Nolan'ın Batman üçlemesi, Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Spider-Man 2, Filth, belli başlı Tarantino filmleri (Pulp Fiction, Django Unchained, Reservoir Dogs vs.) The Wolf of the Wall Street.
son bölümünde bittiği yer yüzünden küfürler savdurtan anime. Dersimi aldım, bu sezon biter bitmez mangasına başlayacağım, bir 12 bölüm için daha yıllar yılı beklenmez arkadaş.
Bugün gittiğim, Emma Watson ve Tom Hanks'in (sözde) başrolde olduğu film. Çok güzel bir konusu olmasına rağmen konuyu harcamışlar gibi hissettim filmi izlerken. Ilk yarısının bitimindeki bir olay ikinci yarısına bağlıyor filmi, o olayın mantığını anlamaya çalıştım filmden çıkınca ama kafamdaki en mantıklı cevap bile yeterli değil, biraz zorlama olmuş bana göre. Bir de Emma'nın yanında takılan oduncu tipi oynayan herif çok kötü oynamış ya, bir ben mi irite oldum adama bilmiyorum. Fazla beklenti kurulmadan gidilmesi gereken bir film.
insanı bambaşka yerlere götüren bir şarkıdır. Her dinlediğimde fazlasıyla içime işliyor, gecenin bir yarısı dinlemek ay ışığı altında yastığınızı göz yaşlarınızla ıslatmanıza neden olabilir. *
Ayrıca 1-2 sene önce bir arkadaş kız arkadaşıyla olan görüntülerini klipleştirip arkasına bu şarkıyı koymuştu, video silindi sanırım bir süre sonra ama şarkıyı her dinlediğimde o klibi arıyorum. Ayrıldılar mı, telif mi yediler bilmiyorum ama her iki türlü onlar kadar üzülmüşüm gibi hissettim.
Son olarak (bkz: yok öyle kararlı şeyler)'i dinleyin, dinlettirin. Erdem abiyle geçen sene odtü konserinde konuştuydum, adama direkt yanlayıp ''Acun ağbi alamanya'dan geldim'' modunda muhabbet kurmuştum sabredip sohbet ettiydi sağolsun. *
masum isimli dizide her zamanki başarılı performansını sürdürmüş aktördür. Oyuncu kadrosu açısından zaten zengin olan diziyi daha da zenginleştirmiştir.
yemekhaneye geldim kartta yeterli para yokmuş, para yüklemeye gideyim dedim makine başkasının kartını yutmuş, başka makinede bekliyorum 15 dkdır o sırada hayvan gibi sıra oluştu yemek sırasında. böyle cenabetlik olmaz olsun. -10 veriyorum güne an itibariyle.
ygs-lys zamanı gittiğim deneme sınavlarında sıklıkla başıma gelmiş olan olay. Sınav başlamadan önce tuvalete de gidiyordum da fayda etmiyordu, napayım ben de mutlu değildim o sesi çıkartmaktan. :( Hatırlayınca üzmüş ve vicdan azabı çektiren durum.
Bugün izlediğim animasyon filmi. Açıkçası çok beğendiğim ve güldüğüm bir film oldu özellikle göndermeler açısından, tek sıkıntısı ana mesajı vermek için gelişen olayların uzamasıydı. Fazlasıyla başarılı bir parodi ve Batman karakterine belli seviyede aşina iseniz izlemeniz gereken bir filmdi bence.
Film notu: 7.5/10
* isimli kitabı, yıllardır fizik görmeyen birinin bile ** anlayacağı şekilde yalın ve açıklayıcı bir dile sahip ama bir o kadar da komplike konuları ele alan muazzam bir eserdir. Ayrıca eski eşinin biyografisinden uyarlanan ve Hawking'i oynayan Eddie Redmayne'in en iyi erkek aktör Oscar'ını aldığı (bkz: The Theory of Everything) filmi de izlenmesi gereken bir filmdir.
James McAvoy'un döktürdüğü film. Adam giderek çıtayı yükseltiyor özellikle (bkz: x-men first class) ve (bkz: Filth) den sonra önünü alamadik durduramiyoruz efendim.
Film güzel, kaliteli bir filmdi ama beklentimi çok yüksek tuttuğum için altında kaldı maalesef, bu tamamen benimle alakali bir durum kesinlikle gidilip izlenmesi gerekir. Finali de 2. filmin sinyallerini veriyordu, o yüzden cevaplanmamis birkaç soru bıraktı doğal olarak.
7.5/10 benim puanım, devam filminde duzeyi yükseltirler diye umuyorum, zaten McAvoy reyiz varsa her türlü izlenir. *
orta sondayken din hocasına gidip "hocam cenabet olmak günah mı?" diye sormuştum. Adam alınmıştı küsmüştü sonra bana, ikinci dönem de değişmişti zaten.
(bkz: Un Chien Andalou) senaristliğini Salvador Dali'nin yaptığı sürrealizm akımının filme geçmiş hali. izledikten sonra benim gibi mal olup "Noldu lan şimdi" derseniz internette yorumlarını okuyup aydınlanabilirsiniz. *
hemen hemen bütün fenerliler dünden sonra bu adamı övüyor, eyvallah da adam iyi oynamadı ki?
ortami germesinden falan bahsetmiyorum hakkaten futbol olarak iyi oynadığını düşünen var mı yoksa insanlar görmek mi istemiyor. Hem rakibi attırdı hem gol attı deniliyor da attığı gol Umut Bulut'un da atabilecegi bir gol, onun dışında tehlikeli bir frikik kullandı, başka oyun olarak faydalı bir şeyi yoktu. Ara paslara koşup yetişemedi, kendi kaliteli pas veremedi vs. vs.
Bunu kıskançlıkla cekememezlikle falan da yazmıyorum gerçekten merak ediyorum maç ortamı yüzünden dikkat edemediğim bir şeyler mi yaptı adam? Yoksa insanlar için iyi futbol demek oynamaktan ziyade başarıyla yaratılan psikolojik baskı mı demek?
Not: Galatasaraylıyım, dediğim gibi cekememezlikten falan girmedim bu entryi, zaten elenmişiz kim kupayı almış çok da umrumda değil artık. * Ülkemizdeki çoğu kişi gibi futbola olan ilgiden ötürü yazdım.
Son olarak Fenerbahçelilere tebrikler ceyrek finale çıktıkları için.
(bkz: Başak Zeynep Alpan) ODTÜ Siyaset'in en tatlı hocalarından biridir kendisi. Society and Culture ile Political Sociology derslerini verir, karşıdan karşıya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakar gibi önce ingilizce sonra türkçe sonra tekrar ingilizce anlatarak konuyu iyice kafanıza kazır. Sınavları çok geç okur ama short-essay denilen paragraflara verdiği puanlar sayesinde dersini AA getirmeniz içten bile değildir.