedback gibi mekanizmalarla projeyi destekleyen süreçtir.

    açık kod felsefesinin temel taşıdır. yazdığınız ve yayınladığınız bir projeye, hiç tanımadığınız bir yazılımcı tarafından destek sunulup, düzeltme/geliştirme yapılmasını, sizin onayınızla projenizin güncellenmesini, belirttiğiniz lisanlar dahilinde projenizin başka projeler içerisinde kullanılmasına imkan verir.

    github günümüzde git scm üzerinde hizmet veren en büyük scm hizmeti firmasıdır. yazılımcıların sosyal medyasıdır. google'ın google code, microsoft'un codeplex'i vardı eskilerde, github karşısında tutunamayıp kapandı ve projeleri github'a devrettiler. github haricinde en ünlüleri sourceforge, atlassian bitbucket.
    1 ...
  18. visual studio 2019

    1.
  19. microsoft'un 8 nisan 2019 tarihinde preview sürümü yayınlanan ide'si.

    yeni sürümde daha fazla scm, ci/cdağırlıklı, azure entegrasyonları artırılmış, intellicode özellikleri geliştirilmiş, yazılım projelerinde zamandan tasarruf ve odaklanma araçları iyileştirilmiş. php'yi, arduino'yu, web projelerini, eklentilerle kendisi üzerinde yazan ben için tadından yenmez hale gelmiştir. ayrıca kendisiyle beraber dotnet core 3 de yayınlanmıştır.

    https://www.youtube.com/watch?v=9XE8kOI5JTk
    1 ...
  20. windows 10 iot core

    1.
  21. microsoft'un raspberry pi 3 ile eş zamanlı piyasaya çıkardığı, arm, arm64, x86, x64 çekirdek destekli windows 10 sürümüdür. free license ile dağıtılır. raspberry pi 3'ün henüz dağıtıma başlamadan ön talep patlaması yaşamasını sağlamıştır. ilk versiyonlarına göre günümüzde headed uygulama becerilerini ve uwp ile birlikte arayüz bileşenlerini çok fazla geliştirip, 30 usd'lik bir cihazda windows uygulamaları çalıştırıp endüstriyel ortamlarda proje üretmeye imkan vermektedir.

    edit: arm64 desteğini eklemeyi unutmuşum.
    1 ...
  22. universal windows platform

    1.
  23. microsoft'un dotnet ekosistemi üzerinde, öncelikle uap (universal app platform) ismiyle geliştirdiği cross-platform uygulama geliştirme platformu. daha sonra isim değiştirerek uwp olmuştur. windows phone 7 işletim sistemi sonrası wp7 uygulama geliştirmeye başlandıktan sonra uap yapısı geliştirilmeye başlandı. windows phone 8 ve windows phone 8.1 ile uwp ismine evrilen platform, windows 10, windows 10 iot core ile singleboard donanımları (raspberry pi, minnowboard vs.) da desteklemeye başladı.

    an itibarıyla yazılan bir uwp uygulaması, windows phone 8 ve üstü olan tüm windows çalıştıran cihazlarda (tablet, pc, singleboard) çalışabilmektedir.

    bir uwp uygulaması aynı zamanda xamarin desteğiyle ios/android platformlarına da port edilebilir. özetle dotnet ile tüm platformlarda çalışan uygulama yazmanız günümüzde mümkün.
    0 ...
  24. kadir tunusoglou

    1.
  25. (#41371537) inandığı dinin ilk emrini bilip bilmediğinden, biliyorsa anlayıp anlamadığından, anlayıpta bu yorumu yapıyorsa troll olup olmadığından emin olamadığım yazar.
    1 ...
  26. beyni aldırma isteği

    1.
  27. an itibariyla bunyeye zuhur etmistir. hafizadan kurtulmak, canli oldugunu bile bilmemek icin yapilmasi elzemdir. ötenazi de hak degil zaten amk.
    2 ...
  28. sktireden adam

    1.
  29. (#41351172) medeniyet kasılıyor... lütfen bekleyin.
    1 ...
  30. rivers between us

    1.
  31. draconian'ın aşmış parçası. solo her ne kadar parçalarda lirik kullanımına tepki gibi olsa da, lirikleriyle de ayrı patates eder bünyeyi.

    https://www.youtube.com/watch?v=PbviwAuEXqc

    şöyle en dual dilinden, lirikleri de yapıştıralım:

    --spoiler--
    Where is the world?
    I saw in your eyes?
    It lived through the night
    Then whispered goodbye

    Gözlerinde gördüğüm,
    o dünya nerede?
    Geceyi geçirene kadar kaldı,
    Ardından hoşça kal diye fısıldadı

    The cuts on your skin
    The red in my eyes
    This winter inside
    Is crushing me now

    Derindeki kesikler,
    Gözlerimdeki kızarıklık...
    içimdeki kış,
    mahvediyor beni şimdi

    "I am alone, I am scorn
    I can't remember to forget you
    I just weather the storm"

    "yalnızım, küçümsendim
    seni hatırlayamıyorum unutmak için
    Sadece fırtınayı atlatmaya çalışıyorum"

    The love that I had
    It drowned in the tide
    Stirring the waters
    Where hearts lay bare

    içimdeki aşk,
    Gel gitlerin arasında boğuldu
    Azgın suların içinde
    kalplerin açıkça gömüldüğü yerde

    The cuts on your skin
    The red in your eyes
    Enfolding this shame
    Into despair

    Derindeki kesikler,
    gözlerindeki kızarıklık
    Bu utancı,
    Hüznün içinde gizlemek...

    Let me take the noose
    From our necks and carry us home
    Still so alive even after your die
    Transcending with time
    Bırak şu ilmeği çıkaralım boynumuzdan
    ve eve gidelim
    sen öldükten sonra bile hala canlıyım,
    zamanla alıştım...

    We're just two cripples
    Who fail to belong
    Yes we're just two cripples
    But we need to hold on

    Biz sadece iki sakatız
    kaybetmeye mahkum
    evet biz sadece iki sakatız
    ama dayanmalıyız

    From this flesh my spirit longs to break away
    Did you ever feel this cosmic circustance
    was never enough?

    şu derimden sıyrılmak istiyor ruhum.
    Hiç bu kozmik boyut,
    yeterli değilmiş gibi hissettiğin oldu mu?

    Wake me slowly if ever at all
    Wake me slowly
    Or watch me fall
    Watch me fall

    Eğer uyandıracaksan beni, yavaşça uyandır
    yavaşça uyandır beni
    ya da düşüşümü izle
    beni düşerken izle

    The life that I had
    Is gone with the tide
    Watch me fall
    Another deception
    I whisper goodbye
    The cuts in my flesh
    The red in your eyes
    Watch me fall
    These demons inside
    They die with me now

    Bana ait olan hayat,
    zamanla kayboldu
    başka bir aldatmacaydı,
    hoşça kal diye fısıldayışım
    derimdeki kesikler
    gözlerindeki kızarıklık
    Düşüşümü izle
    içimdeki şeytanlar,
    benimle birlikte ölüyorlar şimdi...
    --spoiler--
    1 ...
  32. hasip kaplan ın ülkücü korkusu

    1.
  33. hdp milletvekili hasip kaplan'ın ülkücü hareketin tek bir hareketiyle deyim yerindeyse bir yerlerinin tutuşmasıdır.

    ilgili twiti: https://twitter.com/Hasip...status/641316699120226304

    yorumsuz kalır mı? murat ide döşemiş en sağlam yorumu: https://www.facebook.com/...5543.663243004&type=1

    topunun köküne kibrit suyu.
    11 ...
  34. ki ben mona roza bulurum seni

    1.
  35. im your truth telling lies

    1.
  36. metaloji'nin thrash subesinin tanrisi metallica'nin uber ayin seremonisi sad but true'dan bir pasaj.

    yalanlar soyleyen gerceginim manasi tasir.

    https://youtube.com/watch?v=A8MO7fkZc5o

    Hey
    I'm your life
    I'm the one who takes you there
    Hey
    I'm your life
    I'm the one who cares
    They
    They betray
    I'm your only true friend now
    They
    They'll betray
    I'm forever there

    I'm your dream, make you real
    I'm your eyes when you must steal
    I'm your pain when you can't feel
    Sad but true
    I'm your dream, mind astray
    I'm your eyes while you're away
    I'm your pain while you repay
    You know it's sad but true you

    You
    You're my mask
    You're my cover, my shelter
    You
    You're my mask
    You're the one who's blamed
    Do
    Do my work
    Do my dirty work, scapegoat
    Do
    Do my deeds
    For you're the one who's shamed

    I'm your dream, make you real
    I'm your eyes when you must steal
    I'm your pain when you can't feel
    Sad but true
    I'm your dream, mind astray
    I'm your eyes while you're away
    I'm your pain while you repay
    You know it's sad but true hate I'm your hate

    Hate
    I'm your hate
    I'm your hate when you want love
    Pay
    Pay the price
    pay, for nothing's fair
    Hey
    I'm your life
    I'm the one who took you there
    Hey
    I'm your life
    And I no longer care

    I'm your dream, make you real
    I'm your eyes when you must steal
    I'm your pain when you can't feel
    Sad but true
    I'm your truth, telling lies
    I'm your reason alibis
    I'm inside open your eyes
    I'm you
    Sad but true
    16 ...
  37. aşk bize gurbet

    1.
  38. eylem aktaş'ın dalgakıran parçasından vurucu bir dizedir.
    özlemi yaşatır bir ses.

    --spoiler--
    aşk herkesi kırar biraz
    eksilmesin acısı şükret
    varsın ağlasın dalda kiraz
    herkes kendine sürgün biraz

    çocuk gülüşün dünden bir yara
    aşk bize sıla
    günler gelir ve büyürüz elbet
    aşk bize gurbet
    ayışığı dalgakıran
    yarada tuz aşktan kalan
    ayışığı tende bıçak
    giden sürgün kalan kaçak
    aşk bize sıla
    aşk bize gurbet

    kapansın yarası şu gecenin
    ayrılıklar örtsün üstümü
    kimim kimsemdi ah gözlerin
    gidecek yeri yok kimsenin
    --spoiler--

    https://www.youtube.com/watch?v=Fn340XbRC_k
    15 ...
  39. heroes for ghosts

    1.
  40. yazdılmadığını görünce şaşırdığım aşmış the gathering parçasıdır.

    https://www.youtube.com/watch?v=6m-zhD8Qh9w

    --spoiler--
    Fading falling
    Slow winds breaking soundscapes
    And waves of velvet sweeping
    Into me

    You moved all that was in my world
    And showed me all the new colours
    In my universe where storms run

    Falling, falling, falling, fall into me
    I hear echoes of my speech
    And I see shadows of my walk
    I feel the past
    I always look backwards

    Fighting, floating
    Tasting blood in my mouth
    Ancient damp painting ruins
    Feel the rising chill

    I listened to the sound of your airs
    Were watching stone saints fall over
    While the black crows will be taking to the sky

    Falling, falling, falling, fall into me
    I hear echoes of my speech
    And I see shadows of my walk
    I feel the past
    I always look backwards

    My heart is drifting through all shades of green
    My head is thinking through meadows of the sea
    Lonely as I am

    Expanding the scene where I've never (ever) been
    A promise at last to call back the past
    To finish off with you - I'm finishing off with you

    Sliding down
    --spoiler--
    11 ...
  41. buluşmada sizi gören erkeğin konuşamaması

    1.
  42. https://youtube.com/watch?v=bkAqtCQBNdU

    yukaridaki sekilde tecelli eden, konusabilse bile sacma, sapsal bir iki cumleyi gecemeyecek olan erkegin yasadigi buyuk buhrandir.
    10 ...
  43. arjinn

    1.
  44. hos gelmis olacak yazar.

    disikisi olmasindan mutevellit dolacak buralar. parsel niyetine tutututu. amin.
    9 ...
  45. ülkedeki arapçı yobazları asimile etmenin yolları

    1.
  46. yoktur. analarını siken arap olsa beline kuvvet efendimin soyu diyecek pezevenkler.
    4 ...
  47. bir durumun orospu çocukluğu

    1.
  48. denenen her yolla yatismayan ve artan sinir harbi siddetinin patlama noktasina hizla tirmanisi.
    2 ...
  49. mastürbasyon bakanlığı

    1.
  50. mastürbasyon bağımlılığı hastalığının yaran yanlış okumama kurban gitmesiyle ortaya çıkan bakanlıktır. gerçi türkiyedeyiz. çocuk sayısından sevişme şekillerine kadar devlet müdahale ediyor. yakında kurulur bu bakanlıkta. muhalif şekilde boşalana 6 ay hapis!
    1 ...
  51. at avrat notepad

    1.
  52. türkçü bir yazılımcının üçlüsüdür.
    1 ...
  53. sikinin ucuyla iş yapmak

    1.
  54. güven tayyip erdoğan nickli medium kullanıcısının harika yazısıdır.

    tam başlık: türk milleti ve sikinin ucuyla iş yapmak gerçeği.

    https://medium.com/ @guvenindahouse/turk-milleti-ve-sikinin-ucuyla-i-s-yapmak-gerce-i-e7b170699056

    --spoiler--
    Parayı neredeyse “ananı sikiyim” diye alan, para üstünü “babanı sikiyim” diye veren, yolda karşıdan karşıya geçerken ne kadar yavaş yürür, insanların hayatlarını ne kadar kötü hale getirebilirse bu küçücük eylemiyle o kadar mutlu olan, yaptığı her işten tiksinen ve kabalığın, duyarsızlığın, “siklememenin” ve hatta diğer insanlara mütemadi bir “önce BENiM dediğim olacak” diyen koskoca bir hıyar tarlasına 3 haftalık tatile geldim.

    Bu üç haftalık tatilin istisnasız her gününde “allah hepinizin toptan belasını versin amına koyduğumun insanları” diye sinir krizleri geçirdim. Girdiğim her dükkandan çıkarken benzin döküp yakmak istedim.

    Her şeye bahane bulan, her şeyi kendi istediği gibi yapmaya çalışan, otoriteye başkaldırıdan bihaber olup yaptığı işin doğrusunu anlatmaya çalışan herhangi birine “heaaassiktir len :-)))” tavrının muhteşem zekice ve “witty” olduğunu düşünen bu pislik milletin bu hale nasıl geldiğini, nasıl bu kadar bireysel zekanın artık işleyemez olduğu bir cehalet seviyesinde hayatta kalabildiğini düşünüyorum duruyorum.

    Gözlükçüye gidiyorum. “Bakın” diyorum, “Bu gözlük benim için pek kıymetli ancak yamuldu. Camlarını değiştirmeden önce düzeltebilir misiniz öğrenmek istiyorum.” “Pek tabii ki Güven Bey!” diyorlar. Yani kendine o kadar güveniyor ki ben anında anlıyorum olmayacak bu iş. Bu kadar özgüven, işini iyi bilen ve yapan birinde olamaz. Olmamalıdır. Ama ben gerizekalı olduğum için “Peki. Ama yapamazsanız size ödeme yapmayacağım” diyorum. “Öyle birşey olmaz Güven Bey merak etmeyin.” diyorlar. Çünkü biliyorlar sike sike ödeyeceğimi. Çünkü biliyorlar, bu millet ya “lanet olsun tamam allahın aşkına al ve sus” diye ya da “hööh dödödödö öl pörömö” diye verir parasını.

    Olmadı. Yapamadılar. Anasını siktiler gözlüğün.

    Bir çanta aldım ortamların en kalburüstü diye bilinen dükkanlarından birinden, çantanın bir parçasını torbaya koymamışlar. Aradım dedim “Bu parça yok?”, “Güven Bey çok özür dileriz. Hemen ilgilenen arkadaşa ulaşıp 10 dakika içinde arıyoruz sizi.” Aramadılar. Ertesi gün 2'ye kadar oyaladılar. Çünkü benim ekstra çanta parçasına ihtiyacım vardı ve onlara yalan söylüyordum.

    “Abi tarhanam…Offff…” diyor, “Ey maşallah ver abi!” diyoruz. Bir tanesi yarım iki kase geliyor. Soğuk. Geri gönderiyorsun, “başka yok” abi diyorlar. Yani zaten dibini vermemiş olsan böyle olmazdı ki bu işler… Neden bana yalan söylüyorsunuz? Niçin işinizi ciddiye almıyorsunuz amcık ağızlılar?

    Gazete alırsın gazetenin muhabirinin sorduğu yarrak gibi soruları görürsün, kampa gidersin “telefon çekiyo mu” dersin, göz göre göre yalan söyler. Çünkü zaten gelince sen sike sike kalacaksındır orada.

    Araba sürersin birileri seni hep öldürmeye çalışır.

    Bişeyi 1 söylersin 2 gelir. 3 söylersin 1 gelir. Bir ağaç keserler kafana düşer, bir film izlersin sesi kısıktır ilk 5 dakika, yalan söylerler, yanlış söylerler, “beğenmiyorsan taksiye bin”dir, monşerler demokrasisidir. Güzel ve doğru olan her şey “elit”tir. Düzgün çalışmak “artislik”tir. Çalışkanlık “ineklik”tir. Doğruyu söylemek “ispiyonculuk”tur. Kavga etmemek, konuşalım anlaşalım demek “ibnelik”tir. Şikayet edene “ağlama lan”, rica edene “ne yalvarıyosun eaaamına koyum”, “Seviyorum” diyene “iyice karı oldun”dur. Her şeyi alaya alan bu milletin, koca koca adamların ağzına bütün sosis sokan Mehmet Ali Erbil’e HÂLÂ gülmesi çok mu şaşkınlık verici?

    Tembel, vahşi, sistematik hiçbir eğitimin kıymetini bilmeyen ve bilakis bu tip şeyleri aşağılayan bu kültürün, bu milletin sürekli yalan söyleyen, çalan çırpan, yakalanınca gülen, rakipleriyle alenen dalga geçen, kaba saba bir amcık ağızlıya 12 sene oy vermiş olması şaşılacak birşey değil.

    Türk eğitim ve aile sisteminin her anında, yani insanın çıkamadığı yaklaşık 19 senelik bir cam kavanozun her santimetreküpünde öğretilen şudur: her şeyin kolay bir yolu vardır. Hiçbir şeyi tam olarak yapmak zorunda değilsin. Kurallara uymak birkaç “yalaka”nın dışında kimse tarafından yapılması gereken birşey değildir çünkü müeyyideler hiçbir zaman o kadar ağır olmayacaktır. Çünkü müeyyidelerin uygulanmasını sağlayacak sistemi yürüten kişiler de aynı siklememezliktedir. Onlar da birilerinden tırsmakta, onlar da birilerinden nemalanmaktadır.

    “Anne bunu alıyım mı” — alma. “Anne bunu alıyım mı” — alma. “Anne bunu alıyım mı” — alma. “Anne bunu alıyım mı” — al allah belanı versin. Neden? Çünkü bu çocuk bebekken ağlamasın diye istediği her boku yapmışsınız. Önemli olan doğrunun ve aklın, bilimin gösterdiği şeyin yapılması değil, o an o kişilerin rahatsız olmamasıdır. Yeter ki sussun o çocuk. Anlık bir bireysel tatmin üzerinden hareket eden tüm eylemler, bunların bir araya gelişi, hiçbir zaman saygın bir toplum yaratabilecek ivmeyi kazanamayacak, “şunun şurasında bilmemkaç yıllık ömrüm kaldı” bilgisinin sürekli aklın arkasında bir yerlerde “bu yüzden ben olmayan herkesin anasını sikiyim.” algısıyla Türk milleti asla refaha eremeyecektir.

    ANASINI SiKTiMiN ORRRRRRROSPUÇOCUKLARI YOLA SECCADE SERiYO YA YOLA YOLA. BiLDiĞiN ARABA YOLU VAR YA YOLA SECCADE SERiYO.

    Laf söyleyince de “Kaaaardeeşşim cuma cuma benim asabımı bozma hadddi canım karrrrdeşimmm” diyor. Ne olacak şimdi? Anlıyorsunuz değil mi? Herkes biliyor değil mi bir sonraki serzenişimi? “Polis (ACAB) çağırsan ne olacak?”

    ÇÜNKÜ bu ülkenin polisi (ACAB) de işini sikinin ucuyla yapar, yola seccade seren mü’minden rahatsız olan şehirliyle taşşak geçer, “noooldu eaaamına koyum ssosssyeteee misin?” diye keser atar kendi içinde şikayeti duyar duymaz.

    Kelimenin tam anlamıyla, eğer bir sorun “benim” başıma gelmiyorsa bu sorun o kadar da önemli değil, o kadar da çözülmesi gereken yahut “benim” eyleme geçmem gereken bir şey değildir.

    Bunun da nedeni elbette yine Türk eğitim sisteminin “bütünlük” algısını veremeyen hatta bunu anlamayan bir sistem oluşudur. Şeylerin ve sistemlerin birbirine derinden bağlı olan kavramlar olduğunu, her şeyin bir türlü birbirinden etkilendiğini, kolaborasyonun ve topyekünlüğün önemini bir türlü anlatmayan anca “olayları” yahut “formülleri” öğreten bir eğitim ve toplum sisteminden “bunu böyle yaparsam bilmemneye zarar verir” diye analiz edebilen insanların çıkmasını beklemek abesle iştigaldir.

    Her şeyle dalga geçin. Her şeyi aşağılayın. Her şeyi sikinizin ucuyla yapın.

    Çünkü sonuçlar hiçbir zaman sizin tüm hayatınızı etkileyecek kadar büyük olamaz. Her şeyden yırtmanın bir yolu vardır. Her şeyi yarım yamalak yapmak günün sonunda hiçbir şey yapmamaktan iyidir.

    4 yanlış bir doğruyu götürmeseydi soruların hepsini sallayacak koskoca bir “eğitimli insan” kütlesinden bahsediyoruz.

    “Beğenmiyorsan siktir git” derler. Çünkü önemli olan güzel bişeyler yapmak değildir. Adalet değildir. Sistemin yürümesi değildir. Önemli olan “ben”liğin olduğu gibi kalması ve kişisel çıkarlarıdır.

    Geldim. 13 gün oldu. Bugün kafamı duvarlara vurmaya başladım artık. Kusuruma bakmayın… Gideceğim yakında yine. Kusuruma bakmayın.
    --spoiler--
    1 ...
  55. vefasızların resmi

    1.
  56. selahattin adıgüzeller'e ait şiir tadında bir yazıdır.

    Eski bir aşkımı arıyordum.Hatıraların tozlu sessizliğine gömülmüş küçük bir antikacı dükkanından içeri usulca girdim.Dükkan sahibi kır saçlı ihtiyar,bir köşeye oturmuş el dokuması büyükçe bir saray
    halısının güve yemiş taraflarını tamir ediyordu,özenle"Hoş geldin"dercesine başını salladı uzaktan.
    Kendimi terk edilmiş yalnızlıklar müzesindeymiş gibi hissettim bir an.Tarih kokuyordu her yer,naftalinlenmiş
    bir tarih.Gözüme ilk çarpan bir kenarda hurdaya dönmüş bir daktilo oldu.Siyah renkli,iri bir şey markası bile doğru dürüst
    okunmuyordu.Yorgun tuşlarına hafifçe dokundum,çoğu sağlamdı tuşların;fakat üç harfi eksikti:"A,Ş,K"Gürültü
    yaparsam sanki tarihin büyüsü bozulucaktı.Ürkek adımlarla dolaşıyordum antikacı dükkanında.Bir köşede öksüz kalmış
    küçük bir ağaç resim çerçevesine ilişti gözüm.Uzandım,içi boştu çerçevenin.Önce elimin tersiyle üzerindeki tozu
    sildim,sonra heyecanla cüzdanımdaki siyah beyaz resmi çıkarıp çerçeveye yerleştirdim.Fotoğrafa renk geldi çerçeveye
    hayat,çerçevenin yanında Çin işi toprak bir vazo duruyordu.Vazoya solmaya yüz tutmuş umutlarımı koydum.Su
    beklemeden mutluluk tomurcukları açıverdi,yeşillendi umutlarım.Cam vitrindeki fildişi saplı mektup açacağını kılıfından
    çıkardım,eski sevgiliye yazamadığım birikmiş bütün mektuplarımı açtım oracıkta.Ben yazamadığım mektupları yüksek
    sesle okudukça antikacı ihtiyar gözlüklerinin üzerinden gülümsüyordu.Duvar dibindeki pas tutmuş denizci pusulasını
    görünce anladım,bende pusulasız sefere çıkmış kaptandan farksızdım antikacı dükkanında.Fırtınalı bir gecede,anılar
    okyanusunun ortasında azgın dalgalara tutulmuş gibiydim.Sessiz,sakin bir liman arıyordum.Eski sevgilimin gözleri deniz fenerimdi.
    Yanmasını bekliyordum gün ışımadan.Zifiri karanlıklardaydım,gece lambasının fitili ha bitti ha bitecek.Masa üstündeki
    gümüş işlemeli tabakadan bi rsigara alıp yaktım.Lambanın son ışık damlasında güç bela,dumanı ciğerlerime inmemişdi ki
    antikacı ihtiyar seslendi:"Ordan bir cigarada bana yak,evlat!"hava kararmak üzere,yeter bu kadar nostjji,fazlası yarınımıda
    zehirler.Duvarda asılı,akrep ve yelkovanı çoktan tedavülden kalkmış,camı kırık cep saatine baktım.Vakit epey geç olmuş,
    ufak ufak kaçmalı.Kapıya doğru yöneldim iğnesi sesizliğin üzerinde pinekleyen tozlu bir gramafon duruyordu kapının
    arkasında.Tozlarını üfledim ve yanındaki taş plaklardan bir tanesini rast gele koydum.Ses hiç yabancı değildi,şarkıda
    "Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini,yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara".Eski sevgili gözlerimin
    rengini unutmuş olsa bile ben onun lenslerinin rengini hala hatırlıyorum,ah şu şarkıların gözü kör olsun,diyerek başka bir
    plak koydum gramafona.Nereden sevdim o zalim kadını,zehretti bana hayatın tadını.iğnesi yüreğime batmadan kapattım gramafonu.
    içimi efkar sokağı karanlık basıyordu.Geldiğim gibi usulca çıkıyordum ki kapıdan,antikacı ihtiyar ardımdan koşturup gazete kağıdına sarılı
    bir paket tutuşturdu elime."Bu ne?"dedim,şaşkın bir vaziyette"aradığın"dedi.Bilge bir ses tonuyla aradığın.Hemen oracıkta gazete
    kağıdına sarılı pakedi açtım.imzasız bir ressamın fırçasından çıkma yağlı boya bir tabloydu.Tablo o aradığım o eski sevgilimin bir portresiydi.
    Evet,o ta kendisiydi.Dudaklarından gülen gözlerinden tanıdım onu heyecanla kekeleyerek sordum:"Siz,siz bunu nerden tanıyorsunuz?"Acı acı
    gülümsedi antikacı ihtiyar:

    "BÜTÜN VEFASIZLARIN RESMi AYNIDIR,EVLAT."
    1 ...
  57. kılavuzu vslstudio olanın burnu bugdan kurtulmaz

    1.
  58. visual studio kullanması gereken ve dotnet yazılımcısı olan bünyenin, programın bugları sebebiyle söylediği haklı haykırışıdır.
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük