Artık düşünemiyorum hissedemiyorum sözlük..
verdiğim kararlar doğru mu yanlış mı bilmiyorum
kendime acımasızca sorular soruyorum cevaplayamıyorum. içim daralıyor ağlamak istiyorum.
durup ne yapıyorum diyorum sonra içinde bulunduğum durumu düşününce yeter diye bağırmak istiyorum.
ne istediğimi nereye gittiğimi neden gittiğimi unutmuş gibiyim.
hayatım gençliğim bir bir tükenip giderken,
ihtiyar birinin ölümü hatırlayıp geçmişi düşünüp hissettiği acıyı hissediyorum.
yoruluyorum sözlük.
beklemekten, mücadele etmekten düşünmekten, alıp başını gidememekten, sevememekten sevilmemekten yoruluyorum..
Ait hissetmiyorum bir yere. ben kimim mesela.
olmak istediğim kişi miyim?
olmak istediğim yerde miyim?
neden etrafımdaki binlerce insan gibi hayatın akışına bırakıp gamsızca yaşayıp gidemiyorum.
hani şu evlen çocuk yap çalış emekli ol öl çemberinden bahsediyorum.
tek derdin bazen masadaki bardağın duvarlara uymaması olan kadınlardan bahsediyorum, evlenmek için kimlikte 18i doldurmayı zor bekleyenlerden.
okuduğu son kitap ayşegül piknikte olan insanlardan..
mutlular.
kendi çıkmazlarım çizgilerim kurallarım içinde boğuluyorum. Burası benim özgürlük alanımdı ne ara kendi kendime zindan oldum anlamıyorum ki.
kulaklık takıp uzun bir gece yolculuğu sonrası hiç bilmediğim bi şehirde sahilde oturup ağlamak istiyorum.
Bıktım ulan. Bi fikri bi amacı hedefi bi hayat gayesi gelecek kaygısı olmayan insanlardan bık tım.
vasıfsız vizyonsuz insanlardan bıktım. O kadar çoklar ki.
Bir de atıp tutarlar ya senin hedeflerinle gelecek planlarınla ilgili.
-okuyup napcam-napıcaksın
-koca bulsam evlenirim zaten hemen
-Aman koca parası yemek varken
-iş buldun kaç
-yaşım geldi zaten (19 yaşında)
Nedense kadınlarda daha fazla bu tipler. Üç kuruş ekmek parasını kocasından istemek kocasının mesleğiyle kocasının parasıyla kocasının arabasıyla hava atmak ha bir de arabada abuk sabuk videolar çekmek tek başardıkları şey.
Kenardan gelip kenardan gideceksiniz işte. midem bulanıyo artık.
Sonra da oturur size tavsiye vermeye falan kalkarlar.
Mümkünse nobel ödülü olmayan bana tavsiye falan vermesin.
şu videoyu izledim ve boğazıma bir şey düğümlendi sanki..
nasıl kıyayım ben sana çocuk?
ne çok şımardık ne çok asileştik ne çok insanlıktan uzak kaldık..
hala ırkçılık yapan iğrenç insanlar var.
şu çocuğun çaresizliğini kaçınız yaşadınız yaşadık?
suriyeli türk kürt ya da başka bir ırktan çocuklar insanlar bizden yardım bekliyor.
şu küçük dünyalarınızdan başınızı kaldırıp etrafınıza ne zaman bakacaksınız?
şimdi gelip eksileyecekler bu başlığı oysa açılan onlarca haysiyetsiz başlıkta eğlenirken gerçek bir şeyler zoruna gidecek bazılarının.
ordan çıkıyorum buraya giriyorum burdan çıkıyorum şuraya giriyorum şurdan çıkınca tekrar oraya giriyorum..
resmen kısır döndü sinir oldum.
bağımlı gibi hissediyorum böyle olduğunda. gün içinde saatlerimizi veriyoruz şu telefonlara hayır gün boyu ne yaptın diye sorsanız o kadar saatin izahı yok.
Nereye gittiğini kim olduğunu ne yapmak istediğini sorgular durursun. uykuların kaçar tadın kaçar hayattan tat almaz ve sadece anı yönetmeye çalışırsın.
bu gidiş nereye sorusunu cevaplamak için çırpınır durursun.
ne yapmak istediğini bilmesen de ne yapmak istemediğini anlarsın en azından.
Transilvanyada 300 yıldır uygulanan, Rahiplerin boşanmak isteyenleri 6 hafta boyunca kilitlediği odaya verilen isim. bu adetin işe yaradığı söyleniyor üstelik. Bilmiyorum enteresan 6 hafta zaten bi erkeği odaya kapatırsan çıkınca tabi ki boşanmak istemiyorum der.