faruk yener'in çevirisinden midir nedir, en ufak bir zevk alamadığı efsane öykücü. okursanız okuyun ama gidin başka bi çevirisini alın kardeşim. çünkü bi insan bu metinle bu kadar önemli yazar olmaz.
yusuf ziya ortaç bey'in babıali anılarını anlattığı, merkezde kendisini ve akbaba idarehanesini tutarak o meşhur yokuştan geçen herkesten, edebiyatımızın dönüşlerinden enteresan gözlemler ve baldan tatlı bir üslupla bahisler açtığı müthiş bir kitap. bulması zordur, ben de kimseye vermem ama bulursanız kaçırmayınız efendim. edebiyata ilgi duyuyorsanız ve edipler ve şairler hakkında biraz malumatınız ve merakınız varsa bu kitaptaki lezzetin eşine zor rastlarsınız.
bazen can sıkıntısından counter strike'daki half life'daki maplerde bisiklet sürdüğümü hayal ediyorum sözlük. şurdan nasıl inebilirim burdan atlanır mı diye düşündüğüm de oluyor.
filistin bizim alıştırıldığımız acımızdır. her gün köyleri basılmaya her gün orada namussuzluk ve haksızlıkla bir çok cürüm işlenmeye başlandığında henüz babalarımız annelerimiz dünyaya bile gelmemişlerdi. biz her gün gündelik işlerimizle meşgul olurken onlar düşünün her sabah nasıl uyanıyorlar. tüm dünyanın çocukları, yahudilerin masumları rüyalarında bi çikolata ya da bi çayır ya da doğum günü kutlamasını görüyorken filistinli çocukların elinden bu hak alınmıştır. onlar rüyalarında kardeşlerinin kopan uzuvlarından annelerinin yanmış ezilmiş cesetlerinden başka bir şey göremezler. ve filistin öyle bir dert ki, dedelerinden aldıkları zehri çocuklarına da aktararak zulmü daim kılıyorlar. bir çok füzeye yahudiler çocuklarına "iyi ölümler" yazdırıyorlar. ve bir çoğumuz, müslümanım diyenler filistin deyince yüzümüzü ekşitiyoruz ve sadece orda bir savaş var diyebiliyoruz. izleyecek olanlar paylaştığım duadaki ifadelere rica ederim dikkat etsinler. ve amin diyerek cihadda ve inşaallah yakın olan zaferde hisse sahibi olsunlar.
dünyada tek bir uygulamadır. şahsa ait koruma kanunu bulunması insanı "korktuğunuz bir şey mi var?" demeye yöneltir. hakaretten korumak umumidir ve her insanı kapsar. ama siyasilerin halka mal olmuş insanların her şeyi konuşulur, konuşulmalıdır.
uygulamaları da ayrı bi alemdir. necip fazıl vahdettin kitabından sonra mahkeme kaydının ifadesiyle kemalin zemmettiği adamı methetmek de ona hakaret sayılır denilip 5816'ya tabi tutulup hapis cezası almıştır. böyle üzücü, acemice, utanç kaynağı bir durumdur.
her milletin kendi tarihinde milli kahramanları vardır, ama bunların her devlet dairesinde bir heykelleri her memurun başında bir fotoğrafları bulunmaz. koruma kanunu da bunlar gibi bir melanettir.
safsatadır. ibrahimi dinler yoktur, allah nezdinde tek din islamdır. (inned dine indallahil islam) ayrıca hristiyanlık isa aleyhisselamı, yahudilik de üzeyir aleyhisselamı allahın oğlu -haşa- tanıdıklarından ötürü tek tanrılı din değildirler. ibrahimi dinler terimini ortaya atan diyalog düşüncesi islam'ı tahrif hareketidir. itibar edilmemesi gerekir.
doğru türkçe konuşmayı bilmek bundan daha elzemdir kanımca. bayan kelimesini boykotla başlanabilir mesela buna. zira türkçe'de -an ekiyle müennes kelime oluşturulması kabil değildir. türkçenin yapısına ve mantığına tamamen aykırıdır. kadın de hanım de hatun de ne bileyim ben. bu da böyle bi mesajdır.
gamzedeyim devam bulmam'ın esasında gam-zedeyim deva bulmam olması,
şişli meydanında üç kız / biri çiğdem biri nergis 'teki üçüncü kızın adının sabah olması. baya akla takılan bi şeydir heralde bu üçüncü kız. (sabahın bir sahibi var.)
tesettüre uygun giyinmek ayrı borç, içki içmemek zina etmemek ayrı borçtur. hepsine sahip olamadığımız birazını kazanabildiğimiz şeyin hepsinden vazgeçmemiz mi gerekir. allah düşmanlarına bırakmak lazım bu cinsten başlıkları.
ölçüsü türklük olan adamın güçlünün yanında olma psikolojisidir. tarihi geniş perspektifte görememektir bu. timur türklüğe de müslümanlığa da zararı en çok dokunmuş adamlardan biridir. davası şahsi cihangirlik davasıdır, ne türk ne müslüman kimliğini önemsemiştir. bayezid hanla olan husumetinde belki haklıdır, tafsilatını bilmiyorum ama soruyorum değerli türkçü arkadaşlara; altınordu devletini ne maksatla yıktı. altınordu devletinin yıkıldığı gün rus siyasi tarihinin başladığı gündür. rusları türklerin başına bela eden bu adamdır. türk olmak ya da büyük cihangir olmak feraset sahibi olmak değil ne yazık ki.
böyle bir adamla dünyanın en büyük türk ve en büyük islam imparatorluğunun kurucularından, eksiği fazlasıyla ömrü boyu müslümanlığı dava etmiş ve en sonunda esir ve perişan şekilde vefat etmiş bir atamızı karşılaştırmak hatadır velev ki haklı buluna.
neden sadece şu adamı rahat bırakmıyoruz. adam 88 yaşında kardeşim 150 değil. ölmeyebilir yani. daha 20 sene daha yaşarsa o zaman ilginç bi durum olur işte.