sanki maddeden soyutladık kendimizi. ah canım ah. biz zaten tamamen insani özelliklerinden dolayı seviyoruz karşımızdakini. hiç giydiği pantolona, süründüğü parfüme bakmıyoruz. kimsenin züppeliğine, kimsenin zıpırlığına vurulmuyoruz mesela değil mi? şu kızı bir götürsem demiyoruz, şu çocuk ne piç hastayım valla demiyoruz. neymiş kız bmwsi olana vermiş. kaka kız. oh yükü attık üzerimizden.
yaşar kurt, ben değilim. çok arabesk olmuş ne demek? sen hiç bir barın tuvaletinde arabeskle altın vuruş yapmış birini gördün mü?
teveccühten eser olmaz abi, olsa olsa kısır olursun. bak sana ne diyeceğim: senden iyi şiir yazacaklarsa bırak yazma derim.
zatımda nasıl bir izin var? eşekten düşmüş oduncudan daha acıklı ama bu benim sana verdiğim kıymetten ötürü bir şey, tamam lan abi. hem çiğ köftenin acısı da aynı yere. allahım nasıl sigmallatik bir ilişkidir.
mum ışığında çay içtiğini kimseler de bilmesin.
herkes kapısının önünü temizlese şehir tertemiz olur demiyorum ama herkes çaya, çaydanlığa titrediğin kadar titrese karşısındakine şehir aile çay bahçesi olur.
-özentime laf sokun-
abi bazen elektrikler olmuyor. ben seninle konuşuyorum.
elektrikler kesilince telefon niye kesilmez çocukken bunu çok düşündüm. direkten döndüm.
o değil numaran da yok.
abi bazen elektrikler yok, ben yine seninle konuşuyorum.
bir sefer gelme yanıma, bir sefer anlama diyorum abi. ama bazen elektrikler olmuyor ben yine seninle konuşuyorum. teknolojisini sevdiğim seni devrim dışı gösteriyor.
gelsen de yıksak diyorum. vallahi bıktım. tokat attılar, takatim kalmadı.
senden vuslat olur mu? koyunun olmadığı yerde, abdurrahman çelebi eşek sütünden yoğurt yapıyor.
dünya kimin kıymetini bilecek, insanlar neye kıymet verecek artık anlayamıyorum.
sigara parasını denkleştiremiyordu bu adam, okumuştum. şöyle bir şeyler yazmış mesela:
-oysa tatil dediğin şımarık bir çocuktur
yapışır yakamıza biraz güneş görünce
hem sermaye istiyor pişti oynamak bile-
garipliğinden utanmayan bir adam ibrahim tenekeci. aç ama soylu dersem kahkahaya boğarım biliyorum gevşekliğinizi:
-yoksun ya
güvercin avlıyor avluda kedi
kızlar gülüşüyor bahçede
gül üşüyor -gül üşür-
yoksun ya, bezden anne
yapıyor öksüz
öpmek için kendisine-
böyle duru adamları görünce elimi yüzümü yıkama gereği duyuyorum:
-düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı bir asker miyim neyim
ekleyip duruyorum sabahları akşamlara
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim
hem de mayhoş elma tadında-
kimi şairin sizi soktuğu girdaba hiç heves etmiyor. tokat. işte şiirindeki bu kesin sonucu, bu kelime açıklayabilir bize:
-hiç karışmam Tanrı'nın işine
mesela kaç ölçek kırmızı katıyor güle-
bir zihin ancak bu kadar benzetilebilir, darmadağın edilebilir; çok sade bir benzetişle:
-ve camları hohlayıp da çizdiğim resimlerden
bir ben kaldım ve sevgilim
suyu ihmal edilmiş fesleğen gibi gitti
gözlerim terledi yolunu gözlemekten-
çirkinliğinden hep şikayetçi şiirlerinde.
laf sokuyor zannımca, güzelliği ötede arayanlara:
-kurban olduğum,
iki ters bir düz örerken insanları
birkaç ilmek daha atsaydın bu fakire
sevaba girerdin ve
olmazdı kimseye hıncım
ama şimdi üç beş santim için
zıplayıp duruyor elim ayağım-
böylesine sade bir anlatımla, böylesine vurucu. kelimelerle beş taş oynayan bu adamı saygıyla selamlıyorum:
şekerim haberin linkine tıkladığında çıkan resim. dıt.
yani medya dediğimiz puştluk, haberi haber yapmıyor, küçük kızı haber yapıyor. anlatamadım.
tecavüz haberinde bile gözümüze sokulan seksepaliteden bahsediyorum yani.
ne var ki bunda deme, öyle çok şey var ki.
okşarsan kalkar ve akşama kadar okşanıyor evet farkında değiliz.
itiraf, rafa kaldırılmış köpeklik demek abi. niye deme ama veririm cevap.
lisede ben de köpek gibi aşıktım geç burayı. ama melerdim, bak karşıtlığa.
sır tutmak erdemse laf yutmak nedir, burun kıvırmak bile erdemdir susmamaklık.
fiiliyatı barındırır çünkü, yutkunmak içredir, kıvrılmak yavaş ama menderes
etki diyorum, öyleymiş gibi yaşatmamak, ve tövbe barındırmıyor pişmanlık.
ya inanır mısın deli gibi seviyordum, söyleyemedim, ama olsun çerez.
bunu artı olarak yazın haneme, şekerim korkmadım o zaman, ver bir hap.
içini dökmek diyorlar ya abi en büyük hıyarlıkmış vallahi anladım
götü yemezmiş de sonraya saklarmış, oh be rahatladımmış bilir misin itiraf
aslında diye başlıyor cümleler, aslında aslındayda başlıyorsa cümleler
göbek hareketi felan anla abi, yemedim diyor takozu, tutmadım diyor taraf
bak deli olmaya başladım kafiye kafiye halbusam hiç alakası yoktu başlarken
kusup gidecektim, analize başlattılar, ilkokula başlattıkları gibi kerhen
velhasılı, hasat mevsimi, sen gibisi mi, ben gibisi mi, vel asılı boyundan
sallandı uzadı boyum söylediğimdir kıskanmışımdır ama değilim ömer soyundan
noktaya yaklaşmışken aklıma birşey daha geldi sıkıştırayım dedim sığlığa.
karşıtlığa aklım gittim böyle bağladım, bağladım bir kere bağlandım
buralar mevzu bahis değil, bir gün bana, bir şey itiraf etme diyecektim sana
gelmiyorsun ama gelirsen di'li sürçmüş zamanlı konuşmama emredecektim bana.
zannımca izmirli bir kız buna değil de kürt bir arkadaşa yüz vermiş, garibimin içine dert olmuş. kurt erkeginden hoslanan batili kiz diye başlık açmış. bütün izmir bu hatayı telafi etmek için canla başla çalışmalı bence.
lisede de bir kız vardı bana yüz vermemişti. o da salaktı.
ayh yarabbim ne salak kızlar var. mesela ben ingiliz kraliyet ailesinden bir birey olarak bu durumu kesinlikle yadırgıyorum. kaba saba adamlar onlar anacım. ben tostu bile çatal bıçakla yerim. öyle kibarımdır. sevgili batılı kızlar rica ediyorum bu pis kürtlere yüz vermeyin. ayh brunch saatim gelmiş. öptüm şekerler.