toplumun bazı kesimine ekmek dağıtmayı sosyal devlet anlayışı olarak gören bir hükümetimiz varsa ve bu hükümetimiz kendi partisinden olmayan bir belediyenin idare alanındaki tüm herkese belirli bir miktar suyu ücretsiz dağıtmasını sosyal devlete anlayışına uygun bulmuyorsa, gayet yaşanabilecek hadisedir.
atma ziya diyorduk ama ziya'nın dedikleri oluyor gibi.
ösym'nin de sınavlarında kullandığı sistemdir. söz gelimi öss'de en yüksek neti yapan eleman her zaman 300 puan alır, o yüzden mevcut yılın sorularını görmeden şu kadar net yapsam yeter gibi bir hesaba girmek yanlıştır. dolayısıyla iyi hazırlandıysanız soruların zor gelmesi sizin lehinizedir.
mevcut sevgili karizmatik yapılamıyorsa aranması gereken sevgilidir.
özllikleri ise:
-az konuşcak
-öz konuşcak
-sesi ne kalın ne ince orta ayarda ama sesin frekans karakteristiği yüksek olcak
-düz saçlı olacak (uzun kısa farketmez)
-dik yürüycek
-gülmeyecek, gülümseyecek
-dar giyincek (vücut hatlarını belli eden anlamda dar değil)
-abartılı makyajı olmayacak
-boyu 1,70 civarlarında olacak
-spor ayakkabı kesinlikle giymeyecek, hatta mümkünse kot pantolon dahi giymeyecek
demek ki adamlar beşiktaşı takıyorlarmış, burdan bu çıkar. şahsen ben bir klup yöneticisi olsam ve öyle bir organizasyonda bir takımı 8-0 yensem utanırdım, üzülürdüm ve böyle işlere girişmezdim. bu kadar mı düşülür yani.
duyarsın ama asla anlayamazsın. bakacaksın ama asla göremeyeceksin.
kin gözlerini sonsuza dek kör etmiş. güneş bu ışığı alacak
ve yıldızlar gökten düşecek.. karanlık çağlar başladığında,
gözlerini açacaksın ve geri döneceksin bana
o zaman sana barışı vereceğim.
gibi bir kısıma sahip olan kitaptır, söz konusu kısımı ise pentagram 92 yapımı trail blazer albümünde kullanmış olup mehter marşının üzerine hakan utangaç korkunç sesiyle okumuştur.
metin türkcan'ın kullanamdığı alettir zira türkcan elyapımı bir gitar kullanmaktdır.
bu gitarla distortion kapalıyken dahi uygun tonlamalarla birçok grubu çalabılırsınız. sesi çok serttir, palm mute yaparak 5li* kalın mi basarsanız bildiğiniz davul sesi çıkar.
boykot sona emriştir, işcilerin yüzü gülmektedir, öyle ki yemek alan her apolitik insanlarla bile birşekilde muhabbet etmekte, onlara teşekkürlerini sunmaktadırlar.
gün itibariyle boykottan bahseden gazete küpürleri, fakülteler içinden çıkarak tüm kampüse yayılmış ve ağaçların dahi arasına bant çekilmek suretiyle etrafı doldurmuşlardır.
Ankara üniversitesi cebeci kampüsünde başlayan ve tüm kampüslere yayılan boykottur. işçilerin işten çıkarılması ve sağlıksız, porsiyonu az yemek çıkarılması boykot edilmektedir. görünüm itibariyle tam katılım söz konusu olup, boykotu tertip eden şahıslar ve bazı destekçiler de evlerinden yemek getirip isteyenlere dağıtmaktadır.
kızların bilerek yaptığı harekettir hatta abartıp sizle konuşmaya dahi çalışırlar. bu durumda kız arkadaşınız sukunetını ve karızmasını koruyarak susmalı sizde kız arkdaşınızın izinden gitmelisiniz.
daha lise yeni bitmiş saç, sakal salınmış üniversite yıllarına uyum sağlanmaya çalışılmaktadır ancak cepte para yine öğrenci sınırlarındadır ve lise yıllarından kalma alışkanlıkla ankara mithatpaşa köprüsünün altındaki ucuz döncerciye gidilir. arkadaşlarla muhabbete başlanır, muhabbet konusu ise geçmişte oynanan ultima online'de yaşanan ilginç anılardır. malumunuz ultima online rol yapma oyunu olunca gerçek dünyaya yakın olayların cereyan etmesi kaçınılmaz oluyor, işte şahsımda böyle bir olayı anlatmakta ve şu diyaloglar mekanın aynalara kaplı duvarlarında yankılanmaktadır:
+nexagon: abi bi keresinde bi kız gördüm, kızla tanıştım falan sonra kızı hemen ormana çağardım, salak da geldi. ben bu kızı tost çekerek öldürdüm abi zaten kızın üzerinde de pek birşey yoktu bende kollarını ve bacaklarını falan hep kestim.
bunları anlatan organik mekanizmam kendine merakla bakan arkadaşlarının gözlerine kitlenmiştir ve etrafı görememektedir o sırada sağ taraftaki aynadan bakan başka iki çift gözü görür tabi gördüğü anda da "bende kollarını ve bacaklarını falan hep kestim. " cümlesini sarfetmekte olan şahsım, dönercinin iki hedef kitlesi olan gruptan, ikinci hedefe kitlenin yani öğrenci olmayan azcık psikopat takımın bakışlarına "hatta seni az sonra doğruycam olm" kesişine maruz kalmıştır.
hayır herifler de şoka girdi de o esnada çıkıp gittik mekandan yani azcık daha beklesek adamlar beni doğrayacaktı. harbi tırstım, düşünsene, admalar: "öldürün ırz düşmanıdır" falan dese -ki iş çıkış saati 2. hedef kitlenin yoğun olduğu bir saat- 30 saniye sürmez linç edilmem.
işte aynalı duvarlar kötüdür ve hiç sevmem, haksız mıyım?
komünizm ucuzculuk değildir. komüznimin tüketim mantığı -bu tüketim mantığı kapitalizme ve popülizme benzemez, ihtiyaca bağlı bir tüketim mantığıdır- işlevsellek ve uzun ömür üzerine kurulmuştur. bir laf vardır: ucuz mal alacak kadar zengin değilim diye. işte komünist vatandaşımız da 100 liraya konvers alana kadar 200 lira verip sağlam bir bot alır 5 yıl giyer. kapitalist olup solcu geçinen veya liberal geçen vatandaş ise 5 yılda 20 konvers değiştirir dahası ayağının şekli bozulur ve sürekli ayağı üşür.
yani komunistler malın kalitelisini kullanır pahalısına para bayılmaz, aradaki farkı anlıyorsan ne güzel anlayamıyorsan konversci seni bekliyor.