hep evde vakit geçirdiği zannedilsede sık sık dışarı çıkan insandır. herkes gibi halk arasına da karışabilir. fakat utanıp,sıkılması ve bütün insanların kendine baktığını zannedip kafaya takması yüzünden dışarda acı çeker bu insan. cipralex uzun vadede en az yan etkisi olup, en iyi sonuç veren ilacıdır.
yıllarca mensubu olduğunu zannettiğim, fakat bir gün babamın senin gerçek doğum tarihin bu değil: ahada şuraya yazmıştım,demesiyle dumura uğrayıp alakamın olmadığını anladığım burç. hoş, pek takip etmesemde sevgiliye,eşe,dosta ben kova'yım diye söylemiştim.(kova gibi adamsın dediğinizi duyar gibiyim) en azından bir daha böyle seviyesiz esprilere maruz kalmadım.
-anne ben ne zaman doğdum yaw
+hasat zamanı buğdaylar sararmaya başlamıştı.
-ee babamın yazdığıyla tutmuyo.
+ne bilim öyle hatırlıyorum.
-babaanne ben ne zaman doğdum.
+kuzenin bilal'den beş gün sonra
-o ne zaman doğdu
+kışın;kar, kıyamet ebe yok ortalarda şaşırdık kaldık.
-tamam babaanne
babam hala yazdığının doğru olduğunu iddia ediyor.
ilk dinlendiğinde defalarca dinleme isteği uyandıran keman virtüözü.bir gün işyerinde dinlerken; hayattan daha tiksinmediği belli olan, kızın birinin kulağına çalınmış olacak ki, "ya çok güzel çalıyo, kim acaba çalan kişi"; lütfen daha çok gençsiniz, size böyle bir kötülük yapamam. "niye ya çok güzel çalıyor". 'ferid fercad' ismi budur, ama duygusal buhrana tutulduğunuz anlarda dinlemenizi tavsiye etmem, "neden"? çünkü; insanı yaralar.(burada hikayeyi kesiyorum, gerisini tahmin edersiniz sevgili okuyucular.çok tatlıydı ne yapayım.) evet; daha sonra beraber bir çok kez dinledik üstadı. ikimiz de perişan ettik kızın hayatını. onu da beni de çıkardı hayatından. o rahatladı, ama ben hala dinliyorum. uslanacak gibi de değilim.
okuduğum bu kitapla ilgili ilginç, bir o kadarda çılgın olan hikayemi anlatarak başlamak istiyorum. bu kitabı yaklaşık üç sene önce, bir gece vakti 19.00 sularında başlayarak, sabah 8.00 'de bitirdim.(hadi canım bu muydu ilginç olan demeyin.asıl bundan sonra başlıyo herşey.)yatmaya gittiğimde, kafamda kitapla ilgili düzensiz düşünceler olduğu halde yattım.öğlenleyin 2.00 'ye kadar uyumuşum.yatağa uzanıp, uykuya daldıktan hemen sonra; kafamın içinden kelimelerin geçtiğini hissederek, kalktığım vakte kadar kitabı tekrar okudum.kalktığımda beynim patlayacak gibiydi." ya rab kabuslarımı özler oldum",sitemiyle kahvaltı yapmaya gittim.
hırs yapıp, kitabı bir anda bitirme isteği, beynimi patlatıyordu az kala.
izledikten sonra uzun süre etkisinde kaldığım, sanki birazda bizi anlatıyormuş hissi veren film. çok duygusal anınızda izlediğiniz takdirde; bulunduğunuz yer bir anda kasvetli ve buğulu oluveriyor. hele filmin sonundaki sahne bir ölünün gözyaşını bile ağlatabilir.
dev gorilin kendisine aşık olmasından çok, cuma'nın gorilin penis boyuna dair söylediği şeyler,robinsonu kıllandırmıştır.
robinson abinin mancınık saldırısıyla gorili yıldırıp, yine eski huzuruna kavuşması tek isteğiydi.amma goril mancınık saldırısına neşeli oyunlarla karşılık vermiş. mancınıktan hızla gelen taşları göğsünde stop edip,voleyle tekrar göndermiştir.
robinsonun, goril tarafından yakalanıp cumayla girdiği diyalog
--- spoiler ---
-lan mal gibi bakıp durmasana öyle alooo
+yaa boyle şıplak ella napabilirim ki sankim yaa? sen olsan banim yarimda naparsın?
-en azından seni kurtarmak için çabalardım,yırtınırdım.
+bari ben eva gidayim da plan yapayim
-lan ne planı, lan allahsız götürüyo lan bu beni. cumaaa biz bu yola beraber baş koymadıkmı lan kalleş
robinson gorille bi bilinmeze yelken açarken,cuma kahvaltısını hazırlamış tıkınıyor, kendi kendini teskin ediyodur.
+paki banim burde aj kalmamin da, ona bi faydasi olmayajağına gore, o samen elbat bi şayler yayip işip guçleneyım ki,ona yardım edebilayım,dimi? bu kalleşlik mi?bana diyo ki, kahvaltıda tatlıyla tusluyi karıştırıp bi arede yeme diyo.sanane hamine koyim. ---spoiler---
diye yararak devam eder gider.gürcan yurt a selam mahiyetinde yazılmıştır.
