izmir kızı, bursa kızı, istanbul kızı, ankara kızı, los angeles kızı, philedelphia kızı farketmeyen kız tipi. o, alınan terbiye ve kendi paradigman ile ilgili bir durum.
her şeyin romanı diyebilirim. aşkı, öfkeyi, anneliği, merakı, bilgiyi, dönem şartlarını adeta yaşatarak iyi sentez yapıp bunu aklında imgelediği her nesne ve karakterle okuyucuya aktaran orhan pamuk' un çok iyi bir eseri.
türkiye' de zaten çoğu kızın sosyal hayatı, olaylara bakış açısı, tarzı erkeklere göre yönlendirilirken bunu dillendirip tavsiyeye dönüştürmek de ayrı bir zeka ürünü.
fazla feminist bir tanım oldu farkındayım, durum bu.
iyi bir sosyal paylaşım sitesi. özellikle dakika dakika facebook tan ''yemek yedim, bira içtim, şimdi işemeye gidiyorum, işedim, geldim'' tarzı paylaşımları cümleten bilmemizi sağlayıp bizi aydınlatmayı seven tipler için birebir.
en iyi özelliği ünlü kişilerle iletişim halinde olabilmeniz. gerçi bunu nevrotik düzeye çıkaran evlatlarımız da var. olsun, el sallıyorum onlara buradan.
günlük şamatada, sevinçte, üzüntüde yazamayacağım binbir türlü duygu içinde sizin kendinize ayırdığınız bu kısa zamana minnet eden benliğinizden başka kimsenin göremeyeceği bir aynanın birden belirmesi ve görüntünüzün en güzel halinizle size göz kırpıp şaşkınca gülümsemenizi izleyerek bir anda kaybolması gibi düşünceler barındıran mutluluk ve huzurla dolu bir terapi.
hümanist ve tespit dahisi olduğunu düşünen bir liberalin yazısı. farklı düşünebilirsin ama gerçekten ve gerçekten farklı bir insansan. adamı tanımam, takip etmem, yazısı zaten bana onu karşıma alıp şunu deme isteği uyandırdı: kendine ait bir idea dünyan yoksa, bugüne kadar bir şeyleri kanatıp temiz sözcüklerle gerçekliği bulmak adına kafayı yiyip düşünmediysen, haketmeyerek bulunduğun o -iyi kötü- yazar konumunda, papağan gibi sana öğretilenler ve dayatılanları ezberleyip duruyorsan zaten seni ciddiye almaz, küfreder insanlar. sen kukla olmayı ve köşende kalmayı kabul edersen insanlar da bir karalama kampanyası daha diyip seni 'ötekileştirirler'.
filmdeki her tipin dibe vurmuşluğunun yanı sıra, hepsinin bakış açısıyla kopuk fikirlerinizi değiştirmesi ve tüm çıplaklığıyla o sokakların her karışının gerçekliğini göstermesiyle türk sinemasında çığır açan ağır bir eser.
1940 yapımı olmasına rağmen iki sahnesinde beni milenyum teknolojisiyle iyi yapılmış bir japon korku filmi izlemişçesine germeyi başaran alfred hitchcock filmi.