siz komplekse girdikçe boyunuz daha da göze batıyor. bu komplekslerin iki türlüsü var. birincisi boyumla ilgili şaka yapmayın döverim,keserimciler. ikincisi de her daim kendi boyuyla dalga geçip bakın ben komplekssizim havası vermeye çalışanlar. istisnasız hepsi deli gibi vücut yapmaya Çalışıyor ancak o beliniz incelip kollarınız şişince yürüyen Üçgen peynire dönüyorsunuz. en Güzeli biraz kalıplanın, kol omuz ve göğsünüz daha iri görünsün ama Allah Aşkına şişmeyin leş oluyor.
sözlükten tanıştığın, aslında nedir kimdir tam bilemediğin biri ile, saçma bir cesaretle dışarıda buluştuktan sonra yapılacak eylemlerden muhtemel ve masum olanı. hayret ediyorum sözlükten tanışma olayını yaşayan fazlasıyla kişi varmış, facebookta tanışıp evlenmek gibi bişey herhalde.. *
az önce bir arkadaşımla konuşuyordum. görüştüğü adamın ona sürekli bilgisiyle hava atmaya çalıştığını, halbuki kendisinin ediz hun'u ve tales'i tabi ki bildiğini ve araştırdığını söyledi. önce anlayamadım ama hakikaten edison ve tesla'dan bahsediyordu. çok samimi olmadığımız için uyaramadım alınmasın diye. başkasının yanında demese bari, üzüldüm kıza
karşısındaki kişi kadınsa, sorduğu sorunun cevabını zaten biliyordur ya da öğrenecektir. amaç karşısındakini denemektir. o yüzden profesyonel bir yalancı dahi olsanız, karşınızdaki kişi Size bunu durduk yere soruyor olamaz, mutlaka ortaya çıkacaktır. zorlamayın, dürüst olun gari.
kalınıp kalınmaması ilişkinin bitimine bağlıdır. ve ayrıca arkadaşlıktan ne anladığınız da önemlidir. kimisi kanka olmaktan bahsetmiş , kimisi sevişmekten. bence arkadaş kalmanın manası gördüğünde selam verebilecek,iyi misin diye sorabilecek olmaktır. yoksa tabi ki oturup yeni sevgilinizi anlatmanın veya sürekli takılmanın manası yok.
2008'e kadar istanbul-bahçelievler'de eğitim veren, daha sonra başakşehir'e taşınan istanbulun en iyi fransızca eğitim veren ilkokullarından biridir. benim zamanımda sınıf öğretmenleri hariç neredeyse bütün öğretmenleri fransız olan, bale, modern dans, yüzme gibi ekstra dersleri olan, 10-15 kişilik sınıflardan oluşan seçkin bir okul idi. şu anda ki durumu ile ilgili bir fikrim yok ancak öğretmen kadrosuna baktığım zaman hala eski eleganlığını koruduğunu söyleyebilirim.
kanal d'de sürekli tekrarına rastladığım dizi. denk geldiğim maşuka isimli almancı kıza bayıldım. * kısa bir izlenimim de olsa favori karakterim tabi ki zeynep kankondedir.
lohusa humması denilen, doğum sırasında veya sonrasında yeterli hijyen sağlanamadığından gelişen idrar yolu enfeksiyonu sebebiyle, doğumdan sonraki 1 hafta içinde görülen ateşin sebep olduğu halüsinasyondur. açıkçası tabi ki ben de efsanevi kısmından daha çok etkilenmekteyim.böyle bir inanışı bilmeseydim lohusayken gayet yalnız kalabilirdim ancak öğrendikten sonra 'acaba görücekmiyim' korkusu bile insana gördürteceğinden, ne olur ne olmaz yalnız kalmayın kızlar. kırmızı kurdele için bile değer.
(bkz: albastı) (bkz: lilith) (bkz: şamanizm)
isimle hitap ettiğimde hakikaten bir sorun olduğu zannediliyor halbuki isim kullanmak dile dolanır, her kelimede ağzınızdan kaçar, olur olmadık yerde söyleyiverirsin. bu kadar dikkat çekmesinde kullanılmayan kelimenin kıymete binmesi durumu vardır. gerçi o bana bir aşkımm der olay orda biter zaten. ama ismimle hitap etmesi gerçekten apayrı.
tatil için çok güzel bir tercih olmasıyla beraber yaşamak için de çok özendiğim şehirdir. orada yaşayanları gördükçe kıskanmamak elde değil. huzur, mutluluk, rahatlık, güzellik.. inşallah bir gün.
Kitabın arkasında da yazdığı üzre, türk usulü bir agatha christie hikayesidir. yazarı yaprak öz, gayet sade ve kolay bir dille yazmış. dolayısıyla bu kitabı bitirmek bir gününüzü almayacaktır. uzun zamandır ne bir filmden ne bir kitaptan bu kadar gerildiğimi hatırlamıyorum. konsantre olarak okuduğunuzda kendinizi kaptırıp sizde oradaymışsınızcasına gerilmeniiz muhtemel. özetle, keyifle okuyacağınız çerezlik bir yaz kitabıdır.
kumandayı göbek üstünden ya da göbekle koltuk arası sıkışmış bir vaziyetten milimlik hareketlerle almaya çalışırkenki küçük adrenalin patlamasıdır. bir dahakine hızlı ve çevik olmayı planlıyorum
bugün dominosu arayıp sipariş etmek istedim. adresi sordular , söyledim. bilmiyoruz dediler. allah allaaahh koskoca cadde burası nasıl bilmezsiniz dedim, 3 ayrı kişi ile konuştum, bilmiyoruz dediler. ben de açlığın verdiği sinirle bastım yaygarayı, ulan bakırköyün baska bilincek yeri mi var belediye var mezarlık var nasıl ya nasıl bilmezsiniz vs.. adam o sırada 'hanımefendi yalnız burası ankar..' derken telefonu kapattım. babama da salaklar işte bilmiyorlarmış dedim. kim salak acaba ?
bugun-yarın sınavım açıklanıyor ( ki doğum günüm olması cabası) ve %70 kaldım sözlük. komite sistemini sikiyim alttan ders almak istiyorum bende herkes gibi, kalınca bütte tüm seneyi baştan vermek nedir? aileme bu durumu nasıl izah edicem bu ikinci amk ya hayır yani iyi ki de çalışmamışım hayyvvan gibi boru gibi bir sınavdı. hayatımda bu kadar zorunu görmedim heralde, 200 soru da sadece 4-5 emin olduğu olur mu bir insanın? ben mi salağım diyorum yook herkes cortladı.. gerginlikten ölücem
çocukken zıpır çocukların telefonunda bulunan, her dinlediğimde yaran ses kaydındaki unutulmayan kişidir. hala kulağımda;
çocuklarınıza para veriyorsunuz ama camiye gelince hiç bir zühurda bulunmuyorsunuz. ne sikim bir cemaatsiniz siz?
bakınız ordan bozuk para görüyorum bak lütfen bozuk para olmasın bozuk paralarla uğraşamıyorum, arkasında turuncu bir lehen takip edecektir turuncu lehene atuniz. verdiğiniz paralarla çocuklarınız gidip langirt oynayiler içki içeyiler rus garisina gidiyolar, pilarda! pilarda pilarda oynayiler ama camimize gelince küçücük bir zühurda bulunmuyorsunuz.