moğollar'ın 2004 yılında Yürüdük Durmadan adlı albümünün şarkısı.
2004 yılından beri 1 kez olsun dinlememiş olmanın ayıbını yaşıyorum. 1 hafta önce ilk kez dinledim. şimdi günde en az 10 kere dinliyorum, fakat açığı nasıl kapatacağım belli değil...
spotify'de bu şarkının sonrasında dinleyiverin gari çalıyor, orası ayrı...
14 ekim'de Bursa Kültür Park Açıkhava Tiyatrosu'nda son yarım saat ne yapacağını bilememiş komedyen.
konuşanlar'ın tüm bölümlerini izlemiş, izlemeye devam edecek ve hatta bilet denk getirirse de alacak biri olarak bunları yazıyorum. okursa, ederse kendisine faydalı olacağını düşünüyorum.
gösterinin son yarım saatinde kilitlendi. birkaç kez saatine baktı, seyirciye doğaçlama mı yapayım ne edeyim diye sorular sordu. gerçi pandemiden ötürü gösteriye ara verilmemesi de önemli bir etken. ama 3-5 dakikalığına nefes alacak şekilde kendine boşluk yaratacak farklı bir şey bulabilir. ne bileyim başka bir genç komedyen 5 dakikalığına sahne alabilir ya da 2-3 şarkı söyleyecek bir müzisyen olabilir. sonuçta konuşanlar'a konuk alıyorsa, buraya da alabilir. bunları planlanması gerekiyor.
biz arkadaşız diyor, sizi çok seviyorum diyor, güldükçe çoğalıyoruz diyor. gerçekten samimi birisi mi yoksa politik mi davranıyor çözemedim. 7'den 70'e en az 100 TL veren 1500 kişi seni oraya izlemeye gelmiş. bir misafirliğe gittiğinizde ya da biri size misafir olarak geldiğinde saate bakmak görgü kuralları dışında bir durumdur. kendisi orada başka bir şehre gelmiş gösteri yapıyor, insanlar onun şovuna gelmişler. bitse de gitsek tarzı davranması şık olmadı. sonuçta bu mesleği profesyonel bir şekilde yapmaya devam edecekse, ona göre davranması gerekir. performansını 90 dakikaya yaymalı.
anlattığı hikayeler komik, yaptığı iş evet zor ama sonuçta bu meslekten para kazanıyor. kendisini cem yılmaz'ın veliahtı olarak gösteriyorlar. valla bundan 20 küsür önce biz lise yıllarındayken cem yılmaz'ın yine aynı mekanda yaptığı gösteriye gitmiştik. o yaşa kadar o kadar gülmüşlüğüm yoktur, aylarca oradaki esprileri yapmaya devam ettik. hatta cem yılmaz'ın o zamanlar yaptığı espriler şu dönemde hala yapılıyor. ama mesela benim hasan can'ın gösterisinde aklımda kalıp olarak kalacak, başka yerde de yapabileceğim bir esprisi yoktu. normal hayatta da hepimizin başına komik olaylar geliyor. zaten konuşanlar'ın da konsepti bu. orada da birçok insan benzeri şekilde başından geçenleri anlatıyor ve birçoğu da en az hasan can'ın gösterisinde anlattığı kadar eğlenceli olaylar. hasan can'ın anlattıkları da buna denk tespitler ve olaylar.
ben biraz hasan can'ı zeynep bastık'a benzetiyorum, benzeri şekilde çıkış yaptılar. bakalım devamlılıkları ne kadar olacak.
yine de teşekkürler bebiş, su süreçte iyi geldin. salı günleri sayende keyifli geçiyor. yolun açık olsun...
geçen ay türkiye satış fiyatı ortalama 100 TL iken, şu an 350 TL olan ürün. piyasada da tek tük kaldı, ihtiyacı olan bir an önce tedarik etsin. yakında hiç kalmayacak gibi duruyor.
çin tüm ürünleri topluyor, türkiye'de ne kadar stok varsa yurt dışına gidiyor. virüs maskesi ile aynı durumda şu an.
Ellerimizi yıkamak temizlik için en önemli husus ise yıkadıktan sonra ellerimizi kuruladığımız havluları neden yıkıyoruz? Onların her zaman temiz olması gerekmiyor mu?
Demek ki eller doğru yıkanmıyor arkadaşlar. Bu konuda daha hijyenik olmalıyız.
black friday sonrası "bir silkelenin bakalım, cebinizde belki 3-5 bir şey kalmıştır" diyerek kalan son kuruşa da göz diken kapitalist sistemin bir oyunu.
arkadaşlar memur olduğu için cuma günü mesai bitimi bir çıkıyorlar, ulaşabilmek ne mümkün. hafta sonu çalışmıyorlar. destek ekibine mail atıyorsunuz, ona bakan bir allah'ın kulu yok. pazartesi sabahı işe gelip, kahvaltılarını ediyorlar. 10:00 gibi size dönüş yapmaya başlıyorlar. ne güzel memleket.
iyzico ile görüştüm. cumartesi saat 17:00'a kadar telefon ile destek veriyorlarmış, pazar günü de mail ile dönüş sağlıyorlarmış.
tüm hafta sonu ödeme alma sorunu yaşanan ipara ile devam etmeyip, iyzico'ya geçmek en doğrusu.
böyle bir yönetim anlayışından beklenen bir hamleydi. insanlar artık ocağı açıp intihar ederlerse, ne yapacaksın? doğalgazı mı keseceksin? kömür ve odun ile mi ısınacağız?
piyasanın altında fiyatlara aldanarak sipariş verilmemesi gereken site. bu siteden bir kez alışveriş yapma gafletinde bulundum. telefonla bir şekilde ulaştım, ürünün stokta olduğunu teyit ettim. havale ile ödemeyi yaptım (bir miktar daha uyguna gelmişti, havale indirimi vardı). sonrasında ödemeyi geçtim, ne zaman ürünü göndereceksiniz dedim. stokta var gözüküyor ama depoda yokmuş dediler. 1 ayda parayı ancak alabildim.
boşuna canınızı sıkmamak için bulaşmamanızı öneririm. n11, hepsiburada, gittigidiyor vb... pazaryerlerinden alışveriş yapın. en azından onlar arada bir güvence, mağaza sorun yaratsa bile onlar çözüyorlar.
kesinlikle gerçekleşmeyen hadisedir. 10 küsür senedir moderatörlük yapıyorum, hiçbir zaman düşünülen şekilde yetkiye sahip olmadım. içiniz ferah olsun.
bizler toplu taşımalarda yanındaki kişi gazete okurken bile onu dikizlemeyen insanlarız... *
eskiden mahalle aralarında traktörle dolaşan köylünün çuval çuval satmaya çalıştığı sebze.
eve 1 çuval patates, 1 çuval soğan alınırdı. 1 ay boyunca o tüketilirdi. şimdi tanzim satış noktalarında 2 kiloyu 50 kuruş ucuza alınca insanlar seviniyor. marketlerde en fazla 3 kilo satın alma hakkı veriyorlar. oralardan buralara nasıl geldik, hakikaten şaşırmamak elde değil...
kraliyet ailesi dünyayı değiştiren önemli kararlar verirken, bir yere ziyarete gittiklerinde halk onları muhteşem karşılarken aslında onlar boş bir hayatı yaşıyormuş gibi hareket ediyorlar.
netflix'in en pahalı yapımlarından biri olduğundan, dizinin her bölümü gerçekten film gibi. 2. sezonu da bitti, 3. sezon 2018 yılı sonunda yayınlanacakmış.
kış döneminde ortalama 500 kişinin ikamet ettiği ada. bazı hava şartlarında 3-4 gün feribot seferleri iptal oluyormuş.
Bozcaada Chp belediyesi'nin yönettiği bir ada. ayrıca adada Beşiktaşlı popülasyonu oldukça yüksek. birçok mekanda beşiktaş'a ait bayram, herhangi bir söz, forma, atkı vs... asıl bir şekilde görebiliyorsunuz. ayrıca sokaklarda mutlaka beşiktaş forması ile dolaşan birileri göze çarpıyor. sırf bu iki nedenden dolayı bile 1 gün kalmama rağmen sempatimi kazandırdı.
adada naylon poşet yok. marketlerde vs... poşet kesinlikle verilmiyor, yasakmış. alışveriş yaptığınız zaman kese kağıdına koyuyorlar.
seyahat etmek açısından şu dönem oldukça mantıklı. hem araç trafiği, hem de insan akınına henüz uğramadığından ötürü park yeri de rahatlıkla bulabiliyorsunuz. yemek yiyeceğiniz bir mekanda da rezervasyon yapmak mümkün olabiliyor. fiyatlar da şu an için aşırı yüksek değil.
günbatımı'nda güneşin batışını izlemek; lezzetli reçeller, peynirler, zeytinlerden oluşan muhteşem bir sabah kahvaltısı yapmak... bunları yaşamak için ramazan bayramından önce mutlaka ziyaret edin derim.
ada oldukça rüzgar alan bir yer. tabir-i caizse pöfür pöfür, sürekli esiyor. ondan dolayı yazın da akşamları sıcaklığın pek bunaltmadığını düşünüyorum.
kahvaltı için kapı 14, akşam balık yemek için nevreste'yi tavsiye ederim. konaklama konusunda da garden ada hotel'i tercih edebilirsiniz. hotelin kendine ait olan Habbele Beach'ten de ücretsiz yararlanabilme avantajına sahipsiniz. hotel ile beach arası 4-5 km civarında. ama tabi ki bunların dışında da bir sürü alternatif var.
araba ile gidecek olursanız geyikli - bozcaada feribot ücreti gidiş geliş 80 TL. ek yolcu ücreti alınmıyor.
yaya gitmeyi düşünürseniz, yolcu ücreti 7 TL.
cunda adası ile karşılaştırılabilir fakat cunda'da fiyatlar buraya göre çok daha yüksek ve denize girebileceğiniz yerler daha kısıtlı. burada her koy ayrı bir güzellik barındırıyor, denizi biraz soğuk olabilir ama yazın zaten serinlemek için girildiğinden ötürü, çok rahatsız etmeyeceğini düşünüyorum.
ev fiyatları uçmuş durumda. kiralar 2500 TL'den başlıyor, 150 metrekare civarında müstakil bir ev almak isteseniz 1.3 milyon TL'den başlıyor. sonuçta kışın ortalama 500 kişinin ikamet ettiği, 5-6 ay insanların tercih ettiği bir adada bu rakamlar biraz bana aşırı geldi. ama tabi arz talep meselesi, yapacak bir şey yok. alıcı buluyor ki insanlar da rahatlıkla bu rakamları çekebiliyor.
bu arada ata demirer hala adada yaşıyor, sürekli battı balık isimli restoranda takılıyor. aklınızda bulunsun...
gaziantep'e gidildiği zaman katmerci zekeriya usta'ta yenilmesi gerekendir. sankopark'ın yanındakinde değil, bay hilmi geçidi'nin oradaki şubesini tercih ediniz. mehmet usta'ya dedesinden kalan bir işletme. öyle devam ettiriyorlar. kendisi sürekli orada, misafirperver bir yaklaşımı var.
istanbul ataşehir watergarden'da da bir şubesi var ama gaziantep'e göre fiyat oldukça yüksek ve lezzet açısından da çok tatmin edici değil...
akhisarspor'da son 5 maçta 90 dakika forma giyen ve 2 asist 1 gol istatistiği ile oynayan muğdat çelik ile miguel lopes'in cezalı olduğu maç. beşiktaş'ta cezalı oyuncu bulunmuyor.
bu maçı rahat kazanıp, hafta sonu rahat rahat diğer maçları izleriz.