üşenenler için özendirici cümle: "Neymiş efendim, recm cezası vahşetmiş!
Aman Allah ım! Mantığa bakın! Vahşi olarak suçlanan kendi mantıkları değil, recm cezasının şekline karar veren merci vahşi olarak suçlanıyor;"
avrupa parlamentosu bünyesinde hazırlanan "dersim 38" adlı soykırım konferansına taraf gezetesi adına katılan yazar(!).
katılımcıların diğerleri;
prof. dr. ronald münch (bremen üniversitesi),
hilda çobayan (adalet ve demokrasi için ermeni federasyonu başkanı),
hans branscheidt (ab türkiye yurttaşlık komisyonu) şerafettin halis (dtp) aysel tuğluk (dtp)
2009 yılbaşı itibariyle maaşına 1.3 bin ytl zam almış(maaşı 17 bin ytl oldu); ayrıca makam odasını yenilemek için 4.5 milyon ytl harcamış gönlü(!) zengin cumhurbaşkanımızdır.
işinde gücünde, sade vatandaşın; işyerini, evini, aracını yakıp yıkmanın demokratik tepki olduğunu söyleyebilen zavallı. bir derebey** demokrasiden ne kadar anlarsa o kadar anlıyor.
ülke şehit cenazelerinden geçilmezken ortalarda görünmeyen iç güvenlikten sorumlu bakan. birileri kendisine içişleri bakanı olduğunu hatırlatmalı; zira ne zaman iç güvenlikle ilgili önemli bir sorun olsa kendileri kayboluveriyor.
25 eylül 2008 itibariyle bir süre ortalarda görünmeyerek olanları unutturacaktır. (hep öyle olmadı mı?) akp kadroları bu geçici, taktiksel boşluğu dolduracaklarla doludur.
düzenin birbuçuk saatlik özetidir. şöyle denildi kısaca halka; "ne yaparsan yap milletvekili ol yeter, yanında iktidar partisinin genel başkan yardımcısı olursan da tadından yenmez."
zor zamanlarda kullanmayı düşündüğü veya planladığı bir kara kaplı deftere sahip olduğunu kendi dilinden öğrendiğimiz başbakan. yılladır kendisi yolsuzluk ile savaştığını,hatta yok ettiğini söylemiş; ancak durum hiç de öyle değilmiş, neymiş peki; tencere dibin kara seninki benden kara...
yeni mesleklerden biridir. biz bunu evrensel olarak insani bişey zannediyorduk ama duyduğumuza göre zengin ediyormuş yüzyılın iyilik hareketine katılmak. evet hatırladığınız gibi mesleğimizin adı iyilik. işin püf noktası şu; modern dilencilik yöntemlerini kullanıp( takım elbise, kravat, türbanlı düzgün konuşan bir bayan, bol salya sümüklü tv reklamı) fakirlere yardım edeceğiz denir evet bu kadar basit gerisi zaten malum.
istanbul valiliği tarafından yasaklanmış pankart yazısıdır. Gerekçedeki komiklik daha da neşelendiriyor insanı. Gerçekte neden yasaklandığını biliyoruz değil mi hepimiz.
alanındaki boşluk nedeniyle ön plana çıkmış olan kamu personeline seslenen site. iktidara yakınlığı ile bilinir, müşterisini değil göbekten bağlandığı odakları baş tacı yaptığı için erimesi yakındır.
madagaskarlı fakir bir arkadaşımın benden ricasıdır. ben de burdan affetmeye yetkili mercilere iletiyorum, elçiye zeval olmaz, affedin şu garibi de eli biraz para görsün hem yatırım yapacağına söz verdi, özelleştirme ihalelerine girecekmiş.
meb personel genel müdürlüğü görevinden alınıp müsteşar yardımcılığına getirilmiş işgüzar yönetici. bütün meb personeline müjde gibi haberdir, zira 5 yıllık görevi boyunca personel işleri konusunda planladığı hiçbir şeyi yerinde ve zamanında yapmamış, meb personelinin (öğretmen, hizmetli, memur vs.) hayatını burnundan getirmiştir.
(gelenek olduğu üzere)karnelerin dağıtılmasından bir gün önce sınıf geçme yönetmeliği değiştirip bir buçuk milyon rakamla 1.500.000 karnenin çöpe gitmesine sebep olan iş bilmez bakan. yarın sabah tatile girecek liselerde şu anda hiçbir öğretmen, öğrenci ve dahi idareci ne olduğunu bilmemekte. ayrıca çalışma takviminde son dakika değişikliği ile yaklaşık yüz elli bin öğretmenin bütün planları alt üst edilmiş, sonuç olarak olmayan türk eğitim sistemi hallaç pamuğu gibi savrulmaya devam ediyor.
güzel bir reklam sloganı. adı geçen şahsı munis göstermek için birileri ısrarla mutasavvıf yakıştırması yapıyor; ama sorarlar adama "o kadar ekonomik güç ne iş?". çünkü tasavvuf neredeyse bunun tam tersi.
"Türkiye de kendini solda tanımlayan ve aynı zamanda özgürlükçü-demokrat olduğuna inanan tüm çevrelerin iyi anlaması gereken bir şey var... Tam bağımsızlık demek tam barbarlık demektir... Bu tam bağımsızlık söylemi bütünüyle terk edilmelidir. Sadece Türkiye çapında değil evrensel bazda da tam bağımsızlık; tam keyfilik, tam iktidar konsolidasyonu ve sonuç olarak tam barbarlık demektir.