hiç de harika bir albüm değildir ne yazık ki. gemiler sapasağlam şarkısını ayrı tutarak söylüyorum, olmamış.
düşünceme şiddetle muhalefet olacak ayna funlarına önerim, şarkılar ve bostancı durağı albümlerini tekrardan bir dinlesinler. "ben aynı tadı aldım arkadaş" diyorsanız eğer, meçhul şarkıcı olup gideceğim buralardan.
karışık duyguları aynı anda barındırmanıza sebebiyet veren sınav.
hele ki, bölümünüzün en zor derslerinden biriyse gireceğiniz final, aksiyon filmlerinin son 5 dakikasında ki
iyi ve kötünün karşı karşıya geldiği an gibi birşey çıkar ortaya. hee filmin sonunda %99 bellidir kimin kazanacağı.
ama işte o %1'lik ihtimal yok mu! işte o adamı fena yapar.
" ey rabbim, ben zayıfım, rızan olursa benim zaafımı kuvvetlendir. benim ellerimden tutup hayra sevk et.
islam'ı rızamın en son noktası kıl. ey rabbim, ben zayıfım beni kuvvetlendir. ben güçsüzüm, beni aziz kıl." amin
iriver firmasının üretmiş olduğu e book okuma aracı.
görünüş itibariyle, amazon kindle'a benzemektedir. birçok dosya formatını desteklemektedir.
yabancı sitelerdeki incelemelerde genel olarak 10 üstünden 8 almış olmakla birlikte, fiyat konusunda herkes şikayetçidir.
15/01/2010 tarihi ile ülkemizde garantili olarak satışa sunulmuştur. fiyatı 750 tl civarındadır.
amazon kindle'ın türkiyede satışa sunulması imkansız gözüktüğü için *,
birde sony'e soralım dedik ama oradan da gelen mesaj şöyleydi;
Değerli Sony Dostu,
Mesajınız ve Sony ürünlerine gösterdiğiniz ilgi için teşekkur ederiz.
E book reader ithalatını gerçekleştirmeyecegiz.Sony Eurasia ithalatı olan ve Türkiye'de satışı yapılan ürünlere http://www.sony.com.tr üzerinden ulaşabilirsiniz.
halbuki geçen gün bir sony centera uğrayıp yetkiliye sorduğumda; "şubatın son haftası gelecek, bizde şubatın ilk haftası eğitime gideceğiz" demişti. sony herkese supriz yapmak istiyor herhalde, anlamadım.
lafın kısası, walkbook'tan sonra, garantili olarak alabileceğiniz tek e book reader, iriver story şu an için.
tabii önce bi doğubank'a uğramak lazım.
edit: iriver story kullanan varsa, memnun mu değil mi bildirsin mesajla bi zahmet bana.
"for all we ought to have thought and have not thougt,
all we ought to have said and have not said,
all we ought to have done and have not done,
i pray thee, god, for forgiveness."
"düşünmemiz gerekipte düşünmediklerimiz için,
söylememiz gerekipte söylemediklerimiz için,
yapmamız gerekipte yapmadıklarımız için,
bağışlaman için, sana dua ediyorum allah'ım."
kimisi annesini, babasını, çocuğunu, kardeşini, eşini, dostunu vs. kaybetmiştir, o'nun için en üzücü olay odur.
kimisi işten çıkarılmıştır kriz yüzünden, kimisi kötü bir hastalağa yakalanmıştır, kimisi boşanmıştır, kimisi hapse düşmüştür...bu böyle gider.
bende nedense, çocukların içinde uyudukları o arabaların hiçbirinin toyota marka olmadığı hissini uyandıran reklam.
ya da ben arabalardan anlamıyorum. bilmiyorum.
--spoiler--
öncelikle bu bir genelleme değildir. her fazla para üstü veren bakkalı, kasiyeri, manavı, kasabı vs. içermemektedir.
sadece çok sık başıma geldiği için yazmak istedim.
--spoiler--
bir, iki, üç kere değil, onlarca kez başınıza gelince insanın canını hakikatten sıkan durum.
kendi adıma, 10 kuruş ile 15 lira arasında değişen fazla para üstlerinden bahsediyorum.
tamam, fazla para üstü aldığını farkeden insan, kendisine teşekkür edilmesi için iade etmez zaten o parayı.
kendi inandığı şeyler doğrultusunda, kişiliğinden dolayı veya her ikisinin etkisi ile bunu yapar.
ama arkadaş bu kadar da duyarsız olunmamalı. her şeyden önce ticaret yapıyorsun,*** müşteriye mecbursun.
bir güleryüz, bir teşekkür bu kadar mı zordur?
artık teşekkürü geçtim; "fazla para üstü vermişsiniz, buyrun" dediğimde,
"hee öyle mi, peki" derken suratınızda oluşan bi siktir git çay koy ifadesi de neyin nesi oluyor?
yanlış mı yapıyoruz, cebimize atıp yolumuza mı gidelim, yoksa indirim yaptın da bana mı söylemiyorsun şakacı?
geçen ramazan ayında nihat hatipoğlu sayesinde tanımış olduğum imam.
kuran-ı kerim okunurken dinlemek farzdır. fakat bu adam okurken, farz olmasının dışında, insan tamamen kişisel istediği doğrultusunda dinlemek istiyor. en azından ben öyle hissediyorum. evet resmen etkiliyor insanı, sesiyle ruhunuza dokunuyor.
lâkin kısa bir tanımdan sonra, kendi ülkeleriyle alakalı entryleri gösterip, ortalama bir tercüme yaptıktan sonra anlarlar mantığını. sonra bilmedikleri her ot-bok için; "sözlüğe baksana bi, belki birşeyler vardır" derler.**