tek başına tüm dünyaya insanlık dersi vermeye çalışan, lüks restoranların samimiyetsiz müşterilerine gösterişli yemekler hazırlamaktansa ülkesinde yiyecek bir lokma ekmek bulamayan insanlara yardım etmeyi seçen güzel insan. bu adamda asıl görülmesi gereken de iyilik ve sevgidir. insan izlerken umut doluyor.
bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. bırakınız parayla da onlar uğraşsın. sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de leonardo da vinci gibi 'kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri mekanik kürsüsüne beklerim. çünkü bazılarına göre 'kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar?
sırtı dönük forvet, ocakbaşında usta, dönere bodoslama dalan, sülaleden rahat, semt kızı, yazar, hem de ne yazar, canısı, dört dörtlük çingene, bela mıknatısı, seda sayandan daha dobra, fena zombieci, vesaire vesaire.
ama toplamında da efsane bir insan, efsane bir dosttur. bugün de sonuna kadar mutlu olmayı, mutlu edilmeyi hak eden bir doğum günü kızıdır.
herkes bilmesin, herkes dinlemesin deyip başkalarından sakındığım, kıskandığım şarkılardandır.
--spoiler--
ah bu ne sevgi bu ne ıstırap
bu şarkıyla gönlüm ne harap
al al olmuş gül yanaklarınız
bu mahçup nazlı bu eda bu hal
bir mısra gibi ağzınız
dillenmemiş dinlenmemiş bakire aşklarda
--spoiler--
gösteriş amaçlı yapıldığını düşündüğüm bu cami hakkında "türkiyedeki en büyük cami olacak." ve "ecdadın yaptığından daha geniş kubbe yapacağız." gibi gayet estetik ve sanatsal* sözler işittikten sonra beklentim tavan yapmıştır.