karınca yuvalarına önce kola dökerdim sonra sabunlu su falan filan en son deliği tıkar izlerdim çok eğlenceliydi.
benden üç yaş küçük kardeşimi sürekli döver sonra salak salak hareketler yaparak kandırıp barıştırırdım.
küçük kardeşimin uyurken kulağına korkunç şeyler söyleyip ağlayarak kalkmasını sağlardan her seferimde kötü rüya gördüm derdi.
ablamı sürekli durup dururken anneeee ablam bana vuruyoo diye şikayet ederdim hep azar yerdi.
ilkokul dayken bütün oğlan çocuklarını döverdim çok canımı sıkanları çöpün içine sokardım.beden eğitimi dersindeyken toplarını kaçırırdım elimden alamazlardı.
kızlar tuvaletinde gizli gizli erkeklerle telefonda konusan ablaları şikayet etmiştim hoca dışarı cagır deyince de abla öğretmen sizi çağırıyor diye olayla hiç bi alakam yokmuş gibi davranmıştım.
5.sınıftayken arkamda oturan kızın yazılıda kopya çektiğini anlamıştım önce gözlerin ne güzel demiştim kızarmıştı ama baktım hala uğrasıyor bakacağım diye ben de bütün şıkları yanlış işaretlemiştim kız kağıdı geri verince de tekrardan yapmıştım.sonra üzülmüştüm biraz tabi.
bide çocuğun biriyle kavga etmiştim en son sinirlenip beslenme çantamı bilerek kafasına fırlatmıştım içindeki çatal kafasını yarmıştı hala beni gördükçe basıma kakar.
kafam çok sertti hep oğlan çocuklarına kafa atardım coğunun burnu kanardı sonra kaçardım.
bir keresinde benden hoşlanan bir veledin yanına gidip sen benden hoşlanıyon demi falan deyip kıpkırmızı yapmıştım.heheh hala gülerim
uyku düzenimi değiştiren yaratık,
Biliyor musun artık senin yüzünden gündüzleri uyuyup geceleri ayığım. Biliyorsun tabi gece boyunca tepemde dolaşıp duruyorsun görüyorsundur artık. Senin yüzünden beyin hücrelerim ölüyor.Neden mi cünkü gece uyumamak için sabaha kadar kore dizileri izliyorum. hoş bundan şikayetçi değilim dizilerimi seviyorum ama artık alışkanlık yaptı. peki soruyorum sana bunun sorumluluğunu alabilecek misin? yoksa çekip gidecek misin? bak çekip gitmene de gerek yok uyuduktan sonra ısırabilirsin ama bir şartım var o iğrenç ayaklarınla konma bana bir yandan uç bir yandan ısır anlaştık mı?biliyorum senin içinde zor olacak bu yüzden sana sonsuz saygı duyuyorum çünki bu dediklerimi dinleyeceğini uslu bir sivrisinek olacağını umuyor bir daha görüşmemek dileğiyle hoşçakal diyorum ha bu arada veletlerine de selam söyle. güle güle..
sigarasını içerken düşünmeye başladı. ço çok değişik neler oluyor? neden bu kadın bana bu kadar tanıdık geldi? bu his, bunu tanıyorum. bu bakışlar öylesine tanıdık ki... ama nasıl neden çıkaramıyorum? diye düşündü ve sigarasını yere atmasıyla birlikte koşmaya başladı sonunda bu kadını yakaladı. ardından "af edersiniz tanışıyor olabilir miyiz acaba?"dedi kadın tek kaşını kaldırdı bir gözünü kıstı ve alaycı bir şekilde gülümsedi aslında gülümsemesinin altından özlem, üzüntü, pişmanlık ve acı seziliyordu. kadın düşündü "keşke tanışmasaydık" ardından adama baktı ve "çıkaramadım neden?" diye sordu. adamın cevap vermesini beklemeden hızlı hızlı yürümeye başladı. Bir yandan ağlamamaya çalışıyordu insanların ona ne oluyor? neden ağlıyor acaba? diye merakla bakmalarını istemiyordu çünki. Ama gözyaşları durmuyordu ki makkajı dağılmasın diye gözlerini iri iri açtı ve gözyaşlarının yüzüne düşmesini engelledi. Adam hala olayın etkisindeydi az önceki bayan neden böyle garip davranmıştı? olduğu yerde kalakalmıştı adam. kadın birden döndü ve adama doğru yürümeye başladı adam kaşlarını çattı. kadın hala yürüyordu o sırada kadının karşısına üstü başı yırtık bir çocuk geldi.kadın bir anda hatırladı çocuğun kim olduğunu.Geçen gece karşısına çıkmıştı ve para istemişti. kadın yok deyip onu yollamıştı. bu yüzden çocuk o gün eve para getirememişti ve babasından öldüresiye dayak yemişti. Çocuğun yüzü yara bere içindeydi ama kadın nereden bilebilirdi ki. Çocuğun suratındaki acıyı hissetti kadın... o sırada çocuk "senin yüzünden" diye bağırdı. ardından tekrar "senin yüzünden" dedi ve bıçağı sapladı kadına. adam donakaldı ve sonra hemen kadının yanına koştu. herkes olay yerine toplanmıştı çığlıklar, bebeklerin ağlaması adamın beynini adeta uyuşturuyordu. o sırada kadının eli dikkatini çekti adamın. sımsıkıydı ve titriyordu. sanki bir şey tutuyordu. kadın adama baktı acı acı. sonra elini uzattı ve elini açtı. toka vardı elinde kadının .ama ama bu toka dedi ve hatırladı. o tokayı ona dokuzuncu yaş gününde vermişti adam. kadının yaş gününden bir gün sonra annesinin hastalığı üzerine şehirden ayrılmak zorunda kalmıştı bir süreliğine. ama söz vermişti sevgilisine geri döneceğim sen beni bekle demişti. babası yoktu adamın büyük annesinde kalıyordu o zamanlar annesi de çalışıyordu uzaklarda ama annesi hastaydı çok hasta.çalışmak da onu ayrı bir yoruyordu en son bünyesi kaldırmadı kadıncağızın ve vefat etti adam henüz dokuz yasındaydı kaldıramadı acı gerçeği.olayın şokuyla hafıza kaybı yaşadı ve tutamadı sözünü...dönemedi geri.. adam sevgilisi en son kollarının arasında kanlar içinde gördü ve bir süre sonra intihar etti.
itiraf ediyorum 6.sınıftayken derste öğretmenimiz arkadaşımızı dövünce videoya kaydedip öğretmenimizi yarı şaka yarı gerçek tehdit etmiştim. (daha sonra uyarı aldım o ayrı bir mesele tabi.)
Gelen arkadaşlık isteklerinin hepsini kabul etmiş fakat bir süre sonra sıkıldığı için arkadaşlarını silmeye çalışan fakat hepsini silemediği yani zamanını çok aldığı için bir süre çevrimdışı girmek zorunda kalan daha sonra da bütün bilgilerini değiştirip facebooka bir daha girmeyen kızdır.
en son izlediğim film hyun bin in rol aldığı ı am happy adlı filmdi. Film de hyun bin in "Hepiniz beni kıskanıyorsunuz, Çok mutlu olduğum için kıskanıyorsunuz değil mi?" repliğinden sonra gözlerimden yaş geldiğini hatırlıyorum. izlemenizi tavsiye ederim.
Bana genellikle durup dururken vuran ablamdan öç almak amacıyla vurman ve vurduktan bir kaç saniye sonra kendimi yerde biraz sinirden biraz da ablamın bana vurmasının acısından dolayı ağlarken bulurdum. Bu böyle devam eder giderdi. Ben vurmaya çalıştıkça bir tokat ya da tekme daha yerdim.
Daha çok aşkım deme zorunluluğu olan çiftler mi desek? Eğer sevgiline aşkım demeyip de ismiyle hitap edersen sen beni artık sevmiyorsun falan demeye başlayabilir. Bu yüzden hiç kaprisiyle falan uğraşmayıp aşkım demek daha mantıklıdır benim fikrimce.