gmail'in gruplarından biri olan samanyolu'nun sahibi midir, üyesi midir, bilmem neyidir olan david derder tek seferde 40-50 maili posta kutularına yığıp "sil baba silelim" yapmamıza neden olan bir adem oğludur (ya da kızıdır veya her ikisi de değildir).
hayır bari işe yarar bi'şeyler yolla be birader, emek ver... şiir sitelerinden, gazetelerden, netten kopyala+yapıştır+gönder yapmak nedir? tek batında 50 maili postalamak nasıl bi deliliktir?
allah'tan gmail'in otomatik sil seçeneği var da kurtuldum bu herifin eziyetinden be!
Kutsal Kâse'deki kandan alınan DNA örneği ile klonlanan Mesih yeniden yeryüzünde yürüyor ve dünyaya aydınlık günler vaat ediyor! Selam durun!
Peki ama bu yeniden doğum kıyameti tetikleyecek küresel bir planın parçası olabilir mi? isa'nın Golgota'da çarmıha gerilmesinden çok önce başlayıp Tapınak Şövalyelerince korunan Kutsal Kâse'ye dek uzanan, Kubbetüssahrayı, Beyaz Saray'ı, 2012'de gerçekleşecek Marduk felaketini ve hain havari Yahuda iskariyot'u barındıran bu öyküde karışık bir şeyler yok mu?
Hayır! Hayır! Çünkü Amerika'nın Mesih'i aydınlık vaat ediyor!
Bundan sonra istanbul, Riyad ve New York'daki gibi katliamlar olmayacak! Güçlü güçsüzü ezmeyecek! Güzel günler gelecek!
Çünkü Amerika'nın Mesih'i aydınlık vaat ediyor!
Selam durun!
Peki ama Amerika'nın Yeniden Doğan Mesih olarak lanse ettiği kişi gerçek isa değil de tarihin karanlıklarında gizlenen çok büyük bir kötülüğün simgesiyse... Mesih'in Yeniden Doğumu Projesi dünya egemenliğine soyunan Amerika'nın son ve en önemli kozuysa...
Kocanızı Nasıl Öldürürsünüz, Cinsel Mutluluğun Sırları, Işıkla Gelen Değişim, Pratik Spiritüalizm gibi kitapların çevirmeni olan, bu yetmezmis gibi Askin Gungor'un web sitesini de (http://www.askingungor.net ) ingilizceye çeviren sıradışı çevirmen, güzel hatun kişi, angelina jolie klonu.
ingilizceye olduğu kadar türkçeye hakimiyetiyle de göz dolduran, çoğul yineleme tuzaklarına düşmeyen (lar lar, ler ler), efendim, pek bi feminist, pek bi bişey kişidir kendisi.
Hakkında sayfalarca yazsan da yeter gelmez. Bu anlamda megolaman olduğu bile söylenebilir. Ne var ki 169 cm boyu, 5200 gram ağırlığıyla "biraz daha küçül de cebime gir" denecek kıvamda olduğu da bi gerçektir.
Evlidir. Kocasina kahvalti hazirlamamak için adamcağız kalktığında uyuyo numarasına yatar. Bu anlamda da tilkidir yani.
Yalniiiiiz... http://imgetan.blogspot.com olan web adresini sagda solda ifsa etmezseniz "uludag sözlük'e girip hakkinda çirkin iddialar ortaya atacagim" diye çemkirir ki az önce andiğimiz tilkilik aninda sansarlikla, efendim kelaynaklikla, bilemedin leoparlıkla yer degistiriverir. Yerine göre sevilesi, yerine göre sakınılası bir kisidir yani. Adem dünyasıyla kıyaslarsak bir tutam Reha Muhtarla harmanlanan bir çitlembik Ali Kırca'nın üzerine giydirilen angelina jolie olduğu söylenebilir.
iyi bi çevirmen ve güzel insan kişilerden biridir aslinda yafu, daha ne diyim, anca bu kadar kıvırabiliyorum...
Aşkın Güngör'ün yazdığı fantastik çocuk romanı.
Mekanlar arasında geçişe yer veren bu romanda Düşler Diyarı denen boyuttaki varlıkların isimleri ekseriyetle evirmecelerden (anagram) oluşturulmuş ve bu anlamda ilginc bir alt metin de öyküye dahil olmuştur. Siddetle tavsiye edilen bir romandır.
orjinali "cingeneye krallik vermisler evvela babasini asmış" olan atasözüdür.
taşıyacak karakterde olmayanlara sorumluluk verildiğinde yaşanabileceklere değinir.
bu tip şahısların erke sahip olduklarında evvela yakınlarındakilere karşı güç gösterisinde bulunduklarını imler.
türk karikatür tarihine mal olacak kadar kıvrak çizgileri olan, ancak çok da akılda kalmayı başaramamış eski fırt ve gırgır dergilerinin karikatüristlerinden. halen vatan gazetesi'nde karikatür çizmekte ve iş bankası kültür yayınları'nda yayın yönetmenliği yapmaktadır.
işgüzar bir genel müdürü, iş bilmeyen editörleri ve yağcılığın kitabını yazabilecek yetenekte yayın sorumluları olan, ikiyüzlülüğün bin türlüsünün sergilendiği, iş bankası gibi köklü bir kuruluşa asla yakışmayan kitapları arkası arkasına basan kurum.
ürettiği modellere ingilizce adlar koymaktan garip bir haz duyan vestel'in benzeri olmayan bir aymazlıkla kendine reva gördüğü slogandır. bu slogana bakarsan ingilizce aslında türkçedir, dolayısıyla ingilizler türkçe konuştuğu gibi, ingiltere de türkiye'dir... ne bu ya!
silahların birey olmanın ön koşulu haline geldiğini anlatabilmek için, afedersiniz, gözümden uydurduğum bi terimdir.
yani millet öyle silahlanmış öyle silahlanmıştır ki bokunu çıkarmıştır. memlekette silah sahibi olmak bir erk unsuru olarak algılanırsa, ki öyledir, bu halimize dua etsek yeridir.
oysa ki yayacaksın alttan alta silah taşıyanların ereksiyon sorunu yaşadığını, düşüreceksin bu adamların gözünden silahın itibarını, bak bakalım bi daa tetiğe asılıyolar mı?
minibüslerde sıklıkla kullanılan bir soru cümlesidir ve kullanan da o allaan cezası şofördür. artık bunu bilinçsizce mi yapar, hakikaten art niyet var mıdır bilmem. ancak yaratıcı halkımızın bu arsız soruya gereken yanıtı, "az önce eline verdik ya" şeklinde dillendirdiğini de buraya dipnot olarak eklemekte yarar var.
yetişkin insanların türkçenin elastikiyetini göz ardı ederek belden aşağı anlamlarla algıladıkları cümledir.
konuşma yeni alınan ayakkabıların ayağa olmaması ve alan kişinin başkasına devretmeyi arzulaması üzerine gelişse bile söz konusu cümle sarf edildiğinde dimağda yılışık bir "oooovvv" ünlemi çınlaması kuvvetle muhtemeldir.
bir örnekle inceleyelim:
-kuddusi, aldım bu hımınıdımımdığımın ayakkabısını ama olmuyo bana abi.
-korcancım, denemedin mi abi alırken?
-hocam denedim de, nebliim, sonradan ayak mı şişti nedir?
-e abi git değiştir o zaman, nabıcaksın ayağına olmayan ayakkabıyı ya?
-sana vermek istiyorum.
-ha? bana mı vermek istiyosun? nıhah! ben lağamcı değilim oooluuum, nıhah haaa!
-hay gözüne sokiim hocam ya!
genellikle futbol yorumcularının kullandığı bir terimdir ve yorumcu tarafından "berbat bi karşılaşmaydı, sıkıntıdan patladık a dostlar" demekten imtina ettiğinde kullanır.
bir maçı izleyemediğiniz için üzülüyorsanız ve ertesi gün gazete yorumlarında "maçın ilk yarısı tam bir taktik savaşıydı" diye bir cümle okursanız, derin bi oh çekebilirsiniz demektir, çünkü dünya futbol tarihinde "tam anlamıyla bir taktik savaşı" olan maçların keyifli olduğu görülmüş şey değildir.
yapılan bir hatanın tekrarlanması durumunda alınacak tavrı sergileyen cümledir. tehdit gibi görünse de söz konusu eylemin masumiyeti göz alındığında daha çok sitem içerdiği söylenebilir.
Hannibal Heyes ve Kid Curry... Bati'nin gelmis geçmis en azili haydutlariydilar. Simdiye kadar bir sürü banka ve tren soydular. Ama hiç kimseyi vurmadilar. Bu yüzden herkes bizim Robin Hood'lari çok sevdi... Tabii bankalar ve demiryollari disinda...
Yayin Süresi: Ocak 1971 - Ocak 1973
50 bölüm, 60 dk.
Oyuncular
Pete Duel : Hannibal Heyes - Joshua Smith (1-33. bölümler)
Roger Davis : Hannibal Heyes - Joshua Smith (34-50. bölümler)
Ben Murphy : Kid Curry - Thaddeus Jones
Roger Davis, açilistaki ünlü monologu da seslendiriyordu.
Pete Duel'in ölümünden sonra Hannibal Heyes rolünü üstlendi.
Bir de bir bölümde onu kötü adam olarak gördügümü animsiyorum.
80'lerde geniş bir hayran kitlesi kazanan başarılı bir bilimkurgu dizisi.
saylonların ani saldırısı sonucu cobol gezegeninden yayılıp 12 gezegene dağılmış ve 12 koloni oluşturmuş insan ırkından geriye sadece galactica isimli gemi kalır. Onlar da bir efsaneye göre varolan kaybolmuş 13. koloniyi mavi gezegeni aramaya başlarlar.
Güncelleme: SciFi kanalında 2003 yılında yeniden çekimi oynamaya başlayan, 2009 Mart ayında 4. sezon 20. bölümle final yapan, bu yeni çevrimle bilim kurgu dizileri çıtasını zirveye taşıyan 'mükemmel bir izleme şeysi'dir.
Uzay 1999, ingiliz yapımı bilim kurgu TV dizisi. Özgün ingilizce adı Space: 1999 olan dizi, iki sezonda toplam 48 bölüm olarak yayımlanmıştır.
ilk bölümü 17 Ekim 1975 tarihinde ingiltere'de gösterilen dizi ülkemizde 1970'li yılların sonlarında ve 1980'li yılların başlarında TRT televizyonu tarafından yayımlanmış ve büyük ilgi toplamıştır.
Ay'da depolanmış olan bol miktardaki dünya kaynaklı nükleer atığın yol açtığı zincirleme nükleer patlamalar, bu uydunun dünya yörüngesinden kopmasına ve uzayda başıboş dolanmasına neden olur. Burada kurulu olan Ay Üssü Alfa'nın sakinleri için Ay, çok yüksek hızlı dev bir uzay aracına dönüşür. Ay Üssü Alfa sakinleri yolculukları sırasında dost-düşman çeşitli dünya dışı yaşam biçimleri ile karşılaşırlar, muhtelif tehlikeler atlatırlar.
Olaylar, dizinin gösterildiği zaman diliminden 20-25 yıl gibi ileri bir zamanda, 1999 yılı civarında geçer.
Oyuncular: Martin Landau: Kumandan John Koenig
Barry Morse: Profesör Victor Bergman
Barbara Bain: Dr. Helena Russell
Nick Tate: Teğmen Alan Carter
Prentis Hancock: Paul Morrow
Catherine Schell: Bilim subayı Maya
aşkın güngör'ün hüzünlü bir aşk hikayesini anlattığı romanı.
kitabın arkasındaki tanıtım yazısı şöyle:
"Yenildim ey aşk, al beni ayaklarının altına..."
Aşkın Güngör bu kez aşkı anlatıyor ---daha doğrusu ayrılığı.
Üç genç insanın benzer kaderlerine değinen; aşkı, hasreti, ayrılığı anlatan bir roman bu.
Revnak, Mehri ve Hazan adlı üç arkadaşın mektupların mahzun satırlarıyla, şiirlerle, şarkılarla yaşadıkları aşk, kalbinize dokunacak. Belki de unutulmuş bir şiirin yaralı dizelerinden biri sırdaş olacak size.
Kitaptan alıntı:
Aklımı terk etmen için anılara yöneliyorum. içime saklıyorum kendimi. izimi hep buluyorsun. Hınzır bir çocuk gibi geliyorsun peşimden. Kendini unutturmuyorsun. O zaman, şimdiki gibi, şiir olup akıyor gece. Yıldızlarını ayıklıyorum. Uyak kaldırıyorum sevdanın şerefine. Dizeler içiyorum. Çakır keyif bakıyorum hayatın gözlerine. "Vay canına!" diyorum. "Vay canına! Ay'mış hayatın gözü! Ay! Tek gözünü kapatıp da bakmış hayat bunca zamandır bana!" işte böyle... seni bu denli özledikçe... 'aykolik' oluyorum...
Teknik Özellikler
Kitap Adı: Aykolik
Türü: Gerçek Yaşam Roman
Sayfa Sayısı: 104
Kağıt Tipi: II. Hamur
Kapak: Aşkın Güngör (Çinli illüstratörSoung Youfeng'in çalışmalarından kolaj)
Yayıncı: BU Yayınevi - Eylül 2005
Martin Jacques Mystere, Amerikan Vatandaşı, Doğumu: New York 26 haziran 1942, Kusursuz bir bilim ve edebiyat eğitimi gördü. Harward Üniversitesi Antropoloji bölümünden 1964 de mezun oldu. 1965 de bir uçak kazasında ailesini kaybedince yüklü bir mirasa kondu. italya'da 2 yıl Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam etti. 1973'de arkadaşı ve meslektaşı Sergej Orloff'la ilk araştırma gezisine çıkarak Mohenjo Daro harabeleri'ne (Hindistan) gitti, Bilge Kut Humi'den tüm hayatı boyunca onu etkileyecek egzotik sırlar öğrendi. Sergei ile buradaki eğitim bittikten sonra Kut Hami tarafından kendilerine 15.000 yıllık Atlantis ve Mu'dan kalma Murchsdna isimli ışın tabancaları verildi. Bu ikisinin de hayatını etkileyen en önemli olaylardan biri oldu. Martin'in silahı sadece bayıltıp ve uyuştururken, Sergei'in silahı ise öldürmektedir. Yeniden Amerika'ya döndüğünde ilk kitabı olan "Geçmişin Sırları"nı yayınlayarak üne kavuştu. Arkeoloji ve bilimin açıklayamayacağı olaylarla ilgilendiği için "imkansızlar Dedektifi" olarak isim yaptı. "Bermuda Şeytan Üçgeni" diye tanınan yerde bir deniz kazası geçirerek ölüm tehlikesi atlattı. Arkadaşı Sergj Orloff la birlikte Brezilya dan gelen zehirli arıların istilasını önledi. 1978'de bilim dünyasından ansızın yok olan arkadaşı Sergej Orloff ile ortaklığı bitti. Sergei Orloof, Martin Mystere'nin bir numaralı düşmanı ve acımasız bir katile dönüşür. Daha sonra katıldığı keşif gezisinden, bir Neanderthal adamı ile döndü ve onun vasiliğini aldı. Zengin olmasına rağmen sosyal demokrat bir görüşe sahiptir. Vietnam savaşı sırasında Amerikan müdahalesine karşı çıktığı için bir kaç ay gözaltında tutulmuştur. Barış yanlısı ve insan haklarını koruyan bir çok derneğin üyesidir. S.O.S. Dünya gezegeni adlı kitabı, en çok okunanlar listesine girmiştir.
Ülkemizde 1984 yılında Tay yayınları tarafından Atlantis ismi ile yayınlanmaya başlayanMartin Mystere'nin italya'da yayınlanan aylık serisi, DE (AD), Aksoy yayıncılık tarafından yayınlanmıştır. Günümüzde ise Lâl Kitap tarafından yayınlamaktadır. Ayrıca Oğlak/Maceraperest Çizgiler tarafından italya'da yılda bir kez yayınlanan Giante adı verilen Büyük Albüm serisi ve Maxi serisi yayınlanmaktadır.
karikatürist. en kahraman rıdvan ve tipitip karakterlerinin yaratıcısı. gırgır'ın gırgır olduğu dönemlerde enfes çizgileriyle hemen herkesin hayatını süslerdi.
geniş perspektifli karikatürlerinde insan hallerini yansıttığı tam sayfa çizimleri de ne güzeldi yafu...
uzay yolu dizisinde mister spock'ın tek kaşını kaldırdıktan sonra kaptan james t. kirk'e bakarak kurduğu cümledir.
"saçmalama kaptan, bu kadar da hıyartoluk olur mu" anlamını taşır.
ama mister spock bir vulcan'lı olduğundan ondan bu nobran cümleyi değil de bu madde başlığında bahsi geçeni duyarız, tebessüm ederiz, geçmiş günlere dalarız...
ağırlıklı olarak bilimkurgu ile fantastik edebiyata yönelik yazan, halihazırda 7 tanesi kendi adına, 3 tanesi antoloji olmak üzere yayımlanan 10 kitabı bulunan, 1990'lı yıllarda alfa yayınları'nda editörlük yaparken conan, punisher ve tex dergilerinde okur mektupları da cevaplayan edebiyatçı.
1972 istanbul doğumlu. yükseleni kova olan bir ikizler burcu üyesi.
ilk kitabı olan ve şiirlerine yer verdiği ben bir kediyim 1993 yılında yayımlandı.
ardından bir fantastik eser olan düşler diyarı geldi. darkwood sakinleri ve atılgan bilimkurgu dergilerinde öykü, çizgi öykü ve şiirleri yayımlandı.
2003 yılında yayımlanan iki gohor kitabıyla (gohor cam kent ile gohor kurtlar yolu) türk bilimkurgusunda ses getirmeye çalıştı (yanlış bir yayınevi seçtiği için çok da başarılı olduğu söylenemez). im yayın tasarım'ın türk bilimkurgu öyküleri antolojisinde gökkuşağı uzayı adlı öyküsüyle yer aldı.
bilişim derneği bilişim dergisi 2004 bilimkurgu öyküleri yarışmasında sevgilim dans edelim mi adlı öyküsüyle birincilik ödülüne değer bulundu. öykü, remzi kitabevi'nin bilimkurgu öyküleri adlı antolojisinde yer buldu.
ispanya'da yayınlanan Hispacon 2007 Bilimkurgu ve Fantastik Edebiyat Antolojisine Türkiye'yi temsil eden tek yazar olarak Çarkıfelek adlı öyküsüyle girdi.
2005 yılında aykolik adlı romanı yayımlandı.
2007 Mayısında Olgu Kitaplığı'ndan çıkan Sevgili Salak adlı romanıyla Beyoğlu'nun arka sokaklarında geçen bir aşk ve cinayet öyküsünü argoyu alabildiğine kullanarak anlatırken, aynı yılın Ekim ayında Mesihin Klonu adlı çoksatar romanı inkilap Yayınevi tarafından yayımlandı.
Yazar hala yazarak nefes alıp verdiğini iddia etmektedir.
aşkın güngör'ün aynı adlı kitaplarında yer alan bilimkurgu karakteri.
gerçek adı grohhor'dur ve bu adı babasının bir aslan kükremesinden ilham alması üzerine edinmiştir.
"gohor cam kent" ve "gohor kurtlar yolu" olmak üzere yayımlanmış iki kitabı vardır.
2003 yılında bu yayınevi tarafından yayımlanmışlardır.
