Tersi onermeninde mumkun oldugu acinasi gercektir. soyle diyeyim efendim ; eve sevismek icin kizi cagirdiysa ve kizin tek niyeti azicik muhabbetse yada davet edildigi kiz evine bu gece olay var abi diye icten ice sevinen bi malaksa? ha onerme yanlis demiyorum lakin sevismeyi kabul eden kiz kotuyse bunu kurgulayip sirf bu yuzden teklifi buyuran erkekte de sorun vardir.
Yıllardır solcu oldugunu sanip aslinda kürt milliyetciliginden öteye gitmemis bir avuç insanin baskanim baskanim diye baslarina tac ettigi okudugu yedigi ictigi topragina, bölücü eylemlerle liderlik yaptigini sanan lider diye anilan, dagda bile bir baltaya sap olamamis, simdilerde hapisane dedigimiz otelde daglarda suremedigi sefayi suren, sayginliga ancak 40bin sehit annesinin tukuruguyle yikandiktan sonra erisebilecek sahsiyettir kendileri. zira hak elde etmek silah kusanmakla degil istemekle olur, liderlik öldürmekle, orgutlenip terörist hareketlerle hele coluk cocuk demeden köyünden yurdundan edip eşkiyalikla haracla ihanetle olmaz. zazayim ama kic yirtip daga firlamadim ana dilde egitimmis davaniz buysa bosaltin universiteleri bizim ana dilimiz bu gardas diyorum.
Dudaklarıma almışken ıslaklığını bir nebze olsun sende varolabilme umudumu, seni , senli günleri özledikçe dudak kıvrımlarından dökülen her sessizlik birer mektup olur sana, söyleyemediklerimi sen anla.
Kaç ömür tükenir yolunda, kaç vazgeçiş geri getirir seni ya da hangi vazgeçmeler vazgeçer artık sen yokken yatağımın boş kalan yanında. Ben şimdi seni anma vaktinin ertesindeyken, sen belkide kaçıncı düşün veda sahnesindesin. Düşlerimi kaybettim uykularımdan, sensiz geçen her anımı Biz olamadığımız anlara boğdum, küçüktü ellerin, doyamadım.
Şimdi adını her anışımda hıçkırıklar ekliyorum gözyaşlarıyla yanına. Aslında dönüştedir ya tüm güzellikler, öncesi yokluk sonrası yokluk, keybedişliklerle başlar ya yeni başlangıçlar,geri gelişlerinin başlangıcı nerde, bak sensiz bu ilk gecede, ben gözlerine bakarak yine sana su'suyoyorum.
Hepte hiç, hiçlikte hep olabilmek duygusudur. Kimisine göre bir ilk kimisine göre ağızda sakızın, gövdede gömleğin ta kendisidir. Bazen bir ihtiyaçtır ama çoğu zaman karşılıklılık duygusudur. Ama çoğu zaman başa ilk kez geliyormuş duygusu veren his.
Muhtemelen konuşmaktan hep korkmuş, neyi bile savunduğunu bilmeyen, kulaktan dolma fikirlerle benim safım bu diyen insan tipinin tuvalet kapılarını patileriyle kazımasıdır. Tabi tuvalet kapısı üzerinde ki ideoloji atışmaları genelde anne baba kardeş de eklenerek savlar kuvvetlendirilmeye çalışılır. Kapıya yazı yazanlar için o bir savunma sistemidir, aklı selim birisi içinse tuvalette zaman geçirmek için komik, bir o kadar ıkınmak için yardımcı araçtır. :D
Çağın ümitsiz vakalarından biridir. Yanlızlığını veyahut abazanlığını gidermek için çare olarak sanalı seçen ve kolay yalan söleyebileceği bu alanda saatlerce ağzı su dolu aranmaktır. * :):)
Asılsızlığına dudak kıvırmış bir kalp ağrısı kalmış geride,kabule mümkün olmayan bir ayrılığın ardından..
Ben kalemime sen diYe dokunuyor,seni yazıyorum,içi boş sayfalara.
Kalanlarına dudak bükmeyeceğim ,gururumdan serzenişte bulunmayacağım. Kendimi kaybettiğim yerde bulmuşken açılan avuçlarıma dualarım karşılığında tanrıdan mükafat göz yaşı, sana dair,bana,bize... Hoşgelmişliklerle karşılıyorum seni,gözlerini dünyaya yeni açmış bir bebek şaşkınlığında. Öyle değil miydik zaten? Bir serçe yüreği kadar ürkek,dokunulmaktan aciz...
Dinle sevgili...
Kanayan yokluğunu işte ben bu serçenin kanatlarına bağladım, özgürlüğünün şerefsizliğine kusar gibi...
Dinle...
Gözlerinden öpme demişti anacım, öpmeki ayrılık getirmesin, ırak bakmasın bakışlar diye, söyle bakmaya kıyamadığım, öpmeye korktuğum gözlerine hangi ihaneti masum biçtinde o pamuksu ellerini ortak ettin,satıp gittiğin hayallerimizi.
Bir yudum mutuluğun hazzında vur beni. Saçlarından örülmüş dar ağacına çek beni, susturda beni, sana dokunmaya titreyen, sana ait, sana bi çare ellerim, parmaklarım konuşsun...
Köpeğin bir daldan başaşağı sarkarak çevresinde olup biteni izlemesi gibidir.
Olayı insanoğluna yorunca, günde 14 saat uyuyan tuvalette 45dk geçiren, sabah omlet öğlen haşlanmış yumurta akşamada sahanda yumurta yiyen insan türüdür. *
Ebe olan kişinin oyunun kurallarını bulması yolunda oynanan bir oyundur. *
Söz konusu Ebe hayatında bu oyunu sadece bir kez oynayabilmektedir. Sayko (sayqo) isim olarak kulağa iğrenç gelsede söledikleriyle dikkat çeker ve kuralları diyalogla bulur.
Ölümle yaşam arasında ki bu ince çizgide bazen sollama yaparken yaşam tarafına kaymaktır. Hayatta hep zıt terimlerin üstüne kurulu değil midir zaten?
Evet-Hayır
Varlık-yokluk
Yaşam-ölüm
Dünya üç gündür son günde bugündür deyim koyverme çabasıdır bazende. *
insanın,hırs yaptığı, bazen kuytu bir köşe aradığı, küfürlerle dolu kibrit işkencesidir.
Aslında zehirlenmemizi istemeyen rüzgarında çabası olabilir tabi ( saçma ama kulağa hoş geliyor). Gemiciler buna çare bulmuşlardır. kibritin kapağı yarısına kadar aralanır, yakılan kibrit hızlı bi hamle ile kapağın boşluğuna alınır, sonra hızlı bir nefes çekişi, o an ''bu mudur yani? '' dediğimiz andır.
Kan kusan bir satırın kırmızımsı öfkesini, sarı sitemini, siyah öfkesini hissedebiliyor musun? senle olabilmeyi sensiz olamamaya değişemezken, gidişine bir mum yakmak, sonrada kısa bir an gölgesini hayran hayran izlemek, tam en alevli anında püffffff... demek .. Gittin bittim, kutlayabilirsin zaferini, aşk denen o melet senin olsun , erosa küs, mecnuna kızgın, yüreğime nefret doluyum bugece.. git..
Seni benden alan neydi? Hangi vazgeçişe yeni bir başlangıç ekledikte sen şimdi bu kadar yoksun ben bu kadar sensiz... g
Giderken söylenen son sözlerdi oysa bunlar, ben boynuma sensizliği takmışken, sen hoşça kal demeye hazır gözlerle bakakalmışsın arkamdan, ben çoktaaan gitmişken. Aşk hepte hiç hiçte hep olabilmekti bizde oysa, adın ayrılık bile olsa, yoksun bundan sonra.
Bediüzzaman Said Nursi nin Risaleyi Nur serisiyle aydınlanıp Nur cemmatini kuran kişidir. Misyon olarak olarak Nam-ı Celili Muhammediye'yi ( Hz muhammed'in adını güneşin doğduğu yerden battığı yere taşımak) üstlenmiştir. Kimilerine göre kendisini peygamber ilan eden bir tarikat lideridir, kimisine göre ise Türkiye'nin adını dünya arenasına taşıyan, Lordlar Kamarasında kitapları tartışılmış büyük zattır.Türkiye'de tartışmaya açık gündemden düşmeyen Amerika'da yaşayan Nur cemaatinin lideridir.
Aslında bu sadece kızda varolan boşluğu doldurma çabasıdır. Kendisini iyi hissedebileceği bir liman bulmak, yeniden doğmak için tek çözüm yoludur bazıları için. Ancak unutulmamalıdır ki böyle birini iyi hissettirmeye çalışmak tam anlamıyla zaman kaybıdır. Tabi unutmamak gerekir bu kız arkadaşla sınırlı biriyse kaybedecek bişey yoktur, yok hisler yürek çarpıntısı yapıyorsa, işte o zaman sizin için tehlike çanlarının çaldığı andır.
Kısacası, kalbi kırılmış bir kıza yeniden sevmeyi öğretmek; sizin kalbinizin onun tarafından kırılmasına dek süren zamandır.
Çoğu zaman başka gerçeklerin ardına saklanmış sahte sözlerdir. Ya maddi olanaklarınız buna engeldir, ya giyim tarzınız
ya da fazlasıyla masum sevmeniz. Zira günümüz kızları artık zoru sevmekte, aldatma potansiyeli yüksek olan, hovarda tipler... Gayet masum yaklaşan erkeğe de üstü örtülü cevapları vardır;
-sen daha iyilerine layıksın.
-ben seni arkadaş olarak seviyorum.
-bir ara kafa dinlemek istiyorum.
-çok zor ilişkilerden çıktım, korkuyorum.