az önce teke tek isimli programda rastlanan seksologdur. Fatih Altaylı ile ilginç diyaloglara girmişlerdir.
diyalog şöyle vuku bulmuştur:
f.a. : bazı yazarlarımız sekssiz aşk olmaz diyorlar siz ne diyorsunuz bu konuda?
h.d : bakın, bizim efsanevi aşk hikayelerimizin hiçbirinde seks yoktu. Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecn..
f.a : o yüzden de dağı taşı delmişler mehehah
padişahlar değil de asıl ilginci olan cariyelerin eğitimli olmasıydı..
Düşünsenize hatunlar zaten güzel, ayıklanarak seçiliyorlar. hareme getirildikten sonra da şarkı söyleme, enstrüman çalma, el işleri zanaat falan öğretiliyor. Hem güzel hem kültürlü hem de sevişmeye ayarlanmış. Bu çok daha irdelenesi durumdur.
kadıköyden örnek verelim hemen. kelebek sokak a.k.a. "barlar sokağı"'nda bulunan barlar genellikle 2-3 katlı yerler. E daracık sokak, sıkışık yapılar.. dolayısıyla her mekanın açık alanı yok. şimdi yazın millet cafe, bar bahçelerinde içti, açık alanı olmayan mekanlar zaten dar olan sokağı masalarla daha da daraltmak zorunda kaldılar. kışın durum ne olacak? barlar sinek avlayacak. (isterseniz gidin yerinde test edin: mekanların kapalı alanları bomboş!) dolayısıyla ne olacak barlar kapanacak. barlar kapanınca ne olacak? alkol tüketimi azalacak. rte günahlarının bedelini bu şekilde iyilik yaptığını sanarak ödediği fantazyalarıyla demokrasi uykusuna dalacak. ne! komplo mu? hadi canım sen de!
çocukluğuna inmek gerekirse; olasılıklarımız şöyle olacaktır;
-küçükken suratına duman üflemişlerdir.
-dayak yediği cami hocası vücudunun bilumum yerlerine sigara söndürmüştür, izleri kalmıştır
-mahalle maçı esnasında, babası "git lan bana bi paket samsun al gel" diye bölmüştür oyununu
masa üzerinde meyve (erik, muz, elma), sigara paketi, içki kadehleri falan etiketlenir. "hani biz o gün toplaştık, eğlencenin dibine vurduk o derece sosyaliz" mesajı verilir. altında sayfalarca yorumlar yapılır.
-necati iki dakka gelsene bir işim var
+e iyi abi sen hallet gel ben aşağıda beklerim
-ya gel lan iki dakka çok uzun sürmez
+iyi hadi bakalım
-(mehehehe)
abazalıkla abazanlığın farkı hakkında konuşmadan önce; mühendislik ve abazanlık hakkında konuşacağı. Şimdi efendiler, leydiler, tıp okuyan gencimizle aktüerya okuyan gençten tutun, grafikerlik eğitimi alan bir kimse de alalade abazan olabilir. sevişebilirlikle (sevişebility) mesleğin ne alakası ola ki? hayır hepsini geçtim lisede de mi sevişmediler (illa hardcore porn getirmeyin aklınıza, getiredebilirsiniz) neden mühendis = abazan ki? her meslek sınıfından abazan bulup genelleyelim o halde nasıl olur hoşunuza gider mi?
ülkemizin sarsılmaz tabularından biridir sezen aksu sevgisi ve bundan dolayıdır ki onu sevmemek büyük ihanettir, yanlıştır, ayıptır, günahtır. icra ettiği şarkılarının müziklerini beraber çalıştığı sağlam müzisyenlere borçlu olan ve kendisi daha çok söz yazıp söyleyen bir kişidir ki onu da ne kadar düzgün yaptığı ayrı bir tartışma konusudur. (hadi bakalım kolay gelsin, just do it haydee, çakkıdı gibi aptal sözlü şarkı furyası) buna rağmen türk milletinin sezen aksu aşkı bölünmez ve bütünleyici ilkelerinden biri olmuştur halkın.
türk müziğini serdar ortaçtan ibaret sananlar daha doğrusu 90 sonrası hakan peker, yonca evcimikle türk pop müziğine başlayanlar için sezen aksunun ilah olması kaçınılmazdır. fikret kızılok, bülent ortaçgil, ayten alpman, lale belkıs, ayla algan vs gibi gerçek sanatçı lar varken ve zamanında türk hafif pop müziği adı altında önemli işler yapmışken sezen aksu gereksiz yere popüler olmuştur ve bu işten ekmek yemektedir. onno tunç gibi kaliteli bir müzisyenle çalışması ise kendisinin süper diye nitelendirilmesine ve türk pop müziğinin bel kemiği olmasına yeterli değildir. zira ne kadar kaliteli olursa olsun söz konusu olan pop müziktir; neo-klasik müzik değildir ki aşmış bir teknik armoniden söz edilsin. adı üstünde pop müzik; bir dinlenimlik şarkılar neticede.(abd de bütün popçular en ünlü prodüktürlerle çalışıyo da noluyo pop müzik işte).
bir insanın sezen aksu sevememesinin diğer bir nedeni de şudur ki toplumda ona karşı saygı duyma zorunluluğunun bir çeşit psikolojik baskıya dönüşmesidir. toplumda sevilmediği belirtildiği zaman karşılaşılan aaa orada dur işte sezen aksuya laf yok tarzı abartı ve ciddi tepkiler antipati için gerekli zemini rahatça hazırlamaktadır. buna karşı verilen tepkiye ise cevap, teselli niyetinde şu şekilde gelmektedir: e ama bir şarkısı gerçekten güzel . (bkz: oeah)
bazı şarkılarında sesinin aldığı halden dolayı anlaşılamayan sözler, bir de üstüne üstlük hayatı boyunca incelikten nasibini almamışların bu şarkıları dinleyince hassas ve duygusal triplere girmesi insanın sezen aksuya duyduğu antipatiyi 2 kat arttırmaktadır. kısacası sezen aksuyu sevenler olduğu kadar sezen aksunun gerdiği, kulaklarına taciz ettiği insanlar da mevcuttur şu iki günlük dünyada. sezen aksu türk pop müziğinin divası olabilir; hatta sertabı, tarkanı da o yetiştirmiş olabilir, e ne olmuş?
(bkz: boynuz kulağı geçer)
defalarda denemiş olmama rağmen bir kere bile güldürmeyen program. valla. bir tek ben gülmüyorum sanırım. aslında normal bir insan olduğumu düşündüm hep. ama valla komik gelmedi be. her espriden sonra ağzını açarak yarılan seyircilerin zoomlanmış görüntüleri de güldürmedi beni. tolga çevik in saf hareketleri de. emir veren adamın sesi de itici. ama komik değil hem de hiç.
hükümet her fırsatta, her işi eline yüzüne bulaştırırsa olması normal olan olaydır. bunun için yeteneğe de gerek yok, rahat olun gözünüzde büyütmeyin. azıcık akıllı ve onurlu olursanız siz de yapabilirsiniz.
sitesinde model başvuru linkleri var. oradan tahminime başvuran modellik vasfı bulunan / bulunmayan bütün lolita sıfatlı kızları toplayıp, lise üniforması giydirip saçma kompozisyonlarla (bence) fotoğraflarını çeken kişi. tamam amca fantezi güzel gerçekten herkesin liseli fantezileri vardır mamafih bir düşüş mü bu diye soruyor insan.
enstantane resim ne ola ki diye sorar insan. ressam bir kız varmış da aniden ayağa kalkıp, bir resim yapıp sonra onun fotoğrafını çekip avatar olarak mı koyuyor diye düşünüyor insan. valla.
(bkz: resim)
(bkz: fotoğraf)
conflict ikiye ayrılır. external conflict ve internal conflict diye. internal ya da inner conflict kişinin kendi kendine çatılmasıdır (struggle), external ise kahramanın dış çatışmasıdır. olaylara karşı çatışması yani.
toz alkol. böyle 3ü1 arada paketleri gibi olcak. suya katıp 10sn de kendi alkolünüzü yapacaksınız. votka - vişne, votka - limon dan sonra votka - redbull da tüm tekel bayiilerde gibi sloganlarla falan satılacak. yaa yaa.