Sabah kalktığımda genel haberleri ve bölgemdeki haberleri analiz ederken, neredn nasıl aklıma geldi ya da ne tetikledi bilmiyorum ama içimdeki bir ses bana "yahu bu Fettullah niye HAC'a gitmedi" diye sordu.
Hemen google anasayfası vasıtasıyle araştırmaya başladım, adma HAC'a gitmiş, hem de 1968 yılının bilmem kaçıncı günü. Araştırmamın kaynağında ittihad Gazetesi, 19 Şubat 1968 diye bir neşriyatın yazısına da rasladım.
Evet FETTULLAH HAC'A GiTMEMiŞ!..
ŞiMDi BiRiLERi ATLAYACAK, HAYIR GiTMiŞTiR DiYE.
Yok canım yok, bağırmayın öyle hemen, adamı izmir Müftülüğü görevli olarak göndermiş!.. Ki, eğer öyle olsaydı bir zamanlar otobüs yolculuğu ile yapılan yolculuklarda şöförler, görevli kasaplar ve bilumum sağlık görevlileri de HACI olurdu..
Öyle bir şey yok, gidin Diyanet'e ya da müftüye sorun. Özellikle, HAC farizası için niyetlenmedin HAC topraklarında olmakla HACI olunmuyor. Bunu anca sizin gibi cahilleri kandırmak için kullanırlar.
Pekiii, o vakit diyelimki görevli gitti, parası da yoktu, basit, sıradan bir memurdu.
Şimdi?
Karun kadar zengin deyyus, neden gitmiyor?
Yol mu sarsıyor, sıcak mı çarpıyor ya da Hz. Cenab-ı MUHAMMED'den mi utanıyor?
Sizleri sizin inançlarınızla kandıran bu adamı daha ne kadar adam yerine koyacak ve elini eteğini öpeceksiniz, dolaysıyla farkında olmadan VATiKAN'ın?
Kelime-i Şahadet'ten "Muhammeden abdûhu ve resûluhu" cümlesini dahi çıkartan bu adam Cenab-ı ALLAH'ın da lanetlediği bir MÜNAFIKTIR, bir ŞEYTANDIR!..
**********************************
Ve size bu konuda Prof. Erdal ATABEK'in bir yazısını da sunuyorum ki, biraz bilginiz olsun!..
Fethullah Hoca, bu kadar dindarligina ragmen HACI degildir.
Mekke'ye de Medine'ye de, KESiNLiKLE, giremez.
Neden mi ?
Şeriat kanunlarına göre, Fethullah hoca ŞEYH statüsüne soyunduğundan ve müritleri olduğundan, Suudi Arabistan sınırları içerisinde ele geçirilirse, hemen katledilir.
Çünkü; islamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhlere ve / veya tarikat liderlerine yer yoktur.
Özetle, Allah ile kul arasina kimse giremez !!
BUGÜNÜN YOĞUN GÜNDEMiNDE ÖNEMi DAHA DA ARTTI.
Uyandırın Korkmayın heryerde konuşun konuyu siz açın Takside taksiciye konuşun Apartmanda kapıcıya konuşun Sakallı gazete bayinize konuşun Eve gelen gündelikçiye konuşun.
Anlatın eğer Fethullah dindarsa peygamber gibi ise neden Amerika'da yaşıyor ? Neden Mekke'de Kabe yakınlarında bir malikanede değil de Amerika'da FBI çiftliğinde.
Söyleyin bu zat değilmiydi 25 yıl o cami senin bu cami benim salya sümük ağlayarak FAiZ haram diyen ? Sorun kapıcınıza peki BANK ASYA nedir ?
Önce alıştırmanız gerekir. Görüntüye. Seslere. Hareketlere. Sessizliğe. Çevrenizde olup bitenlere. Yavaş yavaş alıştırırsınız. Alışırlar. Türbana. Çarşafa, peçeye. Taşyapı'ya. Oğulların gemilerinin olmasına. Çocukların televizyon kurmasına. Yakınların yolsuzluklarına. Sevgililere alınan evlere. Çokeşliliğe. Erkeklerin, kadınların ayrı ayrı oturmasına. Ramazanda öğle yemeği verilmemesine. Beyaz takkeyle gezenlere. Hem de öyle alışırsınız ki size çok doğal gelmeye başlar. Bizde böyle deyip geçmeye başlarsınız. 'Galiba demokrasi bu da biz mi anlamıyoruz?' diye kuşkulanırsınız. Sonra da uyuşursunuz. Yavaş yavaş uyuşursunuz. içinizden bile tepki duymaz olursunuz. 'En az üç çocuk yapın' derler, dinler geçersiniz. 'Bizi azaltmaya çalışıyorlar' derler, gülme duygunuz bile kaybolmuştur. 'Batı'nın ahlaksızlığını aldık' derler, öyle dinler durursunuz. Uyuşturmuşlardı r sizi. Bir yandan Çanakkale zaferini kutlarsınız. Öte yandan Çanakkale savaşını yıllar sonra kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz. Başbakanınız planlarını Amerika'ya açıklar. Siz burdan dinlersiniz. Amerika Ankara'yı işgal etmektedir. Siz ingilizce öğrenmeye çalışırken durumu göremezsiniz. *** Alışırsınız ve uyuşursunuz. Geçmişe dalıp gitmişken, geleceği kaybetmekte olduğunuzu fark edemezsiniz.. Plan da bunun için yapılmıştır. Önce alıştırma. Sonra uyuşturma. Yüzünüze demokrasi derler, arkanızdan gülerler. Yüzünüze çokkültürlülük derler, arkanızdan bölerler. Yüzünüze değişim derler, arkanızdan soyarlar. Yüzünüze gelişim derler, arkanızdan bakarlar. Alışırsınız. Uyuşursunuz. Tehlikenin farkında mısınız? Önce Alıştırma - Sonra Uyuşturma...
Prof. Dr. Erdal ATABEK
karması olmadığı için karmayla derdi olmayan yazardır. eğleniyordur hem. birilerinin taktığı sıfatları tınlamadığını ve yılmayacağını da belirtmek istiyor olabilir. ya da sözlükte yenidir. kimseyi görmez gözü ne değişik insanlar olduğunu tahmin edemez dayar entryleri. yazar yani. katıksız yazar.
kaynanaların ''sen benim oğlumu baştan çıkarttın, bizim aramızdaki bağları zayıflattın gelin'' diye içten içe çemkirip, dışına davranış olarak yansıtmasıyla oluşan gerçektir. her kaynananın da içinde biraz cadılık vardır. her insanda yok mu cadılık?
insanlar eşittir. her kişi insandır. öğrenciler de insandır. yani kısacası yanlış uygulama. evinin ağzına zıçılmasını istemiyorsan kiraya verme kardeşim. öğrenci kapı kapı ev aramak zorunda mı. yok 5 kişiye vermiyoruz, birbirinize veriyorsanız vermiyoruz falan. ayıp yahu.
hazır bekleyen her fırsatı değerlendiren tip.
koltuklarınız italyan model haydi sevişelim.hobaa..
uykusuz mu okuyorsunuz?hobaa..
tuvaletten mi geliyorsu..hoba..
kızlık zarı testi yerine beyin zarı götüreceğim organizmalar olurdu karşıma çıksalar. belki bir öküzün veya bir ineğin beyin zarı çalıştırır o küflenmiş beyinlerini.
insanlar değişik yahu. sanki başka bir boyut o site. ilk kez konulara böyle yorum yapan insanlarla karşılaştım. otağ diyor yahu, otağ saati var alt bölümde. gülmekten karın kaslarım o sitedeki insanların beyinleri gibi oldu taş gibi hani. şaka sitesi midir, stres mi atıyorlar yok ciddi bunlar hakikaten. *
edit:türkiye'de seçim olsa chp'ye oy vereceklermiş, mhp asla olmazmış.böyle demiş çoğunluğu. gözbebeklerim yuvalarından fırladı. kim bunlar, nerede yaşıyorlar, nereliler. tuhaf.
esas adı nejden çelik olan şairimiz. şafak türküsü eserlerinin şahıdır. alıntı
..mutlu yarınlar adına
özgürlük adına ekmek adına
üstüne vardım kuyruğu kanlı itlerin
dirilip dönmesin diye hiroşimalar
tahtadan atların boynuna çıplak
ölümlerle yatmasın diye çocuklar
aç gözlerle bakmasın diye çocuklar
kardeşlik adına
havadaki kuş denizdeki balık adına
yürüdüm yıllar boyu
dönüp bakmadım arkama
ıraktı gözlerim çok ırak
izim kalır mı bilmem yürüdüğüm yolda
kalsa da silinir gider
yalnızca bir ağıt gibi çakılır
ardımca gelenlere gözlerimi yaktığım yer.. alıntı
tek başına olmadı hiçbir zaman. yusuf'uyla, hüseyin'iyle, mahir'iyle, ulaş'ıyladır deniz. onu deniz yapan bizden olmasıdır, bizi, insanlarını her şeyden önce getiren yüreğidir.
putlaştırmaktansa geliştirip örnek alınasıdır. gerçek türk gençlerinin, mustafa kemal'in bursa nutku'nda bahsettiği gençlerin yaşadığı dönemin en yürekli gençlerindendir.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmayanlardır. çünkü türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkes türk halkı mensubudur. türk halkı derken türk ırkından bahsetmediğim oldukça açık sanıyorum. ırkçı değil halkçı olarak düşünürsek tabi.
sadece türkler,ermeniler gibi bir ırktır kürtler. kürtçe diye yöresel bir dil oluşmuştur. oldukça ilgi çekici ve eğlenceli bir dil gibi görünüyor.
onu hiç unutmayacağım, o olmazsa kimse olmaz, ona bir şey olmamalı diye salya sümük ağlatan ama çabuk unutulan şahıstır. her akla geldiğinde nerdedir ki belki ölmüştür diye düşündürür.
feryal öney diye ilah sesli bir insanı bünyesinde barındıran, mükemmel, kaliteli müzik yapan topluluk. dinle dinle bıktırmaz. evvelim sen oldun harika yorumlanmıştır.
yaşıtlarımın ve çevremin ne kadar görgüsüz olduğunu kanıtlamış sinema filmi.
efendim film gösterime girmeden 1 hafta kadar önce millet muhabetini açtı. biletleri aldınız mı lan, aman tükenmesin, oğlum ilk seans kaçar mı 8 buçukta. önce ben izleyeceğim onun için en önden aldım gibi iğrenç esprilerle beraber 1 hafta geçti.
film gösterime girdi akşam msn deyim. baktım nicklerde ıssız adam, iletiler de une belle histoire. piyasa fransız olmuş hemşo nidalarıyla ortamdan kaçtım. ertesi gün okulda herkes filmin ilk bölümünden bahsediyor. adamlar ilk bölümden tahrik olmuş yahu. aman dedim gidilmez bozmayalım kendimizi. izlemeye değer bir film. ama sakın filme gidenlere aldırmayınız.
bu hafta iki kapakla karşımıza çıkan mizah dergisi. düşündürücü olabiliyor bazen. güldürür mü, orası tartışılır.
nihat genç' in 2 sayfayı kaplayan yazılarını barındırır içinde. okunur falan ama nihat genç' in sert ve sinirli tutumu ile insanı gerim gerim gerer.