efes pilsen adlı şirketin logosudur. arpa sembolü var. mavi rengi güveni ve denizi simgeliyor, altın rengi kaliteyi simgeliyor. ayrıca pilsener türü biranın rengidir altın rengi. beyaz renk de tazelikle çağdaşlığı simgeliyor.
türk sinemasında bir sürü filmin yapımcısı olan şahıs.
Galatasaray mezunu. Fırıncı bir ailenin çocuğu olan Ünal, Recai Aklçaoğlu ile sinema salonu işletmeciliği yaptı. 1965 de Akün Film şirketini kurup yapımcı oldu. 1981'de Saray film şirketini kurup film ithalatçılığına başladı. Bol yıldızlı salon filmleri yanı sıra çizgi dışı önemli yapıtlara imza attı.
"seni ibrahim gurbetinden uzaklara sürdürmezsem" dönüş adlı türkan şoray fiminde geçen bir tamlama. yeni evlendiği kocası ibrahim çalışmak için almanya'ya gidince, kendine asılan köyün ağasına söylüyor bu lafı. kocası gurbete gitmiş anadolu kadınının küçük dünyasından naif bir ipucu veriyor bu laf. kocasının nereye gittiği hakkında bi fikri yok. onun için dünyanın en uzak yeri. hayatı o gurbete endeksli. bir kendisi var, bir çocuğu bir de o gurbet.
ilk iki filmine bayılmıştım. umarım bu sefer de diğerleri gibi güzel olur.
"Çakallarla Dans"ın fenomen haline gelen ana karakterlerini canlandıran Şevket Çoruh, ilker Ayrık, Timur Acar ve Murat Akkoyunlunun yanı sıra Derya Baykal ve kendisi gibi oyuncu olan kızı Derya Şensoyun da kadroya katılmasıyla Çakallarla Dans Sıfır Sıkıntı çekimlerine başlandı.
Yapımcılığını Sugarworkz & TAFF'ın yaptığı, senaryosunu Ali Tanrıverdi ve Murat Şeker'in yazdığı, yönetmenliğini Murat Şekerin üstlendiği sinema filminde arkadaşlarının mutluluğu için her türlü yola başvuran çakalları; yine macera, aksiyon ve kahkaha dolu bir serüven bekliyor...
Filmin senaristi ve yönetmeni Murat Şeker, Sıfır sıkıntı, isminden anlaşılacağı üzere toplum olarak fazlasıyla gergin olan gündemimize bir nefes olsun diye tasarladığımız yeni filmimizin adı. Çakallarla Dans serisinin 3. Filmi olan Sıfır Sıkıntı benim senaryo olarak üzerinde en çok çalıştığım film oldu. Senarist arkadaşım Ali Tanrıverdi ile birlikte gerçekten aylarca çalıştık senaryo üzerine. Devam filmi olmasının zorluklarını yenmek için sanki yeni bir film yazıyormuşçasına oluşturduk senaryoyu. Yeni karakterleri, sürprizleri ve aksiyonu bol bir senaryo oldu. Seyircinin de beğeneceğine inanıyorum. Kısacası eğlence devam ediyor, yani Çakallarla dans devam ediyor" dedi.
Çakallarla Dans serisinin 3. Filmi olan, Çakallarla Dans Sıfır Sıkıntının 5 Aralık 2014 tarihinde vizyona girmesi planlanıyor...
Çakallar Dans Sıfır Sıkıntı filmi konusu: Kayınço Gökhan, Muhasebeci Servet, Köfte Necmi ve Del Piero Hikmet, mahpus hayatından denetimli serbestlik koşuluyla kurtulduğu için, topluma tekrar kazandırılmak adına bir psikoloğa grup terapisine gider. Tedavi sonrası hepsi gündelik yaşamına adapte olmaya çalışırken, Del Piero Hikmet ise hayatının kırılma anını yaşayacağından habersiz olarak bindiği vapurda, hayatı boyunca unutamayacağı güzeller güzeli dilsiz bir kadın olan Mihriban ile tanışır. ikili gün geçtikçe anlaşıyor, anlaştıkça birbirine aşık oluyordur. Hayatında ilk defa bir kadın eli tutan Hikmet, Mihriban ile evlenme kararı alır. Mihribanın annesi Cemilenin, Hikmetten tek bir isteği olur. Ölmeden önce kızının tekrar Anne demesi... Tıbben çözümü mümkün bir meseleyken, ameliyatın pahalı olması tek engel olup, bizimkiler açısından, çakallık yapmadan bulunması zor bir meblağdır.
Ama iyilik için yapılan çakallık, çakallık sayılır mı?
28 şubatı tekrar etmek isteyen mekanizma. 28 şubatta bir anda bütün sokaklarda aczimendi adı altında sarıklı cübbeli adamlar bitmişti. erbakan iktidardan düşünce sonradan ortadan kaybolmuşlardı. ehlisünnet tv aynı yöntem.
ingiliz kraliçesi viktorya osmanlı'dan o kadar nefret ediyordu ki, osmanlı devletinin tarihten tamamiyle silinmesi için, sonradan gelenlerin de ondan nefret etmesi için başbakan lloyd george ve dış işleri bakanı lord curzon'a sürekli emirler yağdırıyordu. iş ingiliz dışişleri bakanı lord curzon'a patladı. lord curzon, ingiltere'nin sosyoloji ve tarih alanında en önemli üniversite Durham University sosyoloji ve tarih bölümünden bir ekibi çağırarak bir dosya hazırlamalarını istedi. bu dosyaya göre kesin ve net olarak osmanlı devletinin en temiz şekilde tarih sahnesinden nasıl silineceği. sonrasında anadolu toprakları ingiliz kraliçesi açısından nasıl zararsız hale getirileceği konusunda bir dosya hazırlanması istenmişti. akademisyenlar tıpkı amerikalı bilim adamlarının atom bombasını hazırladıkları süreç gibi (http://www.haberself.com/h/3683/ ) 5 aylık bir süreçte toplarak lord curzon'a sunulmak üzere üzerinde "hesitations and future of turkey" yazan bir dosya sundular. asıl kurucularımız çoğu profesör olan 7 bazen 9 kişilik bir ekipti. dosya pek çok açıdan ilk olan bazı fikirler ortaya atıyordu. başkent olarak ankara ismi ilk kez bu dosyada geçiyordu mesela. osmanlıcadan latin alfabesine geçiş ile ilgili ç,ş,ğ gibi harflerin ilk defa oluşturulması sürecinde dil bilimci William Skeat'in özel çalışması vardı dosyada. osmanlı yıkıldıktan sonra kurulacak devlette osmanlı'nın nasıl anlatılacağı konusundaki bölümde hindistan tecrübesinden bulunan hindistan'da milli eğitimden sorumlu olan ve lord curzon'un arkadaşı William Wilson Hunter danışmanlık etmişti.
lozan anlaşması imzalandıktan tam 1 yıl sonra kraliçe'nin varisi v. george lozan anlaşmasını imzalacaktı. bu dosyada yazan hilafetin kaldırılması, osmanlı hanedanının feshedilmesi yurt dışına çıkarılması, latin alfabesine geçişin ilk ayak sesleri duyulduktan sonra. kraliçe ve varislerine göre osmanlı tarihten çamaşır suyuyla temizlenmiş yerine sorun çıkarmayacak, açık pazar olmuş, bir devletçik kurulmuş, borçlar sağlama alınmış ve başına da dosyada yazan özelliklerde bir kahraman oturtulmuştu.
son 40 yılda 93 harbi ve savaşlarla yıpranan osmanlı için birinci dünya savaşından sonraki ölümü tahmin ediliyor. ve bu dosya cinayet mahallinde yapılacak temizliği anlatıyordu. osmanlı devletinin ölüsü iz bırakılmadan temizlenmeliydi. kraliçe viktorya'nın osmanlı'nın ölüsüne dahi tahammülü yoktu.
türkiye'de nükleer santral olsaydı, dün yaşadığımız feci kaza olmazdı. nükleer karşıtları olmasaydı 290 vatan evladı saçma sapan eksiklikler yüzünden ölmemiş olacaktı.
nükleer santral olsa elektrik, ısınma ihtiyacı nükleer santraldaki elektrikten karşılanacaktı. kömür gibi geri teknolojilerle ısınmaya ihtiyaç olmayacağı için kömür madenine de gerek olmayacaktı.
nükleer santrallere karşı çıkanlar ellerindeki kanı nasıl temizleyecekler?
ilk defa seçimle yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminde, bütün toplum tarafından kabul edilebilecek bir cumhurbaşkanı seçmek için yola çıkmış çalışkan bir platform. umarım başarılı olurlar.
cemaat aklı hür, vicdanı hür, dili hür insanların bir araya gelmiş halidir. örgüt ise tekbir merkezden verilen kararlara alt kademelerde harfiyyen uyulan bir yapılanmadır.
cemaat önceleri "eğitim gönüllülüğü" etrafında toplanmış iyi niyetli insanlar tarafından oluşmaktaydı. ama son zamanlarda tek merkezde oluşan fikrin en alt kademeye kadar dillendirildiği bir örgüt haline geldi. saçma sapan iran düşmanlıkları, hakan fidan düşmanlıkları, tayyip düşmanlıkları, istihbarat meraklılıkları. her hataya karşı tek cümle ile cevap vermeleri. cemaat artık bir örgüte dönüşmüştür. eğer birileri başbakanı dinleyip, yayınlayarak darbe yapmak istiyorsa da buna terör örgütü denir. üçüncü havalimanını yapan 5 şirketin bütün yöneticilerinin malvarlıklarına el koyabilecek kadar adileşmelerini hiç saymıyorum bile.
öyle evde saklanacak bir para değildir. birisi eğer evde 1 milyarı var diyorsa baştan yalan söylüyordur. çünkü bir tırı eve sığdırabilir misin?
türkiye'nin en zengin adamı ferit şahenk'in 3 milyar doları var. o da nakit falan değil. şirketlerindeki ortaklık yüzdelerinin şirketlerinin o anki borsa değeri ile çarpılıp bulunan bir değerdir. kimsenin elinde ayağında sağında solunda o kadar büyük miktar para bulunamaz.
breaking bad'de walter white reyiz o kadar uğraştı didindi, ürettiği uyuşturucudan toplam kazandığı para 80 milyon dolardı.
iran'a ambargodan türkiye'nin ne gibi bir çıkarı olabilir? iran senin kardeşin lan. taa dünyanın ötesindeki ingilizler, ülkene asker çıkaralı 90 yıl olmuş. iranlılarla 300 yıldır yanyanayız hiç savaşmamışız.
reza zarrab denen kahraman kişi iran'a ambargoyu deldiği için suçlu ilan edilmiştir. bu ülkede amerikan kanunları mı işliyor. bu kadar mı düştü bu ülke?
