öncelikle öpüşürken akıldan "ne yapmalı" "nasıl durayım" "o ne yapıyor" "nasıl görünüyorum" gibi sorular geçiyorsa o ilişki hakkında biraz durup düşünmeli. öpüşürken, ellerin onun ensesinde, sırtında ne bilim belinde bilmem neresinde gezinmek istemiyorsa, inecek var.
öncelikle, özel sektörün halini bilmezmiş gibi mesleklere kocaman kocaman anlamlar yükleyerek kendinizi kandırmayın.
Ülkede yetişen bilim insanı, akademisyen, araştırmacı sayısına bir bakın.
Mühendislerin çalışma hayatındaki durumlarına bakın.
Epeyce bir kısmı taşeron şirkette çalışıp, bir şekilde kapağı belediyeye atmaya çalışırken, kalan kısmı da şirketlerde satış, pazarlama, satın alma, eğitmen, asistan, ön muhasebe gibi her işten anlayan "vasıflı" eleman şeklinde çalışıyor.
Öğretmen olup atanamayanların durumu malum.
iibf çıkışlılar zaten ( sadece onlar da değil neredeyse lisans mezunu herkes) banka sınavlarına, mulakatlara girmekten helak olmuş durumda.
yani yazın bir yer gitsin,
ilk yıl biraz kurs araştırıp sertifika manyağı,
ikinci yıl ben oldum ya havası
üçüncü yıl abi bu okul nasıl biter yahu paranoyası
dördüncü yıl yeni mezun işsiz naifliği
sayılı bir kaç üniversite ve eskimeyen bir kaç bölüm dışında çoğumuzun iş hayatı birbirine benzer ilerlediğinden, takmayın kafanıza tercihi.
bir uzmanla çalışmak yerine 'ben google'ı arayıp direk googledan destek alıyorum' diyen yüksek sivri zekalı insanların parasını çarçur etme biçimidir. be pinti, üç beş kuruş ajansa ödemeni yap da, kaliteli reklamın olsun, bütçen otaboka harcanmasın di mi?
ajansla çalışırken de kazıklanmamak için bazı şeylere dikkat etmek lazım tabi, özellikle adwords paneli mevzusu çok önemli. eğer bir ajans ' biz kendi panelimiz yaptık, bilgileri googledan alıyor, ama kullanımı daha kolay' diye sana bir panel vermeye kalkıyorsa, uzaklaşmalısın. aracı panellerde ajans dilediği bir kar oranını girerek, tıklama başı maliyetlerini yüksek gösterebilir. bu da şu demek: 100 tl günlük bütçen vardır. ajans paneli sana der ki kardeşim tanesi 1 tl den bugun 100 tıklama aldın ve bütçen bitti. gerçek panelde ise durum şu olabilir: tanesi 50 kuruştan 100 tıklama ile 50 tl harcanmıştır, kalan 50 tl cukka ajansa * bu durumları yaşamamak için başta sorulması gereken bazı sorular var:
1- partner ajans mısınız?
2- orjinal google adwords paneli mi kullanıyorsunuz?
3- komisyon alıyor musunuz?
4-almıyorsanız siz ne kazanıyorsunuz?
5- " biz ödememizi googledan alıyoruz" diyen ajanstan kaçınız. google kimseye günahını vermez. verdiği tek şey promosyonlardır. onlar da 25 tl ye 100 tl veya 150 tl harcamaya 150 tl hediye şeklindedir. nakite döndürülemez.
velhasıl kazıklanmadan önce https://www.crayondijital...en-bu-tuzaklara-dusmeyin/ okuyunuz derim.
sonunda birisi üşenmemiş, bu ilişkileri tek tek yazmışsa helal olsun. içimde ukteydi, bir parça rahatladım.
merak ettiğim, şeffaflaştırılmasını istediğim pek çok nokta daha var:
belediyeye hizmet satan şirketlerin belediyede çalışan yetkililer ile bir bağı var mı?
orda burdaki sosyal tesisler epey bir zamandır kiradaydı, kime nekadara kiralandı buralar?
yap işlet devret yerlerin aylık kiraları nekadar? değerinde verilmiş mi buralar?
şeffaflık önemli!
tepsiye yağlı kağıt serip, balığın yarılmış karnına defe yaprağı, soğan, domates, zevke göre sarımsak ekleyip, tuz,karabiber, az kekik ve kırmızı biber ile tatlandırıp, 180 derecelik fırına verildiğinde leziz bir akşam yemeğine dönüşen hadisedir. afiyet ola
Bursa'da toplu taşıma oldukça yaygındır, bazı otobüs hatlarında ve akşam saatlerinde bursarayda feci yığılma olur. Kışın montlar ve botlarla ayakta zor durur, ter içinde kalırsınız, yazın da ortamdaki ter kokusundan nefes alamazsınız. Ancak şehrin hakkı yenmemelidir, trafik sorunu istanbulla kıyaslandığında yok denecek kadar azdır. Bilet fiyatları pek değişkendir, her hattın kendine özel bilet fiyatı bulunur, Sabaha kadar ulaşım pek yaygın bir kavram olmadığından, otobüs ve metronun son sefer saatleri iyi bilinmelidir, Özellikle gece Görükle'ye dönemek isteyip, otobüs yoklugundan taksiye dünyanın parasını bayılan çoktur.
ilk kez çıkartmak için 5 tl si kart parası olmak üzere 15 tl verilir. Öğrenci belgesi ve bir adet fotoğraf gelir. Bursa'ya gelir gelmez ilk yapılacak iştir, aksi takdirde bir otobüs bileti 2.5 liradan satın alınır, insanın canı acır. Vize bürolarının adresleri ve çalışma saatlerine buradan ulaşılabilir
Çok basit ve gayet lezzetlidir.Evde genellikle var olan malzemelerle yapılabilecek bir hamur işidir. Özellikle mutfakla uğraşmaktan çok haz etmeyenler için, pratiktir lakin hamuru bekletme aşaması olduğu için acil durumlara uygun bir tarif değil. Tarifinin bir de böylesi mevcuttur:
çekilecek çile değildir. maddi anlamda zorluk çeken 5 kişi aynı evde kalsa aynı paraya gelir,bu nedenle kyk en son düşünülmesi gereken alternatiftir.saöma sapan kuralları vardır, keyfi öğrenci atma olayı sık sık yaşanmaktadır. özelde uludağ kyk ama genelde tüm kyklar için genel bilgiler şu şekildedir
behzat ç de o küfürler sansürsüz verilse olay olur, kuzey güney daha erken yayınlandığı halde dizide sansürsüz alenen tüm küfürleri duyduk, olay olmadı.
Uludağ'da okuyan birinin eli ayağı olacak sitedir. Hele bir de Görükle'de yaşıyorsa, gözü kulağı da eklenir. Candır:) anasayfasıda şudur: gorukleyasam.com
insanın insanlığından utandığı olaydır. o köpeğin fotoğrafını gördükten sonra günün aynı şekilde gitmez, insanın tüyleri ürperir, kanı dona, daha hangi klişe ruh hali varsa bu durumla ilgili hepsini yaşar.
öncelikle bölümünüzde zorunlu hazırlık olup olmadığından emin olun. sonra yabancı dil yeterlilik sınavının tarihini öğrenip mutlaka girin. ben kazanamam diye düşünüp girmemezlik yapmayın, genelde test oldugundan atıp geçme ihtimaliniz fazla. üstelik bazı üniversitelerinin hazırlık sınavları cidden kolay oluyor, tahmin ettiğinizden iyi geçebilir. diyelim zorunlu hazırlık sınıfı yok ozaman da muafiyet sınavına girin.yoksa saf saf bir yıl boyunca kredili ingilizce dersi alırsınız, ona da gerek yok. uludağ üniversitesi 2012 girişliler için hazırlık sınavı şartı şurtu için bu adrese bakabilirsiniz. http://www.gorukleyasam.c...er-icin-zorunlu-s627.html
ilk kayıt heyecanı başkadır. heleki şehir dışında bir yer kazanılmışsa o gece uyunmaz. kampüsün bulunduğu şehre gelir gelmez o gözler hiç durmaz, biraz safça biraz heyecanla etrafa bakar durursun. başlayacak 4 yılın heyecanı saçma sapan şeyler düşündürür insana. kariyer planından, kocaman bir arkadaş çevren olacağına kadar bir sürü abuk ve muhtemelen gerçekleşmeyecek şeye kendini inandırırsın. olsun zamanla geçer. Uludağ Üni için tam 7 yıl önce hissettiğim heyecanı duyan arkadaşlara yardımı dokunur belki; kayıt için gerekli gereksiz işlemler, aklınızda bulunsun: http://www.gorukleyasam.c...larin-dikkatine-s624.html
behzat ç sizlikte oldukça iyi gelmiş dizidir. eylülden sonra devam ederse de aynı tadı verir mi benim endişem de o. dizinin ortaya çıkış hikayesini merak edenler için bir de link verelim, faydamız olsun ...
aslında bünye, girmeden önce uyarı verir. tabi anlayana... zaten pek çok depresyonun nedeninin de kendi yarattığımız kaygılar olduğu söylenir. bilişsel terapistlerin yazıp çizdiklerine bakmak lazım, düşünce biçimi önemlidir.