bugün

ayna grubunun son albümünde yer alan ve albüme de adını veren şarkıdır. Sözlerini de yazayım tam olsun :

Asmalımescit'te geceyarısı dolandım
(Hatıralar haram bize)
Nevizade haram bize
Cihangir'de geceyarısı dolandım
(Mutlu olmak haram bize)
Çınaraltı haram bize

Haram sokaklar, haram gökyüzü
Haram bildiğim tüm şarkılar
Haram bu öykünün geçtiği tüm yollar, haram bize
Haram çok sevdiysen ve o gittiyse

Haram istanbul

Balık Pazarı'nda geceyarısı dolandım
Mutlu olmak haram bize
Arnavutköy'de geceyarısı dolandım
Hatıralar haram bize

Haram istanbul

Albüme gelince : Biz "Ayna"nın kurulduğu zamanı tam olarak yakalayan kuşak olarak hala o günleri hatırlıyorduk ne zamandır. Bu albüm biraz değişik gelse de, grubun bir dönem yaşadığı karışık süreçten çıkıp yeniden eski canlılığına kavuşmaya yavaş yavaş başladığını görüyorum kişisel olarak. Bu oldukça sevindirici. Çünkü ben artık beklenti içinde olmaktan uzaktım, açık konuşmam gerekirse.

Çok karmaşık şarkılar değiller ama oldukça duygulu, hissettirmek istediklerini hissettirebilen şarkılar var. "Asmalımescit", "Gemiler Sapasağlam", "Kadıköy iskelesi", "Ne garip", "Ölüm Aşk" (özellikle "Ölüm Aşk") öne çıkan parçalar oldu benim açımdan.
harika bir albümdür. Erhan Güleryüz Cemaatçi - memaatçi ama iyi bir sanatçı; iyi bir müzisyen; iyi bir besteci. Doğumgünü albümünün benzeri bir tad aldım bu albümden. Yanlız bu albümün yaz için uygun olduğundan şüpheliyim. Neredeyse Tamamı ağır parçalardan oluşuyor. Bu yüzden -Ne yazık ki- bu yaz radyolarda pek duyacağımızı zannetmem.
hiç de harika bir albüm değildir ne yazık ki. gemiler sapasağlam şarkısını ayrı tutarak söylüyorum, olmamış.

düşünceme şiddetle muhalefet olacak ayna funlarına önerim, şarkılar ve bostancı durağı albümlerini tekrardan bir dinlesinler. "ben aynı tadı aldım arkadaş" diyorsanız eğer, meçhul şarkıcı olup gideceğim buralardan.

özet: 4 sene boşuna beklemişiz.
Aynı albümde "Ne Garip" isimli harika bir şarkı da bulunmaktadır.

"Saatin sesine daldım
Ne garip geçiyor zaman
Ne garip yaşıyorum hala
Bakıyor yüzüme resmin
Ne garip beni unuttun
Ne garip seviyorum hala"
ayna bu albümle takdirimi kazanmış olmakla birlikte gerçekten güzel bir çalışma ortaya koymuş. her bir şarkı ayrı ayrı tatlarda ve güzellikte. vasat şarkı yok gibi ve sözler yine erhan güleryüz sayesinde dikkat çekici. enstrümanlarda ise biraz daha geniş yelpazeye yönelim var. duygusal şarkılar hakim yine. dinlenilesi bir albüm uzun lafın kısası. hoşa gitti.
(bkz: narpera)
geçenlerde rezilliğime şahit olmuş mekan. hesabı ödeme isteğim üzerine, birlikte olduğum arkadaşımın tanıdık mekan sahipleri tarafından, vıdı-vıdılarım eşliğinde "hanfendi sizi şöyle dışarıya alalım" diyerek dışarıya alındım. "ama neden böyle yapıyorsunuuuuz" diye sorduğumda da

"ama sizi çok seviyoruuuuz" cevabını aldım ve bu diyalog sonucu üzerimdeki bakışlara sırıtarak karşılık verdim. şimdi yazınca güzel geldi tabi de yaşarken bir fena oldum. terbiyesizler.
beklediğimize deymiş olan ayna albümüdür. zevkler renkler tartışmasına girmeye lüzum yok, sizin ayna grubundan ne beklediğinize göre değişir sonuç.

eski ayna eski ayna diye gezmenin amacını çözmüş değilim. adamların bir sürü albümü var, eski istersen açar dinlersin. ama belirli bir çizgilerini kaybetmeden -ki bu kesinlikle rock ve damar karışımı yaptıkları ve adını tam olarak koyamadığımız müzik türüdür- istedikleri her şeyi yapabilirler.

yeni bir soluk getirmişler, çok güzel olmuş. sadece eski bir türkü olan dedi ki yoh yoh adlı parçayı sildim, diğerlerini gayet memnun bir şekilde dinliyorum.
bu sıralar gerek belediyenin "işimi yapıyorumculuğu" gerek işletmecilerin para uğruna herşeyi bok etmesiyle beraber terkedilmiş gibidir. bu benim umrumda mı? oraya hiç gitmedim öğrenci halimle alkole o kadar para vermem. ama oranın atmosferini piç etmeye ne belediyenin ne işletmecilerin hakkı yok.
oradaki mekanların dışarıda işgal ettikleri yerlerin ücretlerini ödüyor olmalarına rağmen hangi amaca hizmet ettiği belli baskınlar neticesinde bir turistin bile yemek yerken oturduğu masanın zorla toplanmış olduğunu gördüğümüz artık eski tadı olmayacak güzel bir mekan.
gereksiz pahalı yer..
asmalımescit...şu fani hayatımın son 1 yılının geçtiği, toplumun tüm sosyal katmanlarının bir arada bulunabildiği ender lokasyonlardan biri. berat kandili gecesi gelişen bazı nahoş olaylar nedeniyle beyoğlunda binlerce kişinin işsiz kalmasına, beyoğluna gelen binlerce insanın oraya gelme özgürlüğünün kısıtlanmasına sebep olan meşhur yer. asmalımescit ve beyoğluna yapılan operasyonun gerektiği kadar basında yer almaması da olayın oluş biçimi kadar üzücü. yoğun gecelerde oradaki mekanlarda fink atan basın mensuplarının, piyasa yapıp karı kız kovalayan sözde liberallerin, popüler gazete yazarlarının dahi olaydan bahsetmediğini görünce üzüntümün artmasına sebep olmuştur. bugün masanı kaldırırlar yarın savcıları derdest ederler. belki daha sonra plajlara inerler. bu olayı hala belediye ve aç gözlü mekancılar arasında olduğunu savunanlar var. onlar bilmelidirler ki bu olaylarda mekancıların açgözlülüğü %10 ise, belediyenin ve ona emir veren otoritenin %90 dır. çalıştığı halde para kazanmayan insanlar var, kirasını ödemek için kredi alanlar var. olaya her açıdan bakıp değerlendirilse çok şık olacağı düşüncesindeyim.
yakınlarına vardığınızı, penguen ya da leman'daki antik kuntik tiplerin belirmesi ile anladığınız yer.
*
cumartesi gecesinin vazgeçilmez adresi olan muhit. sabaha karşı hala kalabalıktır. arkadaş grubunuzla takılacağınız veyahut yalnız adamı oynama için bire bir. her gittiğimde sinema, reklam sektöründen yeni bir elemenla tanışıyorum.
alkole tanrı gibi inanmamak lazım. sonra efendim kol gibi fatura geliyor.
bir zamanların underground mekanı Jurnal Sokağı da içine alan mahalle.