sevgilioykuler
484 (mtv icon)
ikinci nesil yazar 4 takipçi 29.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    insan sevdiğine yarasını verir mi

    1.
  1. diyaloğun tamamı şöyledir:

    k: nedir bu?
    e: -içinde yaramın kabuğu var.
    k: -yaranın kabuğu mu?
    e: -senle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm hani, kanamıştım. sonra yara kapandı, ben de kabuğunu sakladım. ikimiziin yarasıdır diye..
    e: esasen çok saçmadır değil mi? ama düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir. fotoğrafa bakar bakar alışırsın. ama yara öyle değildir. etimden bi parçadır. ne zaman baksan acırsın.
    e: ne o, taş kalpli asiye ağlıyor mu?
    k: yoo neden ağlayayım!? hem bence de çok saçmadır. insan sevdiğine yarasını verir mi?
    ..?
    16 ...
  2. kendine güvenen erkek seksidir

    5.
  3. bu bağlamda şahin k, ajdar gibi kendine aptal bi güven duyanlar da seksi kategorisine giriyor ki ben daha fazla düşünüp örnekleri çoğaltmak istemiyorum, zira bunlar midemi bulandırmaya yetti de arttı!
    2 ...
  4. deniz baykal in ankara nin dogusuna gitmemesi

    6.
  5. deniz baykal beyefendiden nefret edilmesinin yanlış dile getirilen haklı sebebi. bu deniz baykal denen bey nereye giderse gitsin aristokrat kesimden başkasıyla görüşmez. siyaseti aristokrat düşüncenin yönettiği ütopyalarda yaşar. ankarada yaşamaktadır ama gelin görün ki ankaranın da birçok gecekondu bölgesine ayak basmamıştır. zaten gittiği yerlerde de insanların sorunlarını dinlemiyor ki gitmiş gitmemiş ne farkeder!!
    muhaliflik ruhuna sinmiş adamın. dikkat ediyorsanız yaptığı her konuşmada iktidarın en az bir yanlışını eleştirmekte. zaten maşallah başbakan bozuntusu da bu da iyice densizliği ele aldılar. eskiden devlet temsilcilerinin konuştuğu ayrı bir dil vardı, farklı bir üslup vardı. şimdi meydanlarda, parti grup toplantılarında ve dahi mecliste söz hakkı aldıklarında sokak ağzıyla konuşuyorlar. hatta küfürler hakaretler savuruyorlar abartıp!!
    deniz baykal'ın ankaranın doğusuna gitmemesi ülkede gözümüze sokulan doğu batı ayrımıyla ilgili değil. öyle olsaydı rte diyarbakırda fink atamazdı. artık gözümüzün içine soktuğu duygu sömürüsünü haklarını yediği binlerce insanın gözü önünde anlatamazdı. bu olay sadece deniz baykal'ın siyaset anlayışından ötürü, başka bir şey değil.. bence..
    1 ...
  6. aşık olma

    1.
  7. orient expression'un kırık kalpler albümü'nden..

    eskiden olmuştum ben de aşık
    bazen güler bolca ağlarsın
    içine kuş kaçar sanki
    epey yükseğe uçarsın ah
    uçarsın..

    sonra bitiverir aşk aniden
    geceleri nasıl üşür insan
    o sokaktan geçmesen de
    artık hep birşeyler noksan ah
    noksan..

    gel sevişelim istersen ama aşık olma sakın
    iyiyiz senle biz böyle
    ne çok uzak
    ne çok yakın..
    0 ...
  8. potuncek

    2.
  9. iclal aydın

    77.
  10. benim bu seneki nobel ödül adayım. hayır kadın o kadar muhteşem ki herşeyi yapabiliyor, nobelin hangi alanına aday göstersek? dizi çekebiliyor, kitap yazabiliyor, tv'de program yapabiliyor, özel hayatını gözümüze sokabiliyor, (ilgilenmesek dahi!!), feminizmden dem vurabiliyor, evlenip ayrılıyor, gazeteci takılıyor.. ben onu betimlerken yıprandım, yoruldum ama o sosyal kelebek edasından, sevgi dolu olduğunu sandığı iğrenç yapmacık bakış&gülüşlerindan, buğulu sesinden bir türlü yorulmak bilmedi!! esra ceyhan'la ayşe kulin'i ve az bir miktar de seda sayan'ı birbirine karıştırıp üstüne bir tutam tuna kiremitçi ** serpiştirip servis edebiliriz. afiyet olsun.
    4 ...
  11. gitmek mi zor gideni izlemek mi

    6.
  12. radikal

    48.
  13. birkaç münasebetsiz köşe yazarını ve -ayakta kalmak için zorunda oldukları- iktidar borazanı olmaya çalışırkenki zavallıca yazılarını bir kenara bırakırsak hala ülkedeki okunabilecek tek gazete olma sıfatını taşımaktadır kanımca.'her zaman doğruları söylemek kimseye fayda getirmez' zihniyetine sahip olmak zorunda olduklarının farkındalar en azından..
    0 ...
  14. ekşi sözlük uludağ sözlük derbisi

    16777214.
  15. solcuysan chp ye sagciysan mhp ye

    18.
  16. bir zamanlar birbirlerine taban tabana zıt iki partiyi ** şimdilerde kardeş(!) göstermeye çalışırken,ucunun nereye varacağını,daha da önemlisi nereye varamayacağını hesaplayamayan kişilerce söylenmiş sığ sözcükler bütünüdür.seçim sandıklarından çıkacak olan sonuç belliyken bu lafları söyleyip insanları kışkırtmaya çalışmanın milliyetçilik akımında nasıl bir dalgalanma yaratabileceği hesaba katılıyor mu acaba?dincilik akımının alıp yürüdüğü şu günlerde bu ülke bir de milliyetçilik akımının yarattığı kutuplaşmayla sanal huzur ortamını ne şekilde kimlere kurban verir düşündünüz mü?

    varsayalım ki bu slogan sonucunda sağ görüşlü ve gidişattan rahatsız insanlar oylarını mhp'ye,kendilerini solcu olarak gören * ve gidişattan rahatsız insanlar da oylarını chp'ye verdiler.yapılan mitinglerin hedef kitlesine rağmen sandıklardan gene bu sonuç çıkmayacak mıydı?mhp'nin oyları akp'ye mi gitti de akp tek başına 2.kez iktidar oldu?söyler misiniz insanlar bir torba kömürle mi bir kağıt parçasına mühür basarlar,yoksa bir kuru "vatan elden gidiyor" sözüyle mi?bu insanlar aç!sefil!ve cahiller!onları suçlamıyorum ve aşağılamıyorum asla,sadece * anlaşılmalarını sağlamaya çalışıyorum.

    bu noktada belirtmek isterim ki mevcut hükümetten ve icraatlarından ben de nefret seviyesinde bir memnuniyetsizlik taşıyorum.ama bunun çözümü seçimlerde kullandığım vatandaşlık hakkımı * böyle bir baskı altında yönlendirtmek olamaz!evet ortalık oldu bu laf ama,bu bir demokrasi ayıbıdır!

    peki ya mhp ve chp oluşumlarının ikisinden de tiksiniyorsam?o zaman ne olacak?!o zaman vatan haini mi ilan edeceksiniz beni?apolitik mi ilan edeceksiniz?en doğal hakkımı nasıl kullanmam gerektiği konusunda aklınızca beni yönlendirerek zaten en büyük politik yanılgıya siz düşüyorsunuz siz!!!o meydanlardaki olaylardan bihaber sözde solcu insanları da peşinizden sürüklüyorsunuz!!!

    milliyetçilik kavramına olan bunca nefretimi ve hortlamasından duyduğum korkuyu tam olarak anlayabilmeniz için doğuda bir süre de olsa farklı ırklardan insanlarla beraber yaşamanız gerekir.üstün ırk söylemlerini,hatta "ne mutlu türküm diyene!" felsefesini bir anlığına cebizine koyup,gerçekten mağdur bırakıldıklarına,köylerinde okul,yol,su,elektrik gibi artık klişeleşmiş devlet yapılarında bile nasıl aksamalar olduğuna gözlerinizle şahit olmanız gerekir.ancak o zaman hak verebilirsiniz sanırım korkularıma.o zaman vazgeçersiniz pervasızca saldırmaktan..alt kimlik üst kimlik zırvalarına girmek istemiyorum ama oradaki insanlar bir kültürel yapıyı sürdürme çabasındalar sadece.bunda bu kadar abartılacak,o insanları devlet destekli iğrenç örgüt pkk'yla bağdaştıracak,her patlamada her silahlı saldırıda onları suçlu gösterecek durumlar yok ortada.onlar terörist değiller,olsalar da değiller,onları bu hale getirenler asıl teröristtir!

    olayın ele alınacak boyutları bu kadarla kısıtlı da değil.ben bu seçim öncesinde mitinglerle,seçim sonrasında biz kaç kişiyiz? zırvalarıyla nereye varmak istediklerini kestiremediğim insanlara güvenmiyorum çünkü onlar da en nihayetinde politik davranıyorlar.kendilerine politik sahada yer ediniyorlar.eğer ki demokrasi istiyorsanız her kesimden insanları politik açıdan tatmin edecek,sonuca varan çalışmalar yapmak durumundasınızdır.bunu da en salak siyasetçi bile bilir.

    chp'nin politik başarısızlığına,yeniliğe,bilime,mantığa tamamen kapalı,sözde solculuğunun kanayan yarasına,çöküşüne milliyetçiliği hortlatarak çözüm sunmuş olmazsınız!tam tersine,ummadığınız sonuçlar alırsınız!bir zaman sonra başınıza geleceklere öyle şaşırırsınız ki.."hrant dink cinayetinden sonra sosyolojik olarak farklı yörelerimizi bi inceleseydiniz keşke.." diyorum o insanlara..

    kıssadan hisse: hiçkimse hiçbir seçim döneminde insanların geneline hitap etmeye çalışmak kisvesine bürünüp böyle bir terbiyesizlik yapmamalıdır. bir parça da olsa düşünebilmelidir..
    1 ...
  17. minor earth major sky

    2.
  18. başarıları çalışmalarına doksanlı yıllarda ara veren a-ha grubunun albüm adıdır. buyrun şarkı listesine:

    1. Minor earth major sky
    2. Little black heart
    3. Velvet
    4. Summer moved on
    5. The sun never shone that day
    6. To let you win
    7. The company man
    8. Thought that it was you
    9. I wish I cared
    10.Barely hanging on
    11.You'll never get over me
    12.I won't forget her
    13.Mary ellen makes the moment count
    0 ...
  19. istanbullu

    9.
  20. belirli bir aile yapısından ve * orta kesime yakın toplumsal sınıftan ve ihtimalle başka bir yerden gelip birkaç zaman şehirde yaşadıktan sonra, şehrin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, birdenbire karakterlerinde ani sapmalar görülen insanlar da istanbullu olarak anılır. ortak özellikleri yapmacık ve umursamaz oluşlarıdır. size güldüklerinde o gülüşten tat yakalayamazsınız. samimiyetler zorlamadır, özensizdir. istanbulluların evlerine izin almadan girilmez, banyoları izinsiz kullanılmaz, samimiyet temelli konuşmalarda samimiyetin kelime anlamı hakkında fikir belirtilmez.
    şehir -sebebini bilemediğim bir biçimde- içinde yaşayan insanı kendine yabancılaştırır, aynı anda da kendiyle ilgili soruları bir bir kişinin gözüne sokarak tezat yaratır. güvensizliğin kokusu kişilerin hücrelerine siner hiç çıkmamacasına. kimse gerçek dost olamaz, kimse kimsenin derdini sormaz ve bunun gibi binlerce olumsuzluk sayılabilir bu şehirde yaşayan insanların ilgilenmesi gereken. ama hiçbir haklı sebep onları haklı yapmaz.. istanbullu olmak bir yaşam tarzının, * daha önceki hayatına tecavüz etmesi demek olmamalıdır. kimse nereden gelip nereye gittiğini unutmamalıdır..
    2 ...
  21. minor sarki

    1.
  22. aynı mahallenin çocukları albümünden klasik olmaya aday bir feridun düzağaç şarkısı.

    bir gece yolculuğunda yıldızlar mı çağırdı ne
    beni ellerimden tutup gözlerine
    şarkılar sana döndü birden
    bir garip oldum
    bir hasretim daha doğdu güzelliğine
    beklemek bir şarkıdır
    umudum varoldukça
    bu benim ne ilk ne son hasretim
    her yeni günle bin sabah
    sen yanımda oldukça
    şarkılar anlar beni
    sevinirim..
    1 ...
  23. aynı mahallenin çocukları

    1.
  24. 2004 yapım, serhan kelleözü şarkılarının 5 adanalı yorumcu tarafından seslendirilmesiyle oluşmuş albümdür. feridun duzagac, yasar, murat gogebakan, haluk levent ve kurtulus'un rol aldığı albümde akdeniz akşamları koro halinde söylenmiştir. özellikle feridun düzağaç beni minör şarkı'ya ve * kendisine hayran bırakmıştı.. playlist geliyor:

    1.ara beni yar *
    2.hasretler ayrılıkla başlar *
    3.sormalı *
    4.bebeğim *
    5.bazen sorardım *
    6.akdeniz akşamları
    7.minör şarkı *
    8.ağlamazdı anam *
    9.sevgi üşümez *
    10.divane *
    2 ...
  25. 4 8 15 16 23 42

    36.
  26. google earth'e girildiğinde avustralya yakınlarında ıssız ve isimsiz bir adayı göstermesi hadisesinden sonra gizemine inanmaya başladığım, dizide * lanetli oldukları her fırsatta belirtilen rakamlar bütünüdür.
    1 ...
  27. uzak

    26.
  28. bir çeşit bağlaç tipidir. yakın olmanın ilk şartıdır.. *
    (bkz: yakın olmak için uzak dur)
    1 ...
  29. hayatın anlamı

    65.
  30. yastığa sinmiş sevgilinin kokusunu koklayarak uykuya dalmaktır, hatta mümkünse eğer o eşsiz kokuyla sevgilinin yanında uyanmaktır bi de.. *
    3 ...
  31. kendi cenazesinde çalınması istenecek şarkılar

    31.
  32. susku

    4.
  33. (bkz: suskunluk)
    gerçek bir dinleyiş-dinleniş için ilk şart; gözünün önüne gelen saçı düzelten sevgiliye bir gülümsemeyle birlikte sunulabilecek en güzel öykü, düşlerin sıcağında kelebeklerin peşinden koşan bir minicik kız çocuğu neşesi pırıltıdır benim susku'dan anladığım..
    1 ...
  34. ziya burhanettin guvenc

    1.
  35. ılımlı islam cumhuriyeti

    1.
  36. ne monarşiyi ne cumhuriyeti tam olarak içine sindirememiş kişilerce benimsenir. monarşi isyan yaratır, cumhuriyet de layıkıyla yaşandığında yönetenin işine gelmez, ona ayrıcalıklı bir hak tanımaz. bu ılımlı islam ikisinin ortası bir rejimdir. işin içine dini duygular da sokularak halkın sempatisi kazanılmaya çalışılmaktadır oysa özünde ılımlı islamla radikal islam arasında pek de fark yoktur. tek farklılık, ılımlı islam, kendine çeşitli sebeplerden dolayı alan bulamayan radikal islamcı oluşumudur. devlet yönetimi biçimine dini katarak sömürü yapmanın en ılımlı(!) ve en tehlikeli yöntemidir. görülebilecek en saçma yönetim biçimidir anlayana.. sadece kelimelerin anlamlarını birer kez düşünmek ve yanyana koymak yeterlidir saçmalığını anlayabilmek için..
    1 ...
  37. recep tayyip cumhurbaşkanı olmasın yürüyüşü

    36.
  38. tepki göstermenin bir yerden sonra pek bir işe yaramayacağını bize hep birlikte gösterecek olan eylemdir. rte cumhurbaşkanı olmasa bile yerine daha ılımlı, ama yine imam hatip tabanlı ılımlı islam cumhuriyeti yandaşı biri gelecek, bu da rte'nin siyasi yaşamı sonlanmayacağından rejim için daha zararlı olacaktır bence.
    hem sonra tepki meydanlarda bir işe yarasaydı eğer, sivil darbe gibi birşey sözkonusu olsaydı bu 70lerin sonu 80lerin başında olurdu, hatta ülkeye sosyalizm tabanlı bir yönetim biçimi hakim olurdu. tepkisi olanlar tepkilerini meydanlardan daha akıllıca bir yerde göstermenin derdine düşmeliyiz artık.. masanın başında martaval atıp ülkeyi kurtarmaktan daha akıllıca davranmalıyız. devrimciyim diyen insan yanındakinin, en yakınının bile siyasete bakışını bilmedikten sonra meydanlarda sol yumruğu kaldırıp slogan atmış farketmez. bizler kamusal olan her alanda, sokakta, okulda, işyerinde, mahallemizde birilerine bişeyler anlatabilmeliyiz, insanlara faydalı olabilmeliyiz. bunun için de donanımlı ve bilgi sahibi olmalıyız. bilgi sahibi olmadan fikirlerle dolmamalıyız. gözlerimi kaparım vazifemi yaparım tadında devrimi savunmamalıyız. birşeylerin farkında olmak tek başına yeterli değil artık, isyan etmek de..
    bu yürüyüşe karşı değilim asla, öyle bir anlam çıkmasın. insanlar tepkilerini ortaya koymalılar, güzel bişey tepki duyabilmek ama sonuca ulaşacak tepkiler gerek bize..
    1 ...
  39. sarı

    18.
  40. uçarılıktır, bolca vurdumduymazlıktır. sarı olunca insan, gökyüzü görünmez güneşten kışın ortası olsa bile.. ama sıcağı bunaltmaz asla insanı, herşey tam tadındadır.. özgürlüğü hücrelerinde hissetmektir sarı.. yağmurların fırtınasız yağıp yeryüzünü pakladığı anın rahatlığıdır.. tüm paranoyalardan sıyrılmış bir bahar akşamıdır biraz da.. her güzel şeyden bir miktar tat alıp kocaman gülümsemesiyle gözlerini kısıp bakan gözleri ela, saçları bela bir kız çocuğudur..
    3 ...
  41. aşk nereye kadar

    4.
  42. mavi kus

    5.
  43. bülent ortaçgil teoman konser albümündeki versiyonu hasta olunası, tanıdığım en tatlı bülent ortaçgil şarkılarındandır. teomandan tiksinmeme rağmen iyi söylediğini kabul etmeliyim.. düzenlemenin ayrıca hastasıyım, kim yaptıysa öperim ellerinden..
    1 ...
  44. her işini son gün halleden insan

    22.
  45. elinde sigarayla sokakta gezen kız

    9.
  46. özgürlük denilen şey çevrendekilere zarar vermediğin sürece toplumun yaptığı ve senin onaylamadığın birtakım baskıların kaç adım ilerisinde olduğundur. sokakta sigara içerek yürümek kadar basit bir olay toplum için bir baskı sebebi olarak görülüyorsa, karşılık olarak da özgürlüğü kazanmanın yolu sokakta sigara içmek değil midir? tamamen kayfi bir durum-muş sigara içmek madem, kişi kimseye rahatsızlık vermediği sürece özgürdür nerede sigara içeceğine.. kadın ya da erkek..

    not: sigara kullanmıyorum, sokakta yürürken yaptığım davranışlarla da özgürlük kazanacağıma inanmıyorum; ama eğer inansaydım inandığım şeylerin sonuna kadar arkasında dururdum..
    5 ...
  47. vizontele

    16.
  48. tek cümlesiyle bile hakkında uzuun uzun düşündüren filmdir..

    (bkz: insan sevdiğine yarasını verir mi)
    5 ...
  49. potuncek

    1.
  50. nickinin kelime anlamı uğur böceği olan, can dostum güzel insan, dördüncü nesil sözlük yazarı.
    1 ...
  51. küresel ısınmanın yararları

    12.
  52. dünyanın sonunda yok olmasıdır. belki paralel evrenlere taşınır insan, belki de neslini tükettiği her hayvan gibi onun tükenir, ki ikincisi tercihimdir. insanın paralel bir evrende de sonsuz egosuyla yaptıklarını görmek, en azından tahmin etmek istemem! insan yokolur, tek hücreliler yüzyıllar içinde gelişir ve yeni bir canlı evrimleşir, o zamana kadar da dünya kendi dengesini bulur, yaşanılası bir yer olur. dünyada insanın yaşamaması kadar beni sevindiren başka birşey olamazdı!

    bonus:-siz nasıl ısınıyorsunuz kışları efendim?
    -küresel ısınıyoruz biz.
    -nasıl pahalı oluyor mu bari? **
    1 ...
  53. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük