Bence en önemli ayrıntı 12 jüri içinde hiç zenci olmamasıdır.Lakin Amerika adalet kulvarında çok ilerlemiştir.bir cümle içinde kullanarak örnek vermek gerekirse Günümüzde hapishane inşa etmek ve işletmek Amerika'da bir iş koludur ve özel teşebbüs ile yapılabilir durumda olduğundan devletede bu girişimcileri destekleme bâbında kodestekilerin %40'ını zenci braderlerimizle doldurmuştur.
Markete girdim.
sigara aldım.
çıktım.
parayı henüz cebime dahi koymamıştım.para üstünü yanlış verdiğini farkettim.geriye döndüm.para üstünü yanlış vermişsin kardeş dedim.
hayır dedi.
biran duraksadım.
burda saysaydınya dedi.hergun senin gibi 3 kisi boyle yapsa batariz dedi.
ukala herif canımı tavrıyla ve yavşak mimikleriyle cok sıkmıştı.
Olay 20 sene önce olsa ağlayıp marketten cikardim.
13 sene önce olsa atar yapip dayak yerdim.
9 sene önce olsa muhetemelen doverdim.
Bugün oldu.
10 saniye gözlerinin içine ,içinde çok ağır küfürler barındıran bakış attım.Ama hiç konuşmadım.eger önceden tanıdığım biri olsaydı 300 spartalı filmindeki o sahnedeki repliği yapıp çekip giderdim.' sonsuza dek yasayasin leonidas'
ama bu süngerimsiyi hiç tanimiyordum.O kadar öfkelenmiştim ki 10 dan geriye doğru saymaya başlasam sıfırda durmayıp negatif tamsayiları dişlerimin arasında parça parça Edip tü tü tü tü hareketleriyle ağzımı ölümcül bir makineli tufege dönüştürüp sayıları bir mermi gibi bütün vücuduna saplardım.ve bunu birkaç adım geri giderek yapardım ki sayıların üzerinde tükürük kalmayacak kadar bir kurumasına fırsat olsun da deneyimli dedektiflere malzeme olarak DNAmdan bir iz bırakmış olmayayim. Bütün bu zamanın durma noktasına gelip neredeyse bir 'ân' ın içinde sıkışıp kalma raddesindeyken düşüncelerimde aksine ışık hızına ulaşma raddesindeydi. Big Bang i bütün safhalariyla içselleştirmiştim. Artık benim özbenliğim sıfır hacim sonsuz yogunluktu.
Usulca telefonumun bir anlık kilit ekransızlığından faydalanıp şarz göstergesine baktım.sayilarla aram iyi oldugundan hemen kalan şarz miktarının %52 olduğunu kendime rapor ettim.Bir başka ayrıntıda internet paketimin oluşuydu.
Bu arada Olaya bak dedim kendi kendime kasiyerci kardeşin bayramın tam unutulmaya yüz tuttuğu son gününde içimden 'bayramını enişten dileklerimle kutlarım' demek gelebilirdi bütün bu olayların ta en başında yani 27 sn öncesinde.neyse...
Cebimden 10 kuruş çıkardım ve avuç içimle tezgaha vurarak 10 kuruşu bıraktım. marketçiden kendinden emin bir ses tonuyla '1 tane plastik bardak ver' sesi döküldü dilimden.Onun işe koyulmasını fırsat bilip youtube'tan'amor mio' yu açtım.5 milyona yaklaşmıştı.sigaradan çatallanan ses şarkıyla coşacaktı hey gidi gibsy kings.yorumlarda yukardan 5. Yorum Gülseren tutan haklıydı.insanoğlu buydu.
Neyse şarkının girişiyle aynı anda bana doğru uzattığı plastik bardağı elinden kaptim.az önce küfür ettiğim bakislarımla gözlerinin içine bakarken telefonuda bardağın içine sapladım.bu telefondan çıkan sesi çığ gibi büyütüp sesi ve etkiyi artiracaktı.telefonu sürpriz yumurtaların üstüne bırakıp haşince paso doble dansı yapmaya başladım.bir süre sonra kendimi kah dönerken kah ellerimi yukarda ritmik alkış tutar ve topukları yere vururken buldum.kan ter içinde kalmıştım .öfkem terle birlikte vücuttan atılmıştı sanki.
içeriye bir müşteri girdi süngerimsi lavuktan bir paket sigarayı sesli , bendende yaşar'dan ya bu gece gel yada delirecem isimli eseri gözleriyle sessiz istedi.Bense kan ter içinde Türkiye'nin en pahalı muratti paketinden bir dal alıp derin bir nefesten sonra genizden 'hayırlı işler' kardeş deyip ilk dumanı olay mahaline halkaladım...
Şuan ATV de son kısmını izlediğimiz film.Bu filmi bir Rus filmi olduğu icin 2017 yılında sinemalarda izleyemedik. daha birçok güzel filmi sinemalarda izleyemedigimiz gibi.Seyir zevki bir yana güzel film yapan alternatif yaklasimlara parasal kaynak olusturamiyoruz sinemalarda oynamadığı için. Sinemalarda Amerikan dayatması çogunlugu aptal filmlerden o kadar sıkıldık ki alternatiflere hasret kaldık..
işgal edilmiştir. Galip gelen kültürün yenilen kültüre tecavüzünün sanatsal formudur. 7 farklı zamanda 7 kez sinema salonuna uğrayıp izlemeye değer film bulamadan geri döndüm. Film diye önümüze koyduklarınızı köpek izlemez.Ama malesef gençlik bunların müptelası.
Doğup büyüdüğüm mahallede ,Matrix filmindeki mr. Smith gibi onlarca yüzlerce reynmen modeli insan vardı. Zaten insanların ilgisini çeken şeyde sıradan vasıfsız yetenekleri kısıtlı bu insanlarda kendilerini görmeleri. Herkes reynmen gibi olmak isterken aslında zaten kendileridirde. örnegin madem yuotuberlardan örnek verdik pek azı barış özcana özenir.çunku barış Özcan olmak ciddi bir birikim ve çalışma ve kapasite ister.bu zor olandır.ilgi çekmez.
Sanki kendi elleriyle yaptıkları putlara tapan cahiliye devri insanlarinin aslında çok uzaklarda olmadigini görüyorum.
Raynmen yağmur adam görünümlü kıroluk putu
Berkcan güven insan görünümlü vıcık vıcık sılaym putu.vs. vs.
Neşet ertaşa gelince
Gönüll dağıı yağmur yağmur Boran olunca
Akar can özümdem sel gizli gizli....
Kur’an’da hitap tarzının erkeklere olmasının sebeplerini birkaç madde halinde arz edeceğiz:
1. Kur’an dili Arapça’dır. Arapça’da isimler ya müennes/dişil veya müzekker/erildir. Arapça’daki kuralların Kur’an’da da olduğu gibi kullanılması tabiidir. Nitekim Kur’an’da bu her iki çeşit kelimeler de yerli yerince kullanılmıştır. (Mümin-Mümine/Müminun-Müminat gibi).
Arapça’daki dilin bir teamülü de erkek ve kadınlara birden hitap edildiği zaman bunları tek bir hitap tarzına ve bunu da erkek kalıbına dökmektir. Bu husus edebî bir sanattır ki buna “tağlip sanatı” denir. Bu edebî sanat sadece gerçek erkek ve kadın için değil, aynı zamanda Arapça’da mecazî olarak erkek/eril kabul edilen “kamer=Ay” ile dişil olarak kabul edilen “Şems=güneş” kelimeleri için de geçerlidir. Bu ikisi birden kullanıldığı ve “tağlip sanatı “ içerisine alındığı zaman, erkek/eril olan “Kamer” sözcüğü ön plana çıkarılır ve “Kameran=iki Ay” tabiri tercih edilir, bununla güneş ve ay kastedilir.
Bu edebî sanat ifadesi daha veciz olduğundan, Kur’an terminolojisinde de genellikle hitaplar bu sanat çerçevesinde inşa edilmiş ve kadın ile erkeğin birlikte muhatap olduğu yerlerde bu hitap erkeklere yönelik olmuş, kadınlar ise “tağlip sanatı” çerçevesinde onlarla beraber yerlerini almışlardır.
Mesela Kur’an’da çokça kullanılan ve “Ey iman edenler” anlamına gelen “Ya eyyuhellezine âmenû” hitabı, Arapça gramer bakımından erkeklere yapılan bir hitap tarzıdır. Ancak, bu hitapta kadınların da dahil olduğu bilinen bir gerçektir. Keza, Kur’an’da bir çok defa kullanılan ve “Ey Adem’ın oğulları” anlamına gelen “Yâ benî ademe” ifadesini sadece erkeklere tahsis etmek mümkün değildir.
işte, bu açıklamalar çerçevesinde diyebiliriz ki, “babalar” ifadesinde anneler, “oğlanlar” ifadesinde kızlar, “kardeşler” ifadesinde kız kardeşler de dahildir.
2. Kadın konusunda hassas olanların göz ardı etmemeleri gereken bir nokta da şudur ki, sadece erkeklerin yad edildiği hitaplarda her zaman güzel bir vasıfla değil, kötü vasıflarla da anılması söz konusudur. Örneğin “ey iman edenler” anlamına gelen “Ya eyyuhellezine âmenû” hitabı yanında “Ey kâfirler” manasına gelen “Ya eyyuhe’l-kâfirun” ifadesinin muhatabı da zahiren erkeklerdir. Ama aslında her iki ifadede kadın-erkek müşterek olarak vardır. Demek ki ortada bir fazilet, bir üstünlük imajı söz konusu değildir, mesele tamamen bir sil meselesidir.
3. Bu ifadelerde kadını küçümseyici bir durum söz konusu değildir. Nitekim, Ay-güneş misalinde olduğu gibi Şems/güneş değil, Kamer/Ay göz önünde bulundurulmuştur. Fakat hiç kimse bu ifadelerde güneşin aydan daha değersiz görüldüğünü iddia etmemiş ve edemez de.
4. Şunu unutmamak gerekir ki, Hz. Adem (as)’den beri insanlık camiasında erkek, hâkimiyetin, kuvvetin, icraatın simgesi olarak algılanmıştır. Ve bu tarihî bir realitedir. Erkeğin neden daha kuvvetli yaratıldığını itiraz konusu yapanlar, şunu unutmamalıdır ki, kuvvet, cesaret tek başına bir fazilet simgesi değildir. Nitekim en zalim olan Nemrut, Şeddad, Firavun da çok cesaretli idi.
Aileyi geçindirme ve himaye etme sorumluluğu gibi daha birçok hikmete binaen erkekler daha cesur, daha güçlü yaratılmıştır. Kadınlar ise, çocukların anneleri olarak onların bakımını üstlenecek bir konumda olduğu için, bir şefkat kahramanı ve bir merhamet âbidesi olarak var edilmiştir. Hakîm olan Allah her şeyi, üstlendiği görevine uygun bir şekilde yaratmıştır. Bu farklılıklar hiçbir zaman bir fazilet ve bir şeref üstülüğü değildir.
5. Erkek-kadın eşitliği hak-hukuktadır... Erkek olsun, kadın olsun Allah katında en faziletli insan Allah’a karşı en saygılı olan/takva sahibi insandır... Kur’an’ın getirdiği eşitlik anlayışı budur. Daha önce dünyada değersiz bir varlık olarak algılanmış olan kadına, şeref bahşeden bir statüyü tanıyan islam dinidir. Yoksa hiçbir taraf öbürüne eşit değildir. Ne fizikî yapısı, ne hissî yapısı açısından eşit olabilir. Bilakis Allah -deyim yerindeyse- ikisini eşitlik için değil, eşitsizlik için yaratmıştır. Çünkü onlar insan istihsali için var edilmiş bir fabrikanın ayrı parçalarıdır. Birisinde telkih/dölleme, diğerinde telekkuh/döllenme mekanizması vardır. Erkek doğurabilir mi? Kadın telkih görevini yapabilir mi? Sesleri bile farklıdır.
6. Kur’an’ın mucizelik yönünün en açık misallerinin başında “îcaz=veciz” ifadeler gelir. Arapça’da oldukça yaygın olan bu edebî sanat, Kur’anda da oldukça yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Kadınları erkek hitabına dahil ederek anmak da bu sanatın bir tezahürüdür.
Erkek ve kadınlarla ilgili bir konu, daha detaylı bir surette vurgulanmak istenildiği yerlerde, kadınlara da ayrıca yer verildiği görülmektedir.
Misal olarak; “Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur.Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur.”(Ahzab, 33/36), “Kim bir kötülük işlerse, sadece o kadar cezalandırılır. Ama, mümin olarak, ister erkek ister kadın, kim makbul ve güzel bir iş yaparsa, işte onlar cennete girer ve orada hesapsız nimetlere nail olurlar.”(Mümin, 40/40) mealindeki ayetlerde hem sorumluluk hem de mükâfatta erkek-kadın eşit bir statüde değerlendirilmiştir.
Birçok tarımsal ürün batı ülkelerinin sağlık kriterlerine uymadığı için Kapıdan geri gönderiliyor.batının al içinde zararlı ilaç kalıntıları bulduğumuz ürününü siktir git dediği ürünleri ne yapıyoruz?
a) imha ediyoruz.
b) orta doğuya satıyoruz ve kalanları yurt içinde pazarliyoruz.
Sizce hangisi?
ismail abi 6 yaşındaki bir çocuğun hayal gücüne ve saflığına sahiptir.
oysa hayat yaş ilerledikçe kutundaki renkli boyaların çoğunu sana tukettirir.ismail abinin şarjöründe kalan renklerle sayısız gökkuşağı yapilabilecekken o yaşlarda sizin kutunuzdaki renkle geceyarısı resmi cizebileceksiniz.
insanların çoğu kendilerini "ifade" eden yaşam tarzı olarak karikatürü tercih etmişken kafalarının yanında "düşünce" balonu kullanmıyorlar.ama hepsi özgür.
Bugün Türkçe namaz diyen güzel insanlar yarın birgün çoluk çocuğuna dünya dili ingilizce deyip , çocuk evde ders çalışmıyor bari namaz kılsın da ingilizcesi gelişsin diyecekler.hatta seçmeli dua kısmını Almanca olarak sececekler.
Siz Yusuf'un yırtılan gömleğinin markasını merak edecek kadar kaliteye
Atıldıgı kuyudaki suyun ph değerini merak edecek kadar sagliga
ibrahim'in ateşe atildiginda, ortamdaki surtunmeyi ihmal edersek atışlar konusundaki fiziksel hesaplamaları merak edecek kadar bilime aşıksınız.
Kısaca aydın olanlar sizlersiniz.Belliki karanlıkta kalanlar olarak Bizlerin sizlere ,sizlerinde mum olarak ışığınızın ulaşmadığı diplerinize alınlarınızla nurdan ışıklar taşımaya ihtiyacınız var.
Birde bu toplumun bireyleri çeşitli şivesel konuşma alışkanlıklarına sahipler.onları eğitmek için tecvitli Türkçe konusunda yardımlarınızı esirgemeyin.
Kaybedenler kulübüne hoşgeldiniz.bir şekilde ölmeden efsaneleşmiş(!) bir insanın aslinda ne kadar balon bir vizyona sahip olduğunu gösteren bir örnek daha.parayla baba lakabının takasına iğrenç bir reklam konseptiyle şahit olduk. Ben bu ünsüz ve bir şekilde çalışma zorunluluğunda olacak kadar zengin olmayan şu halimle şu saçma sapan nezaketten uzak bir yaklaşımla bir insanda farkındalık oluşturmaya çalışan iğrenç reklam dizisinde oynamayacakken sana ne verdilerde diyemeyeceğim ne içirdilerde kabul ettin.
Listenin ilk üç sırası
1) Orhan iskele babası>>>>rexona
2) suç ve ceza. >>>>>>>(Rapçi ciklet reklamı paradoxu) Rocco
3) beyazın 50 tonu>>>>>>tatlı su solcusu.ince duyar kasmalı temaları eksik olmayan.Parayamı ihtiyacın vardida bir banka reklamında oynamak zorunda kaldın.evine hacizmi geldi? 20 sene sınırlı yetenekle seni beyaz showdan emekli eden bu halkın teveccuhu yetmedimi?