en son yazdıklarıma ekler geldi tabi ama çok önce idi o da ayrı mesele...
- hayatımın hatunu ile tanıştım 3 hafta dayanabildik birbirimize, çünkü o derece birbirimize uyuyorduk. olmadı işte ama bi gün olması için gerekirse yıllarca bekleyeceğim, bu yüzden bu andan itibaren hiç mutlu olamayacağım.
- ve kimseye empoze etmeden söyleyeyim, hala kürtlerden zerre haz etmiyorum. ama içimde bi insani değer yargısı konsepti var ama yine de sevmiyorum lan onları of.
- şimdi başkasını da sevebilirim, ama artık çok geç. o hayatıma girdi bile, çıktı da sayılır ama bir gün geri dönecek diye başkasına tamah edemeyecek hale geldim. çünkü şöle böle olsa ölürüm lan diye hayal ederek anlattığım, o imiş ve hayatıma girdi ve her şey fazla iyi olduğu için bitti. oluyormuş demek ki böyle. sikerim lan.
gerçekten ülkenin müzik vizyonunun göstergesi olan festivaldir. son 2-3 yılı domine eden müzik grubunun gelişi ile iligli herhangi bir heyecan yok, ama performansı bitmiş metallica'yı izlemek için milyonlar veriliyor. mastodon iptal olduğu için bir üzüntü yok. organizatör ne yapıyor, kelepir ama her zaman milyonların akıtılacağı ve popoüleritesini tamamen kaybetmiş olan anathema headliner yapılıyor. ne tükettiğine göre şekillenen bir toplum anlayışının hakim olduğu bu dünyada, türkiye'den iyi müzik çıkmayacağı inancını da iyice körükleyen bu festival, türkiye'de insanların hala müziği 30 yıl geriden takip ettiği imajını hak ettirtecek.
bunu hangi başlığa yazsam bilemedim çünkü her başlık aynı bokun yeşili. her neyse benim de söyleyeceklerim var!
öncelikle, bir fenerbahçeli olarak turkcell süper lig şampiyonu olan bursaspor'u kutluyorum. demek ki hak ettiler ki en fazla puanı toaplayıp şampiyon oldular. ama,
bir de bursaspor'u bu sene etkili çıkış yapana kadar destekelemek aklının ucundan geçmeyen yaşadığı şehrin takımını bile tutmamış olup galatasaray ve beşiktaşı tutmakta olan arkadaşlara bir çift sözüm var. fenerbahçe'yi sevmiyor olabilirsiniz, bunun sebebi sizin de yaptığnız para yedirme olayının en iyisini yapan olması olabilir, ya da başka bir sebeple sevmeyebilirsiniz. 'yensen de yenilsen de taraftarın seninle diye' bağırmasını bilen bjk'lı ve gs'li taraftarlar, sevmedikleri takım şampiyon olsun diye, zaferini değil rengine aşık olduklarını takımın yenilmesi için can atan insanlara dönüşmüşse, sizin bursa'nın şampiyonluğunu kutlamanıza gram hakkınız yoktur. bırakın gerçek bursapsorlular kutlasın sevinsinler.
burada bir taraftar olarak değil, olaylara etiksel olarak yaklaşan biri olarak konuşuyorum. evet fenerliyim ama takip ettiğim de söylenemez, en son rapaiç'lerde kaldım.
takımınızı yense de yenilse de seviyorsanız, şampiyonluk sevincini 5 yıl önce de bursayı destekleyenlere bırakın, siz de kendinize pay biçmeyin.
Bence south park bu yeni bölüm ikilemesi ile (muhtemelen tabi, belki imaginationland gibi üçleme bile olabilir) muhteşem bir senaryo yazmışa benziyor. hz. muhammedle dalga geçme meselesi ise tamamen gereksiz. dalga geçilen kişi hz. muhammed, sen değilsin, bu kadar kişisel algılamamak gerekiyor. ne kadar müslüman olsan da adamlar bunu yapıyor, ve müslüman radikal arkadaşlarımız ne yaparlarsa yapsınlar matt stone ve trey parker'ı bunu yapmaktan alıkoyamayacaklardır. ve evet, isa bu kadar gösterilirmesine rağmen, hala dünyanın büyük çoğunluğu hristiyan, ama sen illa gösterilmeyeeck diye diye iyice tu kaka bi din haline getirdin islamı kardeşim. aynen devam edin.
not: ben muhammed olsaydım, bu bölümü görsem gülerdim yine baya.
Ekmek Araştırma Enstitüsü, 2009 yılının sonlarında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin Beşeri Bilimler Fakültesi'nin parlayan iki yıldızı olan Ege Tülek ve Deniz Ülger tarafından ilk adımları atılmış bir sosyal ayna görevi görmekte olan bir oluşumdur. http://ekmekarastirma.blogspot.com adresinden takip edilebilir.
seksi hastalık olarak gören zihniyetin ruhta kalan kırıntılarıdır böyle argümanlar. kadınlar, kendileri ile tanışılmak istendiğinde kibar bir şekilde reddetmeyi veya kabul etmeyi öğrenmediği sürece, erkekler de madem tanıyamıyorum o zaman bilimum görsellikle idare edeyim diyerek götlere bakmaya, zoom'a basmayı da ihmal etmezler.
ya yine girecek bişeyler bulamadım bu yüzden daha önce iki satırda açıkladığım durum ile ilgili gelişmelerden neler çıkarmam gerektiğini entry girerek düşünmek istedim sözlük.
sevgilisi olan bir hatunu beğeniyorum. tanımıyorum kızı ama kaliteli bir hatun olduğu belli her türlü. gözüne giriyor insanın. ama tanımıyorum, bu yüzden onu sadece beğeniyorum, ama rem sürecim sağolsun bana öyle olyunlar oynuyor ki, bilinçaltım beni o kıza aşık olmaya zorluyor. ilk rüyada 'elimi tut yoksa beni sevmiyor musun' diye bana yanlıyor, sonra bana 5 saat boyunca sarılıp resmen kendini bana aşık ediyor. ki burada rüya bittiğindeki sinir bozukluğu ve hüsranı anlatmama gerek yok. sonraki günkü rüyada bir korsan gemisinde arkadaşlarımla verdiğim partide ise kız sevgilisi ile geminin bir köşesinde bana seslenerek deliler gibi pornografik sahnelere taş çıakracak şekilde sevişiyor, ya bana bağırıyor 'çok zevk alıyorum ama seni istiyorum, seni seviyorum diye'. mantıklı hareket edip kendime diyorum ki 'oğlum rejected saçmalama bunlar rüya sonuçta, senin arkadaşın da bir rüyasında kendini zerrin özer olarak gördü yani' diye. ama o sahneleri saatlerce görmüş gibi olduktan sonra bölüme gidip oturduğunda yine en sevdiğim şekilde giyinip, bir kadının olması gerektiği kadar doğal ama bir o akdar da nasıl durursa kendinin en güzel halini bilecek kadar da çakal o hatunu görünce, bilinçaltımın kendi uygulamalı mantığım ile olan mücadelesine cephe oluyorum. ne yapayım ben ?