Sen kollarını en yukarıya uzattığında bulutlara değersin. Senin saçların pamuk şekerdendir. Dudakların baldan. En hızlı çarpan kalp senindir. Karnında kelebekler vardır senin, ağzında kuşlar. Denizin dalgasını sen beslersin saçlarında. En temiz hava senin ciğerlerindedir. Sen bir balona tutunduğunda uçarsın mesela. Parmaklarından bile şeker akar senin. En güzel sen yutkunursun. Ellerini en güzel sen ovuşturursun. En güzel sen utanırsın. En güzel sen gülersin. Gülmeler en çok sana yaraşır. Sen güzel sen aile olursun. En güzel seninle uyunur. En güzel tırnaklar senin. Ojeler en güzel sana yakışır o yüzden. Oyuncak bebeklerin vardır senin saçlarını taradığın. Fırfırlı eteklerin vardır. Pembe tokaların, mavi ojelerin. En büyülü ses senindir. Sen göremezsin ama kanatların vardır senin. Gözlerin kocamandır doğduğundan bu yana. Yere düştüğünde başkası elinden tutmayınca kalkmayan, herkesin boynuna yapışan o dünyalar güzeli masum şey şimdi büyüyüp kocaman bir kız oldu. Benim boynuma yapış. Ben düşünce kaldırırım seni. Kucağımda uyuyakal. Saçlarını taradığın oyuncak bebekler gibi bebeğimiz olsa. Pembe tokaların onun olsa. O da senin gibi eşek gözlü olsa ağzından salyalar aksa. Beni büyülediği gibi onu da büyülese sesin. Ona mini etekler giydirsek. Büyüyünce senin mini eteklerini giyer. O bizim ikinci hediyemiz olsa.
sen benim huzurlu uyumama sebepsin. iki göz kapağımı birbirine kavuşturan en hafif ağırlıksın. sen uyu demeden uyuyamam ki ben. bak şimdi buraları bırakalım sen bu yazıyı gördüğünde beni uyandır sana dünyanın tek gerçeğini söylemem gerek.
iyi konuşabilen iyi yazabilen bununla beraber kavga ederken sizi diliyle ezen bu yüzden kavga etmesi en zevkli insandır. hele ki sevgiliniz ise o kadın yenir.
Neden gördüklerim bu kadar güzel ve derin. Dünyadaki en güzel yüzü gördüğüm için mi. Nasıl her şey böylesine anlamlı. Melekler sadece bebeklere görünürmüş o yüzden bebekler hep gülümsermiş uyurken. Peki benim gülümsemem neden. Benim rüyada gördüğüm ne. Neden bir meleğin kanadında uyumuş gibi hissediyorum. Sen meleğin kanadına çizilmiş bir resimsin. Milimlerle işlenmiş en güzeli nasıl oluru anlatmak için şarkılarla bezenmiş bir melodisin. Saçlarının siyahını tutturmak için kaç gece feda edilmiştir. Kaç gece izlenmiştir o rengi görebilmek için. Saçlarındaki parlaklığı anlatmak için kaç yıldıza bakılmıştır. Kaç yıldız toplanmıştır saçlarına serpilmiştir. Gözlerindeki ateş ay rengi. Ay beyaz değildir. Ay sadece parlaktır. Ay turuncudur sadece senin için. Gözlerinin en derini de turuncudur, bak. Herkes göremesin diye kahverenginin arkasına saklanmıştır. Ay gibi parlaktır da kimse derine bakamasın diye. Sende senden öte şeyler var senin de bilmediğin. O kadar özelsin ki senin bile bilmediklerin var içinde. içime dolan havanın her zerresine karışmış kokun. Belli senden önce böyle kokmuyordu hava. Biraz bahar, fazla huzur dolu bu hava. Hava belki bazen çok soğuk belki çok sıcak ama hep bahar. Hep çiçekler var ağaçlarda. Hepsinde papatya var. Nasıl papatya baharınsa sen de benimsin. Elim kadar kalbim kadar benimsin. Ya da ben tamamen senim işte. Sen heyecanlanırken daha hızlı atan bir kalbim var. Canın acıdığında bana saplanan bir bıçak gibi derimi yakan bir his var. Ne bileyim ikimize aklından bir sayı tut diye sorsalar senin tuttuğun sayıyı tutarım ben. Öyle güzel seninle uyurum ki emin ol ikimiz tarafa dönüp yatıyoruzdur. Boğazıma kadar seviyorum seni, dilimle sana anlatmaya çalışıyorum.
+Merhaba kurt bey kırmızı başlıklı kızla bir ilişkiniz olduğu söyleniyor ne diyorsunuz ?
-Saçmalamayın arkadaşlar biz sadece arkadaşız.
+Peki gece orman kulubünden kuzuyla çıkarken görüntülendiniz ne düşünüyorsunuz?
-Arkadaşlar lütfen izin verin iyi akşamlar.
+Kurt bey kurt bey.
-iyi akşamlaaar.
sus ki duymasın hiçbir zerre. kapat onu yüreğine. kıskanırsın kulağına gelen sesten. öylesine ince hafif okşar yüreğini denizdeki meltem gibi ısıtır içini. tut ki hissedemesin kimse. nefes alışverişi beynimdeki dans eden hayaller. söyleyecek kelime bırakmayacak dilinde. kilitle onu boğazına. söyleyemediğin her kelime kalbimde çarpsın. tekrarla ki aynı şeyleri unutamasın. deli desin insanlar. gözlerimde hissetsinler seni. hapset ki onu göremesin hiçbir şey. en derine sakla onu. konuşmadan anlasınlar içinde olduğunu. kimseye verme sakın. çıldırırsın sonra.
sen beni aşktan öldürüyorsun.insanın koşa koşa gideceği bir ölüm. ölürken yeniden dirilen bir ölüm. deniz gibi dinlendiriyorsun diyorsun ya ben denizsem sen okyanussun. uçsuz bucaksız ve sonsuz huzur. büyüdün ve onca şey yaptım ve yaptıklarımın en güzeli seni sevmekti. sen iyi ki karşıma çıktın. sen sevince insanın gönlü bir hoş oluyor, yüreği güçleniyor. kalp mi daha önemlidir yoksa beyin mi. ne kalbi ne beyini sensiz yaşanır mı asıl. hücrelerimden daha derindesin her yerdesin. elim kolumsun sen benim. duramıyorum yerimde bir şeyler yapmak geliyor senin için. uyurken sen bana uyumak haram. ya korkarsan ya ben seni duyamazsam nasıl nefes almayı ha görürüm kendime. can şenliğim sen gül içim bayram günü olacak. huzurum sen mutlu ol.
aşık olduğunuz kadının her şeyiyle sarhoş olabilirsiniz. bir kelimesi dahi aklınınızı başınınızdan alabilir. bir cümlesi sizi huzurlu uyutabilir. ve sesini duyduğunuzda derin bir nefesle tüm ritmini içinize çekmek istersiniz. gözleriniz kayar oraya uzanıp sadece o ses duyulsun istersiniz. en sessiz yere geçersiniz, hayat sesi dahi duyulmasın. nefes almaya utanırsınız o sesin yanında. onun kelimelerine göre yüzünüzün şekli değişir. ne anlatırsa anlatsın gülümsersiniz çünkü sesi sizi sarhoş etmiştir.
Bugünüm yarın olsa, ya da hep yeni baştan
Yaşamak ne güzel olur hiç başlamamışsan
Geriye ne kalırdı yaşananları atsan
Seni bir daha yaşamak isterim aslında
Beni al kucağına, elini belime sar
Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar
Beni al kucağına, elimi beline sar
Beni almadığın an ölürüm beni al
Biraz önce uyurken seni koynuma aldım
Dudağından öperken uykudan uyandım
Sana böyle uzakken seni bir daha sevdim
Yanına gelebilsem bir daha dönmezdim
sen nasıl karaktersiz bir adamsın. sen ne kadar güçsüz lanet aciz birisin. sen neyden çekindin bu denli. kaybettin al buyur. kaydı gitti elinden. salak gitsene gebertsene ikisini birden aldattıysa aldattı. sen daha kendini ona güvendirememiş adamsın. sen bunu yapmazsan gelir başkasının dediklerine inanır işte ağzını açamazsın sonra. hayatında duyduğun en saçma şeyle şuçlar da ağzını açamazsın. salaksın sen malsın. sen onun için çabaladın yıllar yılı. adımlarını onun için attın. ter döktün. çalıştın. uyumadın belki. saatlerce dinledin. sonra noldu iftira yedin ağzını açamadın.
Ciğerlerime çektiğim her havayla beraber doldun içime. Sen buradaydın nefes alıyordun, senin nefesin bana doluyordu. Baktığın her şey olduğundan daha güzelleşir durur. Sanki canın onlara can katar. Bakınca gözlerimi ayıramam hapsolurum. Bilirim ki sen bakmışsındır ve ben onda hayat bulurum. Ya da bütün kelimeler senin için mi yaratıldı söylesene. Yahut tüm yıldızlar. Hangisine sorsam seni sayıklıyorlar çünkü. Belki de ben ağzıma beynime kadar sen doldum. Senden başka şey duyamaz oldum. Ben, sen ve senin izlerin. Sadece bundan ibaret içim. Nefes almak gibisin, duyabilmek, konuşabilmek. Aradığın, beklediğin şeye kavuşabilmek gibi. Sarılmak gibisin. Beyninde dönen uğultulardan sessizliğin huzuruna ulaşabilmek gibi. içine giren rüzgar gibi. Titrediğimde beni sakinleştiren şefkatsin. Dudaklarımın gülüşünü sabit tutan bir film gibisin. Gibi değil de duyduğum en güzel şarkı gördüğüm en güzel manzarasın. Yorgun düşecek kadar düşünebilirim seni. Bıkmadan usanmadan. Gözlerimi kırpmadan seviyorum seni. Her şeyin mümkün olduğuna inanacak kadar seviyorum. Yanımda olmanı istiyorum. Sırf şu an hangi parmağını oynattığını görebileyim diye. Çok merak ediyorum en son hangi kelimeyi söyledin, kaç kere göz kırptın, bir şeye sinirlendin mi mesela, yorgun musun, en son ne zaman su içtin, uyurken sağa mı yattın sola mı, saçını savurdun mu, oje sürecek misin ya da. Ahsen seni seviyorum ben.
Düğmesini açtığınızda dans eden, kuyruğunu sallayan, ışıkları yanan, yüzgeçlerini sallayan, gözlerini kırpan bir sarı balık insana ne hissettirebilir ki. Bir insanın sevgilisi ne kadar tatlı olabilir de sevgilisine bu kadar güzel bir hediye alabilir. Paketi açtığınızda birkaç saniye içerisinde çocukluğunuza dönüp ağzınızı aça aça gülebilir misiniz. Biri gelir hayatınıza konuşurken ağzınızdan yıldızlar dökmenizi sağlar. Tüm şelaleler saçlarınızdan akar sanırsınız. Nefes aldığınızda tüm hava içinize dolmuş gibi olursunuz. Ağzınıza kadar dolup taşar mutluluk hissi. Sorsanız bulutlara ulaşmıştır kolunuz hatta uyumuşsunuzdur üzerinde bir gece. Günde kaç defa nabzınız atar bunu bile sayabilirsiniz gerçekten bir değerliniz için attığınızda. Yemeden doymuş gibi olursunuz. Uyuduğunuzda belinize dolanır bir şey sabaha kadar elleri üzerinizde olur bunu bilirsiniz. Huzur yer mi insan, huzur yersiniz sanki.
nasılsın en güzel günüm. nasılsın nefesim,amacım,inancım. benim için mi yaratıldın desem diğer insanların gücüne gider mi. gitsin ya da. yaşamanın ne olduğunu anlatmak için geldin bana. bencillik mi yapıyorum bilmiyorum ama sen benim oldukça bencil olmayı hak ediyorum ben. şimdi yanımda olsaydın açar kalbini öperdim biliyorsun.
senin için en değerli olanı deli gibi özlediğinde onun "sana geldim" dediği, canın acısa onun daha fazla canının acıdığını hissettiğin, baktığında hayran kalacak birçok şeyin olduğunu fark ettiğin anlardır.
siz türk evlatları anneleriniz ne kadar temiz bilmez misiniz. yıkanmayan saçla sizi eve alır mı sanırsınız. iki günden fazla aile içine girilemeyen saç modelidir.
illa ki sağ sol diye bir ayrım yapılacaksa ve tıpkı şu anki kalıplaşmış düşüncelerle tanımlanacaksa en baş sebebi yönetim şeklidir. sağ tarafın daha dindar olduğunu kabul etmektir. müslüman bir ülkede demokrasiyle yönetilen bir yerde bir solcu başarılı olmaz.
ben onu ailesinden, onu gören insanlardan bile bu kadar çok kıskanırken onu paylaşamazken öylesine birinin gelip onu elimden bu denli alması canımı çok sıkıyo. şu an onunla konuşmak varken nefret ettiğin bir insanın bunu engellemesi canımı çıkartıyo. gel desem gelmez biliyorum o varken hiç gelmedi çünkü. şu an eminim ki onunla güzel vakit geçirmiyor hatta mutsuz ama bana gelmiyo işte. içimde bir şeyler parçalanıyo.