Metternich okulunun bir temsilcisi olarak sayabileceğimiz 1848 yılı sonlarında Avusturya imparatoru olmuş ve iktidarını birinci dünya savaşına kadar sürdürmüş kişidir kendisi.
hiç nedensiz huzurla dolmasıdır insanın, hiç nedensiz mutlu olmasıdır. yerin ve zamanın önemini yitirdiği sadece tebessümün mana kazandığı dakikadır. bazen peşi sıra tüyleri diken diken edip ağlatır bu an, bazen bedenine sığmaz eder ruhu, bazen dile gelir akar sözcüklerden ve bazen susmak olur sakince. o tebessümü kaybetmeden yaşayabilmektir belki de hayat, kim bilir. belki de yaşamın en ufak bir güzellikte saklı olduğunu hatırlatandır.
asıl ismi çydd kilisli öğretmen lütfiye kışlalı yüksek öğrenim kız öğrenci yurdu olan bu yurt ankara kolej'de çağdaş yaşamı destekleme derneğine bağlı bir özel yurttur. ankara'da bulunan diğer özel yurtlarla kıyaslandığında oda ücretlerinin daha uygun olması, odalarının geniş, ferah ve en fazla 2 kişilik olması, ödenilecek paraya akşam yemeği ve sabah kahvaltısının dahil olması ve kızılay, cebeci, tunalı gibi semtlere yakınlığı sebepleriyle tercih edilebilecek yurtlardandır. en önemlisi idare ve öğrenciler arasındaki diyalogların samimi ve sıcak olmasıdır. aile ortamının bulunabileceği ve kolay uyum sağlanabilecek bir yerdir.bizzat ben ve pilar ternera bir yıl test etmiş bulunmakla birlikte hala burda konaklamaktayız.**
1967 yılında fas'ta kurulmuş şeriat yanlısı bir partidir. akp ile isminin aynı olması dışında benzerlikleri bunla da sınırlı kalmıyor. iki partinin ambleminden amacına *, hatta son seçimlerde aldığı oy oranına* kadar pek çok ortak yanları bulunuyor.
ne kadar ilginç benzerlikler değil mi? oldukça tanıdık geliyor her şey.*
partinin internet sitesi,
yakalanmanın verdiği huzursuzluğun ve başarısızlığın sıkıntısıyla karışık kopyayı veren taraf olmanın verdiği gururla meydana çıkan, limon seven ama ağzı sulandığı için yüzü buruşan bir insanın limon yerken ki yüz ifadesine benzer bir ifadedir.
geçip gitmiş olandır. neler vermiş, neler almıştır kim bilir. şimdi bugün geçen bir yılı düşündükçe yaşamak ne nankör diyorum. güldüklerim, ağladıklarımı unutturdu mu ya da zaman bana inat akıp giderken değişen bir şey oldu mu? oysa ne çok şey yaşandı o kadar kısa bir zamanda. garip tıpkı yaşamak gibi o da garip.
merak ediyorum şimdi kaç kere düşündüm geçen yıllarımı, yılımı;kaç kere hesap verdim kendime? ve siz geçen bir yılda ne yaptınız?
nestle nesfit fruits olarak geçen içine muz ve yeşil elma doğranıp üstüne de süt ilave edildiği zaman oldukça vitaminli ve lezzetli bir besin kaynağı haline gelen üründür.
işlenmemiş(tam taneli) tahıl ve egzotik meyve parçaları ile zengileştirilmiş* bir besin olduğu da belirtilmektedir.
antalya'da dedaman mevkinde bulunan üç yıldızlı küçük, sempatik bir oteldir. ayrıca 4 temmuz tarihindeki * antalya'da fasıllı bir gece zirvesinin yapıldığı ve aynı zamanda kutupsalla cranium'un da beş gününü geçirdiği mekandır.
hint yapımı bir filmdir. iki insan arasında aşkı anlatır. bu aşk bir hayal gibi başlar fakat baş roldeki kızın ablasının ölümüyle her şey kabusa döner. çünkü hint adetleri göz önüne alınarak kızın ablasının çocuklarına ve eşine geride kalan kız kardeş olarak bu kız sahip çıkmak ve onun yerine geçmek zorunda kalır ve aşkından vaz geçmeye mahkumdur artık. yıllar geçer ama aşk küllenmez sevdiği adam pop star olur, kız ise eniştesiyle evlenince oldukça zengin. ve bir gün kader onları yıllar sonra tekrar buluşturur.**
deniz kenarlarında bayanların oturdukları şemsiyelerin ardında özellikle sabahları ya da akşam üstleri sık sık rastlanılabilecek mide bulandırıcı tiplerdir. kumsala iner ve öncelikle kıyıyı taramak suretiyle gözlerine bir yer kestirip * buraya konuçlanırlar. daha sonra ta ki dikizledikleri kişi onu farkedene kadar insan görmemişçesine bakarlar hatta bazısı daha da yüzsüz olup uyarılmalarına rağmen eylemlerine devam ederler ki bu olayın sonu çoğunlukla kişinin sahilden atılmasıyla son bulur.
finike festivali esnasında başvurulan bir satış yöntemidir. mısır satan teyze bu sloganı söyledikten sonra çeşitli gülüşlere ve şaşkın bakışlara maruz kalmış ve ardından ne yapıyım bu devirde her şey kredi kartına dolayısıyla da taksitlere bağlı gibi bir cümle kurmuştur. an gelip cebinde 1 ytl bile olmayan insanlarımızın varlığını, bu kredi kartına olan tutsaklığı hatırlatıp, küçük bir espiriyle bize trajikomik bir an yaşatmışır o mısırcı teyze.
hava sıcaklığın 50-55 derecelerde dolaştığı ve dışarı adım dahi atılamayan bir günde evde yapılabilecek eğlenceli ve tehlikeli aktivitedir. öncelikle çerçeve vb kırılabilecek eşyalara ve avizelere dikkat ederek oynamaya çalışmak gerekir ayrıca klima dahi açık olsa aşırı bir terleme baş gösterecektir. bunlar göz önünde bulundurulduğunda yapılması çok mantıklı olmasa da stres attıran ve vaktin geçmesini sağlayan güzel bir eylemdir.
yapılan en gereksiz törenlerdir. çocukların daha tam olarak ne olduğunu bile anlayamadığı bir törene dahil edilmesidir. gariplerim tuhaf bir sevinç ve heyecan duyarlar ama yazık ki daha önlerinde okul bitirmek için seneler vardır.
14.06.2007 *tarihinde antalya'da yapılmış olan muhteşem konserdir. dostluk ve kardeşlik adına eğitim-sen tarafından düzenlenmiştir. doğru düzgün hiç bir yere duyuruları ve afişleri asılmamasına rağmen konyaaltı açıkhava tiyatrosu dolmuş ve akıllardan silinmeyecek kadar güzel, türkü ve halay dolu bir gece yaşanmıştır.
Başarıdan başarıya sloganıyla 23 yıldır eğitim veren dershanedir. küçük bir binaya sahip olduğu için tam karşısındaki devasal final dershanesi binası karşısında daima ezilen fakat köklü, deneyimli ve işinde uzman öğretmenleriyle antalya'nın en iyi dershanelerinden biridir. döner kokularıyla birlikte geçirdiğim 3 güzel yıldan sonra, geçen yıl öss 'yi kazanmam konusunda ve dostluk adına bana kazandırdıkları açısından her zaman aklımda hoş anılarla kalacak dershane.
Etil alkol,N ve N Dietil birleşiminden oluşanuçan haşereleri sizden uzak tutmak adına üretilmiş fakat sinekleri kovma konusundaki başarısı hakkında hala şüphelerimin olduğu buna rağmen gece yatmadan önce sıkınca kedimi psikolojik açıdan mutlaka iyi hissettiğim bir losyondur.
normal şartlarda olduğu gibi davranan ama senin bir arkadaşını görünce şımaran ve gereksiz bir çok davranış sergileyen, sıkıldığında gelip üstüne atlama suretiyle yaklaşık yarım saat kadar yapışıp gitmeyen, cips yedikten sonra özellikle gelip hoh yapan, evin içinde futbol oynayarak beynini şişiren, yediği içtiği her şeyi olduğu gibi bırakan ve seninle alakalı her şeyi bilmek isteyen kardeş tiplemesidir. Seversin, hem de canından çok ama deli eder, sinirini bozar her şeyden çok.
Yılmaz Karakoyunlu 'nun kaleminden Nazım Hikmet, Yahya Kemal ve Adnan Menderes 'in hayatlarını ve bu hayatların birbiriyle nasıl kesiştiğini; onların aşklarını, kederlerini, yaşadıklarını ve bu dönem türkiyesini yazarın sade üslubuyla rahatlıkla okuyabileceğiniz ve bilgilenebileceğiniz faydalı bir kitaptır.
nefes alamamak gibidir hiç bir şey hissedememek. Ölüm gibidir ve soğuktur yüzü, teni. Donup kalır bakışların bir yere ve odaklanırsın; oysa kafandan milyonlarca şey geçer toparlayamazsın hiç birini. Darmadağınık olmuşsundur, susarsın konuşmazsın ve aslında bağırırsın içinden avazın çıktığı kadar. Belki de her şeyden çok o andır yaşamak anı bilemezsin. Çünkü hissizleşmiş ruhun seni terk etmiş gibidir. Bomboş bakışlar savurursun odanda. kimse yoktur yanında. ağlasan ağlayacaksın oda olmaz. tüm bu duyarsızlaşmalarının açık vereceği bir güne özlem duyarsın. Biter her şey biter yaşıyorsundur ama yoksundur da.