bugün daha da anlamlı olan şarkı. o güzel günleri, geleceğe umutla baktığımız günleri, kaybettiklerimizi ve kazandıklarımızı düşündürtmekte. bir şeyler olsa, tekrar 2 yıl önce bugün olduğu gibi birbirimizi kabullensek, farklı düşüncelere karşı anlayışımız o günlerdeki gibi olsa. özgürlüğümüz için, bizden farklı insanların da özgürlüğü için çıksak tekrar sokaklara. veya bir ağaç için çıksak tüm sevgimiz, saygımızla birlikte. belki de hep birlikte bağıra bağıra söyleriz chinawoman'ın bize en güzel armağanı olan bu şarkıyı.
nasıl yaptığımı hâlâ çözemediğim yollardır. her gece yanlışlıkla bu saatlere kadar uyanık kalıyorum. büyük ihtimalle bi' şekilde uykumu açıyorum ama hangi şekilde bulamadım.
acaba heteroseksüel bir erkeği homoseksüel bir erkek aynı yöntemi kullanarak, homoseksüel olmasını sağlayabilir mi sorusunu akla getiren iğrenç önerme.
gerçekten bencil bir insanım; çocuğum yok kedilerim var ve onlara karşı bencilliğim yok oluyor. bencil insanlar olarak sadece benciliz, duygusuz değil.
should i stay? should i go?
should i run far away
to the point where i
can't even see the universe?
i know i'm killing time
and baby that's not fine.
i'll pack it in, pack it in
never smoke anything
never eat anything
that will compromise my health
and baby that means you too,
that means you.
it's impossible to pinpoint
you were like a fat joint
i cannot remember
you back in november
never gonna allocate
all of this dark hate
stuck in the middle
in the middle of it.
give it up, give it up, give it up for lent
take a break, pack it in, take it out to the bin
isn't it counterfeit?
take a hit, a little bit
wasn't it not worth it?
i don't wanna,
i don't wanna, i don't wanna even know
why you haven't sold our band of gold
isn't it kinda shit? take a hit, a little bit
wasn't it not worth it?
slip up, faux-pas
yet another mistake
when i blunder all i see
is another thunderstorm
brewing above the house
of anarchy we share.
when we have a visitor
they are visibly disturbed
they don't wanna hang around
in the company of you and i
and i don't blame them one iota
no i don't.
it's impossible to pinpoint
you were like a fat joint
i cannot remember
you back in december
never gonna dissipate
all of this black hate
stuck in the middle
in the middle of it all.
give it up, give it up, give it up for lent
take a break, pack it in, take it out to the bin
isn't it counterfeit?
take a hit, a little bit
wasn't it not worth it?
i don't wanna, i don't wanna, i don't wanna even know
why you haven't sold our band of gold
isn't it kinda shit?
take a hit, a little bit
wasn't it not worth it?
i don't wanna,
i don't wanna, i don't wanna, i don't wanna be your personal assistant.
you'll
meet my resistance everyday.
what's it gonna take to make it crystal clear to
you that we are through?
i'm angrily surprised at you.
i don't wanna, i don't
wanna be with you
back then, yes maybe, now it's crazy
we're no good for one another
i don't wanna, i don't wanna act like this
you know, i wanna be free
i want to be free.
give it up, give it up, give it up for lent
take a break, pack it in, take it out to the bin
isn't it counterfeit? take a hit,
a little bit
wasn't it not worth it?
i don't wanna, i don't wanna, i don't
wanna even know
why you haven't sold our band of gold
isn't it kinda shit?
take a hit, a little bit
wasn't it not worth it?
genellikle erkek çocuklarının yaptığı eylemdir.
istatistiklere göre bu eylemi gerçekleştirdikten sonra gelen cümle ise "kızları anlamıyorum abi yaaaa" olur. bu erkek çocuklarının
-mantıklı olan- bir kısmı ise büyüdüğü zaman insanları cinsiyetlerine göre ayırmaz, kişinin hareketlerine göre mantıklı olup olmadığını değerlendirir.
normal insandır. sadece kimileri kabul eder bencil olduğunu, kimileri kabul etmez sanki kötü bir şeymiş gibi. kabul etmeyen kişiler tarafından da kendi hariç tüm insanlar bencil olarak nitelendirilir.
hayatının genelinde mutsuzdur ama, anlık mutluluk yaşayınca da bunu dile getirmekten çekinmiyordur. mutluluğun ne kadar kolay elde edildiğini de fark etmiştir, havanın güzel olması bile o gününü mutlu geçirip bunu dillendirmesine sebep olabilir.
içinde "en küçük bi' ses bile sanki gök gürültüsü" diye bir söz geçen bülent ortaçgil şarkısı. yalnızlık ve yalnızlıktan duyulan memnuniyet bu kadar can yakan bir cümle ile anlatılamaz sanırım.
roma portre sanatında sakal modasını başlatmış imparator. çocukluğu yunanistan'da geçtiği için yunan kültürüyle büyümüştür. felsefi yönü oldukça gelişmiştir ve yunan filozoflarına hayranlık duyduğu bilinir. portrelerinde sakallı gösterilmesinin sebebi de, yunan filozoflarına olan ilgisidir, kendisini onlar gibi göstermek ister.
imparatorluk döneminde roma'da büyük savaşlar yaşanmamıştır. bu yüzden imparator olduğu süreç 2. Pax Romana dönemi olarak da anılmaktadır.
kabullenememek kavramını da öğrendim bu sayede. bebeğim ben öğrenmeden 1 hafta önce veda etmiş. şaka olduğunu sandım, kendimi tokatlayarak uyandırmaya çalıştım. ne birisi şaka olduğunu söyledi, ne de gözümü açtığımda karşımdaydı küçüğüm. odamın kapısını hafifçe ittirip yatağa uzandım. kapıyı öyle kapatmama sinir olur, ittirip açardı ne zaman bunu yapsam. yine ittirip açar belki diye bekledim, kapı açılmadı ben açana kadar. balkondan düşmüş canımın parçası, söyleyememişler bana. oysa ki iki hafta ayrı kalacaktık onunla sadece. özlemiştim, sarılıp koklayacaktım, gece birlikte uyuyacaktık can dostumla. ve ben ona oynar diye en sevdiği oyuncağını getirmiştim.
kediler 9 canlı derlerdi. benim bebeğim 9 canını bir kerede harcayacak kadar acı mı çekti yani? o şokla birlikte hissetmemiştir değil mi? acılar içinde ölmüş olamaz benim küçüğüm değil mi? kediler iyi bakımda 20 yıla yakın yaşar demişlerdi bana. yaşatacaktım onu 20 yıl. en uzun ne kadar durabilirse yanımda, o kadar duracaktı. ama şimdi adını söylediğimde olduğu yerden koşup üstüme atlayan bir şey yok. benim 4 ayaklı küçük adamım artık yanımda değil. dayanamıyorum, oğlumu özledim, oğlumu istiyorum ben. birisi olsa bana bebeğimi geri verebilecek, ayaklarına kapanırım onun.
2 gündür kendisinden başka bir şey dinletmeyen şarkı. edebiyat ve müziğin en güzel yanı; bizim tarif edemediğimiz hislerimizi bir kalıba oturtup bize göstermesi bence. "Bak sen şu an şunları hissediyorsun." imany de o kadar güzel ve basit anlatmış ki. Çok sade, ben nasıl tanımlayamadım bu hislerimi bak bu kadar kolaymış işte dedirtiyor. ama sade olması kesinlikle bir eksi demek değil bu şarkı için.
Çok basit bir konu için bile olsa fazla düşünen insanlardır. bunun yanında, takıntılı insanların empati yetenekleri de diğer insanlara göre oldukça gelişmiştir ve olaylara her zaman farklı farklı açılardan bakarlar. Bu bağlamda takıntılı insanlar zaman zaman insan ilişkilerinde işine yarayan bir düşünce sistemine sahip olsa da kendi iç dünyasında epey zorlanan insanlardır. Bir hareketi yapmadan önce birçok kez düşünür ve sonuçlarının nerelere varabileceğini varsayımlar üzerinden tespit eder. Her türlü ihtimal üzerinden gittigi için de kafasından geçen düşüncelerden birisi mutlaka gerçekleşir. Sonra her şey en başa sarar ve kendi kendine, sonucunun böyle olacağını bildiğin halde bunu yaptın diyerek kendini eleştirmeye başlar. Böylelikle yeni bir takıntılı düşünce elde etmiş olur.
Kimi veganların duygusallığı; hayvanların canının acımasından öte, haksızlığa ve türcülüğe maruz kalıyor olmalarına karşı bir duygusallıktır ve gereksiz değildir. Eğer bu gereksiz bir duygusallık olarak görülüyorsa, insanlara yapılan haksızlıklara karşı da tepkisiz kalınmalıdır.
Aslında zayıf kadın güçlü kadındır. Güçlü kadının umrunda olmaz dışarıdan nasıl göründüğü, kendilerini başkalarına kabullendirmekten önce kendisi kabullenmiştir. Saklamaz kendini başkaları benim kırılgan yanlarımı görmesin diye. Dışarda kaya gibi sert, darbe alsa da yıkılmayacak gibi görünen ama, yalnız kaldığı anlarda kendilerini darmadağın eden kadınlar yalnızca iyi birer oyuncudur. Duygularını yaşamaktan korkmayan, yalnızca güvenli bölgesinde değil de her yerde darmadağın olabilen kadındır asıl güçlü olan. O zaman bütün kadınlar güçlüdür düşüncesi gelmesin akla, elbette güçlü kadının da bir antisi vardır; basit kadın. O da bu kırılganlıklarını başkaları üstünde kullananlar, kendi isteklerini bu yolla insanlara yaptıranlardır.