ekşi'de ve burada hakkında yazılanları şaşırdığım, yaklaşık 1 sene önce aldığım iphone 4s'imi 5-6 ay önce wifi grayed out sorunuyla gönderdiğim ve sıfır cihazla değişim yapan, aynı şekilde geçenlerde power tuşu sorunu ile gönderdiğim aynı telefonu yine sıfırıyla değiştirecek olan firma.
zaman konusunda biraz eksiklikleri var ama zaten baştan 20 işgününü kabullenerek bu hizmete başvuruyorsunuz, çok acele etmek anlamsız.
ekşi sözlükçüler ramazanda su içti haberinin altındaki yorumlardan birinde, ''oruç tutmayanı kınamamak başkalarının da bundan cesaretle apaçık oruç ve diğer gerekli ibadetleri yapmamasına sebep olur ve bizleri sıkıntıya sokar'' minvelinde bir yorum yayınlanan haber(!) portalı.
hoşgörünün ancak ve ancak; alevilerin sünnilerle oruç açması, oruç tutmayanların sokakta yemek yememesi, namaz kılmayanların günde 5 kere ve bir ömür boyu ezan yayınına katlanması, sahura kalkmayanın davul sesine saygı göstermesi ve inanmayanın hiç bir platformda dine eleştiri getirmemesi tabiri caizse sesini çıkartmaması şeklinde geçerli olabileceği önerme.
yanlış anlaşılmasın bu yazılanlar sivas'a özgü değil memleketin bütün yobaz bölgelerinde rastlanan durumlardır.
her ne kadar islamcı sermayeye ait olması yüksek ihtimalse de, gezi olayları esnasında direnişçilere insanca davrandığını ve örneğin limon dağıttığını gördüğüm, tabir-i caizse kızılkayalar gibi ekmek yediği kaba sıçmamış, tüm zamanların en sağlam dönercisi.
ne acıdır ki hayatın garip bir cilvesi sonucu bu ülkenin başına iktidar olan rte kişisi, tam da bu kafada olmasından dolayı, kendince ''dinsiz, kafir'' gibi gördüğü ve hopa'da polis terörü sonucu hayatını kaybeden emekli öğretmen metin lokumcu için bir ''allah rahmet eylesin'' diyememişti.
ntv'deki canlı yayında ruşen çakır'ın hem korkarak hem de içten içe isyan ederek ''ama öldü efendim'' deyişi hala gözlerimin önündedir.
islam ya da herhangi bir dinin üstün olduğu falan yok. dinsel bağnazlığı yücelterek medeniyet seviyesinin üzerine çıkmış bir toplum yok. nerede barbarlık, kan, gözyaşı varsa orada din var, dinlerden kaynaklanan çatışmalar, savaşlar, vahşetler var. yeryüzünün en vahşi, en geri kalmış bölgelerinin islam coğrafyası olması tesadüf değil. bu orta çağda da tam tersi hristiyanlar için geçerliydi. modern zamanlarda, hangi toplum ki din zincirini esnetmiş, geniş açılardan, dünyayı ve olayları yorumlaya başlamışsa o toplum yükselmiştir.
siyasal islamcı kesimin ahlaksızlığını, terbiyesizliğini ortaya koyan nice çirkin yaklaşımdan birisi daha.
7-8 aylık hamile kadınlar para kazanabilmek için, hayatlarına devam edebilmek için çalışmak zorundalar bu ülkede. neymiş beyzademizin gözüne estetik gelmiyormuş, hava almak isteyen kadınları eşleri ''araba'' ile gezdirsinmiş.
ulan herifçioğlundaki fikirlere bak yahu. tamam çala çırpa memleket aristokrasisini bilcümle kendinizden oluşturdunuz, para pul, şatafat, lüks yaşam herşey sizde ulan bari bu kadar milletin gözüne sokmayın.
trt'nin bu seneki ramazan programlarında kaliteyi(!) baya yükselttiğinin tezahürüdür. bir kaç gün önce de sakallı bir tip kasten oruç tutmamak, edepsizliktir, utanç vericidir vs. gibi laflar etmişti.
istanbul'daki şubelerinde islami referanslarla alkol satmazken, avşa gibi turistik bir yerdeki şubesinde çatır çatır alkol satan, ilkeli(!) ve samimi müslüman market zinciri.
kürtlere türk olduklarını söyletmek zarar verse verse türklüğe zarar verir. nitekim vermiştirde.
aslında türkiye'deki ayrılıkçı kürtlerle olan sorun türklüğün değil türkiye cumhuriyeti vatandaşlığının kabul edilmemesi sorunu olarak görülmeliydi.
sentezci politikaların kürtleri türklüğe yamama stratejisini elbette görmezden gelmiyorum. fakat bu böyle olmasıydı da kürtler yine ayrılıkçı tavırlar izleyeceklerdi. zira osmanlı'da üst kimlik türklük değildi oysa ki kürtlerin tavrı bugünkünden farklı sayılmazdı.
ben hayatımda bu kadar ne olduğu belirsiz, neyi savunduğu anlaşılmaz, garip, ucube bir siyasi organizasyon görmedim. en son bir pankart hazırlayıp ''kimsenin yanında değiliz al bayrağın ve gül bayrağın(!) yanındayız'' benzeri bir söylem geliştirmişler.
şimdi türk siyasetinde milliyetçilerin bir duruşu var, sosyal demokratların, kemalistlerin, islamcıların, komünistlerin ve diğer her kesimin az ya da çok ideolojisi amacı, varlık nedeni belli. yine kendi iç dinamikleri içerisinde saadet partisine ya da ne bileyim ezilenlerin sosyalist platformuna bile sempati ile bakılabilir fakat bbp'nin duruşu nedir?
hükümete payende olmak desek akp seçmeni neden gidip bbp'ye oy versin, ee muhalefet partisi desek hiç bir muhalif söylemleri yok bilakis birçok platformda tayyip'in hoşuna gidecek organizasyonlar gerçekleştiriyorlar.
bence bu partinin adını ''her ay bir cuma ayasofya müzesinin önüne gidip cuma namazı kılanlar partisi'' olarak değiştirelim. zira seçmen kitlelerine vaad ettikleri tek konu başlığı bu sanırım.
şöyle ki; haldun taner sahnesinin yan tarafındaki boş alanda top tepiştiren 3-4 veledten* birinin çektiği şut ''sözde yanlışlıkla(!)'' 7.5 aylık dördüzlerine gebe ve yanında yaşları 2 ila 6 arasında değişen 7 çocuğu olan başörtülü b.a.'ya geldi. her ne kadar çocuklar ''abla özür dileriz, abla özür dileriz'' diye işaret etselerde laik tandanslar içeren(!) eylemin gezi parkı göstericileri ile bağlantılı olduğu ve eylemi(!) gerçekleştiren çocukların gizli güçler tarafından iki lolipop ve beş sulugöz sakızına kiralandığı belgelendi.
başörtülü b.a.'nın eşi a.b. ise olayın kesinlikle ideolojik olduğunu, kendisinin ve eşinin en başından beri gezi eylemcilerine sempati duyduklarını ve bugüne kadar herkesin yaşam tarzına saygılı olduklarını belirtti.