doruk kirezci'nin üçüncü kitabı. kitapta 8 öykü var, bu öykülerden 7 tanesi büfeler ve büfeciler ile ilgili. son öykü ise baran maraz isimli bir kâğıt toplayıcısı ile tek bacaklı bir martı olan martı can itinoğlu'nu anlatıyor.
istasyon büfe isimli öykü kısa olmasına rağmen beni nakavt etti, çok etkilendim. remzi büfe de remzi baba ile birlikte şarap içtim, şaban büfe'deki ayakkabı boyacısına ayakkabılarımı boyattım, şermin büfe'den tost aldım.
bir çırpıda bitti.
beğendiğim alıntılar
“okulun bulunduğu sokağa girdiğimde tavşan büfe uzakta bir deniz feneri gibi beliriverdi. büfeye yaklaştığımda -hava soğuktu ve biraz ısırıyordu- buhar yapmış, küçük camın ardında gördüğüm nadir abi’yi quasimodo’ya benzettim. iki büklüm olmuş bir şekilde, notre dame’ın meşhur kambur zangocu gibi elindeki mumu bir yere sabitlemeye çalışıyordu.”
“çocukluğum oracıkta kan kaybından can verdi. bağıramadım bile. sadece dondum kaldım. cesedimi oyuncak bir kamyonla götürdüler morga. dalin’le yıkadılar ruhumu. uçurtmalar haber verdi öldüğümü arkadaşlarıma. selamı şarkı söyleyen robotum okudu ve misketlerimle gömdüler beni. kefen diye de bedenime, annemle saklambaç oynarken arkasına saklandığım yumuşatıcı kokan o perdeyi sardılar.”
arka kapağı da paylaşalım.
büfeciler, hayat kurtaran bir sürü ıvır zıvırla dolu, kaplumbağa kabuğuna benzeyen büfelerinin içinde yaşayan ve kocaman hayalleri olan bizim gibi insanlardır. bütün gün, önlerinden akıp giden hayatı büfenin o ufak penceresinden seyrederler.
her sabah bulmacası için alınan o içi boş gazete, muhtemelen hayatında yiyebileceğin en lezzetli, incecik, salçalı bir tost, karton bardakta demli bir çay, buz gibi ev yapımı limonata, ucuz ucuz ve gerekli şeyler…
hayatlar, yarım kalmışlıklar, aşklar, mucizeler ve tertemiz başlangıçlar…
doruk kirezci’den büfeler ve insanlar…
tek bir bacaklı martının, bir kâğıt toplayıcısının ve yedi farklı büfenin öyküsü. https://www.kitapyurdu.co...3%BCfeler%20ve%20insanlar
Zirveyi gören bir eczacının yasa dışı bahis sitelerine sarmasını ve kumar bağımlılığının tüm benliğini ele geçirmesiyle yok oluşa gidişini anlatan bir roman. Çok hızlı bir şekilde bitirdim çünkü elimden bırakamadım.
prosundan, amatörüne, oyunu en ince detayına kadar bilen-bilmeyen uuserlardır. fy_iceworld'culer de kabulumuz. bir zirve olur gün gelir, o zaman çok kan akar...
televizyonu o tamir eder, planı o yapar, çözümü o bulur, ilginçtir ki normal hayatta deliler huniyle gezerlerken, filmlerde en akıllı karakterdir. fringe adlı dizide de çılgın bir profesör görüyoruz dizi babında.
sulardan ve sıvılardan söz açılmışken, adamın canını hallice yakan bir durumdur. demliğin altında yoğunlaşan su buharı, sıcak su damlacıkları halinde, insanın baldırına damlamak suretiyle yakar adamı. sinir bir durumdur.
zamanın çok yavaş aktığı andır o an. insan sorgular o kısacık anda hayatı:
"bu parmağımın ucundaki yumuşaklık ne?" derken, bir hareketlenme olur, can havliyle fare ayağınızı ısırır ve diyaframdan gelen bir çığlık kopup gider içinizden. bir yara olur sonra bu sizde, ayakkabı giyerken mutlaka kontrol edersiniz içini.
arkabahçe'nin muhteşem parçası.udlu girişiyle süper baba adlı diziyi getiriyor insanın aklına önce. "çık buradan çık" diye bağırtıyor insanı. sesinin kötülüğüne aldırmıyor insan söylerken sözlerini de yazarsam adet yerini bulur:
unuttum adını şimdi,
karanlık soyunduk masmavi.
el ele yürürken meleklerle şeytanlar temmuz'da.
küçük beyaz ayaklarından öptüm,
bastığın tüm dünyayı.
göğüslerinden emdim zehri,
aşkımın annesi.
çık buradan çık, çıkabilirsen
çık buradan çık,
çık buradan çık,
unut ve uyu.
Kozanı açıp gururla,
içine aldığında beni,
Geride dudaklarım,
kırıldı kalbim bir erkek gibi.
Aşk damarlarımdan akıp giden,
Koyu bir zehir,
sen parmaklarımın arasından geçen,
serin bir nehir.
çık buradan çık, çıkabilirsen
çık buradan çık,
çık buradan çık,
çık buradan çık
unut ve uyu.
Senin o güzel yüzün,
senin o güzel yüzün,
yüzün,
görmeyecektim bir daha,
Bu odadan çıktığında,
Güle güle diyemedim,
öyle büyüktü kopan bu parça
Sessizlik indi,
ben seyrettim,
uçak kalktığında.
çık buradan çık, çıkabilirsen
çık buradan çık,
çık buradan çık,
çık buradan çık
unut ve uyu,
uyuyabilirsen...
ne zaman gerçekleşir bilemem; görünen o ki böyle giderse başımıza gelecek olaydır. bu sığ zihniyet, bu sansürcü kafa yapısı böyle devam ettikçe, bir gün bir bakmışız, sadece ttnet sayfaları açılıyor. durum vahim, youtube kapanıyor, ekşi, wordpress kapanıyor, ardından blogger kapanıyor, bu da yetmiyor google video'yu kapatıyorlar. çekin ellerinizi be internetten! isteyen girer o siteye, isteyen girmez.
iki isme sahip insanlara özenmek, onları kıskanmaktır. itiraf ediyorum lan, ben kıskanıyordum ufakken. hani ünlü şairler, yazarlar, bilim adamları falan çift isimli olurdu ya, öyle işte...
bu musubet, mendabur hayvanın, dişlerini fırçalamaması, diş hekimine uğramaması sonucu ağzında her türlü bakteriyi barındırmasına sebep olan durum. ağzı leş gibi yaratık kokar. pacman'in yiyince coştuğu madde var bir de, tartar yapıyormuş çok fena.
(bkz: pacman in yiyince costugu madde)
yeni yasa çıksa, suç teşkil etmese, her gün onlarca kişinin temiz sopalar yemesine sebep olacak eylem.
ben anlayamıyorum sadece, hayatının hangi evresinde sen "herkez" yazmayı tercih ettin ki? Biz hangi aşamada ayrı yollara saptık seninle? Aynı okulları okuduk, aynı kızları sevdik, Trt'de aynı çizgi filmleri izledik. Sonra aynı oyunları oynadık, sen hangi aşamada herkez yazmayı seçtin?
Gönderdiğimiz rötuş isteklerini hiçe sayınca eline ne geçti dostum? Gönderdiğiniz rötuş isteklerinde, arayıp da yanlışlığın nerede olduğunu bulamadım deme sakın.
Yanlış yoldasın, Emolar herkez yazıyor, senin emo olmadığını çok iyi biliyorum.
Burada her şey sahte dostum, gülümsemeler bile.
Ne diyorum lan ben?
aslında sorun olmayan; ama ilişkilerde yaşanan bir olaydır. erkekler iç güdüsel olarak sevgililerini güçlü taraflarına alırlar, mesela sağ elini kullanan bir erkek sağ kolunun altına alır sevgilisini. dikkatimi çekti.
Luis Aragones'in yardımcılığını yapan ispanyol Cesar Mendiondo'nun iddialı açıklaması. Sorarım bu cüret nereden geliyor? amacının tazminat almak olduğu herkes tarafından bilinen bir teknik adam için böyle saçma şeyler söyleyebiliyor? bu kadar azimli bir insan 1 kere mi şampiyon olur çalıştırdığı takımlarda? http://www.sabah.com.tr/h...48B396F7625BDB628AE1.html