bu sözlükte kısa bir yazarlık geçmişim oldu, yazarlık yaptığım kısa süre de gözlemlediklerimi yazmak istiyorum. bu sözlük de diktatör moderasyonlar, en ufak bir siyasi başlıkta muhalif entrylerinizi de hesabınızı da anında uçurur, böylesi bi sözlük, bu yaşıma kadar görmemiştim. diyelim siyasi bir başlık açtınız, başlığa muhalif bir entry girdiniz, hemen altına başka bir yazar size karşı küfürlü entry girer ve hiç bir ceza almaz. oysa siz siyasi başlık açıp, muhalif entry girdiğinizden ötürü hesabınız hemen, açıklama dahi yapılmadan uçurulur. anlattığıma benzer bir sürü örnek var. yazarlık yaptığım kısa süre içerisinde sanırım bi 10 hesabı uçurmuşlardı.
gelelim sözlük içi gruplaşmaya. sözlüklerde sözlük köpeği diye tabir ettiğimiz, sözlük köpeklerinin bolca bulunduğu, yeni yazarların değil kankaların buluşma yeri olan, asla içlerine yeni yazar kabul etmeye bi sözlük. moderasyon ile belirli bir yazar grubunun kankalık seviyesi artık öyle iç içe geçmiş ki, ola ki blog sözlük hakkında en ufak bir eleştirel entry girin, bakın hesabınıza ne oluyor. sözlükte sözlük köpekleri diye tabir ettiğimiz, sözde yazarlar ve kankaları sözlüğü öyle bir benimsemişler ki, artık moderasyonla aralarında nasıl bir ilişki varsa, kendi arkadaş grubuna ve sözlüğe tek kelime ettirmiyorlar. diyelim ki blog sözlük hakkında en ufak eleştirel bir söz söylediniz, bu aşağılık menfaat takımı hemen size karşı cephe alır, entrylerinde size demediklerini bırakmazlar. ardından siz de entrylerinizde bu aşağılık arkadaş grubuna karşılık verince, devreye moderasyon girer hesabınızın uçurulması kaçınılmaz olur. hangi kadın yazarın hangi moderasyonla menfaat ilişkisi yaşadığı belli olmayan sözlük.
ortada herhangi bir saygısızlığın olmadığı video. zamanında öğretmenlerin allah edasıyla kasıla kasıla gezdiğini hepimiz biliriz. geçmişte öğretmenlerin öğrencileri aşağılamasını, küçük görmelerini, egolarını öğrencilerin üzerinde tatmin etmelerini unutmadık. öğretmen olup küçük dağları ben yarattım edasıyla ortada allah gibi dolaşma devri bitti artık. şimdiki öğrenciler hangi öğretmenin ne mal olduğunu bilip cezasını kesiyor. öğretmen öğrencisiyle dalga geçse dövse bir şey yok, ama öğrenci öğretmenle dalga geçince veya öğretmeni dövünce aaoovvvv. buradan öğrencilere sesleniyorum, oğlum ezdirmeyin kendinizi bu öğretmen adı altında devleti söğüşleyen memur kılıklı heriflere, kokana kezban memurlara.
sanırım ekşi sözlük tarafından, yarın yapılacak sözlük içi etkinlik. 1999 dan bu yana, interaktif sözlük olan ekşi sözlük, belki de bu kadar düşmemişti. gerçekten yazarlarına allah sabır versin. danla bilic kimdir allah aşkına, bir sözlüğün seviyesi bu kadar düşürülemezdi.
çağırdığınız insan bir sinema sanatçısı olur, bir ülke adına yararlı işlerde aktif görev yapmış tanınmış bir kişi olur anlarım da, bu kadın bildiğimiz asalak. birde ekşi sözlükte danla bilic'e soru sormuyoruz kampanyası, başlatılmış güler misin ağlar mısın.
bir kez daha uludağ sözlüğün kıymetini ve seviyesini anladım.
toplumun ne kadar acımasız olduğunu, eline fırsat geçince üst kesimin orta kesimi, orta kesimin alt kesimi, acımasızca nasıl hakaretlere varıncaya kadar, ezebileceğini gözler önüne seren vloger.
youtube da vlogerlerin, genelde kendilerini zengin gibi gösterdiğine, alışık olduğumuz sosyal medya da, sıradan hayatını kameraya alıp internette paylaşan, sıradan kendisi gibi saf erkek arkadaşıyla, gezmelere giden bir kız. keşke günümüz toplumundaki kızlar da, iki yüzlü, kendisini beğenmiş, çıkarcı, riyakar, yalancı, menfaatçi olacağına, böyle saf olsa. günümüz toplumunda, saflığı kendi halinde yaşamayı, sıradan olmayı, aptallık budalalık olarak gören bir toplum var, ne yazık ki. bizler nasıl böyle bir toplum olduk, inanılır gibi değil. kendinizi televizyon dizilerine öyle bir kaptırmışsınız ki, sıradan kendi halinde takılan, kızla bile dalga geçebilecek kadar alçalmışsınız
fark edemediğimiz bir şey var. youtube da o çok şaa şaalı, vlogerlerin anneleri babaları büyük anneleri ve büyük babaları, 2000'li yıllarda yer sofrasında yemek yiyordu. kızı eleştiren kişilerin %80'lik kesiminin, ailesine köylerden büyük aileleri gıda gönderiyordu. eskiler ne çabuk unutuldu.
yine modern olun, ama geçmişi unutup, başkalarına hakaret edercesine eleştirmeyin,
yazıktır günahtır ayıptır.
allahımıza hamd olsun, yeri geldi askeriye de yemeklerden zehirlendik. allahımıza hamd olsun, yeri geldi şehitlerimize ''kelle'' denildi. allahımıza hamd olsun, yeri geldi pkk terör örgütü ile devlet büyüklerimiz görüştü. allahımıza hamd olsun, gariban askerlerimiz şehit olurken, devlet büyüklerimizin çocukları, aslanlar gibi askerliğini rahat yerlerde yaptılar. devlet büyüklerimizin çoğunun çocuğu, askerlik'ten bile çürük alarak vatan görevini yapmadı.
sizin amacınız ''allah'' değil. sizin amacınız radikal islamın bayrağını dalgalandırmak. sizin amacınız hilafeti geri getirmek. zamanında hilafeti savunan radikal islamın bayrağını taşıyan, hacılarla hocalarla iş birliği yaptınız, ama 15 temmuz da elinize verdiler, hala akıllanmadınız hala hilafete hala radikal islama aşıksınız.
son olarak ''tanrımıza hamd olsun'' evrensel bir dildir. türk silahlı kuvvetlerinde sırf müslüman askerlerimiz yok, hırisiyan askerlerimizde var. ''tanrı'' kelimesi herkesin inandığı dini kapsayan bir kelimedir...
yarın memleketin kalbi, kalbimiz sabah saatlerinde duracak. her 10 kasımda bana bir hüzün çöker, gözlerim dolar. ülkenin istikbali nasıl ölür, nasıl gider aklım almaz alamaz. keşke zamanı geri alabilme şansımız olsa. o an'a gitsek, paşanın baş ucundaki saati zamanı durdursak, bir daha zaman akmamacasına keşke.
paşanın vefat ettiği o gün, o an ben oradaki hekim olsam, heralde çıldırırdım bilemiyorum. allahım nasıl bir imtihandır bu.