Sözlüğe yazdığı kadarıyla aklımda kalan kriterler şöyle.
Osurabilir. Kokusu fark etmez. Kıllı olabilir. O da fark etmez. Evlenip boşanmış olabilir. Çocuğu yoksa tercih sebebi ama varsa da fark etmez. Nefes alması tercih sebebi ama almıyorsa da fark etmez. Yaşı fark etmez, boyu fark etmez, kılı fark etmez.
Bu kriterlere uyan en az 20 çeşit primat çıkar. Buna rağmen bu adam hala bekar.
"Savaştan kaçıp ülkemize sığınan suriyeli sığınmacıya bile Ucuz ama bir tek bize pahalı. Çünkü bizim paramız yok" şeklinde devam eden, merhum haydar baş'ın oğlu ve btp genel başkanı Hüseyin baş beyanı.
Bulgar deyince Aradan erector reyiz çıkacak sandım ben de haberi okurken ama alakası yok. Hüseyin baş çıktı. Herkesin bildiği gerçekleri bir kez daha dile getirmiş. Olsun. Demokrasi çok seslilik demek. "yüzde bir alamaz yeauuww" cu tayfa gıcık olur muhtemelen.
Bugün yine sizlerle bir oyun oynayacağız. Matematik oyunu. Bundan minimum 5 sene ve daha öncesine ait bir zamanda hatırladığınız maaşınızla aynı tarihteki asgari ücret paritesini, günümüzdeki maaşınızla asgari ücret paritesi ile kıyaslayacağız. Ortaya çıkan sonuçla zaman içinde eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki muhteşem gelişmişlik farkını, ne kadar süpersonik bir hayat yaşadığımızı, ne acayip muhtekulade bir ülke haline geldiğimizi hepberaber göreceğiz.
Şimdi ben 83'lüyüm. Askere 1 yıl tecilli olarak 2004 başında gittim. 2005 ortasında geldim. Az bi süre sektör dışında çalıştım. Daha sonra 2006 yılında o zamanın en kurumsal optik firması olan fahri kuz optik'e işe girip ankara millenium avm şubesini açtım ve 1 sene civarında çalıştım. O zaman maaşım 1200 lira net + satış primi şeklindeydi. Maaşı da prim yüksek olduğu için kabul ettim. Satış primim aylık 1100 ile 1450 lira arasında geliyordu. Yani aylık gelirim 2300 ile 2750 arasında değişiyordu. Tekrar ediyorum Sene 2006. internetten, Aynı tarihte asgari ücretin 488 lira olduğu bilgisini buldum. Dolayısıyla benim ortalama maaşım 2500 lira civarında iken o zamanki asgari ücretin 5 katından fazla para kazanıyordum. Şimdi günümüzde asgari ücret 4253 taale. Benim maaşım da aynı hayat kalitesinde devam etseydi yaklaşık 22 bin lira civarında olmalıydı. Yalnız bakıyoruz ki benim maaşım o dönem asgari ücretin 5.5 katı iken şimdi 2 katı bile değil.
Satır arasına Şu bilgiyi de eklemekte fayda var. 2006 yılında asgari ücretle çalışan işçi sayısının genel nüfusa oranı da yüzde 9,7. Evet yüzde 10'un altında. Bu yılki istatistikler henüz net değil ama disk raporuna göre son yapılan zamlarla birlikte asgari ücreti kabul etmek zorunda kalan çalışan sayısının 17-18 milyon civarına ulaşması öngörülüyor. Yani nüfusun yaklaşık yüzde 20'si artık asgari ücretli.
Buradan çıkaracağımız sonuç; aradan geçen 16 sene ile ülke olarak refah seviyemiz acayip artmış. Hepimiz en az 4 kat daha fakir ve mutlu insanlar haline gelmişiz. Ülkede çalışan insan sayısının büyük bir çoğunluğu asgari ücrete mahkum edilmiş. Çok küçük ve şanslı bir azınlık bu tutarın üzerinde maaş alıyor. Neredeyse Bütün ülke asgari ücretle geçinmek zorunda.
2006 yılındaki asgari Ücret alım gücünü günümüzle kıyaslamıyorum bile. O zaman toplu intiharlar falan olur. Bu bilgi şimdilik hepimize yeter.
Sizlerden de hatırladığınız kadarıyla benzer istatistikler bekliyorum.
Bu tip tarz yarak kürek bilgilerden daha fazla görmek istiyorsanız kanalına abone olmayı; içinizi yeterince kararttıysam da beğenip favlamayı unutmayın.
Fetöcülerin, dış minnakların, fayiz lobisinin, pkknın, putinin, zelenskinin, ülkemizi parçalamak isteyen bilimum terör yuvalarının değil; bizzat ülkenin maliye bakanının söylediği söz. Evet tarafından. Bir de demiş ki vatandaş rahat olsun. Niye? rahat durmayınca iyi geçiremiyor musunuz yeni ekonomi modelini? Boynumuzu çeviremiyoruz amk. Yetmedi mi?
Ahmak ıslatan yağmuruna benzeyen kar çeşidi. Şimdi havada güneş var ama bir taraftan da kar yağıyor. Dünyada eşi benzeri yok. Sadece Ankara'da. An itibariyle yağıyor.
Beni bu hayatta en çok yoran ve en çok sinirlendiren, insan demeye dilimin varmadığı, ancak ortamın ortalaması çok düşükse insan yerine geçen insandır.
işimiz optik. Gelen herkes bana soru soruyor malum. Fıtrat olarak da müşteriye karşı aşırı sabırlı bir insanım. Her soruya cevap veririm. Asla gocunmam. Yalnız bu soru sorduktan sonra dinlemeyip konuşmaya devam eden orospu çocukları çok asabımı bozuyor. Bi sus da dinle amk fuzuli yaratığı diyorum. içimden tabi.
