teknik direktör niteliklerinden uzak olması malesef galatasaray'ın ligin bitmesine az bir zaman kala geldiği durumu göstermekte. kim ne derse desin futbolculuğu zamanında bülent korkmaz bir efsaneydi ve hep öyle kalacak. fakat iş takım yönetmeye geldiğinde durum ortada.
nörolojik bir hastalıktır. beynin orta temporal lobunda bulunan v5 nöronlarının hasar görmesi ile meydana gelir. bu hastalık sonucunda hasta sabit cisimleri görürken, hareket eden cisimleri algılayamaz ve göremez.
topun ağzında kendisi şu sıralar. trabzon'un bir takım yerel gazeteleri işi iyice ileri götürüp, bu adam için ''trabzonspor'un adını lekeliyor'' diyorlar. yakında linç etmeye kalkarlarsa hiç şaşırmam.
ufak bir dünyada, ufak bir vizyona sahip olup, milimetrekareler içerisine koca evreni sığdırmaya çalışmaktır. zaman geçer genişler o alanlar yavrum, anlarsın o zaman o evrenin aslında o kadar büyük olmadığını. hele biraz daha büyü sen.
Alternatif rock'ın en sağlam kalelerinden biridir dredg. Hikayeleri basittir aslında; Üniversite ya da lise yıllarında çoğu insan müzikle uğraşıp bi garaj grubu kurarlar. En azından amerika'daki gençler için bunu söyleyebiliriz sanırım.. işte dredg'in güzel hikayesi de burada başlıyor. Okul yıllarında tanışıp müzik yapmaya başlarken aynı zamanda papa roach,linkin park gibi grupların teknisyenlik ve roadielik gibi olaylarına da bakıyorlar. Grubun kuruluş tarihi 1995. Çeşitli cover çalışmalarından sonra kendi şarkılarını yazmaya başlıyorlar. grubun kadrosu;
gavin hayes (vokal)
dino campanella (davul)
mark engels (gitar)
drew roulette (bass)
ilk zamanlar;
* Conscious, 1996
* Orph, 1997
* Extended Play for the Eastern Hemisphere, 2002
eplerini yayınlayıp yavaş yavaş tanınmaya başladı. artık albüm zamanı gelmişti ve dredg;
albümlerini yayınlayıp resmen patladı. ki bu patlama aslında 2005 tarihli catch without arms ile gerçekleşti.Bu albümden çıkan ode to the sun, bug eyes gibi şarkılar dredg'in daha da tanınmasında ve sevilmesinde büyük rol oynadı.Grup konserlerine devam ederken Dvd olarak
* Crickets, 2003
* Live from the Henry Fonda Theater, 2005
dvdlerini yayınlayarak muazzam performanslarını bi kere daha belgelemiş oldu.
Son olarak eklemek istediğim umarım böylesine kaliteli müzik yapan bütün gruplar çizgilerini bozmaz ve asla piyasa olmazlar. Bizler de uzun seneler boyunca bu keyfi yaşarız.. di mi?