Her şeyin bittiğini farketmişseniz, umudun kafdağının değil bu hayattaki tüm dağların ötesinde olduğunu hissetmişseniz, sabah kalkmak gece yatmak,..., hiç bir şey yapmak istemiyor olarak bulmuşsanız kendinizi, sizi eve götürecek otobüsün kalktığı duraktan ötelere nedensizce yürüyorsanız, gökyüzüne arada bir bakıp tüm dünyayı en başa götürecek bir felaketi arzuluyorsanız, bir şeyi yapmakla yapmamak, şu yada bu şekilde yapmak arasında hiç bir fark göremiyorsanız artık,, rüyalarızda kalmak için sonsuz bir istek duyuyorsanız, yemek yemeyi sadece üç dakikaya sığdırıyorsanız sıkıntıdan, kendinizi savunmak içinizden gelmiyorsa hiç bir yerde hiç bir zaman, ver her yerde her zaman karanlıkta ılık bir ortamda durduk yere pat diye ölmeyi hayalliyorsanız, kimseye diyecek yada kimseden dinleyecek tek bir sözünüz bile kalmamışsa, doğumunuza neden oldu diye arada sırada annenize kem gözlerle bakıyorsanız, üstüne üstlük tüm bunlar olmuyormuş gibi "mutlu", "olağan" ve "dengeli" bir hayatınız varmış gibi göstermek zorundaysanız,....
işte bu gerçek ve geri dönüşsüz bir felakettir ve yapabileceğiniz tek şey arada bir müziği son ses açmak, kısmamakta direnmek, ve ölümü beklemektir, yada olaya müdahale edip tıpkı bir oyundaki keskin nişancı gibi yere sermektir düşmanınızı, kendinizi...
Koltugunda butun gun oturan ve sanki bir daha hiç konuşmayacakmış izlenimi veren yaşlı insanların bir olay karsısında agzından bir çırpıda çıkan , durumu en iyi şekilde özetleyen karşısında öylece kalakaldıgın özlü sözlerdir
sevgiline elini uzatsan değeceğin mesafede olmak bunun huzuru içinde yaşamaktır , parayla satın alınmaz. Kimilerine göre evlilik öncesi training ,kimisine göre cabuk tüketme platformudur ; ikisindende korkulur...Dondurma gibidir çünkü bir aşk; çok yemek istersen çabuk biter, bu hazzı yaymak istersen ısınır-erir yüzüne göznüe bulaşır insanın.iyi tutturmak gerekir ayarını ki baki kalsın heyecanında,sevginde,sevgilinde çünkü önemli olan sevgili ile yaşamak değil ,sevdiğinle yaşlanabilmektir...
http://www.canaydinistifa.com/ varmishakkaten boyle bi site adamlar usenmemis yapmis hakkaten , e tabi caresizlikten..
iyi olmus , hos olmus girdim imzamida attim , ey galatasaraylilar bu bir gorevdir hepimize bi sekilde sesimizi cikarmamiz lazim artik...
insanin olesi gelir dinleyince, keske hep soylesede rakimiza meze etsek dedirtir.
onun yaptigi rap degil der ona ulasamayacak olan kediler *** yaptigina ne derseniz deyin ister rap ister arabesk ondan iyi yapan yok...
sozlugu kendi oyun alanina cevirmek isteyen sozluk yazarlarinin ,kalabaligi galeyana getirme cabasidir, zira sozluk kimsenin degildir halkindir ,senin benim onun sunun bunun bunu kavrayamamis yazarlarin tarih yapraklarina gomulecek beyhude kampanyası
burun karistirma zevkinden vucudunun yapisi geregi mahrum kalan bir nevi engelli insanlarimizin , geri kalmamak , daha normal hissetmek dahasi mutlu olmak adina paraya kiyarak burunlarina gerekli sekli verdirmesidir
ilk estetigin bu maksatli yapildigi soylenir.
dogal bir ihtiyaci , fizyolojik bir gerekliligi inkar eden kisilerdir, insanlari burun karistiranlar ve karistirmayanlar diye ikiye ayiran bagnaz zihniyet.
sesimizi yeterince duyurmamiz halinde,ilk olarak turkiyede gerceklesebilecek faaliyettir.
yeryuzunde bu kadar burun karistiran insan varken , bunun olimpiyatlarinin olmamasi dahasi bunun bi spor olarak gorulmemesi biz sozluk yazarlarini uzmektedir , buradan magdur insanlar olarak yetkililere sesleniyoruz carling bile spor olarak gorulurken buruna bu kadar duyarsiz kalinmasi bizleri ziyadesiyle uzmektedir
dunyamizi cevreleyen evreni arastirmak icin fedakarlikta bulunan guzide bilim insanlarinin, astronotlarimizin burnunun kasinmasi halinde dusecekleri zor durumdur ,zira kafada fanus varken nasil yapacaklari bir muammadir.
bir cozum getirilirse tatmak isteyecegim tecrubedir.
turu: bireysel
zorluk derecesi: rookie
risk faktoru: sifirin altinda
kullanim alani: umuma acik veya kapali tum tuvaletler
Bazi gunler gelirki insan yolculuktadir ve gazetesini son satirina kadar okumustur veyahut misafirliktedir cani sikilmistir
bu gibi anlarda insan bi mesgale bir can yoldasi arar kendine tuvaletlerimizde , care uzaktada degildir suratimizin tamda ortasindadir.Bu gibi durumlar risk unsuru tasimadigindan insan arzu ettigi sekilde burnunu rahatca karistirabilir , keyife gore cikan parcaciklar saga sola savrulabilinir pekala...
Amma birde umumi tuvaletlerde olani vardir bu vaka`larin iste bunlarda insan kendinden bir parca, bir iz, bi ani birakmak ister bu gibi durumlarda insan parmagiyla cikardigi guzide nesneleri parmagini duvara surterek yapistirmalidir ,cunku hayat kisadir ,ve bunuda yapmazsak gezip dolasmanin dahasi yasamin ne anlami kalir ..
evde gun boyu oturmus can sikintisindan burundaki butun parcaciklari cikarmissaniz , ve gonul soyle inatci , guzelce yuvarlanip atilacak kivamda bir parcaya hasretse , sac kurutma makinesi ile burun deliklerine kuvvetle sicak hava nufus ettirilir , ne kadar sumuk varsa en gec 1 dakika icinde yerine enfes bir kac parcaciga birakacaktir ki , idare edebilirse insan bu onu en az 1 saatinin mutlu gecirmesini saglayacaktir...
(bkz: burun karistirirken teknolojiden faydalanmak)
bir diger zor durum ise corba icerken olanlardir ,bu durumlarda karistirmadan sonra elde kalan mukus ve parcaciklar ekmegine bulasir insanin ki er kisi henuz bunlarin tadini denememisse kotu bir tad oldugunu dusunecek ve oguresi gelecektir.
Ama gelin gorun ki ictiginiz corba kremali mantar corbasi ise gerek yoktur tasaya endiseye salin kendinizi hapsurun , karistirin, sumkurun kimse corbanizin icine dusen parcaciklarin mantar parcaciklari degilde sizin burnunuzun uretimi oldugunu farketmeyecektir ,sizede corbanizla gecireceginiz afiyet dolu dakikalar kalacaktir...