yeniyılın ilk anlarında; bağırmakta çağırmakta, mutluluktan kıçını yırtmakta, içip dağıtmakta olan insanlara kıyasla kendinde bir şeyin değişmediğini farkederek kapılılan hissiyat.
zira;
yeniyıla evde her zamanki adetlerimizi yerine getirerek giriyorduk, herkes bir yerlerde bir şeyler kutlamakta olunca şüpheye düştük pek tabi, bir an 2011'de kalacağız, bizi 2011'de unutacaklar sandık. yeniyıla giriş hadisesinin çok hızlı cereyan etmesi de buna eklenince zannımız iyice kuvvetlendi.
lakin tecrübe edildi, sonuca ulaşıldı:
meğer kutlamadan da giriliyormuş...
Evinizde yalnız geçirdiğiniz bir zamanda elinize aldığınız çayınızı karıştırdıktan sonra yudumlayıp masaya koyarken birden derinlere dalıp "Ben neler yaptım, ne yapıyorum. Herşey ne saçma, ne budalaca. Hayat bu benim yaptığım değil..." gibi düşüncelerle başlayıp birkaç saniye içinde tüm hayatınızın silik silik gözleriniz önünde canlandığı andır. Bu anın uzunluğu tasavvufta ulaşılan mertebeyle doğru orantılıdır.
Bir Ali Şeriati sözüdür, hatta onu anlatan felsefedir denebilir.
Zira yazdıklarıyla, yaşantısıyla dini pejmürde edenlere, onun üzerinden taht kuranlara hep rahatsızlık vermiştir.