orhan veli nin anlatamıyorum isimli şiirini mükemmel okuyan insan. şivesi düzgün olmayabilir, sesi uygun olmayabilir ama çok içten okumuş hababam sınıfı güle güle filminde.
harika bir komedyen. halkın içinden, halktan birisi. asla saray soytarılığı yapmamıştır. hep muhaliftir. candır.
pistir. ilk bardağa biraz sıcak su alınır tabi sabun falan yok, o su sonraki bardağa dökülür ondan sonra diğer bardağa ... şeklinde devam edip durur ve en son bardağa kızıl dereli kırmızısı ile parşomen beji karışımı bok rengi su kalır o su dökülür ve o bardak da dahil olmak üzere tüm bardaklar temizlenmiştir. ilk bardaktan içmeye mide yetmez ama şans ya bu en sonuncu bardak size gelir ve hunharca içine kahve boşaltılıp sizin elinize tutuşturulur. yazarın notu: az medeni olun ya yıl olmuş 2013 şu pisliğe bak... *
genelde mavi rengi severler çünkü mavi erkeği temsil eder onlara göre, kalıp kültürleri vardır. Ama laciverte kaçan siyahi metalik maviden bahsetmiyorum bildiğin gökyüzü mavisi.
eski fd parçalarına kıyasla kalitesi düşmüş müziktir. herkesin ağzında "sözler çok anlamlı" - "çok süper sözler" falan falan şeklinde söylemler geziniyor fakat bu adam zaten güzel söz yazardı orada sıkıntı yok ve sözler abartı derecesinde güzel değil, biraz daha çalışılabilirdi.
müzik kalitesinde melodik anlamda düşme var. fd melodinin fonunu çok iyi yapan bir müzisyendir. uzun süreler sırf bu nedenle dinledim fakat bu müzikte aradığım lezzeti bulamadım. halbuki eski fd müziklerine bakacak olursak bu kadar güzel bir ön melodiye mükemmel fon melodi yapabilirdi.
klibini izledim ve biraz güldüm işin açığı. yaşlanmaya ve enerjisiz bir görüntüye özenme sözkonusu. adam resmen yılların profesörü imajı vermiş, bir tek altına bez tutmuşlar gibi görünen devasal poposu eksik kalmış. bu nedenle profesör imajı da yarım kalmış. gözlerin altına o torbaları nasıl koydu bilemiyorum herhalde klibi çekmeden önce bir koli tuz tüketmiş olmalı. yıl olmuş 2013 yaşlanma imajı çizmeye çalışan sanatçılar var ilginç.
gelmiş geçmiş en sahtekar ve dolandırıcı operatör, aman bulaşmayın derim. 1 ay sonra taahhütüm bitiyor şükürler olsun kurtuluyorum. Anlaştığınız bir fiyat mı var, emin olun o yanlış, dikkatlice bakın mutlaka en az 10TL az gösterir sonra alır onu. ben toplam ödemem gereken fiyat olarak 12 ay için 360 tl + vergiler şeklinde anlaştım fakat hesaplarıma göre 680TL para ödemişim. amann diyim çok üzer.
özlem tekinin yeni müziği. bu müziği dinlediğim zaman gerçekten türkçe metalin ne kadar güzel olabileceğini gördüm. işin açığı pentagramdan dinlediğim türkçe metal müziklerin o kadar sert olmadığı kanısındaydım çünkü sert müzik aslında tek başına gitarda gain i fulleyip power chords basmak değil bana göre. sert müziklerde sert dönüşler ve ani - keskin - umulmadık - beklenmedik ama tam yerinde olan dönüşler arıyorum ve bunu da genellikle endüstriyel metalde yakalıyorum ve özlen tekinin kargalar müziğinde bunu yaşadığımı hissettim.
bana göre muhteşem olan bu eseri kendi çapımda analiz etmek istiyorum:
şarkıya başta piyano ile yapılan girişte sesin yavaş şekilde yükseltilmesi ve melodinin psikolojik karmaşayı yansıtması bir sinir harbinin yaklaştığını hissettirdi ve bunun endüstriyel metallerde neden daha önce düşünülmemiş bir giriş olduğunu farkettim ama sevgili özlem tekin bunu yapmış çok iyidi. şarkıyı dinlemeye başladığım anda "sanırım sert bir müzik yapmış" şeklinde düşündüm ve yanıltmadı.
piyanodan sonra 40. saniyeye kadar olan distortion attack müziği daha odaklanmış olarak dinlememi sağladı çünkü şarkının şifreleri olan akorları verdi ve melodinin güzel geleceğini hissettirdi, bir açıdan heyecanlandırdı diyebilirim.
40. saniyeden sonra brutal vokal yapılması o bölüme gayet sertlik katmış ve enerjik bir müzik olacağını göstermiş.
nakarat kısmı gayet mükemmel ve özlem tekinin sesine harika uymuş özellikle "tükürsem mi" ifadesindeki "tükürseeeeem mi" şeklinde e harfinin sert söylenmiş olması şarkının doyum noktasını oluşturmuş ve inanılmaz...
2:46 dan sonra beklenmedik iniş yapılması hem gelecek nakarattaki sertliğin daha sivri olmasını hem de doyuruculuğunun artmasını sağlamış.
...ve sonuç olarak bu kadar enerjik bir şarkının bateri atağı ile bitirilmesi ve ani kesilmesi çok mantıklı olmuş arkadan devam eden yankı ise anlatılmaz yaşanır bir hava katmış. şarkı bitince tekrar dinleme isteği uyandırıyor.
sözlere gelirsek gayet uyumlu. tam bir isyan müziğine uyan sert sözler içeriyor. türkçenin kullanımı ve sözlerin köşeli seçilmesi sözlerin metalin sertliğine yakışmasını sağlamış.
özlem tekine bu inanılmaz müziği için teşekkür ederim. gerçekten bu işin matematik işi olduğunu zaten küçük olan kitlemizde 9.0 deprem yaratarak gösterdi. sağlam bot olup bu müziği arşivine koymayacak metal - rock müzik dinleyeni tanımıyorum.
(#15175882) numaralı yazımda da bu adamlardan korkulur diyerek belirttiğim erkek tipi (tövbe bir daha görünce koşarak kaçacam bunlardan).
bu güne kadar tanıdığım bütün kısa boylu erkekler karşısında 1.84 boyumla özgüven sahibi şekilde dururum ümidi ile olaya girişirken nedense kendimi hep aşağıda buldum. buda kısa boylulara karşı olan özgüvenimi yitirmeme neden olmuştu ve yine aynı şey oldu sevgili sözlük! uzun olmanın avantajlarını kullanmayı denerken boyu kısa ama dikkat çekme katsayısı benimkinin 150 misli olan bir herif tarafından ezildim resmen. adam bana karşı birşey yapmadı ama sadece konuşarak olayı bitirdi yine. sen nasıl bir boy kompleksi yaptın da bu kadar şeyi öğrendin arkadaş? bir insan boyunun benden kısa kalan 20cm lik kısmını kapatmak için kendisini bu kadar geliştirir mi? oturuyorum bazen ulan biraz kendimi geliştireyim diye nedense şişman bir kadının pazartesi diyete başlama programı gibi heves yok, istek yok, bunlar olmayınca gelişim yok. ölün lan hepiniz nereden çıktınız karşıma!? pistt ayak altında dolaşma ahahaha
evlenmeden hilal gibi iken evlenince dolunay olan kızdır.
genellikle aşırı bakımlı tiplerde görülür, bakım işe yaramıştır erkek tavlanmıştır artık dünyanın bütün karbonhidrat kaynaklarına sarılma zamanı gelmiştir.
düşman olmaktan kesinlikle kaçınılması gereken erkek tipidir. bir inandığım şey varsa o da şudur: bu tiplerin boyları ne ise onu iki ile çarpın çünkü bir o kadar da yerin altında var. kemiklerinin aşırı uzamamış olmasından kaynaklanıyor olsa gerek kaslarını kullanma yetenekleri daha iyidir. Kolay kolay yere düşmezler, dengeleri çok sağlamdır. zayıflık açısından normal olanların beyinleri normalden bir adım önde çalışır ve orijinal kimselerdir. fakat şişman olanları arızalı olabilir ve burada yazdığım beklentilere fazla cevap vermezler.
arkadaş olduğunuzda fazla takılmaz sizinle, belki boyunuz uzun olduğu içindir ama espri konusunda bütün kızları onlar güldürür... bir süre beraber takılıp tarzından etkilenmeniz tavsiye edilir.
boylarının kısa olmasını telafi ettiklerinden herhalde, başarı konusunda taviz vermeyi sevmezler, başladıkları işi bitirmek isterler. adolf hitler, napolyon, atatürk, gibi kısa boylu liderlere örnekler verilebilir.
Joe Dalton'un en kısa ama zeki ve lider olması, Averell Dalton'un en uzun ama en aptal karakter olması durumu özetleyen moral bozucu olaydır.
takılmaması gereken düşüncedir. özellikle ergen benmerkezciliği (egosantrizm) ismi verilir bu duruma. kesinlikle kaale alınmamalı özgürce başkalarının ne dediğine takmadan insan iyi bildiğini yapmalıdır. kholberg in ahlak kuramına göre bu durum "iyi aile çocuğu" denilen bir ahlak statüsünde bulunup bu statü oldukça alçak bir statüdür. bir üst seviye olan "kanun düzen" önerilir. bu statüde kişi özgürlük (başka insanlara ve yasalara zarar vermeden her istediğini yapabilme) çerçevesinde istediği her davranışı gerçekleştirir. kimse için yaşanmaz ama aynı zamanda herkese karşı sorumluluklar yerine getirilir. slogan şöyledir: görevini yap ama kendin ol, kendi kararını ver. evrensel ahlak ilkesine geçmeden öncesi için tavsiye edilir.
"övünülecek tek şeyi ataları olanlar patatese benzer, çünkü en değerli varlıkları toprağın altındadır." der bir söz sahibi.
atalarla övünmek güzeldir fakat sadece övünmek aptallıktır. atalarının kıymetini bilmek japonların yaptığı olsa gerek: ataları ne yaptıysa atalarının yaptığının daha iyisini yapmaya çabalamak ve başarmak. o zaman atalarının yanına huzur ile gidebilir. yoksa atasıyla övündüğü ile kalır kişi.
önerme doğrudur. fakat sadece unutmakla kalmamış rezalete doğru koşar adım gitmektedir. tabi durum sadece kızlar için değil iki kat hızla erkekler de rezalete doğru gitmektedir. bu rezalet belirli bir dinin ya da politik görüşün esaslarına göre belirlenemez, evrensel etiğe göre her nesil daha bir iğrenç hal almaktadır.
kabuğunu beğenmemektedir. bütün dünya "türk mutfağı" diye ağzının suyunu akıtırken gidip consume - obey - die kültüründe olmak için ona hazırlanmış standart yemekleri yemek zorunda kalmayı kültür zanneder. daha çok yağ, daha çok şeker ama çok az protein ile karnını doyurur ya da doyurduğunu zanneder ama bu besinsizlik onu en fazla 2 saat sonra acıktırır. bilmez ki özendiği kültürlerde "kebap" kelimesini bilmeyen yoktur? eğer çiğ soğan hamburgere girdiyse "beyfendi soğanı" lahmacuna girdiyse "kıro soğanı" olur.
yumuşak bir ton ve üslup ile: "ııı bir steakhouse lütfeen, yanına soğan halkası ve sarmısaklı mayonez istiyorum tişekür ederim efem." birde bunu söylerken yüzünde rol yapan bir sırıtma... bunu, bunu alın bunu.
yüzüne bakarak "kiloluyum" diyen tiplerde çok sık görülür. kilosuna yüzüne bakarak karar verir fakat gerçekten zayıftır. sadece yüzünün yapısı şişman gibi durur yani yanakları genetik olarak dolgundur. aynaya bakıp "çok şişmanım" der ve vücudunu unutup sadece yüzüne odaklanır. sonunda yüzü şu anki gibi şişman kalır ama beden rezalet durumdadır.
çok daha az paraya çok daha fazla protein alacak, daha az yağ ve şeker alacak olan sağlıklı kimsedir. aynı zamanda bu kişi; hamburgerlere eklenen, kağıda sıksan kağıdı mükemmel bir yemek zannetmenizi sağlayan kimyasallara bulaşmamaktadır.
- çok uzun sürede hazırlanmaları
- dakik olmamaları
- o kadar çok parfüm sıkarlar ki kendilerine bişrey olmaz ama yanında on dakika durursanız tinerci moduna girebilirsiniz.
- yaptığınız iyilikleri unutmaları ama hataları sürekli yüzünüze vurmaları
- trafiği alt üst etmeleri, öyle ki iyi şoför olmayı sadece önüne bakmak sanırlar o şerit senin bu şerit benim derken ortalığı mahvederler. misal, fiat panda'sıyla tır misali kavşağı geniş alanını bile gördüm.
- tartışmada son sözü söylemek isterler fakat haksızlarsa illaki ağlarlar.
- erkek işi denilen durumlara bile "ben yaparım" şeklinde işi siz uygularken karışmak istemeleri, tabi sonu hüsrandır genelde. fakat işi başarmışsa önümüzdeki 5 yıl "şu erkek işini r harfi yapamadı da ben yaptım heheh" şeklinde övünmeleri mide bulandırmaya yeterlidir.
- çok çok çok konuşmaları. ikiniz yalnızsanız ve kadın sılmışsa o çene durmaz "şöyle yaptımda", "böyle yaptımda", "oraya gittim",... hiç cevap vermeseniz bile kendi kendine sırıtma, ağlama gibi hallere girebilirler.
- konuşmaları fazla magazinseldir; şimdi bize bilmem kimin bilmem ne yaptığından? gel bilimsel bir şeyler konuşalım diyecem ama yok vazgeçtim.
- siz bilgisayarda birşeyler yazarken sürekli sizin cevap vermeniz gerekecek şekilde konuşması ve bu sırada bilgisayarda kurduğunuz cümlelerinizin birbirine girmesi.
- zaten ağzımı çok açmam ama ağzımı açıncada "ben ne dedim şimdi ya" şeklinde yakınmalarıma sebep olacak "ve" bağlacından alakasız sonuç çıkarma ve bununla gününüzü mahvetmesi.
sonuç: bu eksilere boşuna katlanmıyoruz, annemizin şevkati, eşimizin sadakati, kız kardeşlerimizin arkadaşlığı hepsine değer.
Bazen kelimelere anlam veremeden izlediğim, bazende "bunu nereden çıkardı" gibi düşünceler üretmeme neden olan fotoğraf programı. Bir şeyden emisem o da şudur: buradaki fotoğraf yorumları 20 sene sonra alay etmek için izlenecek.
bulunduğu sahnelerde kanal değiştirmediğim zaman nefes alma düzenimi ve kalp ritmimi bozması nedeniyle diziyi bıraktıran karakter. türk halkı hangi karakterlerden tiksinir, dizi yapımcılarının bilmesi gerekir; tembel, uyuşuk, sapkın(hani şu at sineği gibi yapışan yaratıklar) falan filan...
özellikle tembel karakter türk halkında paçanızdaki çamur, üzerinize konmuş iğrenç bir böcek gibi bir an önce kurtulmak istediğiniz içinizi daraltan karakterdir. bu sebeple orçun karakteri güzelim diziyi mahvetmektedir. panik, manyak, embesil fakat kımıldayan bir karakter çekilir ama bu karakter kalbimi atmaya üşendiriyor.
hamburgerlerin içine ne koyuyorlar bilmiyorum ama yedikten birkaç saat sonra sürekli ağzınız sulanıyor ve sürekli hamburger yemek istiyorsunuz. dünyanın en lezzetli yemekleri olan türk yemeklerini yedikten sonra bu durum olmadığına göre hamburgeri lezzeti sebebiyle istemiyor demektir bünyemiz, hamburgerlerde istek uyandıran kimyasallar kullanılmış olabilir.
hamburgerin etinde etin doğal hamursuluğundan eser yok, et tamamen sert bütüncüller halinde ve lezzet katan mangal aroması ile lezzetlendirilmiş, tam olarak sizi çeken nokta burada. hayatımda hiç bağımlılık yaşamamıştım fakat burger king istem dışı da olsa (güya karnımı doyuruyorum) beni kendine bağlamak için hileye başvurmuş haberim yok... siz zararlı olduğunu bildiğiniz halde o hamburgeri yemek istiyorsunuz ve sizi inanılmaz çekiyor.
benim gibi yemek yemeyi sevmeyen; yemek için yaşamayan, yaşamak için yemek yiyen birini yemeğe bu kadar çekebilen başka kimyasal olmamıştı. tok olduğunda aklından yemek geçmeyen biriyken sadece 2 defa yedim ve yemekten başka iş düşünemez oldum... amerikalıların ve ingilizlerin neden bu kadar şişman olduğunu şimdi daha net anlıyorum. kendi kendilerini zehirliyor bu insanlar.
bahsi geçen alanda oldukça yetkin olduğunu kendi ağzıyla söyleme yöntemidir. aslında bunu söyleyen kişilere şans verilmesi gerektiği görüşündeyim, çünkü; gerçekten mütevazı olamadığı konuda yetkinse başarılı olur ve ciddi anlamda işe yarar ama yetkin değilse en azından bu konuda mütevazı olmaya başlar.
