başlığın asıl hali "şehirler arası otobüs şoförünün yolcudan dayak yemesi" olacaktı. ama malum karakter sınırlaması.
istikamet: ankara-kayseri( 11:30 arabası)
tarih: bugün
saat:15.20(suları)
yer: kırşehir
şimdi hepimizin bildiği üzre şehirler arası otobüs seyahatlerinde öncelikle yolcuların ineceği yerler sorulur ve bir yere not edilir muavin tarafından. olayın baş kahramanı abimiz de buna güvenerek uyumaya başlamış muavin uyandırır diye. ama abimizin uyku da uyku yani 3 saatlik yolda öyle bir uyuyor ki bu abimiz, mola yerinde bile kalkamıyor. neyse ben başlyım olayı anlatmaya.
saçları yanlardan dökülen, hafif göbekli ve orta yaşlı tipik taşra erkeği olan kahramınımız, hafif bir horultu ve nefes sesiyle uyanır ve ardından "ğasktir noluyo lan" edasında bir şeyler mırldanır. bunları nerden biliyorsun diye soracak olursanız adam tam yanımda oturuyodu amk. kısa bir sersemlikten sonra ineceği yeri çoktan geçtiğini anlamış olacak ki muavini çağırdı. muavinin kendini savunma yöntemini(ki bana da çok yanlış geldi) malum yere geldiğinde bağırmış ve hiç ses çıkmamış olduğunu yanlış bir uslupla belirtti. hemen otobüs durduruldu falan ama iş işten geçtiği için abimiz kolay kolay susmadı. muavinle kısa bir tartışmadan sonra kaptanın yanına koşar adımlarla gitti abimiz, cıngar çıkarmak için. ama otobüs şoförü de bildiğin şoför amk artist bişey böyle kral benim tarzı konuşup kimseyi siklemeyen bir adam. kahramanımız şoföre bağırırken şoför el kol hareketi * yaparak " yaa git işine kardeşim hasta etme adamı" gibisinden bişeyler söylemesiyle abimizin dellenmesi bir oldu. adama tam kafayı atacakken 2. kaptan olaya müdahale ederek sakinleştirmek istedi. bu arada da diğer yolcular hararetle tartışmaya ve bağırmaya başladılar. ilk denemede 2. kaptan engelini aşamayan abi ikinci deneme için bir hamle yaparak( bu sırada da kaptan kemerini çözmeye çalışıyordu) 2. kaptanı devre dışı bırakmıştır fakat bu sefer de muavin engeline takılmıştır ama muavinin tutumu burda ayırmak için değil resmen adama zarar vermek için olduğunu görebilirdiniz. çünkü muavin önce sağa sonra arkaya çekmek şartıyla adamı kafasından tutup ayırmıştı. bu hareketin üzerine halk gaza ve galeyana gelip önce muavine sonra şöföre güzel bir dayak çekti. tabi bu dayağın atılmasında da başrolü arkalardan gelen katil tipli bir adamın muavine kafayı çekmesinin büük payı var. tabi halk galeyana gelirken esas kahramanımız şoföre iki üç yumruk attıktan sonra muavine saldırdı ve yüksek ihtimalle burnunu kırdı.
sonrasında hiç kimseden uyarı sesi gelmemesine rağmen yorulunca ayrıldılar ve adam kapıdan aşağı indi herkes yerine geçti. muavin burnundan akan kanı durdurmaya çalıştı bir süre. peki tüm bunlar olurken ben ne mi yaptım? siz değerli sözlüküçülerle paylaşabilmek için gözlem yaptım.
tüm bunların yanında en ilginç olanı yolculardan hiçbirinin de ayırmak için bir müdahalede bulunmayışıydı. halk olarak çok çabuk galeyana gelen bir halk olduğumuz için herkes aç bir şekilde birbirine saldırdı. üzüldüğüm tek şeyse 2. kaptanın yok yere dayak yemesindendir. adam aşağı tarafta kafasına göre takılırken sesleri duyduğu için yukarıya çıkmış ve yaklaşık 6 kişilik bir gruptan o da dayak yemişti.
--dikkat olay yerinden bildiriyorum--
şu anda herkeste gerilim dolu bir sessizlik var. sessizliği bozan şey ise 3 teyzenin fısıldaşmaları. fısıltıları dinlemeye çalışınca insan daha bir geriliyormuş şimdi farkettiğim kadarıyla. 2 3 dakika önce 2. kaptan muavini azarlıyordu sessizce ama hala soğukkanlılığını koruyordu adam vallahi helal olsun.
--dikkat olay yerinden bildiriyorum--
not: entry i telefonumdan yazdığım için imla ve yazım hatalarını eve gidince düzelteceğim. ve eğer olursa da ( ki bence olacak çünkü hava çok gergin. biri çıt dese tekrar birbirlerine gireceklerinden eminim) herhangi bir sıcak gelişmeyi sizlere bildireceğim.
bazen insanların kilo almasına yarayan söz öbeği. nasıl yani deme dinle;
kilolu bir adam olduğumu sözlükte bir kaç yerde söylemiştim. sözlükçü bazı arkadaşlarım da bilir. yıllarca böyle olmamın kendi suçum olduğunu sanırdım ama değilmiş azizim, bunu geçen gün anladım.
memlekete her gittiğimde önceden yemek siparişi veririm ve hazır olur, o gün de öyle oldu. eve gittiğimde anacım sağolsun sofrayı kurmuş hemencecik. biz de oturduk ailecek yiyoruz. annem daha kendi yemeğini almadan ben tabii bitirdim. tam etrafa yiyebileceğim bişeyler için bakarken annemin kendi tabağından alıp benim tabağıma koyduğunu gördüm. "anne sen ye" demeden o malum laf çıkıverdi ağzından "annem ben yaparken doydum". hasiktirlerle dolu beyin fırtınasının ardından anlamıştım hafız, kilo almamın yegane sebebi bu lafmış. (ne vardı söylemeyeydin be annem, bak sığır gibi olduk.)
çoğumuzun annesi söylemiştir bunları ama yerken dikkat etmiyoruz. siz siz olun yemeyin bunları birader. yoksa bulursunuz siz de 136 kiloyu sonra ben duymadım falan demeyin yani. bu arada sırf denemek için yemek yaptım dün acaba doyarmıyım diye, yok amk daha çok acıktım...
ırkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. başlıktan kastedilense bu doktrini sözlük içinde benimseyen yazarlardır.
peygamberimiz (sav) bir hadisi şerifinde onlar için;
babalarının zekerlerini ağzına almış gibidirler demiştir.
son zamanlarda bir daha* filizlenen kokudur efendim.
iftarda, sarımsaklı yoğurtlu mantı, sucuk içi ve bilimum sarımsak mamüllü yemekleri yiyen hacemmilerimiz * iftar sonrasında teravih namazına gelerek bu kokuyu oluştururlar.
asıl konuya dikkat çekmek gerekirse; afedersiniz geğğerirler bu amcalarımız, ama nasıl bir genirme. bildiğin "gağaarkkt" diye genirmezler. garp (içten, nezaketen) pfısss(dıştan, gayet doğal). işte o an kaç kere hayattan soğuduğumu bilirim lan ben.
kız arkadaşlara sesleniyorum,o duyup tiksindiğiniz gağaarkkt sesi varya, bu kokunun yanında ninni gibi gelir. lan insan evladının ağzı öyle mi pis kokarmış arkadaş lanet olsun git git.
burdan emicelere sesleniyorum lütfen daha insanca geğiriniz. bak geğirmeyin demiyorum, daha insanca diyorum.
ruj dıye aratıp bulamadıgım ve kadınlarda görmeye her daim alışık olduğumuz bir hareketir. sanırım ruju sürdükten sonra anlamsız dudak hareketleriyle aynaya değişik açılardan bakma sanatı diye bi sanatları var ki burdan geliyor. bi de çıkardıkları ses efekti düşündürdü..neyse yazılmıyo tam olarak. hareketin özünde lips dediğimiz bolgeleri içeri dogru iyice büküp sonra 333 tarzı tekrar geri çıkartmak yatar.. hah işte o değişik bakış açıları şu saatten sonra başlar.. freud mutlaka incelemiştir bunu da yetişememiş..
ayrıyetende azdirici bir harekettir.
boyle mmm mmm mmm yaparkene kopartican vericen eline o dudaklari. hele bir de gamzesi varsa, dudak kenarlarinda katlanmalar varsa, dişlekse, bilimum agiz bozuklugu varsa. dur damladi!
esnafin hemen tezgah altinda bir dosyada, tercihan leitz şeffaf dosya icinde sakladigi fiyat listesidir. pazarlik kizişinca her zaman zort diye cikarilip muşteriye gosterilir, "- abi bize gelişi kurtarmiyor..." şu kadar bu kadar muhabbeti yapilir.
bu tablo cikarilirken bir de racon vardir. muşteriye "- bak bunu bir tek sana gosteriyorum..." tribi. oyle hemen cekmeyeceksin bunu, once biraz kizişacak ortam, sonra cikaracaksin kozunu tezgah altindan.
yaşlı bir teyzeye yer verirsiniz otobüste..
o anda etraftaki insanların "aferim bak çocuğa, hiçbirisi kalkmadı bu genç kalktı", "kalmadı artık senin gibi gençler bu devirde" bakışlarını üzerinizde hissedersiniz..
işte o anda bu "mülayim efendi genç" misyonunu ister istemez yüklenmişsinizdir..
o otobüsten inene kadar otobüsteki tüm teyzelerin amcaların gözü sizin üzerinizde olacaktır ve yapacağınız herhangi bir falso harekette onları da utandıracağınız ve de hayal kırıklığına uğratacağınızın bilinciyle iyice gerilir, kasılır, şu yolculuk bitse de insem diye dua etmeye başlarsınız..
tam o anda telefonunuz çalar mesela..
-alo buyrun? (ne buyrunu lan??)
-hee..?!..alo?!!.. seyfer ile görüşecektim?!? (adam da afalladı buyrun deyince..)
-selam şener benim..şu an otobüsteyim..acil bir konu muydu?
-?!?...lan dalyarak adam gibi konuşsana ne saçmalıyorsun?!..neyse..akşam bize gel içiyoz bak..süper porno indirdim onu da cd ye çeker veririm hem..
-ben sizi daha sonra arayacağım, iyi günler!..
otobüs tıklım tıklım ama biri telefonda konuşuyor ya herkes sus pus olur tabi o anda..kafaları camdan dışarı çevirip kulağı size dönerler ki daha net duyulabilsin ne konuştuğunuz..
telefondaki aygır da zaten öyle bir bağırır ki "pornoooo" diye şöförün bile duyup aynadan sizi kestiği gibi salakça bir hisse kapılırsınız o an..
yüzünüz kıpkırmızı olur..
hemen "inecek" var butonuna basarsınız 3-5 defa, daha evinize en az 3 durak olmasına rağmen..
otobüsten inerken arkadan hayal meyal duyulan "cık cık cık..bu yeni nesilde de ar namus kalmamış kardeş.." sözleri yankılanır kulaklarınızda..
sizin yanınızda oturan ve teyzeye yer vermeyip ayıplanan çocukla göz göze gelirsiniz..
siz teyzeye yer verince "kıyaslamaya bayılan teyzeler"in
"tüü..bi şu genç kadar olamadın, baksana seyfer e, hem saygılı, hem düşünceli, ama ya sen??..şuna bak bir de takmış kulaklıkları satanişk midir nedir ayol?" dedikleri çocuk şimdi rahat koltuğunda kurulmuş size pis pis sırıtmaktadır..
ps: hayır hepsini geçtim de bir insan bir noktaya tek vasıta ile varacak diye bir kanun mu var?..neden geri kalan o 3 durağı mal mal yürür insan da akıl edemez başka bir otobüse binip yola devam edebileceğini?..bu yoksa insanın kendisine aptallığı yüzünden farkında olmadan verdiği bir ceza mıdır?
şimdi başlığa "gerizekalı" ibaresini kondurduğum an baştan yenik başladım zaten ben bu "halihazırda herkesin farkında olduğu" tespite. zira isim/nick/mahlas/göbek adı veremeyeceğim bu şekilde. iyi oldu, güzel oldu böyle, sağlam, dursun.
esasında insanlara "gerizekalı olduğu için ilgi çekmeye çalışıyor" suçlamasından ziyade "ilgi çekmeye çalışırken gerizekalılaşıyor" tavrıyla yaklaşmak daha mantıklı, daha kolay ama daha az çarpıcı.
bu ekolün en belirgin özelliği; öncelikli ve genelgeçer bir savunma sistematiği yaratmak. nasıl? en güzeli ve en işlevsel olanı bunun farklı bir eleştirel yaklaşım olduğu, esasında tüm gerizekalı başlıkların ve entrylerin "asıl" sahibi cibiliyetsizlerle geçilen kendi halinde, kankacı bir dalga olduğudur. evet, dikkat edilmesi gereken bir diğer basit kelime de bu sistemde kendine yer bulan; kankacılıktır; her türlü saçmalıkta arka çıkacak bir diğer lüzumsuz adamın varlığı.
yayılıyorlar. genişliyorlar. ilgi çekme hususunda işe yaradığını anlayan her kimse katılıyor bu gruba. tepki veremiyorsun. vereceğin her tepki işlerine yarıyor. verdiğin her tepkiyi ağızlarını geniş geniş açıp yutmuşlar, selebriti göbeklerine yağ yapmışlar geçmişte.
yayılıyorlar. genişliyorlar. bu ne yaa? diyecek olsan sözlükte ben eskilerdenim tribi bakınızlarıyla, "biz ikinci kuşak selebritileri kabullenemiyorlar" entryleriyle dahiyane cevapları yapıştırıyorlar.
uludağ sözlük'ten nemalanan gerizekalılığın en fazla ayyuka çıktığı siteler açıyorlar. köşe yazıları yazıp magazin yaratıyorlar. suni bile değil.
hiçbirini sevmek veya kabullenmek zorunda hissetmiyorum kendimi. kabullenmezsen çık arkadaşım cevabını da kabul etmiyorum. zeki insanların arasında olduğumu bildiğim o güzel hissiyatı istiyorum sadece.
çoğumuzun artık unuttuğu lise yıllarında genellikle hanım kızlarımız tarafından kullanılan yalan çeşididir. sevgiliyle başbaşa bir gece geçirmek için ya da arkadaşın evindeki aleme akılabilmesi için aileye söylenmesi elzem olan mantık dolu cümleler içerir...
kız: anne ben incilere gidicem bu akşam izin verirsen?(gaygay)
anne: niye kızım otur evinde?
kız: ya ama ders çalışmamız lazım perşembeye çok önemli sınavımız var biliyosun soru-cevap yapıcaz..
anne: allah allah inci bize gelsin?
kız: ya babası izin vermiyo onun.. hem telefonunu da veririm ararım istiyosanız?
anne: babana sor ben anlamam.
*baba o sırada mutfağa girer*
kız: baba?
baba: keçi sakalı var mı bu inci'nin?
kız: nası yani?
baba: geçen yolda gördüm bi inci'yle beraber seni de ondan soruyorum.
kız: baba?
baba: aynı yalanı anan söylerdi kızım dedene.. başka bişey bulun geliştirin kendinizi eheh
anne: ismayıl!
kız: nası ya?
baba: inci'ymiş. sakallı inci hehe.. yürrü..
90 gençliğinin ilkokul yılları adetlerindendir.. pazar akşamları bizimkiler dizisi bittiğinde jenerik eşliğinde banyo yolu tutulur.. banyo çabuk yapılır ki, spor programına yetişilebilsin.. spor programının tümünü izlemek kısmet olmaz, uyunur...
beden dersinden önceki teneffüste oynayacakları 5 dakikalık futbol maçı için büyük bir heyecanla eşofmanlarını giyen sınıfın erkek grubudur. büyük ihtimalle derste beden eğitimi hocası voleybol oynatıp manşet çalıştıracağı için kısa sürede hazırlanıp teneffüsün tadını çıkarmak istemektedirler.
çoğu okulda erkekler için ayrı soyunma odası olmadığı için, beden dersi öncesi ve sonrası kızlar soyunma odasında, erkekler ise sınıfta değiştirirler üzerlerini. dersin son dakikalarında daha zil çalmadan erkekler kravatlarını gevşetmişler, gömleklerinin düğmelerini çözmüşler, spor ayakkabılarını giymişlerdir. sınıfta kesif bir koku yayılmaya başlamıştır bile. hoca görmesin diye kamuflaj için sıkı sıkıya ceketlerine bürünürler. ama hoca bilmez ki ceketin altı boş.
zil çalmasıyla birlikte kızlar kaçarcasına koşarak sınıftan çıkarlar. çünkü çoğu erkek pantolonunu çıkarmaya başlamıştır. beden torbasını toplamakta geciken kızlar gözlerini kapatarak el yordamıyla çıkışı bulurlar. beden dersi olduğunu unutup arkadaşlarının yanına gelen başka sınıflardan kızlar ise içeri girer girmez çığlık çığlığa kaçarlar. perdeler örtülür, kapı kapatılır ve şov başlar.
herkes sıranın üzerine çıkarak tuttuğu takımın marşları eşliğinde danslar ederek eşofmanlarını giymeye başlar. bazısı birbirinin okul pantolonun içine giydiği şeylerle dalga geçer:
-ahaha arkadaşlar mustafaya bakın içine kilotlu çorap gibi tayt giymiş.
+dalga geçmeyin oğlum ya üşüyorum diye annem giydirdi.
koşturarak bedene çıkılır, oynanacak top bulunamadığı için voleybol topuyla kısa bir maç yapılır. beden hocası yakalar ve temiz bir fırça atar. beden dersi bitip tekrar giyinildikten sonra sınıftaki ilk tepkiler ise:
kızlar: of sınıf çok pis kokuyor, cam açın deodorant sıkın bişey yapın!
erkekler: kravat bağlamayı bilen var mı?
