Kot pantolonlarını beğendiğim bir markadan iki kot aldım, maşallah severek kullanıyorum ama siyah renk renk kot almak istediğimde aynı modellerde bulamadım, skinny jeanlerde vardır hep siyah. Başka bir yerden de almak istemiyorum, esniyo hep potluk yapıyor diğerleri. Bu gadar.
1-Naber nasılsın her şey yolunda mı, okul is nasıl gidiyor ihtisasina yönelik bazı sorular
2-Evle alakalı genel durum değerlendirmesi
3-Kaşlarım böyle nasıl olmuş (derken buzdolabını karıştırıp şunların tarifini versene bana deyip tıkınmalar, bir yandan da kilo vermem lazım diye ağlamalar)
4-Ay var ya lazere gidicem artık, şu çocuk bile gitmiş lazere bı biz gitmedik derken Instagram açılıyor
5-instadayken şu kız napiyo, şunları gördün mü sevgili olmuşlar, aaa şunlar noldu derken
6-Siz napıyosunuz, iyi misiniz, evlilik ne zaman
7-e gideyim artık ben, yemek yicez gitme, yok gidicem bizimler beni bekler
8-istiklal marşı, kapanış.
ilkokul arkadaşımın annesine gittim anneler günü için, Bulgaristan göçmeni bir hanım... Ama nasıl coşkulu, nasıl pamuk... Onu görmek tatlı yanaklarından öpmek öyle iyi geldi ki..! Sağ olsun canım teyzem <3
Turistik yerdekiler ihaleyle veriliyor herhalde. Onlara teklif etmedim, esnaf olduklarından ama Küçük yerlerdekine param yok başka zaman getiriyim mi diyorum, tamam diyorlar, (götürüyorum).
Kıyılan nikahlarda verilen sözlerden daha ağır herhangi bir sözleşme olduğunu zannetmiyorum. Üç beş parça eşya için sözleşme mi yapılırmış, al hepsi senin olsun çocuğum, büyü de gel e mi.
Saygısızlar; yere çöp atarlar, küfür ederler, şiddete eğilimlilerdir, sataşmayı huy edinmişlerdir, herhangi bir şeye karşı fanatiklerdir, sözel ve gözel* tacize bayılırlar, "dayı dayı" konuşmayı severler...
Gözel göz ile yapılan anlamında kullandım, uydurdum yani eheheh.
Yiyip içip tuvalet doldurmaktan ibaret bir yaşam gerçekliğinden daha makuldur.
ihtiyaçlar hiyerarşisinin ilk basamağında güvenlik yer alır. ilahi bir otoriteye olan bağlılık da güvenlik ihtiyacının büyük bir kısmını kapsar. Kendini gerçekleştirme yolculuğunda olduğunu düşünen herkes yolu ne olursa olsun bir inancı benimser, maddenin dışında. Benimsemek durumunda kalır zira egosantirik mevzulardan arınması başka türlü mümkün değildir (bizzzcesii böyleğ).
Yine sik sik şeyler konuşulmaya başlanmış. Akşam belli bi' saatten sonra artık hiç çekilmiyor buralar. O yüzden ben gidiyom. Neyseeğm, hayydi iyi geceler.
"Arapça üns (=alışık, arkadaş, yoldaş, hemdem) sözcüğünden türetilmiştir. Arapça enes ‘vahşi olmayan, uysal, munis’ demektir. Enis kelimesiyle aynı köktendir."
Anlamı güzel ancak ben tercih etmezdim, Ahmet ismini vermek isterdim. Eşim isterse Ahmet Enes, Enes Ahmet olabilir.
Kardeşlerim uzun yıllar migren ile mücadele etmiş bir kardeşiniz olarak şunu net bir şekilde söylemem gerekir ki bu mevzunun tetikleyicisi stres. Stres derken illa ciddi bir problem, sıkıntı gibi de düşünmemek lazım. Örnek veriyorum acıkmışsınızdır ve ay yemek yemedim, sabahtan beri açım, halim kalmadı bilmem ne diye bazı düşünceler dolanıp duruyor dur zihninizde ve bu da o an yapmakta olduğunuz işi bir ölçüde engelliyordur, bu da bi' nevi stres oluyor, terminolojik olarak farklı karşılıkları da vardır elbette ama en basit şekilde böyle söyleyeyim. Herhangi bir şeye olan bağlılıklarını, ona verdiğiniz önemleri bir gözden geçirmenizi naçizane tavsiye ediyorum. Aklınıza takılan her ne ise onu oradan bir şekilde söküp atın, tatlı dille yahut neşterle!
Düzensiz bir uykunuz olmasın.
Su içmeyi ihmal etmeyin.
Şifa olsun.
Hayırlı cumalar.
mahlukları kendi sıkışmış alemlerinden bir an olsun farklı alemlere götüren, tahayyül ettiren, sosyal hayatta yapmadıkları empatiyi yapabileceklerini sanal bir alem oluşturan her şey talep görür.
Beşer esasen hep aynı şeyi talep eder de yanlış yerde arar.
Öyle 3 kelime yan yana gelmiş ki... genel için gündelik hayatın bir parçası olan alelade 3 kelime, bazısı içinse doğal dillerin belki de en tatlı yanlarını barından 3 kelime. Doğal diller nasıl oluşmuş acaba diye düşünmeye başlayınca zaten kazak bir ucundan az az sökülmeye başlıyor.