evet arkadaşlar biz galatasaray olarak o kadar salağız ki böyle bir şey planlayacağız gizli gizli sonrada bilmem kaç milyon kişinin gözünün önünde açıkca bunu göstereceğiz.
drogba ile antalyaspor maçını kendi locasında izlemiş başkan. ne zaman ki anadolu kulüplerinden gelen yerli bir oyuncuyu kendi locasında ağırlar işte o zaman benim başkanım olur.
vakti zamanında peder bey & valide hanımlarında giriştiği saçma durum. şöyle ki bizimkiler o sıralar çok revaçta olan mert ismini bana yakıştırmışlar. peder bey demiş ki "rahmetli babamında ismini ekleyelim. sebahattin mert olsun." annemde tamam olur ama bir sonuna can ekleyelim. "he he olur öylede yapalım." diyerekten benim ismim üzerinde çeşitli deneyler gerçekleştirmişler ve sonunda atomu parçalamışlar.
şimdi isim soyad verecem ama çokta önemli değil bilen biliyor zaten artık beni. isme bak arkadaş sebahattin mert can parçaoğlu. aşk-ı memnu dizisinden lost'a geçişi anlatıyor kısa sürede. tam bu isme karar vermişken sülalemde iki akıllı insandan biri olarak gördüğüm öğretmen dedem, la olum manyak mısınız bu adam üniversite sınavına girerken sınavın üçte birini ismini kodlamakla mı geçirecek diyerekten can ismini kaldırtmış ve annemlerin o döneme göre marjinal ve bir o kadar da popüler sayılabilecek atılımını engellemiş. yalnız dedemdeki ileri görüşlülükte had safhada ellerinden öpering.
şimdi büyükbabamdan geldiği için sebahattin ismiyle gurur duyarım orası ayrı ama ilkokulda yaşıtlarım dört işlem yapar, kompozisyonlar yazarken ben ismimi yazmaya çalışıyordum. 21 harf amk. ismimi yazmaya çalıştığımda tansu çiller başbakandı ismimi yazabildiğimde erbakan başbakan oldu. ondan sonra mert'in dersleri neden kötü. de yürüyün gidin.
dün bir kez daha görüldü ki ünal aysal ve yönetimi ile fatih hoca arasında bariz bir kopukluk var. tabii bu kopukluğun sebeplerinden birincisi aradaki galatasaraylılık anlayışı.
ünal aysal yönetime fatih hocayı getirdikten sonra ortalama bir takım yarattı bilinçli veya bilinçsiz. çok büyük paralar verilmedi futbolculara, atılıp tutulmadı. galatasaraylılık dengesini bozacak havalı transfere yer verilmedi. fatih hocada aldı takımı ve inanılmaz bir hava yarattı. bir galatasaraylı olarak 4 5 sene sonra ilk kez o havayı hissettim. 4 5 senedir takımın maçını bile izlemez olmuştum ve bunun tek sebebi kendimizi galatasaray gibi değil real madrid, manchester city gibi görmüş olmamızdı, kısacası takımın sadece parayla çekip çevrileceğine inanılmasıydı. geçen sene bu hava kalktı ve gerçekten olması gereken galatasaray kültürü yerleşti. şampiyon olundu, her şeyden evvel takım olarak bir oyun anlayışına sahip olduk. taraftar olarak işimiz sadece sahadaydı.
ama şampiyonluktan sonra tekrardan bir hava yaratıldı. çok büyük paralara transfer girişimleri, antipatik yıldız futbolcu alımları. bir gariplik vardı. şampiyonlar ligi şampiyonu olmuşuz gibi bir hava yönetimden taraftara kadar oluştu. ama en büyük yanılgı işin daha çok başında olduğumuzu unutmaktı.
fatih hoca bence durumun böyle olduğunu biliyordu ama müdahale etmedi veya edemedi. o gereksiz sünepe havasından o da rahatsızdı. dünkü basın toplantısındaki sözleri bu seneye dair her şeyin özetiydi. bırakın başkanı, hocayı, futbolcuyu, daha takıma gelmemiş bir futbolcuyu takımdan üstün tuttuk neredeyse. bunu bende yaptım arkadaşım. hepimizin göz bebeğinde sneijderin galatasaraylı forması oluştu. yanlış! bizim göz bebeğimiz galatasaray armasıdır, galatasaray arması olması gerekmektedir.
fatih hocayla gurur duymalıyız. "banane ya ben istifa ediyoyummm." demedi hoca. güven oyu oylaması yapar gibi, çocuk gibi dahası korkak gibi davranmadı. çıktı açık açık konuştu. helal olsun sana hocam. mimiğine, küfürüne, bağırmana, gözyaşına her şeyine helal olsun. biz galatasaray taraftarına korkak olmamayı, bizim bize yeteceğimizi tekrardan hatırlattın. çok yaşa fatih hoca.
seni bulanın, sana can verenin, seni çalanın allah tepesinden baksın. hayatımı siktiniz klarnetle birlikte gençliğim kayboluyor sizin elinizden nefesinizden.
"Ortada dönen, müzik diye dinlediğimiz şeylerin pek müzikle alakası yok. Pardon. Hiç alakası yok. Ticari manada birtakım gelişmeler olduğu doğru. Ama o iş dünyasını ilgilendiren bir gelişme. Müzik başka bir şey. Onunla alakası yok. Radyoyu açtığımızda veya televizyon izlerken rastladığımız şeyler başka. Müzik başka. Onlar müzik değil yani. Şimdi rüzgarın ağacın dallarına değdiğinde yaprakların çıkardığı ses, kuşun öterken çıkardığı ses veya bir çocuğun ağlarken, gülerken çıkardığı sesler, bunlar. Bunun gibi şeyler. Yani neredeyse
müzik olarak elimizde kalan bunlar var. Biz müzik konuşamayız daha. Ben diyorum ki, ülkemizde Hakkari'den istanbul'a kadar kaldırımların seviyesi her yerde yedi santim olduğu gün, işte o zaman yaraş yavaş müzik üzerine konuşmaya başlayabiliriz artık"
cluj maçında attığı ikinci golden sonra cristiano ronaldo'nun geçen sene barcelona'ya attığı golden sonra "ben buradayım yeğeeenim" temalı gol sevincini yapması.
allah'ını seversen sevgili burak yılmaz. onun gibi şut atmaya çalışmak, gol sevinçleri başkası olma kendin ol bebeğim lütfen.
edit: ulan be pizivink osman ben zaten galatasaraylıyım sol yapraaam. adamın yaptığı sevincin galatasaraylısı fenerbahçelisi mi olur? burada taklit etmesi eleştiriliyor clujun amuğa nasıl koduğumuz değil
fenerlilerin acısını çıkartmak için engin'in cezasını kafalarına takmaları. rahat olun yiğidolar 16 hafta verilmesi gerekiyor ki sizin maçta oynamasın.
şimdiden özür dilerim hem kendim hem de ülke adına servet tazegül. 3 ay sonra seni hatırlamayacağımız için. aynı zaman tebrik ederim servet tazegül bizim desteğimizle değil kendi isteğinle aldın o madalyayı.
ben diyorum ki kafile olimpiyata gitmeden önce verilen yemek fakire fukaraya verileydi mübarek ayda hayır işlenirdi. sonradan da düşündüm ki sporcuların 3/4'ü zaten fakir, o yüzden sıkıntı yok. bronz madalyayı da kesip pilava koyalım sünnettir en nihayetinde.
hazard biliyorum ki üzerinde sik kadar hakkım yok ama allah belanı versin eğer bu satırları okuyorsan. hani manu'ya gidiyordun kançık he? para mı seni kışkırtan, anlık zevklerden mi hoşlanıyorsun kahpe! sildim seni
sözlük senin ben senin ambrosini lan! geçen yengenle sözlüğü açtık, dedim yıllardır yazıyorum, çok saygı duyarlar bana, severler beni öyle böyle derken yengen başladı şukela butonunu tıklamaya. her tıkta benim havam bir fıs söndü, her tık bir fısa eşitmiş onu anladım.
+aahahaha süper yaaaa
-eheheh iyi çocuktur ya güzel entry keh keh
+puahahahaa *
-tey tey ne entry'ydi be
çocukluğumun renkli gözlü, havalı ve karizmatik futbolcusu. benim gözümde belki de hep en iyisi olarak kalan bir efsane. futbolu bırakmıyor ama juventus'u bırakıyor. üzerinde siyah-beyaz bir forma olmayacak. zaten sırf bu yüzden gideceği hangi takımsa bizler tarafından önce tanınmayacak del piero. o kim ? diyeceğiz çünkü alıştık biz siyah - beyaz çubuklu formayla görmeye onu. kendisi takımdan ayrılacağını açıklamasının ardından şöyle de esprili bir yorum yapmış
"futbol oynamaya devam etmek istiyorum ama nasıl kulüp bulunur hiç bir fikrim yok." diyor mavi gözlü efsane.
istanbul'da oynanan 2005 şampiyonlar ligi finali liverpool - milan maçını konu alan 2011 ingiliz yapımı film.
o maça gitmek isteyen 11 yaşındaki will'in başından geçenlerin anlatıldığı sona gelene kadarda gayet güzel kurgulanabilmiş bir film. sonunda biraz fazla abartılmışlık var o işin bokunu çıkartmış. ama yinede güzel bir hikaye.
bazen amcama sövmeden edemiyorum. henüz 3 4 yaşımda beni bu takıma aşık etti cükümü sarı-kırmızıya boyadı o maç bu maç gittik geldik sami yen'e. şimdi diyorum galatasaraylı değilde beşiktaşlı, kahramanmaraşsporlu ne bileyim siirt jet-pa'lı falan olaydımda şu macı gerine gerine izleyeydim.
ama yok!
ne galatasaray taraftarı ne de fenerbahçe taraftarının maçı elini skinde bu maçı izleyebilme ihtimali yok. avrasya'nın en iyi, dünyanında üçüncü en iyi derbisi bu maç. ve çocukluğunuzda amcanız/dayınız vb. türevler sizi fenerbahçeli veya galatasaraylı yaptıysa her defasında hayattan 90 dakikanız harcanır. ben hiç bir derbi macı hatırlamıyorum ki mesela izlediğim, izlemediğim. o maç var ise çarpan hızlı kalp ritmlerini duyarım sadece.
eğer bu macı eliniz sikinizde izliyorsanız, dünyanın en güzel derbisinin ne demek olduğunuzu bilmiyorsunuzdur.
edit: bu maçla ilgilide kısa bişey söyleyeyim subjektif saymasın ibişler. hiç kimse sezon içinde ki maçlar gibi bir maç beklemesin. final maçı ve kısır döngüler halinde devam edecek bir karşılaşma. ilk golü atan alır diyor ve galatasaray camiasına gazamızın mübarek olmasını diliyorum.
demin bir video izledim orada şöyle güzel bir cümle sarf etmiş imparator.
moldova maçının devre arası skor 3-0 lehimize. reyiz öttürmüş borazanı gene
-şu anda maç bizde 3 puan bizim. ama futbol her şeye açık bir oyun ve laubaliliği sevmem ben. bulduysanız değil 3 tane 15 tane atacaksınız! yıllarca bize böyle yaptılar sizde öyle yapacaksınız.