sahaf kedisi pedro
0 (düz adam)
onuncu nesil yazar 6 takipçi 7.09 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    protein tozu

    82.
  1. düzgün kullanımından bahsetmek istediğim toz.

    bu yazımı başka mecralarda da paylaşmıştım. burda da yazıyorum ki sağlığın söz konusu olduğu bu alanda herkes daha bilgili olsun.

    öncelikle sayın sözlükçüler protein tozu doğru marka ve doğru kulllanımlarıyla zararsız bir ek besindir. doğru kullanımdan kastımızı hemen maddeler halinde açıklayalım;

    1- kesinlikle kaliteli marka kullanın. (optimum, muscletech kaliteli markalara örnektir) merdiven altı vb ürünlerden kaçının. almak istediğiniz markayı internetten araştırın.

    2- son kullanma tarihine dikkat edin. tarihi yaklaşan veya geçmiş ürünleri ucuzdan satmaya kalkarlar. bunlara çok çok dikkat edin.

    3- almadan önce jelatinini kontrol edin. hava almadığından, daha önce açılmadığından emin olun. hava ile temas eden ürünlerin bozulduğunu unutmayın.

    4- aldıktan sonra kutunun arkasında yer alan çizelgeye bakın. kilonuza göre günlük almanız gereken miktar çizelgede yer almaktadır. kutunun içerisinden çıkacak ölçek ile kullanın.

    5- kesinlikle spor yapın. spor yapmadan alınan protein yağlanma yapar. yalnız bu yağlanma göbek vs gibi değildir. bu yağlanma organların etrafında olur ve kalp krizine dahi sebep olabilir. ölçeğinde ve spor ile kullanılmalıdır.

    6- bol bol su içilmelidir. protein tozu böbrekleri çok yoran bir maddedir. bu nedenle çokca su içmelisiniz, sıvı tüketmelisiniz.

    7- ilk kutunuz bitti ise ikinci kutuya başlamadan en az 2 hafta toza ara vermeli, vücudu dinlendirmelisiniz.

    8- süt ile alıcaksanız tam yağsız süt kullanmalısınız. ancak fazla süt mideyi rahatsız eder, su ile içmenizi tavsiye ederim.

    9- gazı protein değil, süt yapar.

    10- kısırlığı hormon takviyesi yapar, protein yalnızca ek besindir.

    diyeceklerim bu kadar. protein olmadan spor elbette yapılır. toz yerine bir bardağın içine bal, yumurta ve süt koyup karıştırarak doğal protein elde edebilirsiniz. bal ve süt sayesinde yumurtanın tadını çok almazsınız zaten.

    sözlükçü kardeşlerim son olarak demek istediğim daha iyi bir vücut uğruna sağlığınızı tehlikeye atmayın. sağlığın söz konusu olduğu her alanda iyi araştırma yapın.

    sevgiler.
    3 ...
  2. siktir çekilmişim kendi öz yurdumdan

    1.
  3. gayri gider oldum parçasında geçen söz.

    bir yakınma, sitem. babanın kızıp evden atması gibi. senelerin geçtiği yerden uzaklaştırılma durumu. hani o kapıya uzaktan bakarsın ama giremezsin ya içeri, çekemezsin içerde ki havayı. öyle birşey heralde. işin siyasi kısmına girmiyorum. başka olsun bizim hikayemiz. o yüzden değiştiriyorum olayları, değiştiriyorum karakterleri.

    mesela düşünceleri uğruna yargılanan diğer insanların hikayelerinden bahsetmek istiyorum.

    galileo,

    kendisi bilim anlayışında yeni bir devri başlatan, ünlü bir bilim adamı. öne sürdüğü güneş merkezli evren kuramını benimsemiş ve bu nedenle vatikan kilisesi tarafından iki defa yargılanmıştır. çünkü güneş merkezli evren dine aykırı bulunuyor, onun yerine dünya merkezli evren anlayışı savunuluyordu. son olarak 1632\'de yazdığı bir kitap nedeniyle yargılanması sonucu ömür boyu ev hapsine mahkum edilmiştir.

    sonra giardano bruno var.

    dünyadan başka bir çok gezegen olduğunu söylemiştir. engizisyon mahkemesi tarafından yapılan büyük işkencelerin ardından roma\'da bir meydanda kazığa bağlanarak diri diri yakılmıştır.

    bunun gibi bir çok örnek var. yanılmıyorsam sırf kilisenin bu tarz düşünceler yüzünden 50 binden fazla kişiyi öldürmüş olduğu söyleniyor.

    şimdi dönüp bakıyorum tarih sayfalarına.

    şükür artık düşünceleri yüzünden kazıklara bağlanıp yakılan insanlar yok diyorum, öldürülen, işkence edilen... ama aradan geçen binlerce seneye rağmen çok az adım atmış olmamıza da üzülüyorum. keşke tattırmasalardı insanlara evlerinden kovulmanın verdiği hüznü yada el memlekette ölmek zorunda bırakmasalardı onları...

    birgün düşüncelerim yüzünden el memleketlerde ölmem gerekse de, vatan toprağımdan kopmam gerekse de galileo gibi haklılığım binlerce sene sonra anlaşılacak olsa da,

    çeker giderim.
    1 ...
  4. sözlük yazarlarının başına gelen doğaüstü olaylar

    26.
  5. bazen öyle bir an gelir ki istatistik bilimi dahi başınızdan geçen olayları açıklamaya yetmez.

    bir yaz günü arkadaşlarla tatile gitmek üzere anlaşıyoruz.

    2 kişiyiz. bir arkadaşımızın boş yazlık evine misafir olacağız. toplamda 3 kişi deniz, kum, güneş tadını çıkaracak, doyasıya gezeceğiz. yani en azından ben böyle zannediyordum.

    böyle dedim de eve gittiğimde 40 tane adam bizi karşılamış gibi olmasın.

    evine misafir olduğumuz arkadaşımız her zaman ev boş olmadığı için kendi arkadaşlarını da çağırmak istemiş, küçücük evde 10 kişi olmuştuk.

    parayı ilk gün deli gibi harcıyoruz. öğrenci halimizle mangallar yapıyoruz, alkolü deli gibi akıtıyoruz. ulan mangal senin neyine sen öğrenci adamsın otur ye makarna yok illa bir cinslik yapıcaz. hatta etleri terbiyeli almayacağız evde kendimiz terbiyeleyeceğiz 2 tepsiyi deli gibi yağ ve baharata boğup bulaşığın allahını yapacağız.

    bulaşık yıkanmıyor tabi biriktirçe birikiyor, dağ gibi oluyor.

    hatta öyle bir hal oluyor ki akşam yemekte 3 arkadaşa temiz kaşık kalmıyor. bulaşık dağının devrilmesinden korkarak dağın altından temiz kaşık çıkaramayan arkadaşlarımız bizim yemeğimizin bitmesini bekleyip, kaşıkları temizleyerek yemeğini yiyor.

    bu kötü gidişe dur demek lazım fakat kimse bulaşık yıkamak istemiyor haliyle.

    hemen bir çekiliş gerçekleştiriyoruz bulaşık yıkayacak kişiyi belirlemek amacıyla. bir kişi bir kağıda sayı yazıyor diğer 9 adam tahmini rakamlar söylerek sayıyı yazan kişinin yukarı aşağı yönlendirmesiyle sayıya yaklaşılıyor ve sayıyı bilen kişi bulaşığı yıkıyor, plan bu.

    ilk denemede 1 ile 100 arasında bir sayı yazıyoruz. daha sonra 9 tane adam bunun çok çabuk biteceğine karar kılıp 1 ile 1000 arasında yapmaya karar veriyoruz.

    arkadaşımız 1 ile 1000 arasında ki sayıyı kağıda yazıyor ve ters çeviriyor. ardından ilk arkadaşımız tahminini belirtiyor ve 347 diyor. ondan sonrası ise tahmin edebileceğiniz gibi hepimiz, sayıyı yazan arkadaşın "hassiktir" nidasıyla irkiliyoruz. kağıt ters çevriliyor ve

    "347"

    koca bulaşık dağını bu talihsiz arkadaş yıkıyor haliyle.

    belki bu şansı ona bir iddia bir milli piyango çekilişinde ufak da olsa paralar kazandırabilecekken bizim evde bulaşık yıkatıyor.

    insnaoğlu bir kez daha yaratılışına küfrediyor..
    3 ...
  6. sözlük yazarlarının başına gelen doğaüstü olaylar

    25.
  7. bazen inançlı bir birey olmasanızda göğe doğru bir bakış atmanıza sebebiyet verir.

    oynamadığınız iddia kuponunun tutması, sayısal loto'da 5 bilmek 1 rakamla milyonları kaçırmayı anlatmıyorum. zira bunları doğaüstü olaylar olarak değil kişisel şanssızlığım, cenabetliğim olarak yorumluyorum.

    çok şükür hayatta hiç tas ile banyo yapmadım.

    leğende elbette ki garip anam tarafından yarı kese ile dayak, yarı temizlik niyeti ile yıkandım çocukluğumda lakin bu çok uzun sürmedi. bir müteahhit şu musluğun ucuna bahçe hortumundan bozma birşey takalımda su yukardan aksın fikrini akıl etmesiyle bu çağı kapıyor, kendime yeni bir çağ açıyordum. cilalı duş çağı..

    ehm neyse çok sulandırmadan özetliyorum. geçenlerde ekşi sözlü'te çoşuyorum yine. dini tartışmaların gırla gittiği başlıklardan birinde yardırıyor, kendimce bilgilerimi sözlük formatına uygun bir biçimde anlatmaya çalışıyordum.

    yazdıklarıma dönüp bakıyor ulan yine yazdım ha diyerek gururumu okşuyor, sol omzuma bir öpücük konduruyordum. fazla ego bünyede hararet yapmış olacak ki duşa girme ihtiyacı hissettim.

    duşta da yazdıklarımı düşünüp, göğe selam çakarken yine god hand devreye giriyor ve bana aciz bir insanoğlu olduğumu yüzüme vuruyordu adeta. ben ise kesilen suyun verdiği titreme, kafamda kalan şampuan yumağı ile bokunu yemiş kaz gibi çakmak çakmak etrafa bakıyordum.

    bu güzel maceranın güzel sonucu elbette aynı güzellikte bitti.

    evde tas olmamasından mütevellit sol elime aldığım kase, sağ elimde işi yarısına kadar dolu küçücük bir şişe ve banyoda eğilmek suretiyle kafasını yıkamaya çalışan ben. o kadar şanssızım ki o şekilde kayıp ölsem kesin şişe götüme girerdi. *
    ama dersimi aldım.

    bundan sonra sol değil sağ omzuma öpücük konduracağım.
    2 ...
  8. arkadaşım eşek

    48.
  9. şarkıdan çok daha fazlası. bir sesleniş, hüzünlü bir bekleyiş..

    seni kızdırdığımda bana eşek derdin hatırladın mı? gerçi sen hiç kızmazdın ya neyse. bugün hatırladım bende.

    ne güzel söylemiş rahmetli barış abimiz değil mi?

    arkadaşım eşek demiş, hoş bir çocukluk şarkısı yazmış. çilli horozdan bahsetmiş sonra kedilerden, sarıkızdan, buzağıdan, sonra kuzudan ve oğlaktan.

    ama eklemiş,

    dün yine seni andım gözlerim doldu
    o tatlı günlerimiz bir anı oldu
    ayrılık geldi başa katlanmak gerek
    seni çok çok özledim arkadaşım eşek

    ben biraz önce buna çocuk şarkısı demiştim değil mi? beni mazur görün. hatta barış manço'ya sadece çocuklar için şarkı söylüyor diyen herkesi ve herkesi.

    neyse bugün özel bir gün değil.

    ölüm yıl dönümün, doğum günün veya benim ömrümü diğer günlerden daha fazla çalan bir gün değil. belki de kendi canımı yakmak için özel bir gün olmasına gerek yok.

    şuan okullar açıldı mesela. üniversitede olurdun şuan, belki başka şehirlerde olurduk ama farketmezdi be bana. gelirdim ben üşenmezdim, yormazdım seni buraya kadar. kaç saat sürerdi yanına varmam sanki?

    şimdi kaç zaman sürecek yanına varmam peki?

    neyse yine çok uzattım galiba. bu arada;

    kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli,
    mevsimler geldi geçti görüşmeyeli.

    seni çok çok özledim arkadaşım eşek.
    2 ...
  10. ankara da yaşamak

    93.
  11. yetersiz altyapı sebebiyle her sabah konya yolunda dehşet bir trafiğe takılmak, polislere ev sahipliği yapması amacıyla kapatılan güvenpark'ta dolmuş, otobüs aramak, hiç haber verilmeden su kesintisi yaşamak yetmezmiş gibi aynı anda kısada olsa elektrik kesintisi yaşamak, bunca verdiğiniz vergiye, ödediğiniz zamlı faturalara rağmen hiçbir hizmetten faydalanamamak, onun yerine her gün evinizin üzerinde gece gündüz uçan polis helikopterinin sesine maruz kalmak, paranızla gelecek nesillere şiddet uygulandığını bilmektir.

    ha su kesintisine rağmen nispet yapar gibi yağmurlu havada orman bakanlığı'nın bahçesini sulayan adamı seyretmenin verdiği tarifsiz hazzı da unutmamak lazım.

    kuruttunuz lan bizi şerefsizler, öldürdünüz.
    sonra da elime taş geldi dediniz. kaçtınız.
    1 ...
  12. sevgilinin ölmesi

    392.
  13. küçükken arkadaşlarıma bakıp onların gelecekte nasıl birer insan olacaklarını hayal ederdim. bu çok hoşuma giderdi , kimisini uzun kimisini kilolu, kimisini kel veya uzun saçlı ...

    hatta kimilerini hayal dahi etmeme gerek kalmazdı, bazen yolda yürürken öyle insanlar görürdüm ki arkadaşlarıma benzetir ileride kesin böyle olacaklar derdim.

    fakat bir tanesi hariç. hep derdim acaba o büyüyünce nasıl olacak, hiç tahminde bulunamazdım ve haklı çıktım, o büyüyemedi.

    hala şaka gibi gelir. hayatta hiç kimsesi ölmemiş bir insanın aşık olduğu insan ölebilir miydi?

    haberi aldığımda hiç birşey olmamış gibi davranıyordum. insanlar böyle haberleri aldıklarında kısa süreli şok yaşarlardı fakat benim ki çok uzun sürmüştü. hatırladıkça halime gülerim, arayıp haberi veren arkadaşımı azarlamıştım öyle şey olur mu diye. yatağıma yattım ve uykuya daldım ona o kadar çok güveniyordum ki en ufak bir şüphem dahi yoktu. gece haberi alan ablam uyandırdı beni ve onu da azarladım yok öyle birşey bunun için mi uyandırdın beni diyerek odadan çıkardım onu. o gece en rahat uykumu uyuduğum son geceydi.

    herşeyi anlamak için yeni bir güne başlamam gerekiyormuş. onsuz başladığım günlerin ilkine ... onun sesini bir daha duyamayacağım, yüzünu göremeyeceğim gerçeği tokat gibi vuruyordu yüzüme. en çok zoruma gidende buydu onu görememek. geceleri uyuyamıyordum ama o kadar çok uyumak istiyordum ki belki rüyamda onu görür sesini duyarım diye ama her seferinde onu göremeden uyanmanın acısını yaşıyordum. nerden bilebilirdim rüyamda onu görünce gerçekle ayırt edemeyip sabah kalkınca onu yeniden kaybetmişim gibi üzüleceğimi, hıçkıra hıçkıra ağlayacağımı?

    insanlar nerden bilebilirdi ki aşık olduğu insanın en sevdiği çiçeği kendisine verememek yerine mezarına koymanın ne demek olduğunu. insanlar nerden bilebilirdi aşık olduğun insanın mezarına toprak atmak ne demek. insanlar nerden bilebilirdi yolda yürüyen her insanın yüzüne bakmak, imkansızı aramak ne demek. sırf ona benzer birini görürüm düşüncesi ... onun dokunmaya kıyamadığım sıcak teninin buz gibi toprağın altında olduğu düşüncesi ...

    insanlar sevgililerinden ayrıldı diye üzüldüklerinde içten içe yaşadığım öfkeyi bilebilir miydi ?

    hepsine tek tek haykırmak isterdim. onu sımsıkı sarın demek isterdim, kokusunu öyle bir çekin ki içinize asla çıkmasın aklınızdan. ona sürekli sevdiğinizi söyleyin ki içinizde kalmasın ukte. üzmeyin onu, kırmayın, incitmeyin. hepsini, hepsini söylemek isterdim fakat anlayabilirler miydi?

    anlasalarda bu acıyı yaşamadan o kıymeti bilebilirler miydi?

    erkekler ağlamaz derler ya, senelerdir her gece ağlıyorum desem bana inanırlar mıydı?
    bu satırları yazarken bile boğazım düğüm düğüm desem ya da ?

    senin masmavi deniz gözlerin geliyor aklıma. göz göze geldiğimizde utandığım gözlerin şuan kapalı olduğunu bilmek...
    ahh ölmek ne garip şey, toprak olmak, yummak gözleri gencecik yaşında.

    ve beni en çok üzen neydi biliyor musun?

    "birbirimizi asla bırakmayalım" diye bana söz verip beni bırakıp gitmen...
    2 ...
  14. ben evlenmeyecegim

    16777214.
  15. genellikle küçük yaşta ki bireylerin sözüdür. lakin bu durum yetişkinler için geçerli değil midir? çocuk yapma eyleminin sadece ebeveynlerin ego tatmininden ibaret olduğunun farkına varan bir takım yetişkinlerde bu sözü destekleyebilir. çocuğunu diğer çocuklarla yarıştırmak istemeyen, böylesine zorlu bir hayatta tek başına bırakmak istemeyendir ayrıca. insan değil midir her zaman kendine ait olan en iyisi olsun diye çabalayan, insan değil midir azla yetinmeyen ?

    unutmayın ailelerimiz soylarının devamı için yapmadı bizleri, padişah soyundan gelmiyoruz yada dünya nüfusunu arttırma gayesinde değiliz.bizler ister kabul edin ister etmeyin ebeveynlerimizin bencilliklerinin, egolarının bir ürünüyüz.
    1 ...
  16. sevgilinin söylediği unutulmayan sözler

    3508.
  17. birbirimizi asla kaybetmeyeceğiz, bu laflardan biridir. bu laftan 2 hafta sonra vefat etmesi de hafızadan asla silinmeyecek şekilde kazınmasına sebeptir.
    15 ...
  18. sözlük yazarlarının itirafları

    65561.
  19. genelde kendimi zeki bir insan olarak görürüm.

    olaylara bakışım, çabuk kavrıyor oluşum, pratik zeka deniyor sanırım buna. kendimi zeki olarak görüyor olma sebebim belki de başka elle tutulur bir özelliğimin olmamasındandır.

    o sebeple benim bunu yapmış olmam seneler sonra bile kendime kızmama yol açar.

    sene 1948. savaşın yaralarını yeni sarmaya başlamışız..

    öhm sanırım bu başka bir hikayeydi pardon. sene yanılmıyorsam 2004, mail adresi alma olayı yeni çıktığı zamanlar işte belki daha sonradır sene olarak hatırlayamıyorum. o zamanlar telefonda bu mesajlaşma paketleri olmadığından pahalı geliyor. haliyle internete yöneliyorum. bir mail adresi almaya çalışıyorum zaten salaklığımda burada başlıyor.

    giriyorum hotmail sitesine. basıyorum yeni mail adresi almak için gerekli olan tuşa. sanki biraz sonra bedaya mail adresi değil 3+1 ev alacağım öyle heyecanlıyım. karşıma bir form çıkıyor. bir kutu hariç hepsini eksiksiz olarak dolduruyorum. kalan son kutu ise mail adresimin yazılı olduğu kutu. şimdi daha önce hiç mail adresi almamışım, mail nedir onu bilmiyorum. üstelik form ingilizce. benim ingilizce yalnızca name, surname kısımlarını anlayabilecek kadar.

    neyse kutunun yanında name@example.com benzeri bir ibare yer alıyor.

    ben hemen emekli ingilizce öğretmeni gibi atılıyorum olaya ve example@hotmail.com benzeri bir mail almış bulunuyorum.

    seneler geçiyor bir çok farklı mail adresi almam gerekiyor hiçbirinde bir daha bu hataya düşmüyorum. yediğim haltı ise internetle haşır neşir olduktan sonra yani seneler sonra anlıyorum. kendime kızıyorum.
    7 ...
  20. © 2025 uludağ sözlük