bugün

orhan veli'nin bir şiiri.

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
banu kırbag yorumu insanin yuregini paramparca eden parcadir ayni zamanda .
hümeyra'nın ilk albümü 70'li yıllardan

anlatamıyorum (1977)

01. otuz beş yaş
02. şükür verdiklerine
03. sus duymasın
04. ey sevgili sevgilim
05. vasiyet
06. dönülmez bir yoldayım
07. anlatamıyorum
08. sessiz gemi
09. ah nerdesin
10. susun susun ağlayacağım
11. potbori: dilber/güzelliğin on para etmez (olmasa)/ölüm/kördüğüm
en şiir bilmeyen insanların bile bildiği bir şiirdir. işte bu da bu şiirden esinlenerek sıkıcı bir derste yazdığım kendi şiirim. lütfen gözyaşlarınıza hakim olun. (bkz: duygusal)

Dersteyim..Sıkıldım..
Gitmek istiyorum, ama gidemiyorum..
Başka bir ders daha var biliyorum..
Hocayı öldürmek istiyorum..
Ama cezası var biliyorum..
Vazgeçiyorum..
Hocanın sesini duyuyorum.
Boğazına sarılmak istiyorum..!
Ellerimde kalem, uzanamıyorum..
Bir mezarlık var biliyorum..
Kendimi orada hayal ediyorum..
orhan velinin iç sızlatan şiiri. büyük ustalık, harika sesleniş...
Soner Olgun´un seslendirdigi sarki...
Güzel bir Orhan Veli yapisi...
buraya yazılacak entrylerden, söylenecek sözlerden, yapılacak yorumlardan çok daha öte bir şiir.
hemen hemen herkesin bilipte, sadece anlatılanı derinden yaşayanın anlayacağı orhan veli şiiri.

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün,
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum,
anlatamıyorum.
Orhan Veli Kanık'ın aslında anlatamadığım dediği şeyi

''bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.''

Diyere çok güzel anlatmıştır.
orhan veli'nin anlatamamayı en güzel anlattığı şiirin adı.
(bkz: anlamıyorsun)
''büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana.''
"konuşmanın en kötü yolu konuşmaktır." kafka... Iletişimin zaman zaman sağlıksız kurulmasından kaynaklıdır ki günümüzde çok sık yaşanan bir olgu ne yazık ki...çünkü kimi zaman kişiler iletisim oncesi bir takim sonuçları çoktan oluşturmuştur bile, yani sonuç cümlesiyle gelinir direkt olarak... iletişimin hiç mümkün olmadigi "sadece ben haklıyım" düşüncesi yüzünden kuramadığımız bir iletişimsizliğin içinde yol almaktır.... ilgili olunan kişiyle iletişime gecmenin en mantıklı yol olduğu şüphesiz ki doğru olan yoldur. fakat anlamayan tam da o kişi ise ne yazık ki çözümsüzlük kaçınılmazdır.... Bu durumda yapılabilinen tek şey "anlatmaktan" vazgeçmek... anlatmaya çalışmak, ama hep kaosun içinde kalmak, iki taraf icin de üzücü, boğucu sonuçlara neden olabilir... zamana birakmak kimbilir belki bazen çözüm getirebilir.
banu kırbağ'ın 1984'te ilk olarak uzunçalar olarak çıkan ve bu yıl cd formatında basılan albümü. şarkıcının bu albümü pop müzikten özgün müziğe geçmeden önce yaptığı ve her 2 tarzda şarkıların bulunduğu bir seçki gibidir. albümdeki şarkılar şuydu:

01 dostum diye (dostluğun bedeli)
02 anlatamıyorum
03 dert olur
04 sıla
05 ayırdılar
06 dedin mi ? (üzüntü)
07 kararsızlık
08 giden ömre
09 böyledir akşamları istanbul'un
10 nerdesin ?
hissettiklerinizin boyu sizi aştığınızda söylersiniz bu sözü;

mesela biriyle birliktesiniz ama ne sevgiliniz ne de arkadaşınız. devamlı konuşuyorsunuz fakat bir belirsizlik var, ne tam olarak 'onun'sunuz ne de o tam olarak 'sizin'. böyle belirsizlik durumlarında, içinizi dökmek istersiniz. belki de en yakın arkadaşınıza noktasına virgülüne kadar her şeyi, olan biteni anlatırısınız, sırf ondan pozitif bir şeyler duymak için. ama nafile, bir kere hissettiklerinizin boyu sizi aştı mı, ne kelimeler ne de mimikler yetmez derdinizi anlatmaya. içiniz sıkılır ve aynı anda kalbiniz göğüs kafesinize dar gelir. işte böyle bir durumda 'anlatamazsınız'.
john locke' un ölürken bile aklında olan düşüncedir rivayete göre. hiçbir şeye anlam veremeden gariban gariban ölmüştür.
özdemir asaf:

"anlaşılmadım diyorsan suçu kendinde ara; anlamadım diyorsan suçu çevrende ara."
kederli zamanlarımın mısraları.
hümeyra ve alpay tarafından yorumlanmış olan harika orhan veli kanık şiiridir.
hümeyra'nın yorumu için:
http://www.youtube.com/watch?v=GbGdSM5jzjs
alpay'ın yorumu için:
http://www.youtube.com/watch?v=rW_coyPkJZk

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
iki sevgili arasında geçen kelime.
-yarın yemeğe çıkalım.
-sana anlatamıyorum!
anlatmak ve yapmak istediğim çok şey var aslında.
mesela hayatın ne boktan insanlar yüzünden lağım çukuruna döndüğü
mesela iğrenç kompleksli, düşüncesiz adamların tükürülesi suratına, okkalı bir yumruk atmak isteği.

anlatamıyorum. gülüyorum sahte insanların yüzüne, ve onlar gibi görünüyorum aralarında. Hayatınızda görebileceğiniz en adi, en karaktersiz adamlarla aynı ortamı paylaşmaktan utanıyorum.

Aziz nesin geliyor aklıma böyle zamanlar da.
"Bakacaksın çevrene.
Yüzlerde sırıtan mask.
Gülüyorlar salak salak.
Ah ne yazık ah.
Yüzlerine tükeremeyeceksin.
Üstelik sende takıp maskını.
Onlar gibi onlara güleceksin.
Çünkü sen bir iyimsersin."

Kısaca susarak anlatmaya çalıştığım çok şey var.
gel gelelim olmuyor, anlatamıyorum.
bu derde düşmeden önce dizesi derde düşünce daha da bir anlamlı olan hatta anlam kazanan şiir.
yalnız başıma sessiz sakin bir kafeye gitmiştim, ders çalışacaktımm güya. biraz ara verip sigara içtim. sonra televizyonda bir müzik kanalı açtı garson, hay amına ya diye atarlandım bi süre. tam kalkıp gidecektim ki yaşar "anlatamıyorum, gözlerin ne renk ve ben neden seni unutamıyorum" diye başladı şarkıya. hani olur ya ilginç bişey olur herkes döner tutulur oraya bakar. aynı o oldu bende de. dersi falan bıraktım, her şeyi bıraktım. şarkıyı dinledim. bitti sonra. kötü oldum bi. gidip bi sigara daha yaktım. sonra okul mokul arkadaşlar bişeyler. eve gittim şarkıdan aklımda kalanları youtube a yazdım ve nihayet buldum. sayısını aklımda tutamayacak kadar çok dinledim. yine bi sigara yaktım. onu düşündüm. evet sevmekten vazgeçmeliyim, unutmalıyım artık diye düşündüğüm günlerdi. unutacaktım ama bi kez daha üzdü beni o, bu şarkıyla. üzüldüm. duygulandım. o derece insanı fena eden bi şarkıydı işte "anlatamıyorum".
bıkmadan dinlenecek bir yaşar şarkısı. yaşarın 90larda ki performansına bir dönüş var sanki.

dur bir bak, yarınlar çok uzak
bu aşk bize yasak bana derken
ağlıyorsak benim olmasaydın
"seni sevmezdim deli olmasaydım"
yar senin gözlerini unutamıyorum
geçecek demeyin lan. öyle kolayca zamanla geçecek demeyin. öyle mal mal insanın karşısına geçip geçecek demeyin. anlatamıyorum.
hayır biz anlamıyoruz diyesim var.