Sabaton'un Carolus Rex albümündeki ikinci parçadır. Sabaton'un en iyi parçalarından biridir.
1611-1632 yılları arasında isveç kralı olan Gustav II adolf'un onuruna yazılmıştır.
bu gece, sıkıntılıyım bu gece
karanlıkta bir ses fısıldıyor sanki
beynimin içinde, duvarlada, kalbimde duyuyorum
mızrak gibi deliyor benliğimi
şarıl şarıl döküyor yere içimdeki sessiz haykırışı
ağlıyor sanki bu gece, kaybolan nice geceler için
nefesini hissediyorum, ensemde,
haykırıyor bu gece, parmaklarının arasından kayıp giden rüzgar gibi geçen nice gecelere
sonra susuyor, adeta kendi sesinde boğuluyor, kendi kanında boğulan bir adam misali
sıkıntılıyım bu gece, titriyorum, tüm o kayıp gecelerin yasını tutar gibi
amerika'nın en gerizekalı insan kitlesini barındıran bir birleşik devletler eyaleti. zira teksas'lılar, louisiana'lılardan bile daha gerizekalıdırlar.
müslümanlardan, yahudilerden, ateistlerden, homoseksüellerden, aseksüellerden, feministlerden, komunistlerden, ruslardan, ingilizlerden, kübalılardan, california'lılardan, kısacası kendileri gibi ''redneck'' olmayan herkesten ölesiye nefret ederler. cahildirler. evlerinde en az bir whincester marka pompalı tüfek bulunur. eşlerinin onlara ve çocuklarına hizmet etmek için doğduğunu düşünür, kadınların ehliyet almaması gerektiğini savunurlar. kamyonet hastasıdırlar. biraya bayılırlar. tarantino'nun inglorious basterds filmindeki brad pitt'in karakterinin konuşma tarzında konuşurlar. leş gibi de kokarlar.
kısacası, garip ve rezalet bir eyalettir teksas. alexis texas'a, texas smokehouse burger'e bakıp da bi bok zannetmeyin.
tanrı ölürse, politikacılar dini kullanamaz hale gelecekler, insanoğlu bilimsel anlamda çok daha hızlı gelişecek.
lakin insanlar korktuklarında ya da umutsuz hissetiklerinde, ve yardımsız kaldıklarında sığınacakları bir kapı bulamayacaklar.
cehennem fikri ile korkutulmadıkları için, günümüzde din tarafından tutulan insanlar rezalet insan oluşumları olacaklar (size ''olum ben ateist olsam yemediğim bok kalmaz amk sen manyak mısın niye tutuyon kendini'' diyen gerizekalı arkadaş gibi),
ve çocuklar ''ölünce ne olacak bana'' sorusunu sordukları zaman ''sonsuza dek yok olacaksın'' cevabını alıp, yaşamın anlamsız olduğunu düşünecekler, anlayamayacaklar, ve manyağa bağlayacaklar.
kısacası, tanrı ölmesin, sadece insanlar birbirlerinin inançlarına saygılı olup kafatasçı gerizekalılara dönüşmesin.
insanların bağnazlıkları veya dini inanışları nedeniyle reddettiği bilimsel gerçek.
üstelik sık sık ''sadece teori o, kanıtlanmamış bir şey'' şeklinde, saçmasapan ve cahilce ithamlara maruz kalır. eğer siz de böyle ithamlarda bulunuyor iseniz, lütfen şu sayfayı ziyaret ediniz. http://www.notjustatheory.com
ingilizcesi yetmeyenler için özet:
''Bilim adamları 'teori' kelimesini kullandığında, günlük hayatta normal kullanımından daha farklı bir anlam taşır. Bilimde, teori bir tahmin, bir önsezi değildir. gözlemlerimiz için, iyi doğrulanmış, iyi desteklenmiş, iyi belgelenmiş açıklamalardır.''
''bazı insanlar, bilimde, bir teoriniz olduğunu ve o teori kanıtlandığı zaman yasa olduğunu düşünürler. bu, bu şekilde işlemez.''
''bir teori, asla yasa olmaz. Aslında, bilimde bir hiyerarşi olacak olsaydı, teoriler yasalardan daha üstte olurdu. bir teoriden daha yüksek ve daha iyi bir şey yoktur.''
''bu açıklamalara 'teoriler' adı verilir, ve her zaman teoriler olarak adlandırılacaklardır. yasalara dönüştürülemezler, çünkü yasalar farklı şeylerdir. yasalar tarif eder, ve teoriler açıklar.''
''sadece 'yerçekimi teorisi' olarak adlandırılması, onun bir tahmin olduğu anlamına gelmez. test edilmiştir. bütün gözlemlerimiz onu desteklemiştir, tahminlerini de test ettiğimiz gibi.''
''doğal seçilim tarafından evrim teorisi, evrim gerçeği için bizim bizim en iyi açıklamamızdır. 150 yılın üstünde bir vakittir ki test edildi, incelendi ve konuyla ilgili tüm gözlemler tarafından desteklendi.''
''evrim sadece bir teori değildir, muzaffer bir teoridir.''
yani kardeşlerim, siz isteseniz de istemeseniz de evrim gerçektir, ve söyleyebileceğiniz hiçbir şey bunu değiştirmeyecektir.
edit 2: bu arada insanların maymundan geldiği gibi bir yanılgı vardır ki bu doğru değildir. evrim teorisi, insanların maymundan değil, insanların ve maymunların ortak atadan geldiğini savunur.
dışarıda bir kafede, sakin sakin otururken, birinin size arabayla çarpması, komaya girmeniz, 40 yıl sonra uyanmanız, aynaya bakıp dehşete düşmeniz, hemşirenin size ''40 yıldır komadaydınız'' demesi. en büyük korkularımdan biridir. bir düşünsenize, ömrünüz bitmiş, hayatınız bitmiş, tanıdığınız insanların yarısı ile beraber ebeveynleriniz ölmüş, işiniz, eviniz barkınız kalmamış. kabus gibi lan.
chandler: ''eddie thinks that i had sex with her girlfriend, then killed his fish.''
pheobe: ''why did you killed his fish?''
chandler: ''because, pheobe, after you have sex with someone, you have to kill a fish.'' repliği ile beni benden alan, dizi tarihinin en esaslı sitcom karakteri. ayrıca kendisi canlandıran matthew perry'nin sağ elinin serçe parmağının ucu yoktur.
dünya üzerindeki en gereksiz, en boktan olgudur. dinler ve ırklar ile beraber, dünya üzerindeki çatışmaların ana kaynaklarındandır. insanı dostuna düşman eder, öyle pis bir şeydir.
kültürsüz olması, espri anlayışının küfürden ve absürt hareketlerden ibaret olması, bencil ve kibirli olması, cahil olduğu halde bilgili gibi davranması.
başkalarının halinden daima anlamaya çalışın. onların acılarını veya sevinçlerini hissedin demiyorum, sadece mutluluklarını ve hüzünlerini anlayın. bunu gerçek anlamda başarabilirseniz, hoşgörülü ve anlayışlı olursunuz. bu da dünya üzerindeki tüm sosyal odaklı problemleri çözer.
karlı bir londra akşamında, şöminenin karşısında Glenfiddich Janet Sheed Roberts Reserve 1955 eşliğinde puro içiyormuş gibi hissettiren muhteşem ötesi ludwig van beethoven eseri.
sağır bir adamın böyle bir şaheser çıkarabilmesi olağan üstü gerçekten.
Rhapsody of Fire grubunun, 2004 yılında çıkan Dark Secret albümündeki şarkıdır. Luca Turilli gitar solosunda ''insan değil bu adam'' dedirtecek derecede hayvani bir performans sergilemiştir.
grafikleri iyi olan, hikaye bakımından zayıf, yarısı yapmaya değmeyecek aktivitelerle dolu oyundur. ben oyunu binalardan paraşütle atlamak için, banka soymak için, sokakta rpg ile dehşet saçmak için, milletin havuzuna turizmo ile dalmak için almışım. yoga ne lan? gerizekalı oyun bana 10 dk yoga yaptırdı zorla. bide aptal aptal dart oynama ve tenis aktiviteleri var. benzinlik patlatıp striptiz kulübüne akmak varken ben ne eyleyim dartı?
her neyse, bu oyunda san andreas'ın countryside'ını road trip edasıyla gezmek, hele bunu fps moduyla yapmak çok zevklidir efenim. tavsiye ederim.
ayrıca multiplayer modu da şahanedir.grand theft auto iv'deki fiyasko multiplayer'dan sonra ilaç gibi geldi yeminle. arkadaşlarla arabaya doluşup soygun yapmak, skydiving yapmak pek zevkli oluyor.
kısacası, hoş oyundur, güzel oyundur. hikayesi daha sağlam olsa daha iyi olabilirdi. oyundan yana hikayesinden başka beğenmediğim bir özellik yok. ama niyeyse, onca güzelliğine karşın, san andreas'ın, vice city'nin, özellikle bizi 3d gta dünyasıyla tanıştıran grand theft auto iii'ün verdiği zevki vermedi bana. belki artık yaşlanıyorum ve oyunlar bana eskiden verdiği tadı vermiyor, belki saydığım oyunları çocukken oynadığım için şimdi kayırıyorum. nedeni her ne olsa da, oyunların artık o eski tadı vermediği de bir gerçek.