--spoiler--
ABD;nin Connecticut eyaletinde yaşayan Gary Galka nın kızı Melissa, 2004 te 17 yaşında iken trafik kazasında yaşamını yitirdi. Elektrik mühendisi acılı baba, karısı ve iki kızıyla oturduğu evlerinde açıklayamadıkları şeyler yaşadıklarını söyleyerek Melissa, kazadan sonra kapı zilini çalma, televizyon kanallarını değiştirme, ışıkları açma-kapama gibi şeyler yapmaya başladı dedi.
Ruh kutusu yaptı
Ölümden sonra iletişime inanmaya başladığını anlatan baba, elektromanyetik sensör sistemleri hakkındaki bilgisiyle kızıyla konuşmak için aletler geliştirdi. (Ruh Kutusu) isimli bir alet tasarladığını, kızının kendisine Selam baba, seni seviyorum dediğini ve bunu kaydettiğini ileri süren Galka, Melissayı görmedim ama küçük kızım onu üç kez gördü diye de ekledi.
Elektrik mühendisi Gary Galka, 79 dolarla 350 dolar arasındaki hayalet tespit cihazlarını, amatör hayalet avcılarına satıyor.
--spoiler--
Ölmüş kızını kullanarak milleti dolandıran bir ahlak yoksunu.
Türkiye'nin güneydoğu bölgesi bugün itibari ile, düşmanların saldırısı altındadır. Bu iş Ankara'nın göbeğinde karargah binasında oturarak olmaz.
Unutmayın, Atatürk Kurtuluş Savaşını Ankara'da oturarak değil, Kocatepe'de ordusunun başında durarak kazandı:
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,eğildi, durdu.
Bıraksalar ince,uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na düşmanın üzerine atlayacaktı...
Hemen üstünüzdeki karargah kıyafetini çıkartın ve manevra kıyafetinizi giyin. Daha sonra da karargahın önündeki Genelkurmay Forsunu indirin ve çantanıza koyun.
Genelkurmay Karagahındaki tüm kurmay kadronuzu da, manevra kıyafetini giydirerek, hep birlikte uçağa binerek, Diyarbakır'a uçun.
Diyarbakır'a varınca da Genelkurmay Forsunu 7. Kolordu Karargahındaki direğe çekin ve sadece tek bir cümlelik açıklama yapın:
Misak-ı Milli sınırları içinde tek bir düşman kalmayana kadar, buradayım “
TSK'nın varolan tüm asker ve ateş gücünü güneydoğuya yığın.Yetmezse yedekleri, hatta benim gibi, artık askerlik çağı dışına çıkmış kişileri de silah altına alın. Ben koşa koşa gelirim.
Bu mücadele için hangi olanaklara ihtiyaçınız varsa isteyin. Hükümet istediklerinizi vermezse, bu millet % 50 oy verdiği hükümetten hesap sormasını da bilir.
Düşmanla mücadele, karargahlarda ya da karakollarda oturup, ara sıra bölgede devriye gezerek olmaz. Olursa da, işte böyle olur ve mehmetcik sürekli pusuya düşer.
Nasıl ki düşman küçük gruplar halinde dağlarda gezerek yaşıyorsa, mehmetcik de öyle yapmalı, dağlarda yaşamalı. Bir temas anında en yakın birlikten – ki mesafe 1.000 metreyi geçmez – ve hava unsurları desteği gelir.
Toplasan 2.000 düşmana karşı, onlar gibi dağlarda yaşayan 20.000 asker yeter de artar bile. Sivrisinekle, tank ve topla mücadele edilmez. Bugün gördük, düşman mayın döşeyip zırhlı araçları havaya uçurabiliyor.
Askerlik hakkında bildiklerim Tuzla Piyade Okulunda aldığım 4 aylık eğitim, okuduğum kitaplar ve izlediğim belgesellerle sınırlı. Bir de 30 yıldır kahrolarak izlediğim başarısız terör mücadelesi ile gözlemlerim var.
Bu nedenle, 40 yıllık bir piyade subayı olarak, yazdıklarıma belki de güleceksiniz. Ama unutmayın ki, 30 yıldır bitiremediğimiz düşman ne harp okulu mezunu, ne de harp akademisi mezunu. Düşman çok basit bir taktikle; “ Dağda yaşa, küçük gruplar halinde gez, büyük eylem öncesi birleş ve vur - kaç taktiği ile bize kan kusturuyor.
Tabi terör ile mücadelede daha iyi bir stratejiniz varsa, onu uygulayın.. Ama bugünkü stratejide daha fazla ısrar etmeyin. Varolan strateji iflas etmiştir.
Ve bir tavsiye... F-16 lar gece Kandil'i vurmuş ! Eğer amaç pilotlara atış eğitimi vermek ise, bir diyeceğim yok. Yok amaç düşmanı yok etmekse, heyhayt... Daha jetler gelmeden düşman mağaralara girer, belki bir kaç düşman ölür, hepsi bu.
Düşman çölde çadırda yaşasa jetle vurmak doğru olurdu ama, düşman dağda ve mağarada yaşıyor. Harcanan paraya yazık.Kandil'in çözümü ancak havadan indirilen ve karadan Kuzey Irak'a giren birliklerin kıskac harekatı ile olur. Tıpkı 1974 deki Kıbrıs Barış Harekatında olduğu gibi...
Bir de lütfen bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu falan vermeyin. Gün, resepsiyon günü değil, mücadele günü.
Hayırlısıyla düşmanı güneydoğudan silip, Ankara'ya döndüğünüzde, Zafer Bayramını hep birlikte coşkıuyla kutlarız.
HAKKARi'nin Şemdinli ilçesi'ne bağlı Beyyurdu Köyü Jandarma Karakolu'na dün gece saldıran kalabalık PKK'lı grubundan, 10 terörist ölü ele geçirildi. Çatışmada teröristlerin açtığı ilk ateşle 3 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)'nde düzenlenen bahar şenlikleri sırasında, PKK/KONGRE-GEL terör örgütü üyesi 4'ü öğrenci, 5 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
Başbakan, Hakkari de terör örgütünün saldırısı sonucu 10 askerimizin şehit olması, 14 askerimizin de yaralanması nedeniyle yaptığı açıklamadır.
açıklama hep sert olmuştur. ama kimsenin umrunda olmamıştır. aynı tas aynı hamam devam etmektedir. saldırı gerçekleşir başbakan sert açıklama yaptı diye flaş haber yada son dakika diye geçer ajanslar. ama icraat yoktur. iki üç gün sonra unuturlur. taa ki yeni bir saldırıya kadar.
sözleri sezen aksu'ya ait olan ve ebru gündeş'in yorumladığı kaçak albümünün çıkış parçası.
bir hikaye daha bitti bitiyor
goz gore gore kacip gidiyor elden
ne hazindir hayat eksiliyor sabrederken
git gide imkansizlasiyor
tende vakit gec, canda erken
her insan digerine benziyor kaybederken
aci gunler var onumuzde
kurudu yaslar gozumuzde
duramadik ki sozumuzde
tarih tekrar ediyor
hayatta basarilar diliyorum
hayatta basarilar diliyorum
laf olsun diye degil samimiyim
iyligini istiyorum.