Şimdiden sonra uzanmaya kalksam neye yarar? Artık tüm çiçekler soldu. Geriye kalan ölüm ve ben ne yazık ki ölmedim. Ölemedim işin kötüsü. Sessiz sedasız oturup bi köşede, ölüm anını bilerek beklemek zorundayım. Eski yarım yamalak coşkulardan, sahicisine az çok benzer keyiflerden de arınmış, temkinli düşlere bile yer bırakmayan, kara kuru günlerimi sürdüreceğim- ayıp olmasın diye. Hiç yaşamamışken daha az yaşamaya yargılıyorlar beni, ömrümü uzatmak için. Yaşamın izmaritini veriyorlar elime, sigara içmeyi yasakladıktan sonra...
Karınızın önünde, karınız tarafından vuruluyorsunuz. Ardından sizi vuran karınız, sizi öldürmeye çalışıyor. Daha sonra karınız, sizi öldürmeye çalışan karınızı vurmaya çalışıyor. Bunları izleyen en iyi arkadaşınız da karınıza hamile.
Çok darıldım sana. Gerçekten beni tüm gün güldürmüş olsan da yaptığın affedilebilir gibi değil. Her ne kadar bu sıcakta içerisi çok serin olsa da, bizden hala tek kuruş almasan da çok kırıldım. Gerçekten ya aklım almıyor bunu nasıl yaptın bize? Bizi o otobüse nasıl almazsın tam da ben biniyorken? Valla yüzünü hafızama kazıdım bi daha beni o sarı otobüse almazsan otobüsün önüne atlarım, tamam mı şoför amca? Anlaştık sanırım.
En yakın arkadaşının ölümü. Annesinin ben seni gelinlikle gönderecektim, kefenle değil meleğim diye haykırışı. O gün dolaptan siyah kiyafet seçmek ve sessizce ağlamak. Bunlar olgunlaştırır insanı.
O amca annesinin yaptığı ekmekten taş çıkınca onu üzmemek için o taşı yiyen amcadır. Oğullarına torunlarına aynı şeyi yaşatmak istemez. O amcanın eli öpülür.
Bir gün gelir de bir an, çokça zamanlardan sonra bilmem anlar mısın? O senin bir anının benim ömrüm olduğunu, ne çok sevildiğini, artık çok geç olduğunu.
Klasik ve solo enstrümantal tarzlarında müzik yapan bağımsız bir müzisyen. Ne yazık ki az bilinen bir efsane kendisi.
Favori parçam http://m.youtube.com/watch?v=Bc4VWHAx1QM
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateş ile su birbirlerine sıkıca kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya, ateş kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmmış olan kaderi de, yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su..
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu..
Bir gün gelmiş suya varmış yolu..
Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın..
Ve o an analamış; aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla..
işte o zamandan berdiri ki: Ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş..
Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...
Binlerce silmeye kıyamadığınız mesajların yanında en son gelen o mesajdan sonra hiçbirinin kiymeti kalmaz. Her şey koca bir hiç olur bi saniyede silinir hepsi.
Yaptığım eylem. Normal hayattan biriyle buluşmaktan farklı değildir. Kaliteli zaman geçirirsiniz. Evinizde bilgisayar başında vakit geçireceğinize sözlükten birileriyle buluşun bari de sosyalleşin biraz.