özellikle son zamanlarda yaşanan ölümlü ve ağır yaralanmalı motosiklet kazaları sebebiyle ele alınması gereken konudur.
sempozyum başlığı gibi duruyo evet, ancak uğruna tv yayınlarının yapılması gerekiyor bu meselenin artık.
Her saat her gün ölüm haberi geliyor. birçoğunda da kazaya sebep olan araç sürücülerinin kaçması göze çarpıyor.
motosiklet hacim olarak yer kaplamiyor olabilir ancak onu kullanan bir insan, bu nasıl göz ardı edilir !?
sinyal vermeye tenezzül etmeyen trafik magandaları, caddeye fırlayıveren dikkatsiz sürücü ve yayalar.. amacınız ne? canınızı mı sevmiyosunuz canımızı mı iplemiyosunuz? Son üç günde yaya ve araçlı olmak üzere iki bayan resmen hem kendi hayatlarını hem benim hayatımı hiçe sayar tarzda davranışlarda bulundu.
evet kadınlarımız maalesef daha dikkatsiz ve tedirginler.
bu işin şakası yok, cinayet işleniyo hergün trafikte!
"e motosikletciler de hep.makas atıyorlar akrobasi yapıyorlar" ın ardına sığınmayın, bu, lurallara uygun süren motorcuların hayatlarını tehlikeye atmanızı hatta canlarını almanızı meşru kılmaz.
son olarak, zevkleri, gülen yüzleri hüzne kedere ve vahşete çevirmemek için herkes her zaman dikkatli duyarlı ve uyanık olsun. selametle.
herkesin ulaşılamaz nitelikte hayalleri vardır çocukluğunda. ulaşana kadar bin türlü dualar eder ağlar sitem eder hayal kurar vs.
işte en büyük üç hayalimden ikisine, ikincisine kavuşmuş durumdayım: güzel , bakıldığında iç giden bi motor. o kadar şoktayım ki, otoparka bırakıp arkamı döndüğümde motorun sesini görüntüsünü falan unutuyorum heyecandan. çünkü bir anda aldım, heyecan bile yaşamaya fırsat bulamadan.
kaldı geriye en büyük çocukluk ve hayatımın hayali: hayatımın aşkını bulup karşısına geçip yüzünü izlemek. sanırım buna da ulaşacam bu kısmetle.
abdnin; incirlik üssünde bir bordo bereli askerimize berat ve nişan sunmuş ancak kanını sevdiğim bordo bereli askerimizse bunu "onuruna" yakıştıramadığı için reddetmiştir.
hayırlara, ülkemize getireceği güzel haberlere vesile olsun harekatıdır.
şanlı türk silahlı kuvvetlerimiz tarafından pkk'ya kandilde yaşama hakkı verilmedi. kendine yeni bir "in"arayan pkk ise sincar bölgesine kuluçlandı ağabeylerinden lojistik destek bularak. ve nihayet burası da evlad-ı orospu'ya mezar olacaktır yurt olmayacaktır inşaallah.
saldırın aslanlarım, allah için, namus vatan bayrak ezan millet için vurun kahpeye! attıklarınız isabetli, isabet ettirdikleriniz cehennem olsun.
edit: askerden kaçıyorsunuz diyen olmuş. yavrum ben zaten silah altındayım neyin kafasını yaşıyosun sen bakim? annem de hacıdır, orospu değil. normalde seni bulur hukuki olarak azına ederdim ama şu anki mevzu buna musait değil, hadi sen git burdan.
öldükten sonra bir yaşamın olduğuna kim ne inançta olursa olsun inanmaya mecbur hisseder herkes.
insanın fikri, zihni; hiçlikte kaybolup gitmeyi asla ve asla kaldıramaz kabul de edemez.
bundandır ki insan ardında bir eser bırakmak, anılmak, hatırlanmak ister. hiç olmak istemez.
öldükten sonra bir yaşamın olduğunu tüm kitap gönderilen, ehli kitap din mensupları bilir, inanır. inanmayanlar ise ennn kötü ihtimalle "reankarnasyon" a yönelir. ki bu da akıl mantık vicdana aykırıdır: nereye kadar devam edecek bu döngü?!?
ahirete iman etmemek insanın kendine yaptığı bir zulümdür.
dunyada yapilan iyiliklere ya da kötülüklere bir karşılık bekler insan. eee? herşey karşılıksız kalacaksa bu dünyanın hayatın ne esprisi kalır değil mi?
bir diğer olarak, yalnızca dünyada yaşayıp "yok olmak" , bu dünya hayatını da anlamsız ve her an "ölüp de yok olacağım" korkusuyla birlikte tatsız kılmaz mı?
insanı oturduğu yerde bunaltan seslerdir.
şimdi duyduğum, trafikteki sıkışıklıktan dolayı yerinde sayan itfaiyenin susmadan siren çalması gibi..
ne kadar strese girdiysem anket başlığı açtım düşünün.
rejim yahut farklı bir düzen niyeti taşıyan idareciler eski düzeni kötülemek zorundadırlar.
fesi getiren kavuğu, şapkayı getiren fesi .. aynı halk hem fesi getirene söver hem şapkayı. tepkisel olmamak gerekir işte.
evet mi hayır mı? yahu at mı yarıştırıyoruz bi içeriğini okusanıza yeni anayasanın. neden evet/hayır sorusuna açık ve akıcı ve en önemlisi özgün bir cevap verebiliyor muyuz?
o ya da öbürü berikini kötüler, bu onun görevi, sen doğruyu kovala.